Suç bizde mi? Yoksa çevrede mi? Suçlu kim?

sevgisiz olmaz

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
306
Tepkime puanı
10
İnsan, her ne kadar irade sahibi bir varlık da olsa, ruhunun derinliklerinde daima kötüye ve kötülüğe karşı bir eğilim mevcuttur. Normal koşullarda her insan, içinde bulunan bu eğilimi iradesiyle bastırabilecek durumdadır. Fakat insan, iradesini kullanarak bu eğilime bir set çekmeye gayret gösterirken, aynı şekilde çevresi tarafından da çektiği bu seti yıkmak üzere baskı altında tutulur. Özellikle yaşadığımız çağda bu baskılar bir hayli artmış durumdadır. Bu baskılar belli bir seviyenin üzerine çıktığında, malesef çoğu insan için iradesi yetersiz kalır ve kötülük terazisi ağır basar.

Basitçe örneklendirelim; genel manada iyi olarak nitelendirebileceğimiz Sinan adında bir kişi üniversite kazanıyor ve İstanbul'a gidiyor. Orada geniş bir arkadaş çevresi ediniyor ve doğal olarak vaktinin çoğunu onlarla geçirmeye başlıyor. Bu kişiler uyuşturucu kullanıyorlar ve bir süre sonra Sinan'a da kullanması için baskı yapıyorlar(Buradaki baskı zorlama değil, samimiyeti kullanarak ikna etmektir.), uyuşturucunun güzelliklerinden, tüm dertleri nasıl unutturduğundan bahsediyorlar. Sinan, her ne kadar iradesini kullanarak kendi içinde buna karşı gelse de gerek arkadaşlarının samimiyeti ve sıcaklığı, gerek geçirdiği zor dönem ve arkadaşlarından uyuşturucunun dertleri yoketmesi konusunda dinledikleri dolayısı ile karşı koyamıyor, ve uyuşturucu kullanmaya başlıyor.

Burada asıl püf noktası şudur; muhtemelen pek çok kişi bu olay hakkında ''Sinan yeteri kadar iradeli olabilseyi uyuşturucuya başlamazdı, yani bu onun hatası.'' diyecektir, fakat rasyonel olarak düşündüğümüzde yanıldıklarını göreceğiz. Çünkü eğer uyuşturucu kullanan arkadaşları Sinan'a uyuşturucu fikrini aşılamasalardı, Sinan da iradesiyle buna karşı savaşa başlamayacaktı, dolayısı ile uyuşturucu ile hiç tanışmamış olacaktı. Yani Sinan'ın uyuşturucuya başlamasındaki temel unsur kendi iradesizliği değil, çevresi ve arkadaşlarıdır.

Şu şekilde özetlenebilir; bir insanı suça iten şey, iradesinin suça olan eğilime yenik düşmesidir, diğer bir ifadeyle içindeki iyi-kötü savaşını iyinin kaybetmesidir. İnsan normal koşullarda daha fazla iyilik katsayısına sahip iken, çevresi yüzünden kötülük katsayısı artar. Kötülük katsayısını artıran unsur da çevre olduğundan, insanı suça iten ana unsur kendisi değil çevresidir.
 

Hasret

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
29 Mart 2011
Mesajlar
337
Tepkime puanı
16
Bence suçlu insanın kendisidir. neden suç konu olunca çevrenin etkisi düşünülür de iyi şeyler hususunda düşünülmez anlamıyorum. birisi çıkıp evini arabasını herşeyini satıp bağış yapsa çıkıp ona diyebilir misiniz bunu sen yapıyorsun ama çevrenin etkisi var diye? aynı şekilde adolf hitlerin yahudileri sabun yapması konusunda çevresini mi suçlayacağız? o zaman cezalar kalkmalı, suçlar öz iradeyle değil çevrenin etkisi dahilinde oluyorsa suçun cezası çevreye verilmeli şahsa değil. herkesin öz iradesi vardır, bu irade dahilinde karar verir ve eylem gerçekleştirir. bunun çevresinden gördükleriyle ilgisi yoktur. "etkisi" vardır,. ilgisi yoktur. farkındalık yine senin elinde, yapıp yapmama senin tercihin.. vesselam.
 
Üst Alt