Ticarette satıştan vazgeçmenin hükmü

Selamün aleyküm, şehirler arası nakliye işi yapıyorum işlerim bir problemden dolayı bozuldu ve tırların dorselerini değişmek için galerici ile konuştum, ederin altında fiyat söyledi çaresizce kabul ettim elimden birşey gelmiyor. Pazartesi günü yani 3 gün önce, geçen sürede Rabbimden hayırlısını diledim, Rabbim işim de aşımd a sana emanet dedim. Bu gün de kendi işimle ilgili bir anlaşma söz konusu oldu galericiyi aradım satıştan vazgeçtiğimi söyledim işim oldu dedim ama galerici bana hakkını helal etmediğini söyledi herhangi bir kapora söz konusu değil fakat tamam demiştim bu durumda satıştan vazgeçtiğim için vebal varmı? Kul hakkına girer mi? Ne yapmalıyım?

Aleykümselam kardeşim. Genel hüküm aşağıda yazdığı gibidir. Ancak yazdıklarınız kişiye ve duruma göre fetva gerektiren bir konuya benziyor. Çünkü ederinin altında ve çaresizlik durumundan bahsetmişsiniz. Bu nedenle durumunuzu ve olayları ayrıntılı olarak anlatıp alttaki numaradan fetva alın.
Ticarette satıştan vazgeçmenin genel hükmü:
Alım satım, tarafların anlaşıp “aldım” ve “sattım” demeleriyle gerçekleşir. Bir malın satıcısı, malını piyasaya arz edip, alıcı ile fiyatta mutabık kalmaları üzerine, aralarında "aldım-sattım" diye akit tamamlandıktan sonra, satış işleminden cayamazlar. Çünkü bu gibi muamelelerde verilen söz, İslâm adına olmaktadır. Caymak, halkın İslâm'a olan güveninin sarsılmasına sebep olur.

Daha ayrıntılı olarak bilgi almak ve durumunuzu ayrıntılı olarak anlatıp fetva almak için, haftada 6 gün saat 13.00 ile 17.00 (kışın 12:00-16:30) saatleri arasında 0850 811 7777 numaralı telefon hatlarından sorularınızı sorabilirsiniz.

Aleyküm Selam,

Genel hükümler ortada ancak burada özel bir durum var. Mesela, satış yaptığınız esnaf sizin malınızı ucuza kapatıp haksız menfaat sağlamak istemiş. En başından beri ortada iyi niyet yok. Verilen söz hükmü herhalde adil durumlar için geçerlidir. Elbette fetva isteyin. Ayrıca size biz insanların yaptığı kanun maddesini örneğini veriyorum. Allah'ın kanunu daha güzeldir. Selametle...

Borçlar Kanunu md.28

"bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir.

zarar gören bu hakkını, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabilir."