Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
BÖLGELERİMİZ VE ŞEHİRLERİMİZ
Bölgeler ve Şehirler
Doğu Anadolu Bölgesi
Ardahan
Turizm
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ceylannur" data-source="post: 32069" data-attributes="member: 1208"><p><strong><span style="color: #000080">16. ÇILDIR YAKINLARINDA KARAKALE: </span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">Çıldır ilçe merkezinin yaklaşık 8 km. doğusunda bulunan Karakale köyünün 300 m. doğusunda ve Karaçıngıl deresinin akış yönüne göre sağında, sarp kayalıklar üzerine konumlandırılmış bir kaledir. Karakale'nin ilk yapım tarihi kesin olarak bilinmediği gibi, tarihi kaynaklarda da adına rastlanmamaktadır. Çevresindeki eski yerleşim izleri ve kale yapım tekniği Karakale'nin, yöredeki en eski kale yerleşimlerinden biri olduğu izlenimini vermektedir. </span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">Büyük ölçüde yıkılmış olan kale, vadiye hakim bir noktaya inşa edilmiştir. Kalan izlerden yapının, bir dış kale ile bir de iç kaleden ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Dış kale surları büyük oranda yıkılmıştır. Dış kaleye oranla daha sağlam olan iç kalenin oval planlı olduğu tahmin edilmektedir. Kalenin güneyindeki dereyle bağlantılı bir su tüneline sahip olduğu, ancak bu kısmın bugün harap ve tamamıyla kapanmış olduğu görülmektedir. Kalenin güneybatı yönünde içi doldurulmuş bir sarnıç kalıntısı vardır. Ayrıca kale çevresinde tarih öncesi dönemlere kadar indirilebilecek eski yerleşim izlerinin mevcut olduğu da görülmektedir.</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">17. KIŞLAHANAK (AVCILAR) KALESİ: </span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">Eskiden Meşe Ardahan da denilen Hanak ilçesinin ilk merkezi olan ve bugün Hanak'a 3 km. uzaklıktaki Kışlahanak (Avcılar) köyünün 2 km. kadar kuzeybatısında, Kalecik mevkii denilen yerde bulunmaktadır. Kalenin batı ve güneyinden Hanak (Maçkap) çayı geçmektedir. Tarihi kaynaklarda sadece adına değinilen Kışlahanak Kalesi'nin ilk yapım evresi ve kesin tarihi bilinmemektedir. Ancak çevresindeki eski yerleşim izleri ve yapım tekniği göz önüne alındığında, bu kalıntının da bölgedeki en eski kale yerleşimlerinden biri olduğu tahmin edilmektedir.</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">Üçgen biçimli ve sivri bir tepenin üzerine kurulmuş olan kale, iki bölümlü bir hisardan oluşmaktadır. Güneydeki hisar, iri blok taşlardan inşa edilmiştir. Bunun gerisindeki ikinci hisar ise daha yüksekte olup, güneydekinin üç katı büyüklüğünde ve yaklaşık 12x15 m. boyutlarındadır. Kalenin kuzeyinde, derince bir savunma hendeği bulunmaktadır. Kalenin Maçkap suyuna kadar inen gizli bir su yolunun mevcut olduğu yöre halkı tarafından ifade edilmekle birlikte, bugün bunlardan hiçbir ize rastlanmamıştır. Kışlahanak Kalesi'nin güneyindeki Kaleboynu mevkii diye adlandırılan tepe üzerinde ayrıca bugün tamamen yıkılmış olan eski bir kalenin izleri daha mevcuttur.</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">18. HANAK YAKINLARINDA KARAKALE: </span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">Hanak ilçe merkezinin yaklaşık 19-20 km. kuzeybatısındaki Cin dağının l km. doğusundaki Karakale köyünün doğu ucunda yer alır. Tarihi kaynaklarda sadece adı geçen bu kalenin kesin yapım tarihi bilinmemektedir. Ancak temel seviyesinde günümüze gelebilmiş olan bu yerleşimin çevresindeki eskiye ait izlerden, bu kale kalıntısının bölgedeki en eski yerleşimlerden biri olduğu sanılmaktadır. Karakale, doğusundan geçen vadiye hakim bir tepe üzerinde inşa edilmiştir. Kale yerleşimin kuzeyden bir savunma hendeği ile sınırlandırıldığı anlaşılmaktadır.</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">KULELER</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">ZİYARETDERE KULESİ: </span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">Ardahan merkeze bağlı Bağdeşen (Kinzo Damal) Köyü yakınlarında, Zi-yaretdere mevkiinde bulunan bir kuledir. Kura nehrinin geçtiği bu vadiyi kontrol altında tutmak amacıyla ortaçağlarda yaptırılmış bir kule olabileceği kanaati hakimdir. Kule yüksek, doğal bir kayalık üzerinde yer almaktadır. Kule çevresinde, çok sayıda doğal mağara ve kaya oyukları da bulunmaktadır. Kura nehri seviyesinden yaklaşık 100 m. yükseklikte inşa edilmiş kulenin güney cephesinde düz, diğer yönleri yuvarlak ve silindirik şekilde inşa edilmiştir. </span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">Üst kısmı yıkılmış olan kulenin gerçek yüksekliğini tam olarak kestirmek güçtür. Kaide kısmı iri ve düzgün taşlardan inşa edilen kulenin, gövde kısmında düzgün kesme taş malzeme ve horasan harcı kullanılmıştır.</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">TEPELER (KONK) KÖYÜ KULESİ: </span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">Ardahan'ın 10 km. batısındaki Tepeler (Konk) köyünün güneyindeki yüksek bir tepe üzerinde bulunmaktadır. Hayli tahrip olmuş kuleden, çok az bir parça kalmıştır. Bu parçalar da çok az yükseltideki duvar izleridir. Moloz-yonu malzemeyle inşa edilmiş kule duvarlarında horasan harcı kullanılmıştır. Kule çevresinde daha geniş olan alanda eski yerleşim izleri mevcuttur.</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">YİĞİT KONAĞI KÖYÜ KULESİ: </span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">Göle ile Ardahan arasında ve Ardahan'a 28 km. uzaklıktaki Yığitkonağı köyünün 4-5 km. yakınında, Kura nehrinin akış yönüne göre solundaki bir tepe üzerinde yer almaktadır. Doğal kayalık üzerine inşa edilen kule, hayli harap durumdadır. Yapının kuzey yönünde bulunan mazgal pencere, kulenin diğer yönlerinde de benzer açıklıkların bulunduğu izlenimini vermektedir. Yığitkonağı Kulesi'nin, çevreyi gözetim altında tutabilecek bir yerde inşa edilmesi, kulelerin ortaçağlarda hayli fonksiyonel olduklarını düşündürmektedir.</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">ÇAKILDERE KÖYÜ KULESİ: </span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">Ardahan il merkezine bağlı Çakıldere köyünün yaklaşık 5-6 km. kuzeybatısında alçak bir tepe üzerine kurulmuştur. Kübik altyapı üzerine kare planlı olarak inşa edilen kulenin üst kısımları yıkıktır. Kulenin sağlam kalan kısmının yüksekliği yaklaşık 5,5-6 m. kadardır.</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">UĞURLUTAŞ (DÖRT KİLİSE) KÖYÜ KULESİ: </span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">Göle ilçesine bağlı Uğurlutaş (Dört Kilise) köyünün doğusundaki Bellitaş mevkiindedir. Büyük bir kısmı yıkılmış olan kule, hayli harap haldedir. Kalan izlerden, plan ve mimarisi hakkında net bir fikir sahibi olabilmek mümkün değildir.</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">UĞUZ (MAĞLİSA) DAĞI KULESİ: </span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">Hanak ilçesinin yaklaşık 12-13 km. doğusundaki Börk köyünün l km. kadar doğusunda yer alanı yüksek bir dağın tepesine inşa edilmiştir. Uğuz yada Ziyaret Dağı da denilen bu dağın tepesinde, halk arasında Kula veya Mağlisa denilen bir kule vardır. Kulenin dibinde bir tandır ocağı kalıntısına rastlanmıştır.</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">Ahbar-üd Devt-is Selçukiyye'de yer alan bir bölüm, aynı zamanda bir efsane niteliği taşımakta, Oğuz efsanesinden izler taşımaktadır. Kitapta, 1067-1068 kışını Tiflis'te geçiren Sultan Alparslan'ın ilkbaharda yukarı Kura boylarına ve Ardahan Bölgesi'ne yürüdüğü anlatılırken şu ifadeler yer almaktadır: "Nemrut ibnıi Kenan'ın sakin olduğu ve oradan göklere çıkmak istediği memleketi (Ardahan suyu solundaki Uğuz Dağı ve etrafını) harap ederek, onun civarına bir memleket ve bir mescit bina etti." Bu tarihi kayıtta adı geçen ve Nemrut gibi göklere çıkmak isteyen memleket beyinin Üç Uğuz kardeşler efsanesinde anlatılan ve Uğuz Dağı'nda kulesi bulunan Uğuz Beyi olduğuna kesin gözüyle bakılmaktadır.</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">TABYALAR</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">XIX. yüzyılda kalelerin önemini kaybetmesiyle birlikte Tabya denilen yeni askeri savunma yapıları ortaya çıkmıştır. Osmanlı Devletinde de aynı dönemde, stratejik bakımdan önemli geçit yerlerinde, boğazlarda ve sınırlarda bu tür savunma yapılarına ihtiyaç duyulmuş ve Kırım savaşından sonra, Batum, Erzurum, Kars ve Ardahan'da bu tip savunma merkezleri meydana getirilmiştir.</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">Bu dönemde stratejik bir konuma sahip olan Ardahan'da tabyalar ile güçlendirilerek önemli bir savunma merkezi haline getirilmiştir. Burada yapılan Ramazan, Emiroğlu, Singer, Kaz, Kaya, Ahali, Düz, Mihrap Tabyaları ile Batum, Ahıska, Ahılkelek, Kars, Oltu ve dolayısıyla Erzurum yolları kontrol altına alınmıştı. Bu tabyalar Ardahan Kalesi'nin güney, doğu ve kuzeyinde şehre, kaleye ve Kura düzlüğüne hakim konumdaydı. Bunların içerisinde en önemlisi Ramazan Tabyasıdır.</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">RAMAZAN TABYASI</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">Ardahan il merkezinin 5 km kuzeyinde yer alan Osmanlı yapısı tabyanın 19. yüzyılın başlarında inşa edildiği bilinmektedir. 93 Ramazan Tabyasıharbi olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşından önce yapılan tabya bu savaşta önemli bir rol oynamıştır. 2500 m. yükseklikte bir tepe üzerine yapılan tabya yeraltında kışlalar ve bunun etrafında toprak yığınlarından meydana gelmektedir. Yörenin en yüksek tabyası olup, U şeklinde inşa edilmiş ve şehri üç yandan gözetleme imkanına sahiptir</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">KİLİSELER</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">Kilise kelimesi Yunanca ekkelisia kelimesinden gelmektedir. Kilise kelimesi toplanmak anlamına gelmektedir. Bu kelime bizdeki cemaat ve cami kelimelerinin karşılığıdır. Hıristiyanların ibadet et*mek için toplanmalarına mahsus olarak inşa edilen ibadethanelere de kilise denilmektedir.</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">Kiliselerden daha küçük ölçülerde yapılan ve umuma mahsus olmayan küçük kiliselere, bizim mescidin karşılığı olmak üzere şapel denilmektedir.</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">Ardahan ve çevresinde, kaynaklarda adlar dahi geçmeyen Hıristiyan dönemi dini mimarisine ait, çok sayıda küçük şapel niteliğinde kilise bulunmaktadır. Büyük oranda tahrip edilmiş olan bu yapıların, yörede Bizans hakimiyeti sırasında yaptırılmış oldukları tahmin edilmektedir.</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">ÖLÇEK KÖYÜ KİLİSESİ</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">Ardahan'ın 15 km. doğusundaki Ölçek Köyü'nde yer alan bir kilise kalıntısıdır. Yapım tarihi tam kestirilemeyen bu kilisenin X.-XI. Yüzyıllardan kalmış olabileceği tahmin edilmektedir.</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">Kalıntılar oldukça harap durumdadır. Kilise yakınlarında, kare biçimli oyuğa sahip eski bir sunak taşı çevreye gelişi güzel atılmış bir şekilde durmaktadır.</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">ÖVÜNDÜ (VAŞLOP) MANASTIR KİLİSESİ</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">Çıldır ilçesine bağlı Kurtkale beldesinin yaklaşık l km. kadar doğusundaki Övündü (Vaşlop) Kö-yü'nün 450-500 m. güneyinde bulunan vadide, Kura Nehri'nin akış yönüne göre solunda yer almak*tadır. Bu kilisenin yaklaşık 150-200 m. kuzeyindeki kayalıkta ise eski mağara yerleşimleri bulunmak*tadır.</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">Kesin yapım tarihi hakkında fikir yürütülmesinin güç olduğu ifade edilen bu kilisenin XI.-XII. yüz*yıllardan kalmış olabileceği düşünülmektedir. Kilise, yörede bulunan Hıristiyan mimarisine ait Şapel Kalıntısıkalın*tılar dan farklı bir plan özelliğine sahiptir. Diğerlerinden farklı olarak ve çok programlı şekilde inşa edilmiştir. Küçük ölçülerde ele alınmış ve bir manastır kilisesi özelliği gösteren yapı*nın iç mekanı, iki bölümden oluşmaktadır. İbadethane olarak düzenlenmiş olan gü*ney kısım, tek katlı olarak in*şa edilmiştir. Manastır odalarının yer aldığı kuzey kısım, iki katlı bir düzenlemeye sahiptir.</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">Yöre halkı, manastırın bir çevre duvarı ile çevrili oldu*ğunu, alt katlarında ahır ve yemekhane bölümlerinin bulunduğunu ifade etmekte*dir. Ancak, bugün bu mekanları tespit etmek güçtür.</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">ŞAPELLER</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">Ardahan Bölgesinde X.-XI. yüzyıllardan kalma çok sayıda kilise ve şapel yer almaktadır. Söz konusu kilise ve şapellerin Kıpçak-Gürcü hakimiyeti sırasında inşa edildiği sanılmaktadır. Bu yapıların, Osmanlı hakimiyeti döneminde onarılarak bölgedeki Hıristiyan halk tarafından kullanıldığı bilinmektedir. Kiliselerin dışında, küçük kilise diyebileceğimiz şapellerin ise şunlar olduğu söylenebilir:</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">Ardahan şehir merkezinin kuzeydoğusunda ve merkezde kilise mevkiinde iki ayrı şapel, Ölçek-Tulumba Mezrası Şapeli, Kazankale'nin güneyindeki şapel, Akyaka (Koduzhara) Şapeli, Yalnızçam yaylasında iki ayrı şapel, Sarme köprüsü yakınındaki şapel, Çakıldere köyü yakınındaki şapel, Uğurlutaş'ta (Dört Kilise) üç ayrı şapel, Budaklı (Cicor) Şapeli, Kotanlı (Sikheref) Şapeli, Gülyüzü (Pekreşen) Şapeli, Şeytan Kalesi Şapeli, Kurtkale beldesinin güneyindeki şapel, Kurtkale Şapeli, Börk Köyü Şapeli, Çak Kalesi yakınında iki ayrı şapel, Çambeli Şapeli, Al Köyü Şapeli.</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080">Yukarıda isimlerini verdiğimiz şapellerin hemen hepsi tamamen harap haldedir. Günümüze çok az olmakla birlikte yine de kalıntıları kalmıştır.</span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #000080"></span></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ceylannur, post: 32069, member: 1208"] [B][COLOR=#000080]16. ÇILDIR YAKINLARINDA KARAKALE: Çıldır ilçe merkezinin yaklaşık 8 km. doğusunda bulunan Karakale köyünün 300 m. doğusunda ve Karaçıngıl deresinin akış yönüne göre sağında, sarp kayalıklar üzerine konumlandırılmış bir kaledir. Karakale'nin ilk yapım tarihi kesin olarak bilinmediği gibi, tarihi kaynaklarda da adına rastlanmamaktadır. Çevresindeki eski yerleşim izleri ve kale yapım tekniği Karakale'nin, yöredeki en eski kale yerleşimlerinden biri olduğu izlenimini vermektedir. Büyük ölçüde yıkılmış olan kale, vadiye hakim bir noktaya inşa edilmiştir. Kalan izlerden yapının, bir dış kale ile bir de iç kaleden ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Dış kale surları büyük oranda yıkılmıştır. Dış kaleye oranla daha sağlam olan iç kalenin oval planlı olduğu tahmin edilmektedir. Kalenin güneyindeki dereyle bağlantılı bir su tüneline sahip olduğu, ancak bu kısmın bugün harap ve tamamıyla kapanmış olduğu görülmektedir. Kalenin güneybatı yönünde içi doldurulmuş bir sarnıç kalıntısı vardır. Ayrıca kale çevresinde tarih öncesi dönemlere kadar indirilebilecek eski yerleşim izlerinin mevcut olduğu da görülmektedir. 17. KIŞLAHANAK (AVCILAR) KALESİ: Eskiden Meşe Ardahan da denilen Hanak ilçesinin ilk merkezi olan ve bugün Hanak'a 3 km. uzaklıktaki Kışlahanak (Avcılar) köyünün 2 km. kadar kuzeybatısında, Kalecik mevkii denilen yerde bulunmaktadır. Kalenin batı ve güneyinden Hanak (Maçkap) çayı geçmektedir. Tarihi kaynaklarda sadece adına değinilen Kışlahanak Kalesi'nin ilk yapım evresi ve kesin tarihi bilinmemektedir. Ancak çevresindeki eski yerleşim izleri ve yapım tekniği göz önüne alındığında, bu kalıntının da bölgedeki en eski kale yerleşimlerinden biri olduğu tahmin edilmektedir. Üçgen biçimli ve sivri bir tepenin üzerine kurulmuş olan kale, iki bölümlü bir hisardan oluşmaktadır. Güneydeki hisar, iri blok taşlardan inşa edilmiştir. Bunun gerisindeki ikinci hisar ise daha yüksekte olup, güneydekinin üç katı büyüklüğünde ve yaklaşık 12x15 m. boyutlarındadır. Kalenin kuzeyinde, derince bir savunma hendeği bulunmaktadır. Kalenin Maçkap suyuna kadar inen gizli bir su yolunun mevcut olduğu yöre halkı tarafından ifade edilmekle birlikte, bugün bunlardan hiçbir ize rastlanmamıştır. Kışlahanak Kalesi'nin güneyindeki Kaleboynu mevkii diye adlandırılan tepe üzerinde ayrıca bugün tamamen yıkılmış olan eski bir kalenin izleri daha mevcuttur. 18. HANAK YAKINLARINDA KARAKALE: Hanak ilçe merkezinin yaklaşık 19-20 km. kuzeybatısındaki Cin dağının l km. doğusundaki Karakale köyünün doğu ucunda yer alır. Tarihi kaynaklarda sadece adı geçen bu kalenin kesin yapım tarihi bilinmemektedir. Ancak temel seviyesinde günümüze gelebilmiş olan bu yerleşimin çevresindeki eskiye ait izlerden, bu kale kalıntısının bölgedeki en eski yerleşimlerden biri olduğu sanılmaktadır. Karakale, doğusundan geçen vadiye hakim bir tepe üzerinde inşa edilmiştir. Kale yerleşimin kuzeyden bir savunma hendeği ile sınırlandırıldığı anlaşılmaktadır. KULELER ZİYARETDERE KULESİ: Ardahan merkeze bağlı Bağdeşen (Kinzo Damal) Köyü yakınlarında, Zi-yaretdere mevkiinde bulunan bir kuledir. Kura nehrinin geçtiği bu vadiyi kontrol altında tutmak amacıyla ortaçağlarda yaptırılmış bir kule olabileceği kanaati hakimdir. Kule yüksek, doğal bir kayalık üzerinde yer almaktadır. Kule çevresinde, çok sayıda doğal mağara ve kaya oyukları da bulunmaktadır. Kura nehri seviyesinden yaklaşık 100 m. yükseklikte inşa edilmiş kulenin güney cephesinde düz, diğer yönleri yuvarlak ve silindirik şekilde inşa edilmiştir. Üst kısmı yıkılmış olan kulenin gerçek yüksekliğini tam olarak kestirmek güçtür. Kaide kısmı iri ve düzgün taşlardan inşa edilen kulenin, gövde kısmında düzgün kesme taş malzeme ve horasan harcı kullanılmıştır. TEPELER (KONK) KÖYÜ KULESİ: Ardahan'ın 10 km. batısındaki Tepeler (Konk) köyünün güneyindeki yüksek bir tepe üzerinde bulunmaktadır. Hayli tahrip olmuş kuleden, çok az bir parça kalmıştır. Bu parçalar da çok az yükseltideki duvar izleridir. Moloz-yonu malzemeyle inşa edilmiş kule duvarlarında horasan harcı kullanılmıştır. Kule çevresinde daha geniş olan alanda eski yerleşim izleri mevcuttur. YİĞİT KONAĞI KÖYÜ KULESİ: Göle ile Ardahan arasında ve Ardahan'a 28 km. uzaklıktaki Yığitkonağı köyünün 4-5 km. yakınında, Kura nehrinin akış yönüne göre solundaki bir tepe üzerinde yer almaktadır. Doğal kayalık üzerine inşa edilen kule, hayli harap durumdadır. Yapının kuzey yönünde bulunan mazgal pencere, kulenin diğer yönlerinde de benzer açıklıkların bulunduğu izlenimini vermektedir. Yığitkonağı Kulesi'nin, çevreyi gözetim altında tutabilecek bir yerde inşa edilmesi, kulelerin ortaçağlarda hayli fonksiyonel olduklarını düşündürmektedir. ÇAKILDERE KÖYÜ KULESİ: Ardahan il merkezine bağlı Çakıldere köyünün yaklaşık 5-6 km. kuzeybatısında alçak bir tepe üzerine kurulmuştur. Kübik altyapı üzerine kare planlı olarak inşa edilen kulenin üst kısımları yıkıktır. Kulenin sağlam kalan kısmının yüksekliği yaklaşık 5,5-6 m. kadardır. UĞURLUTAŞ (DÖRT KİLİSE) KÖYÜ KULESİ: Göle ilçesine bağlı Uğurlutaş (Dört Kilise) köyünün doğusundaki Bellitaş mevkiindedir. Büyük bir kısmı yıkılmış olan kule, hayli harap haldedir. Kalan izlerden, plan ve mimarisi hakkında net bir fikir sahibi olabilmek mümkün değildir. UĞUZ (MAĞLİSA) DAĞI KULESİ: Hanak ilçesinin yaklaşık 12-13 km. doğusundaki Börk köyünün l km. kadar doğusunda yer alanı yüksek bir dağın tepesine inşa edilmiştir. Uğuz yada Ziyaret Dağı da denilen bu dağın tepesinde, halk arasında Kula veya Mağlisa denilen bir kule vardır. Kulenin dibinde bir tandır ocağı kalıntısına rastlanmıştır. Ahbar-üd Devt-is Selçukiyye'de yer alan bir bölüm, aynı zamanda bir efsane niteliği taşımakta, Oğuz efsanesinden izler taşımaktadır. Kitapta, 1067-1068 kışını Tiflis'te geçiren Sultan Alparslan'ın ilkbaharda yukarı Kura boylarına ve Ardahan Bölgesi'ne yürüdüğü anlatılırken şu ifadeler yer almaktadır: "Nemrut ibnıi Kenan'ın sakin olduğu ve oradan göklere çıkmak istediği memleketi (Ardahan suyu solundaki Uğuz Dağı ve etrafını) harap ederek, onun civarına bir memleket ve bir mescit bina etti." Bu tarihi kayıtta adı geçen ve Nemrut gibi göklere çıkmak isteyen memleket beyinin Üç Uğuz kardeşler efsanesinde anlatılan ve Uğuz Dağı'nda kulesi bulunan Uğuz Beyi olduğuna kesin gözüyle bakılmaktadır. TABYALAR XIX. yüzyılda kalelerin önemini kaybetmesiyle birlikte Tabya denilen yeni askeri savunma yapıları ortaya çıkmıştır. Osmanlı Devletinde de aynı dönemde, stratejik bakımdan önemli geçit yerlerinde, boğazlarda ve sınırlarda bu tür savunma yapılarına ihtiyaç duyulmuş ve Kırım savaşından sonra, Batum, Erzurum, Kars ve Ardahan'da bu tip savunma merkezleri meydana getirilmiştir. Bu dönemde stratejik bir konuma sahip olan Ardahan'da tabyalar ile güçlendirilerek önemli bir savunma merkezi haline getirilmiştir. Burada yapılan Ramazan, Emiroğlu, Singer, Kaz, Kaya, Ahali, Düz, Mihrap Tabyaları ile Batum, Ahıska, Ahılkelek, Kars, Oltu ve dolayısıyla Erzurum yolları kontrol altına alınmıştı. Bu tabyalar Ardahan Kalesi'nin güney, doğu ve kuzeyinde şehre, kaleye ve Kura düzlüğüne hakim konumdaydı. Bunların içerisinde en önemlisi Ramazan Tabyasıdır. RAMAZAN TABYASI Ardahan il merkezinin 5 km kuzeyinde yer alan Osmanlı yapısı tabyanın 19. yüzyılın başlarında inşa edildiği bilinmektedir. 93 Ramazan Tabyasıharbi olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşından önce yapılan tabya bu savaşta önemli bir rol oynamıştır. 2500 m. yükseklikte bir tepe üzerine yapılan tabya yeraltında kışlalar ve bunun etrafında toprak yığınlarından meydana gelmektedir. Yörenin en yüksek tabyası olup, U şeklinde inşa edilmiş ve şehri üç yandan gözetleme imkanına sahiptir KİLİSELER Kilise kelimesi Yunanca ekkelisia kelimesinden gelmektedir. Kilise kelimesi toplanmak anlamına gelmektedir. Bu kelime bizdeki cemaat ve cami kelimelerinin karşılığıdır. Hıristiyanların ibadet et*mek için toplanmalarına mahsus olarak inşa edilen ibadethanelere de kilise denilmektedir. Kiliselerden daha küçük ölçülerde yapılan ve umuma mahsus olmayan küçük kiliselere, bizim mescidin karşılığı olmak üzere şapel denilmektedir. Ardahan ve çevresinde, kaynaklarda adlar dahi geçmeyen Hıristiyan dönemi dini mimarisine ait, çok sayıda küçük şapel niteliğinde kilise bulunmaktadır. Büyük oranda tahrip edilmiş olan bu yapıların, yörede Bizans hakimiyeti sırasında yaptırılmış oldukları tahmin edilmektedir. ÖLÇEK KÖYÜ KİLİSESİ Ardahan'ın 15 km. doğusundaki Ölçek Köyü'nde yer alan bir kilise kalıntısıdır. Yapım tarihi tam kestirilemeyen bu kilisenin X.-XI. Yüzyıllardan kalmış olabileceği tahmin edilmektedir. Kalıntılar oldukça harap durumdadır. Kilise yakınlarında, kare biçimli oyuğa sahip eski bir sunak taşı çevreye gelişi güzel atılmış bir şekilde durmaktadır. ÖVÜNDÜ (VAŞLOP) MANASTIR KİLİSESİ Çıldır ilçesine bağlı Kurtkale beldesinin yaklaşık l km. kadar doğusundaki Övündü (Vaşlop) Kö-yü'nün 450-500 m. güneyinde bulunan vadide, Kura Nehri'nin akış yönüne göre solunda yer almak*tadır. Bu kilisenin yaklaşık 150-200 m. kuzeyindeki kayalıkta ise eski mağara yerleşimleri bulunmak*tadır. Kesin yapım tarihi hakkında fikir yürütülmesinin güç olduğu ifade edilen bu kilisenin XI.-XII. yüz*yıllardan kalmış olabileceği düşünülmektedir. Kilise, yörede bulunan Hıristiyan mimarisine ait Şapel Kalıntısıkalın*tılar dan farklı bir plan özelliğine sahiptir. Diğerlerinden farklı olarak ve çok programlı şekilde inşa edilmiştir. Küçük ölçülerde ele alınmış ve bir manastır kilisesi özelliği gösteren yapı*nın iç mekanı, iki bölümden oluşmaktadır. İbadethane olarak düzenlenmiş olan gü*ney kısım, tek katlı olarak in*şa edilmiştir. Manastır odalarının yer aldığı kuzey kısım, iki katlı bir düzenlemeye sahiptir. Yöre halkı, manastırın bir çevre duvarı ile çevrili oldu*ğunu, alt katlarında ahır ve yemekhane bölümlerinin bulunduğunu ifade etmekte*dir. Ancak, bugün bu mekanları tespit etmek güçtür. ŞAPELLER Ardahan Bölgesinde X.-XI. yüzyıllardan kalma çok sayıda kilise ve şapel yer almaktadır. Söz konusu kilise ve şapellerin Kıpçak-Gürcü hakimiyeti sırasında inşa edildiği sanılmaktadır. Bu yapıların, Osmanlı hakimiyeti döneminde onarılarak bölgedeki Hıristiyan halk tarafından kullanıldığı bilinmektedir. Kiliselerin dışında, küçük kilise diyebileceğimiz şapellerin ise şunlar olduğu söylenebilir: Ardahan şehir merkezinin kuzeydoğusunda ve merkezde kilise mevkiinde iki ayrı şapel, Ölçek-Tulumba Mezrası Şapeli, Kazankale'nin güneyindeki şapel, Akyaka (Koduzhara) Şapeli, Yalnızçam yaylasında iki ayrı şapel, Sarme köprüsü yakınındaki şapel, Çakıldere köyü yakınındaki şapel, Uğurlutaş'ta (Dört Kilise) üç ayrı şapel, Budaklı (Cicor) Şapeli, Kotanlı (Sikheref) Şapeli, Gülyüzü (Pekreşen) Şapeli, Şeytan Kalesi Şapeli, Kurtkale beldesinin güneyindeki şapel, Kurtkale Şapeli, Börk Köyü Şapeli, Çak Kalesi yakınında iki ayrı şapel, Çambeli Şapeli, Al Köyü Şapeli. Yukarıda isimlerini verdiğimiz şapellerin hemen hepsi tamamen harap haldedir. Günümüze çok az olmakla birlikte yine de kalıntıları kalmıştır. [/COLOR][/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
BÖLGELERİMİZ VE ŞEHİRLERİMİZ
Bölgeler ve Şehirler
Doğu Anadolu Bölgesi
Ardahan
Turizm
Üst
Alt