- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 9,107
- Tepkime puanı
- 81
TEZEKKÜR:
Hâfızadaki bilgileri, istenildiği zaman hatırlamak.
İnsanın bâtınında (içinde) hiss-i müşterek, hayâl, tefekkür, tezekkür ve hıfz kuvvetleri vardır. Allahü teâlâ bu kuvvetleri yaratmasa, el, ayak ve kuvvetlerden hâli (mahrûm) kaldıkları gibi beyin de boş kalır (İmâm-ı Gazâlî)
Tezekkür-i Mevt:
Ölümü hatırlamak. İnsanın kendini ölmüş, teneşir tahtası üzerinde yıkanmış, kefene sarılmış ve tabuta konulmuş ve mezâra gömülmüş olarak düşünmesi.
Tezekkür-i mevt, lezzetleri yıkar, eğlencelere son verir. (Hadîs-i şerîf-Tebyîn)
Muhammed Behâüddîn-i Buhârî (kuddise sirruh) her gün yirmi kere tezekkür-i mevt ederdi. (Abdülhakîm bin Mustafâ)
Tezekkür-i mevt edenler, Allahü teâlânın emir ve yasaklarına sarılıp, günâhlardan sakınırlar. Haram işlemeye cesâretleri azalır. (İbn-i Receb)
TEZELLÜL:
Bayağılık, kendini aşağı tutmak. Tevâzûnun aşırı derecesi.
Tezellül kötü huylardan biridir. Bir âlimin yanına câhil bir kimse geldiği zaman, âlimin ayağa kalkıp, yerine bunu oturtması ve gideceği zaman kapıya kadar yanında yürümesi ve kunduralarını önüne koyması tezellüle bir misâldir. Yalnız ayağa kalkıp ot ursaydı, ona yer gösterseydi ve işini, hâlini ve niçin geldiğini sorsaydı, suâllerine güler yüzle cevap verseydi, dâvetini kabûl etseydi ve sıkıntısını giderecek şey yapsaydı, tevâzû göstermiş olurdu. Hadîs-i şerîfte; "Din kardeşini sıkıntıdan kurtarana hac ve umre sevâbı verilir" buyruldu. Bir günlük yiyeceği, içeceği olan kimsenin dilenmesi, tezellül olup, haramdır. Bunun, bir günlük nafakası olmayan için veya borçlu için yardım toplaması tezellül olmaz. Fazla hediye almak için az bir şeyi hediye vermek de tezellül olur. Âyet-i kerîme, böyle hediye vermeyi men etmektedir. (Muhammed Hâdimî)
Hâfızadaki bilgileri, istenildiği zaman hatırlamak.
İnsanın bâtınında (içinde) hiss-i müşterek, hayâl, tefekkür, tezekkür ve hıfz kuvvetleri vardır. Allahü teâlâ bu kuvvetleri yaratmasa, el, ayak ve kuvvetlerden hâli (mahrûm) kaldıkları gibi beyin de boş kalır (İmâm-ı Gazâlî)
Tezekkür-i Mevt:
Ölümü hatırlamak. İnsanın kendini ölmüş, teneşir tahtası üzerinde yıkanmış, kefene sarılmış ve tabuta konulmuş ve mezâra gömülmüş olarak düşünmesi.
Tezekkür-i mevt, lezzetleri yıkar, eğlencelere son verir. (Hadîs-i şerîf-Tebyîn)
Muhammed Behâüddîn-i Buhârî (kuddise sirruh) her gün yirmi kere tezekkür-i mevt ederdi. (Abdülhakîm bin Mustafâ)
Tezekkür-i mevt edenler, Allahü teâlânın emir ve yasaklarına sarılıp, günâhlardan sakınırlar. Haram işlemeye cesâretleri azalır. (İbn-i Receb)
TEZELLÜL:
Bayağılık, kendini aşağı tutmak. Tevâzûnun aşırı derecesi.
Tezellül kötü huylardan biridir. Bir âlimin yanına câhil bir kimse geldiği zaman, âlimin ayağa kalkıp, yerine bunu oturtması ve gideceği zaman kapıya kadar yanında yürümesi ve kunduralarını önüne koyması tezellüle bir misâldir. Yalnız ayağa kalkıp ot ursaydı, ona yer gösterseydi ve işini, hâlini ve niçin geldiğini sorsaydı, suâllerine güler yüzle cevap verseydi, dâvetini kabûl etseydi ve sıkıntısını giderecek şey yapsaydı, tevâzû göstermiş olurdu. Hadîs-i şerîfte; "Din kardeşini sıkıntıdan kurtarana hac ve umre sevâbı verilir" buyruldu. Bir günlük yiyeceği, içeceği olan kimsenin dilenmesi, tezellül olup, haramdır. Bunun, bir günlük nafakası olmayan için veya borçlu için yardım toplaması tezellül olmaz. Fazla hediye almak için az bir şeyi hediye vermek de tezellül olur. Âyet-i kerîme, böyle hediye vermeyi men etmektedir. (Muhammed Hâdimî)