Ten kafesinde çırpınan bir Can kuşu.

Elifgül

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
7,319
Tepkime puanı
118
askasadakat.jpg

Bir sızı var kalbinde; Allah c.c sevgisinden gayrı şeylerin dindiremediği... Bir açlık var içinde; Allah c.c zikrinden başkasının doyuramadığı... Bir susuzluk var dudağında; Allah c.c yakarış dışındakilerin gideremediği.
Mutlak sevgilinin yürek sızlatan özlemi.
Onun yâdına duyulan açlık.
Çölleşen ruhun çatlayan dudaklarında bir damla su; Yakarış.
Ten kafesinde çırpınan bir Can kuşu.
Lakin feryadının yankısı yok! Deniz, çöl, dağ sağır ve dilsiz;
Gök güneş ve ay sessiz.
Ve gönülleri mısralarda ağlayan ehl-i aşkın melali:
Ayrılık ateşinin alevleri Can kuşunun her zerresini sarmış, yaktıkça yakmaktadır.
Bu hicran ateşinin kaynattığı gözyaşları aktıkça akmaktadır.
Sırlıdır Aşk ehli...
Halini Canandan başkasına arz etmek istemez.
Bu yüzden aşkının ateşi, hasreti, iniltisi, gözyaşı hep içinde saklıdır.
Zahirde bigane olurlar.
Batında ise deryalara dalmışlardır.
Aşk ile yanan bir damla ezeli karargahı olan sineyi arıyor.
Oraya dönmek iştiyakı ile yanıyor.
İçinde aşkın alevinden başka bir varlık yoktur.
Yanan bir alev ve onu örten sararmış bir kalıp.
İnleyen bir hasta sesi ve ayrılığın acılarıyla titreyen nağmeler...
Âşığın yüreğinin asılı kaldığı güzellikler hep oradaydı.
Orada ne ölüm, ne gam, ne dert; orada alabildiğine Muhabbet, alabildiğine Aşk vardı.
Bu âlemde her ne varsa aşığa sevda yurdunu, gönül diyarını ve sevda nöbetlerinin müsebbibi mutlak Sevgiliyi,
Canının Cananını hatırlatmaktaydı...
( Mustafa Demirci'nin Aşk kitaba yazılınca kitabından alıntıdır)
 
Üst Alt