- Katılım
- 17 Şubat 2012
- Mesajlar
- 102
- Tepkime puanı
- 0
Selâmünaleyküm.İnsan'ın zaman zaman içinde bulunduğu hallerden biridir sükut...Kafam karışır,zihnim bulanır,sükut;filtre görevi görür..Herşey durulur,yerli yerine oturur..İnsan'ın kendine dönüş yolculuğudur sükut..
Mevlânâ,eserlerinde sükut'a dair misal yollu : _Susmak denizdir,söylemek ise dere...Sen niye dereye koşuyorsun ?.Oysaki deniz seni çağırıyor..Dünya işlerine ait dedikodular peşinde koşmayı bırak(dereye koşmayı bırak),bir damla su misali,denize kavuşmaya koş...
Sükut'a erenler,ben dedikleri benliklerine ait bir varlığın olmadığını idrâk ederler,yokluk hiçlik bilincine ulaşırlar;varlık HAKK'ın varlığı derler,diyen'de kendi dilinde yine HAKK'ın kendisidir..(Bu idrâk ancak,Tek'ten çok'a bakış açısı ile bilinç ve şuur byutunda oluşur ve yaşanır)
Ehli bir kişinin sözleri aklıma geldi:_''Önemli olan,oluşan olaylar ve hadiseler değil ! Olaylara karşı bizim gösterdiğimiz tepkimiz ve yaklaşım şeklimizdir...''
O halde,günümüzde Kur'ân'ı nasıl okumalıyız?.Cevabı sanırım yukardaki bu bakış açısında gizli..
Günümüzde yaşadığımız olaylar ve hadiseler karşısında bu olay ve hadiselere ;1400.yıl önce Kur'ân Âyetleri hangi mecâz ve benzetmelerle cevaplar vermiş ve çözümler geirmiştir ?Yani;günümüzde yaşanan olaylara karşı , Kur'ân'ın gösterdiği tepki ve yaklaşım,1400.yıl önce nasıldı?.Neydi ?..Beyin aynasında bu sentezi muhakeme yoluyla yapabilene mübârek olsun..Bu çağda insanlar'ın buna çok ihtiyacı var..
Sanki 1400.yıl önce ve daha eskilerde yaşananlar ,günümüzde yaşanmıyor mu?..
İçerikler aynı,tarzlar,zaman ve mekânlar ,kültürler,anlayışlar,lisanlar farklı..Kur'ân-ı Kerîm'i birde bu anlayış ve bakış açısıyla OKU'maya çalışalım..
Hakikâtı ,mecâzlarda aramıyalım,yada mecâzları hakikat sanmayalım..Konuya realist düşünce ile,objektif bakmak gerekir..Konuya vakıf vukûf ehli kişiler ne demek istediğimi anladılar..Her ne kadar sürçü lisân ettiysem affola..
Mevlânâ,eserlerinde sükut'a dair misal yollu : _Susmak denizdir,söylemek ise dere...Sen niye dereye koşuyorsun ?.Oysaki deniz seni çağırıyor..Dünya işlerine ait dedikodular peşinde koşmayı bırak(dereye koşmayı bırak),bir damla su misali,denize kavuşmaya koş...
Sükut'a erenler,ben dedikleri benliklerine ait bir varlığın olmadığını idrâk ederler,yokluk hiçlik bilincine ulaşırlar;varlık HAKK'ın varlığı derler,diyen'de kendi dilinde yine HAKK'ın kendisidir..(Bu idrâk ancak,Tek'ten çok'a bakış açısı ile bilinç ve şuur byutunda oluşur ve yaşanır)
Ehli bir kişinin sözleri aklıma geldi:_''Önemli olan,oluşan olaylar ve hadiseler değil ! Olaylara karşı bizim gösterdiğimiz tepkimiz ve yaklaşım şeklimizdir...''
O halde,günümüzde Kur'ân'ı nasıl okumalıyız?.Cevabı sanırım yukardaki bu bakış açısında gizli..
Günümüzde yaşadığımız olaylar ve hadiseler karşısında bu olay ve hadiselere ;1400.yıl önce Kur'ân Âyetleri hangi mecâz ve benzetmelerle cevaplar vermiş ve çözümler geirmiştir ?Yani;günümüzde yaşanan olaylara karşı , Kur'ân'ın gösterdiği tepki ve yaklaşım,1400.yıl önce nasıldı?.Neydi ?..Beyin aynasında bu sentezi muhakeme yoluyla yapabilene mübârek olsun..Bu çağda insanlar'ın buna çok ihtiyacı var..
Sanki 1400.yıl önce ve daha eskilerde yaşananlar ,günümüzde yaşanmıyor mu?..
İçerikler aynı,tarzlar,zaman ve mekânlar ,kültürler,anlayışlar,lisanlar farklı..Kur'ân-ı Kerîm'i birde bu anlayış ve bakış açısıyla OKU'maya çalışalım..
Hakikâtı ,mecâzlarda aramıyalım,yada mecâzları hakikat sanmayalım..Konuya realist düşünce ile,objektif bakmak gerekir..Konuya vakıf vukûf ehli kişiler ne demek istediğimi anladılar..Her ne kadar sürçü lisân ettiysem affola..