Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Öykü-Hikaye-Kıssadan hisse
Üç Sual ve Bir Cevap
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ceylannur" data-source="post: 23827" data-attributes="member: 1208"><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'arial narrow'">Üç Sual ve Bir Cevap <strong></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'arial narrow'"><strong></strong></span></span>Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'ye felsefecilerden bir grup geldi. Suâl sormak istediklerini bildirdiler. Mevlânâ hazretleri bunları Şems-i Tebrîzî'ye havâle etti. Bunun üzerine onun yanına gittiler. Şems-i Tebrîzî hazretleri mescidde, talebelere bir kerpiçle teyemmüm nasıl yapılacağını gösteriyordu. Gelen felsefeciler üç suâl sormak istediklerini belirttiler, Şems-i Tebrîzî; </p><p></p><p></p><p>-Sorun! buyurdu. </p><p></p><p>İçlerinden birini başkan seçtiler. Hepsinin adına o soracaktı. </p><p></p><p>Sormaya başladı: </p><p></p><p>-Allah var dersiniz, ama görünmez, göster de inanalım.</p><p></p><p>Şems-i Tebrîzî hazretleri; </p><p></p><p>-Öbür sorunu da sor! buyurdu. </p><p></p><p>O; </p><p></p><p>-Şeytanın ateşten yaratıldığını söylersiniz, sonra da ateşle ona azâb edilecek dersiniz hiç ateş ateşe azâb eder mi? dedi. </p><p></p><p>Şems-i Tebrîzî; </p><p></p><p>-Peki öbürünü de sor! buyurdu. </p><p></p><p>O; </p><p></p><p>-Âhirette herkes hakkını alacak, yaptıklarının cezâsını çekecek diyorsunuz. Bırakın insanları canları ne istiyorsa yapsınlar, karışmayın! dedi.</p><p></p><p></p><p>Bunun üzerine Şems-i Tebrîzî, elindeki kuru kerpici adamın başına vurdu. Soru sormaya gelen felsefeci, derhâl zamânın kâdısına gidip, dâvâcı oldu. </p><p></p><p>Ve; </p><p></p><p>-Ben, soru sordum, o başıma kerpiç vurdu. dedi.</p><p></p><p>Şems-i Tebrîzî; </p><p></p><p>-Ben de sâdece cevap verdim. buyurdu. </p><p></p><p>Kâdı bu işin açıklamasını istedi. Şems-i Tebrîzî şöyle anlattı: </p><p></p><p>- Efendim, bana Allahü teâlâyı göster de inanayım, dedi. Şimdi bu felsefeci, başının ağrısını göstersin de görelim. </p><p></p><p>O kimse şaşırarak; </p><p></p><p>- Ağrıyor ama gösteremem, dedi.</p><p>Şems-i Tebrîzî; </p><p></p><p></p><p>- İşte Allahü teâlâ da vardır, fakat görünmez. Yine bana, "şeytana ateşle nasıl azâb edileceğini" sordu. Ben buna toprakla vurdum. Toprak onun başını acıttı. Hâlbuki kendi bedeni de topraktan yaratıldı. Yine bana;"Bırakın herkesin canı ne isterse onu yapsın. Bundan dolayı bir hak olmaz." dedi. Benim canım onun başına kerpici vurmak istedi ve vurdum. Niçin hakkını arıyor? Aramasa ya! Bu dünyâda küçük bir mesele için hak aranırsa, o sonsuz olan âhiret hayâtında niçin hak aranmasın?" buyurdu. </p><p>Felsefeci, bu güzel cevaplar karşısında mahcûb olup, söz söyleyemez hâle düştü.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ceylannur, post: 23827, member: 1208"] [SIZE=2][FONT=arial narrow][FONT=verdana][/FONT]Üç Sual ve Bir Cevap [B] [/B][/FONT][/SIZE]Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'ye felsefecilerden bir grup geldi. Suâl sormak istediklerini bildirdiler. Mevlânâ hazretleri bunları Şems-i Tebrîzî'ye havâle etti. Bunun üzerine onun yanına gittiler. Şems-i Tebrîzî hazretleri mescidde, talebelere bir kerpiçle teyemmüm nasıl yapılacağını gösteriyordu. Gelen felsefeciler üç suâl sormak istediklerini belirttiler, Şems-i Tebrîzî; -Sorun! buyurdu. İçlerinden birini başkan seçtiler. Hepsinin adına o soracaktı. Sormaya başladı: -Allah var dersiniz, ama görünmez, göster de inanalım. Şems-i Tebrîzî hazretleri; -Öbür sorunu da sor! buyurdu. O; -Şeytanın ateşten yaratıldığını söylersiniz, sonra da ateşle ona azâb edilecek dersiniz hiç ateş ateşe azâb eder mi? dedi. Şems-i Tebrîzî; -Peki öbürünü de sor! buyurdu. O; -Âhirette herkes hakkını alacak, yaptıklarının cezâsını çekecek diyorsunuz. Bırakın insanları canları ne istiyorsa yapsınlar, karışmayın! dedi. Bunun üzerine Şems-i Tebrîzî, elindeki kuru kerpici adamın başına vurdu. Soru sormaya gelen felsefeci, derhâl zamânın kâdısına gidip, dâvâcı oldu. Ve; -Ben, soru sordum, o başıma kerpiç vurdu. dedi. Şems-i Tebrîzî; -Ben de sâdece cevap verdim. buyurdu. Kâdı bu işin açıklamasını istedi. Şems-i Tebrîzî şöyle anlattı: - Efendim, bana Allahü teâlâyı göster de inanayım, dedi. Şimdi bu felsefeci, başının ağrısını göstersin de görelim. O kimse şaşırarak; - Ağrıyor ama gösteremem, dedi. Şems-i Tebrîzî; - İşte Allahü teâlâ da vardır, fakat görünmez. Yine bana, "şeytana ateşle nasıl azâb edileceğini" sordu. Ben buna toprakla vurdum. Toprak onun başını acıttı. Hâlbuki kendi bedeni de topraktan yaratıldı. Yine bana;"Bırakın herkesin canı ne isterse onu yapsın. Bundan dolayı bir hak olmaz." dedi. Benim canım onun başına kerpici vurmak istedi ve vurdum. Niçin hakkını arıyor? Aramasa ya! Bu dünyâda küçük bir mesele için hak aranırsa, o sonsuz olan âhiret hayâtında niçin hak aranmasın?" buyurdu. Felsefeci, bu güzel cevaplar karşısında mahcûb olup, söz söyleyemez hâle düştü. [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Öykü-Hikaye-Kıssadan hisse
Üç Sual ve Bir Cevap
Üst
Alt