- Katılım
- 9 Temmuz 2018
- Mesajlar
- 2
- Tepkime puanı
- 0
TEVAFUK DİYE BİR ŞEY VARDIR EĞER ALLAH ONU SENİN KARŞINA ÇIKARDIYSA MUTLAKA BUNUN BİR SEBEBİ VARDIR.
Havanın güzel olduğu bir ilkbahar günüydü. Bulunduğum beldeden şehir merkezine formasyon derslerim için üniversiteye gidecektim. Durakta servis bekliyordum ama servis gecikmişti. Biraz zaman geçmişti ki beyaz bir araba önümden beldenin içlerine doğru gitmişti. Halen araba bekliyordum önümden bir iki taksi geçmişti ama o arabalarda yer olmasına rağmen kimse beni bindirmemişti tam isyan ve belki de onlara sövecekken birden irkildim onlara kötü söz söylemeye hakkım yok ki herkes özgür olduğu gibi Allah da büyüktür diyerek kendime hakim oldum. Aradan 5 dakika geçmemişti ki az önceki beldenin içlerine doğru giden beyaz taksi yanımda durdu 25 yaşlarında bir genç pardon burada bir yurt varmış nerede acaba. Ben de burada yurt falan yok burası merkeze bağlı bir belde burada lise var orası olmasın dedim. Yok dedi whatsapp konumu beni buraya yönlendirdi. İsmini verdiği yurt şehir merkezinin hemen girişinde bulunan benim gideceğim üniversitenin hemen yanında olan bir kız yurduydu. Bu yurt merkezin dışında dedim ben tanımam dedi bana yardımcı olabilir misin . Arabaya bindim merkeze vardığımızda bankada küçük bir işi vardı onu da halletti. Kanser hastaları için yardım toplayan bir bayan bize denk geldi. Genç arkadaş onu geri çevirmedi onlara yardımda bulundu. Daha sonra üniversitenin kapısına kadar götürüp bıraktı ve hemen az ilerisindeki kız yurduna gidip işlerini halletti.
Ben bu küçük olaydan şunları anladım ki bu genç, yurttaki bir ihale için başka bir şehirden gelmişti ama gelirken zaten yurdun hemen yanından geçmişti ama yurdu görememişti. 20 km uzaktaki bir beldeye yolunu düşüren neydi. Belki o kanser hastalarına yardım etmek belki de benim araba beklerken Allah büyüktür demem içten bir şekilde dua etmemdi. İçinizden bak şu tesadüfe diyenler vardır belki ama inanın dinde tesadüfün yeri yoktur. Tevafuk denen bir şey vardır yani Yüce Allah'ın denk getirmesi vardır. Eğer Allah denk getiriyorsa mesajı da onunladır. Olaya derinden baktığım zaman hemen aklıma şu ayeti kerime gelmişti.
AYET: (Bakara-216)"Sizin için daha hayırlı olduğu halde bir şeyi sevmemeniz mümkündür. Sizin için daha kötü olduğu halde bir şeyi sevmeniz de mümkündür. Allah bilir, siz bilmezsiniz.''
Bu ayeti kerimede açıkca neyin hakkımızda hayırlı neyin hayırsız olacağını bilemeyeceğimiz bildiriliyor.
Biz genellikle istediğimiz bir şey gerçekleşmeyince hemen durumu kendimize göre yorumlayıp hüzün ve umutsuzluğa düşeriz. Fakat farkında değildir insan, Allah bazen bizim kendimiz için hayır sandığımız, fakat hayır olmayan bir şeyi nasip etmeyerek bize iyilikte bulunur. Bazen de istediğimiz şeyi nasip etmemesi bizim için bir imtihandı. Gönülden Allah'a teslim olmuş bir kula düşen ise, Allah'ın kararlarına tam manasıyla uyarak O'na olan teslimiyetini ortaya koymaktır.
Ben araba beklerken yanımdan geçen arabalar gittiği zaman biraz fevri davranmıştım ilk başlarda ben hayırlısını yanımdan geçen arabalardan bir tanesinin beni almasını ve çarşıda bırakmasını düşlemiştim yani bu benim düşünceme göre hayırlı olandı; çünkü derslerime de geç kalmayacaktım hem de rahat bir şekilde merkeze gidebilecektim ama burada unuttuğum bir nokta da şu olmuştu ki bu arabayla gitmiş olsaydım üniversiteye gidebilmek için şehir içi arabasına da binip gidecektim yani iki araba değiştirecektim. Ama yüce Mevla bizi bizden o kadar iyi düşünür ki bu bunu fark bile edemeyiz. Arabaların beni almaması hakkımda hayırlı olmuş çünkü yolunu kaybeden genç beni üniversitenin kapısına kadar bırakmış oldu. Bu yolculuk esnasında bana dua etti ben de ona dua ettim. Kanser hastalarına yardımda bulundu. Ve en güzeli de bu ayeti kerimenin canlı bir örneğini bana gösterdi yüce rabbim. Selam ve dua ile kalın.
NOT: Ele alınan olay bizzat başımdan geçen gerçek yaşamdan derlendiği için nasıl yaşandıysa öyle aktarılmıştır. Fantezi olsun diye asla değiştirilmemiştir.
Havanın güzel olduğu bir ilkbahar günüydü. Bulunduğum beldeden şehir merkezine formasyon derslerim için üniversiteye gidecektim. Durakta servis bekliyordum ama servis gecikmişti. Biraz zaman geçmişti ki beyaz bir araba önümden beldenin içlerine doğru gitmişti. Halen araba bekliyordum önümden bir iki taksi geçmişti ama o arabalarda yer olmasına rağmen kimse beni bindirmemişti tam isyan ve belki de onlara sövecekken birden irkildim onlara kötü söz söylemeye hakkım yok ki herkes özgür olduğu gibi Allah da büyüktür diyerek kendime hakim oldum. Aradan 5 dakika geçmemişti ki az önceki beldenin içlerine doğru giden beyaz taksi yanımda durdu 25 yaşlarında bir genç pardon burada bir yurt varmış nerede acaba. Ben de burada yurt falan yok burası merkeze bağlı bir belde burada lise var orası olmasın dedim. Yok dedi whatsapp konumu beni buraya yönlendirdi. İsmini verdiği yurt şehir merkezinin hemen girişinde bulunan benim gideceğim üniversitenin hemen yanında olan bir kız yurduydu. Bu yurt merkezin dışında dedim ben tanımam dedi bana yardımcı olabilir misin . Arabaya bindim merkeze vardığımızda bankada küçük bir işi vardı onu da halletti. Kanser hastaları için yardım toplayan bir bayan bize denk geldi. Genç arkadaş onu geri çevirmedi onlara yardımda bulundu. Daha sonra üniversitenin kapısına kadar götürüp bıraktı ve hemen az ilerisindeki kız yurduna gidip işlerini halletti.
Ben bu küçük olaydan şunları anladım ki bu genç, yurttaki bir ihale için başka bir şehirden gelmişti ama gelirken zaten yurdun hemen yanından geçmişti ama yurdu görememişti. 20 km uzaktaki bir beldeye yolunu düşüren neydi. Belki o kanser hastalarına yardım etmek belki de benim araba beklerken Allah büyüktür demem içten bir şekilde dua etmemdi. İçinizden bak şu tesadüfe diyenler vardır belki ama inanın dinde tesadüfün yeri yoktur. Tevafuk denen bir şey vardır yani Yüce Allah'ın denk getirmesi vardır. Eğer Allah denk getiriyorsa mesajı da onunladır. Olaya derinden baktığım zaman hemen aklıma şu ayeti kerime gelmişti.
AYET: (Bakara-216)"Sizin için daha hayırlı olduğu halde bir şeyi sevmemeniz mümkündür. Sizin için daha kötü olduğu halde bir şeyi sevmeniz de mümkündür. Allah bilir, siz bilmezsiniz.''
Bu ayeti kerimede açıkca neyin hakkımızda hayırlı neyin hayırsız olacağını bilemeyeceğimiz bildiriliyor.
Biz genellikle istediğimiz bir şey gerçekleşmeyince hemen durumu kendimize göre yorumlayıp hüzün ve umutsuzluğa düşeriz. Fakat farkında değildir insan, Allah bazen bizim kendimiz için hayır sandığımız, fakat hayır olmayan bir şeyi nasip etmeyerek bize iyilikte bulunur. Bazen de istediğimiz şeyi nasip etmemesi bizim için bir imtihandı. Gönülden Allah'a teslim olmuş bir kula düşen ise, Allah'ın kararlarına tam manasıyla uyarak O'na olan teslimiyetini ortaya koymaktır.
Ben araba beklerken yanımdan geçen arabalar gittiği zaman biraz fevri davranmıştım ilk başlarda ben hayırlısını yanımdan geçen arabalardan bir tanesinin beni almasını ve çarşıda bırakmasını düşlemiştim yani bu benim düşünceme göre hayırlı olandı; çünkü derslerime de geç kalmayacaktım hem de rahat bir şekilde merkeze gidebilecektim ama burada unuttuğum bir nokta da şu olmuştu ki bu arabayla gitmiş olsaydım üniversiteye gidebilmek için şehir içi arabasına da binip gidecektim yani iki araba değiştirecektim. Ama yüce Mevla bizi bizden o kadar iyi düşünür ki bu bunu fark bile edemeyiz. Arabaların beni almaması hakkımda hayırlı olmuş çünkü yolunu kaybeden genç beni üniversitenin kapısına kadar bırakmış oldu. Bu yolculuk esnasında bana dua etti ben de ona dua ettim. Kanser hastalarına yardımda bulundu. Ve en güzeli de bu ayeti kerimenin canlı bir örneğini bana gösterdi yüce rabbim. Selam ve dua ile kalın.
NOT: Ele alınan olay bizzat başımdan geçen gerçek yaşamdan derlendiği için nasıl yaşandıysa öyle aktarılmıştır. Fantezi olsun diye asla değiştirilmemiştir.