Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Tasavvuf
tasavvufun gayesi
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ravza seyda" data-source="post: 62438" data-attributes="member: 3688"><p>Tasavvufun pek çok gaye ve amaçları vardır.bunlardan bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz;</p><p>Allah’ın ahlakıyla ahlaklanmak. Yani kalp ve ruhunu, Cenab-ı Hakk’ın razı olduğu sıfatlarla donatmaya çalışmak. İlahi ahlak, en kısa ifadesiyle, “Kur’an ahlakıdır:”</p><p></p><p>Sünnet-i seniyyeye ittiba. Yani, Resulullah’ın hayatını örnek almak, Onun gibi yaşamaya çalışmaktır. Sünnete ittiba, velayet yolları içinde en güzeli, en müstakimi, en parlağı, en zenginidir. Kur’ân’ın ifadesiyle Hz. Peygamber, “usve-i hasene”dir (Ahzab, 51) Yani, model insandır, en güzel örnektir.</p><p></p><p>Nefsi terbiye. Tabiatında günahlara meyil bulunan nefis, terbiye ile güzel bir vaziyet kazanabilir. Nefis, ilk haliyle ham petrole benzer. Arındırılmazsa bir işe yaramaz, hatta zarar verir. Fakat iyi bir terbiyeden geçerse, ondan çok istifade edilir.</p><p></p><p>Kesb-i kemal, seyr-i cemâl. Bedenen büyüyen insan, ruhen de büyümelidir. “Büyük insan bedenen büyük olan değil, manen büyük olandır. Çekirdeğin ağaç olmaya çalışması gibi, insanın da hedefi, insan-ı kâmil derecesine ulaşmak olmalıdır. Bu dereceye gelen insan, İlâhi san’at eserlerini seyir ve temaşadan büyük bir haz ve lezzet alır. Kainat kitabının anlayışlı bir mütalaacısı olur.</p><p></p><p>Allah’a kurbiyet. Yani, Allah’a yakınlık kazanmak. Şüphesiz, bu kurbiyet, mekanî bir yakınlık değildir. Bir subayın rütbece ilerlediğinde padişaha daha yakın olması, veya bir talebenin ilimde ilerledikçe hocasına daha iyi muhatab olması şeklindedir.</p><p></p><p>İhsan mertebesine ulaşmak. Hz. Peygamberin (asm.) tarifinde ihsan, “Allah’ı görür gibi ibadet etmektir.” Bu mertebedeki mümin, kendini Allah’ın huzurunda görür, huzur içinde yaşar. Daha cennete gitmeden, iç aleminde cennetin lezzetlerini hisseder.</p><p></p><p>İhlası elde etmek. İhlas, yapılan amelin Allah emrettiği için yapılmasıdır. Kurtuluş, ancak ihlas iledir. İhlasın zıddı, riyadır. Riya ise, yapılan işin gösteriş için yapılmasıdır. Kendi haline bırakılan nefis, riyaya yönelir. Terbiye edilen nefis ise, böyle aşağı şeylere tenezzül etmez; doğrudan doğruya Allah’a müteveccih olur.</p><p>*alıntı*</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ravza seyda, post: 62438, member: 3688"] Tasavvufun pek çok gaye ve amaçları vardır.bunlardan bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz; Allah’ın ahlakıyla ahlaklanmak. Yani kalp ve ruhunu, Cenab-ı Hakk’ın razı olduğu sıfatlarla donatmaya çalışmak. İlahi ahlak, en kısa ifadesiyle, “Kur’an ahlakıdır:” Sünnet-i seniyyeye ittiba. Yani, Resulullah’ın hayatını örnek almak, Onun gibi yaşamaya çalışmaktır. Sünnete ittiba, velayet yolları içinde en güzeli, en müstakimi, en parlağı, en zenginidir. Kur’ân’ın ifadesiyle Hz. Peygamber, “usve-i hasene”dir (Ahzab, 51) Yani, model insandır, en güzel örnektir. Nefsi terbiye. Tabiatında günahlara meyil bulunan nefis, terbiye ile güzel bir vaziyet kazanabilir. Nefis, ilk haliyle ham petrole benzer. Arındırılmazsa bir işe yaramaz, hatta zarar verir. Fakat iyi bir terbiyeden geçerse, ondan çok istifade edilir. Kesb-i kemal, seyr-i cemâl. Bedenen büyüyen insan, ruhen de büyümelidir. “Büyük insan bedenen büyük olan değil, manen büyük olandır. Çekirdeğin ağaç olmaya çalışması gibi, insanın da hedefi, insan-ı kâmil derecesine ulaşmak olmalıdır. Bu dereceye gelen insan, İlâhi san’at eserlerini seyir ve temaşadan büyük bir haz ve lezzet alır. Kainat kitabının anlayışlı bir mütalaacısı olur. Allah’a kurbiyet. Yani, Allah’a yakınlık kazanmak. Şüphesiz, bu kurbiyet, mekanî bir yakınlık değildir. Bir subayın rütbece ilerlediğinde padişaha daha yakın olması, veya bir talebenin ilimde ilerledikçe hocasına daha iyi muhatab olması şeklindedir. İhsan mertebesine ulaşmak. Hz. Peygamberin (asm.) tarifinde ihsan, “Allah’ı görür gibi ibadet etmektir.” Bu mertebedeki mümin, kendini Allah’ın huzurunda görür, huzur içinde yaşar. Daha cennete gitmeden, iç aleminde cennetin lezzetlerini hisseder. İhlası elde etmek. İhlas, yapılan amelin Allah emrettiği için yapılmasıdır. Kurtuluş, ancak ihlas iledir. İhlasın zıddı, riyadır. Riya ise, yapılan işin gösteriş için yapılmasıdır. Kendi haline bırakılan nefis, riyaya yönelir. Terbiye edilen nefis ise, böyle aşağı şeylere tenezzül etmez; doğrudan doğruya Allah’a müteveccih olur. *alıntı* [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün 3 rekat olan son namazı nedir?
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Tasavvuf
tasavvufun gayesi
Üst
Alt