Tefsir akla değil, nakle dayanır

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
BİSMİLLAHİR RAHMANİR RAHİM​
HAMD OLSUN ALEMLERİN RABBİNE​
VE SELAM OLSUN MEVLAMIZ MUHAMMEDE VE TERTEMİZ EHLİ BEYTİNE​

bundan sonra… bilindiği gibi son zamanlarda bazı kimseler Kuran’ı Kerimi kedi görüşlerine göre tefsir etmekte ve az hallerde nakle baş vurmaktadırlar. bu şahıslar Kuran tefsiri konusunda arapça’yı iyi bilmeyi yeterli görmektedirler. yani bunlara göre eğer arapça grameri, lugat ve nahv ilmini iyi biliyorsanız az hallar istisa nakile gerek yoktur ve her kes Kuranı tefsir ede bilir. bu gibi sorunlar bazen muhaliflerimizle munazara ederken de ortaya çıkmaktadır. her hnagi bir ayet ve ayetin tefsiri konusunda kendi kaynaklarında hadisler sunulmuş olmasına rağmen bu kişiler kendi kaynaklarını bile dikkate almamakta ve buna karşın kendi görüşlerini ortaya koymaktadır. inşaAllah bu çalışmamızda Kuran ve Sünneti Nebevi s.a.a ışığında bu yöntemin tamamen hatalı olduğunu ve Kuran tefsiri konusunda sadece nakle dayanılması gerektiğini ortaya koyacağız.


1. Kuran’ı Kerim’den delil: Kuran’ı Kerim’de bir çok ayette Kuran’ı açıklamanın, anlatmanın sadece Efendimiz s.a.a’e ait olduğu vurgulanmaktadır.
örnek olarak Allah c.c Nahl suresi 44-cü ayette şöyle buyuruyor:

İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman ve onların da (üzerinde) düşünmeleri için sana bu Kur’an’ı indirdik.
Nahl suresi 44-cü ayet

2. Sünneti nebevi s.a.a’den delil: Kuran’ı kendi görüşüne göre tefsir etmenin yasak olduşu hakkında Şii-Sünni kaynaklarında ittifak ile rivayet edilmiş, değişik senedleri olan sahih hadisler vardır.
inşaAllah biz burada konunun fazla uzamaması için 1 Şia ve 1 de sünni kaynaklı hadisi aktaracağız.

2-1. Şii kaynaklı hadisler: Şia ulemasından Ayyaşi, Saduk ve diğer muhaddis ve müfessirler konu hakkında bir çok hadis rivayet etmiştirler.
Bu konuda Şeyh Saduk r.a imam Rıza a.s’dan şöyle rivayet etmektedir:

…Ebu Salt el-Herevi dedi ki: imam Rıza a.s (Ali b. Cehm’e) cevaben dedi ki: Vay senin haline ey Ali! Allah’tan kork, kötülükleri Enbiya a.s’ma nispet verme! Allah’ın kitabını kendi reyin ve görüşünle tevil etme. Allah-u Teala buyurmuştur ki: “Onun tevilini (yorumunu) Allah’tan ve ilimde derinleşenlerden başkası bilmez.” (Al-i İmran, 7)
Şeyh Saduk r.a, “Uyunu Ahbar er-Rıza a.s”, 1/192, hadis 1

2-2. Sünni kaynaklı hadisler: ehli sünnet ulemasından Tirmizi, Nesai ve daha bir çok muhaddis konu hakkında ibni Abbas r.a tariki ile Nebi s.a.a’den hadisler rivayet etmiştirler.
Tirmizi’nin konu hakkında ibni Abbas r.a’dan rivayet ettiği hadis şöyledir:

…ibni Abbas r.a dedi ki: Rasulullah s.a.a şöyle buyurdu: “Kim bilgisiz veya kasıtlı olarak Kur’ân ayetleri hakkında konuşur ve hüküm verirse Cehennem’deki yerine hazır olsun.”
Hadisten sonra Tirmizi diyor ki:

bu hadis hasen sahih’tir.
Tirmizi, “Sünen”, Tefsir kitabı, hadis 2950
 

(((__meftun__)))

Kurallara Uymadı
Üyemiz
Katılım
8 Ağustos 2011
Mesajlar
457
Tepkime puanı
5
İllaki ama bunun yanında Dirayet Tefsirleri de vardır... Müfessir kendi mükemmel alt yapısını yorumuna taşımış ve o meyanda ayetleri tefsir etmiştir... Ayetlerin mesajının hilafına kalınmadığı müddetçe bu şekilde yazılan tefsirler de mükemmeldir...
 

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
Ayetlerin mesajının hilafına kalınmadığı müddetçe bu şekilde yazılan tefsirler de mükemmeldir...
Yorumunuz için allah razı olsun, bu konularda sizin daha tecrübeli olduğunuzu sanıyorum hocam, değerli bilgilerinizden istifade etmek umuduyla hayırlı forumlar.
 

(((__meftun__)))

Kurallara Uymadı
Üyemiz
Katılım
8 Ağustos 2011
Mesajlar
457
Tepkime puanı
5
Est... Allah razı olsun... Geçilen güzel konuları yalnız bırakmamaya çalışıyoruz... Yaptığımız budur...

Zaten akıl da olsa salt akıl bazı şeylere vakıf olamıyor...
Mesela Bakara Suresi'nin ilk ayetlerinde şöyle bir ayet var:
"Kafirlere gelince. (Ey Muhammed) onları uyarsan da uyarmasan da onlar müsavidirler. Asla iman etmezler..."
Salt akıl, burada bir problemin varlığına şahit oluyor tebliğ mekanızması olarak... Lakin bilgiye vakıf olamıyor... Ayete bakarsak, kafirleri uyarmanın bir anlamı yoktur... Akıl buna hükmediyor... Lakin, rivayete baktığımız da, burada kastedilen kafilerin hususiyet arzettiğini Mekke'de Peygambermiz'le mücadele eden ve O'na iman etmeyen bir kaç kafiri ifade ettiğini anlıyoruz...
Dolayısıyla "salt akıl"la Kur'an'ı yorumlamak biraz tehlikelidir... Bundan mütevellit "Dirayet Tefsirleri Sahipleri" de akl'ın alt yapısını bilgileriyle donatmışlardır...
"(Sanırım sadece akılla) Fetva vermeye cüretkar olanlarınız Cehennem'e de hazır olanlarınızdır..." Peygamber buyruğu da buna delalet ediyor...
Selamlar...
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Selamun Aleykum Hosgeldiniz..Umreniz nasil gecti?Ozellikle Bayram da eminim yasadiginiz en guzel bayramlardan biri olmustur..
evet Adminim dedigi gibi Sizin Fikhi ilminizden istifade etmek isteriz..
Her Ilmin bir Ehli vardir...zamaninda Tuba KIZ kur`an kursunda Talebe iken orada bulunan bir hocamizin sozu kulagiima kupe olarak kalmis olacak ki Sizin ile paylasmak istedim.. dedigi su idi:
"Kim ilim yönünden gelişir, hidayet yönünden gelişmezse o gittikçe Allah'tan uzaklaşır."
demek ki insan kendini ilmi yonden geliştirdikce imani,ahlaki,insani, sabri ve hosgoru ile de kendini yetistiremezse.. malesef o ilmi ile cok fazla da hizmet veremez...
bu benim sahsi gorusum..
Burada ilmi derun oyle insanlar vardir ama insanlara yaklasimlari SIFIR...
Her an Sinirli, Asabi, kavgaci, insanlari ozellikle genclerii yargilayan..sanki kendileri Cennet ehli olarak dogmus hic zamaninda genc olmamis.. hic bir gunaha bulasmamis veli insan olduklarini dusunuyor.. ve ilimleri ile kibre girdikce aslinda tevazu makamindan neler kaybediklerinin farkinda degiler....
 

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81

Burada ilmi derun oyle insanlar vardir ama insanlara yaklasimlari SIFIR...
Her an Sinirli, Asabi, kavgaci, insanlari ozellikle genclerii yargilayan..sanki kendileri Cennet ehli olarak dogmus hic zamaninda genc olmamis.. hic bir gunaha bulasmamis veli insan olduklarini dusunuyor.. ve ilimleri ile kibre girdikce aslinda tevazu makamindan neler kaybediklerinin farkinda degiler....
Adeta ağzınızdan bal damlıyor hocam allah razı olsun, kgüll..,
 

(((__meftun__)))

Kurallara Uymadı
Üyemiz
Katılım
8 Ağustos 2011
Mesajlar
457
Tepkime puanı
5
Tecrübeler en az bilgiler kadar önemlidir...
Muhataba bilgi sunmanın... Bazı mes'eleleri tesbit etmenin... Fetvaları yerli yerince ifade etmenin... Tecrübeyle de alakası vardır...
İmam Azam Ebu Hanife başta olmak üzere bir çok müctehid bazı fetvalarından rücu etmişler ve akabinde de aynı mes'ele üzerinde farklı ictihatlarda bulunmuşlardır... Dün bu durumun ismi farklı da olsa bugün bu durumu tecrübi bir hal şeklinde isimlendirebiliriz...
Engin bir tecrübe... Donanımlı bir ilim... Kucaklayıcı bir fetva olmayınca... Asabiyet merkeze oturur ki zaman zaman bizler de böyle hatalara düşebiliyoruz...
İmam Azam Ebu Hanife'nin talebeleri bir çok görüş ve fetva ve ictihatlarında hocalarına muhalefet etmişler ve kendisinin aksi manada mes'eleleri hükümlendirmişlerdir...
Aralarında ne bir husumet... Ne bir çirkinlik... Ne de bir asabiyet belirmiştir...

NOT: Umre gayet iyi geçti... Bayramda ve Kadir Gecesi'nde Mekke'de olmak benim için en nadide bir zaman dilimiydi... Rabb'ime şükrediyorum...
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
"Imam Azam Ebu Hanife'nin talebeleri bir çok görüş ve fetva ve ictihatlarında hocalarına muhalefet etmişler ve kendisinin aksi manada mes'eleleri hükümlendirmişlerdir...
Aralarında ne bir husumet... Ne bir çiirknlik... Ne de bir asabiyet belirmiştir..."

iste bizim en buyuk eksigimiz...herseye kisisel bakar..kisisel hiddetlenir..asabilestigimizde de olay cok çirkin bir sekilde ortaya cikar ve etrafida rahatsiz eder...
insanlarin Islam hakkinda olumsuz dusunmelerine vesile olabiliyoruz...
Tecrube Hakkinda dediklerinize katiliyorum lakin sunu da unutmiyalim ki;Hani her olay ve esyanin bir olumlu bir de olumsuz yonu oldugu gibi..
Tecrubenin de uzerimizde hep olumlu ve OLUMSUZ etkiisi vardir...
aslinda tecrubenin golgesi hep uzerimizde. bu golge bazen
Bizi asiri gunesten koruyor, bazen de gunes isigindan yoksun birakabiliyor....
yani her zaman sizi daha ileriye goturemeyebiliyor. o yuzden tecrubelere dogrudan guvenmek degil, onlari devamli sorgulamak
ve nerede Hata yaptigimizi ve tekrarlamamasi icin ibret ve ders almamiz gerektigine inaniyorum...
 

(((__meftun__)))

Kurallara Uymadı
Üyemiz
Katılım
8 Ağustos 2011
Mesajlar
457
Tepkime puanı
5
Kişisel derken bu baglamda da dengeyi saglamak gerekli...
Insanlar okusunlar, bilgi sahibi olsunlar, ögretmenleri, alimleri, hocalari ve ders aldiklari önderleri olsun lakin, kisi ismine de sadik olsun, Mehmet ise Mehmet kalsin...
Mehmet birisi Hocasi Ahmet olmamali diye düsünüyorum...
Mesela ders aldigim bir manevi önder, ya da hoca ya da alim biri falanca Hocaefendi'yi elestirebilir, mesela Ahmet olarak lakin ben alt yapimi olusturmussam ben de bir Tahsin olarak hocamin elestirdigi hocaefendiyi makul görebilirim bir Tahsin olarak...
Bu dengeyi de muhafaza etmek gerekir diye düsünüyorum...
Kirginliklarimiz... Kizginliklarimiz... Sitemlerimiz... Asabiyetlerimiz...
Biraz da bundan mütevellit olusuyor diye düsünüyorum...
 

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
Kişisel derken bu baglamda da dengeyi saglamak gerekli...

***********

Bu dengeyi de muhafaza etmek gerekir diye düsünüyorum...
Kirginliklarimiz... Kizginliklarimiz... Sitemlerimiz... Asabiyetlerimiz...
Biraz da bundan mütevellit olusuyor diye düsünüyorum...
:tamam:.Tabi, mutlaka denge önemlidir hocam, eğer dengeyi sağlayamazsak allah korusun dargınlık, küskünlük vs,lerden kurtulamayız, dediğiniz gibi ahmet ahmet olarak kalsın, bizde biz olarak kalalım

XXX
mütevellit Kelimesinin Anlamı bilmeyenler içinaawwe..
mütevellit Kelimesinin Anlamı Nedir?

mütevellit
Kelime türü : sıfat eskimiş Arapça mutevellid
1. sıfat, eskimiş Doğmuş, dünyaya gelmiş
2. mecaz Meydana gelmiş, ileri gelmiş
"Gönlüm arzu ile korkudan, muhabbet ile nefretten mütevellit duygularla mütehassis olduğu hâlde gidiyordum."

A. H. Müftüoğlu​
 
Üst Alt