- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 9,107
- Tepkime puanı
- 81
Türk Ebeler Derneği Genel Başkanı Yrd. Doç. Dr. Nazan Karahan, kürtaja karşı olduklarını ancak yasaklanmasına da karşı olduklarını söyleyerek, "Kürtaj yasaklanırsa anne ölümlerinin artmasından ve ülkemizin kadınlarının ve ailelerin dağılmasından korkuyoruz" dedi.
Türk Ebeler Derneği Genel Başkanı Yrd. Doç. Dr. Nazan Karahan yaptığı açıklamada, kürtaj sorununa istenmeyen gebelik olarak bakmanın çok daha sağlıklı bir yaklaşım olduğunu söyledi. Kürtajın istenmeyen bir gebelik sonucu olduğunu anlatan Karahan, “Kadın bir şekilde o gebelikten kurtulmak istiyor ve siz kürtajı yasakladığınızda kadının istenmeyen gebelik sorununun önüne geçemediğiniz için, sorun bu sefer anne sağlığı sorunu olarak yeniden karşınıza çıkıyor. Ülkemizde 1983’ten bu yana 10 haftaya kadar kürtaj serbest ve yasal. Son derece sıhhi bir şekilde gebeliği dilemiyor ve istemiyorsa ya da riskli bir sorun varsa gebeliği sonlandırabiliyor. Eğer biz kürtajı yeniden yasaklarsak merdiven altı tabir edilen yerler yeniden gündeme gelecek. Buralara ulaşamayan kadın kendi bir takım ilkel yöntemle, süpürge sapı ve tavuk kanadına kadar uzanan geniş yelpazede bu gebelikten kurtulmaya çalışacak. Ebeler Derneği gözünüze çelişkili gelebilir ama biz kürtaja karşıyız, ama yasaklanmasına da karşıyız. Bizim burada önerdiğimiz şey istenmeyen gebelik sorununu çözmek için ebelerin sağlıklı bilgi akışını sağlayabilmesi. Yani kadınları bu konuda cinsellik, istenmeyen gebelikten korunma konusunda doğru şekilde bilgilendirdiğinizde kürtaj sorununu konuşmuyor olacağız. Hiçbir kadın bedeninde fiziksel ve psikolojik olarak ciddi bir travma oluşturan kürtajı yaptırmaz, yaptırmaya mecbur kalır. Yanlış bilgi aktığı için, yöntem bilmediği için ya da cinsellikle ilgili pek çok eksiği olduğu için mecbur kalır. Kadını bu travmadan korumak gerektiğini de inanıyorum ama yasaklamak bu sefer anne sağlığı ile ilgili göstergelerimizi olumsuz etkileyecek. Belki kadının kaybedilmesine ve sakat kalmasına neden olacak olumsuz sonuçlar doğurabilecek. O yüzden biz ebeler olarak zaten kadınları eğitiyoruz, sistem içinde bizi yeterince güçlendirdiklerinde bu eğitim çok daha etkili kadınlara ulaşabilir. Her ailenin içinde olan ebe yolu ile belki de kürtaj sorunu hiç konuşulmayabilir ve hatta sezaryen konusu bile konuşulmayan bir hal alabilir” dedi.
“SEZARYEN VE KÜRTAJDA MEDYA ETKİSİ ÇOK BÜYÜK”
Yrd. Doç. Dr. Nazan Karahan, sezaryen ve kürtajda medyanın etkisinin çok büyük olduğunu da ifade ederek, “Kadınların doğum korkusunu besleyen diziler görüyoruz. Normal bir doğum yapmak isteyen bir kadın bile bu filmlerden etkilenerek kafasında bu korku yeniden işleniyor. Kürtajla ilgili olarak kürtaj olursun gider tarzında yaklaşımın bazen dizilerde yer aldığını görüyoruz. Bir takım gençlik dizileri var ve orada gençlerin çok erken yaşta sevgilileri olduğu, gebe kalabildiklerini, bir takım şeylerin yaşanabildiğini ve normal olduğunu bugün bu kişiyle birlikte olup, yarın onun en yakın arkadaşı ile birlikte olduğunun normal olduğunu gösteren dizilerle boğuşuyoruz. Gençlerimiz bunu normal bir algı olduğu kanaatine kapılabilir. O yüzden medyada ciddi manada sorumluluk kampanyası başlatılarak, bu tür gençlere yönelik olumsuz cinselliğin ortadan kaldırılması gerektiğini düşünüyorum. Gencimiz bu bilgiye aileden ulaşamıyor, okuldan ulaşamıyor ve yanlış kaynaklara doğru yönelip yanlışları öğreniyor. Bu noktada her ailenin bir ebesi olsa ve o ebe aile içinde 15 yaşından başlayarak kadını, çocuğu, aileyi bilgilendirse, eğitse, bilinçlendirse bu sorunları daha az konuşuruz. Sağlık Bakanına aile ebeliği konusunda hizmet modeli önerdik ve kendinin büyük desteğini aldık. Çalışmalarımız yavaş yavaş başladı. Fakat henüz net objektif elde ettiğimiz sonuç yok. Bunun hayata geçeceğinin müjdesini verebilirim” diye konuştu.
Son günlerde kürtajla ilgi tartışmaların aile ebeliğini daha da hızlandıracağını anlatan Karahan şunları söyledi:
"Ebelik sisteminin iyi geliştiği ülkelerde sezaryen ve kürtajın hızla azaldığı görüyoruz. Polonya’da kürtaj yasak, ama çok iyi bir ebelik sistem var. Bu nedenle anne ölümleri yüksek seyretmiyor. Ebeler Derneği olarak kürtaja karşıyız ama yasaklanmasına da karşıyız. Kürtaj, çok riskli bir cerrahi aslında. Bir daha doğum yapamamaya kadar ve ölümle sonuçlanan büyük risk taşıyor. Bunun için istenmeyen gebelik olmadan sorunun kaynağına inilsin istiyoruz. Bu da eğitimden geçer. Kürtaj yasaklanırsa anne ölümlerinin artmasından ve ülkemizin kadınlarının ve ailelerin dağılmasından korkuyoruz.”
“SEZARYEN VE KÜRTAJDA MEDYA ETKİSİ ÇOK BÜYÜK”
Yrd. Doç. Dr. Nazan Karahan, sezaryen ve kürtajda medyanın etkisinin çok büyük olduğunu da ifade ederek, “Kadınların doğum korkusunu besleyen diziler görüyoruz. Normal bir doğum yapmak isteyen bir kadın bile bu filmlerden etkilenerek kafasında bu korku yeniden işleniyor. Kürtajla ilgili olarak kürtaj olursun gider tarzında yaklaşımın bazen dizilerde yer aldığını görüyoruz. Bir takım gençlik dizileri var ve orada gençlerin çok erken yaşta sevgilileri olduğu, gebe kalabildiklerini, bir takım şeylerin yaşanabildiğini ve normal olduğunu bugün bu kişiyle birlikte olup, yarın onun en yakın arkadaşı ile birlikte olduğunun normal olduğunu gösteren dizilerle boğuşuyoruz. Gençlerimiz bunu normal bir algı olduğu kanaatine kapılabilir. O yüzden medyada ciddi manada sorumluluk kampanyası başlatılarak, bu tür gençlere yönelik olumsuz cinselliğin ortadan kaldırılması gerektiğini düşünüyorum. Gencimiz bu bilgiye aileden ulaşamıyor, okuldan ulaşamıyor ve yanlış kaynaklara doğru yönelip yanlışları öğreniyor. Bu noktada her ailenin bir ebesi olsa ve o ebe aile içinde 15 yaşından başlayarak kadını, çocuğu, aileyi bilgilendirse, eğitse, bilinçlendirse bu sorunları daha az konuşuruz. Sağlık Bakanına aile ebeliği konusunda hizmet modeli önerdik ve kendinin büyük desteğini aldık. Çalışmalarımız yavaş yavaş başladı. Fakat henüz net objektif elde ettiğimiz sonuç yok. Bunun hayata geçeceğinin müjdesini verebilirim” diye konuştu.
Son günlerde kürtajla ilgi tartışmaların aile ebeliğini daha da hızlandıracağını anlatan Karahan şunları söyledi:
"Ebelik sisteminin iyi geliştiği ülkelerde sezaryen ve kürtajın hızla azaldığı görüyoruz. Polonya’da kürtaj yasak, ama çok iyi bir ebelik sistem var. Bu nedenle anne ölümleri yüksek seyretmiyor. Ebeler Derneği olarak kürtaja karşıyız ama yasaklanmasına da karşıyız. Kürtaj, çok riskli bir cerrahi aslında. Bir daha doğum yapamamaya kadar ve ölümle sonuçlanan büyük risk taşıyor. Bunun için istenmeyen gebelik olmadan sorunun kaynağına inilsin istiyoruz. Bu da eğitimden geçer. Kürtaj yasaklanırsa anne ölümlerinin artmasından ve ülkemizin kadınlarının ve ailelerin dağılmasından korkuyoruz.”