Su hayattır

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
Su gibi olmak nasıl bir şeydir acaba, hayatı su gibi yaşamak nasıldır? Su hayattır, derler.
Biraz düşününce evet, aslında su hayatı nasıl da betimler, öyle değil mi?
Su gibi duru, su gibi sade, su gibi akan bir hal nasıl da huzurludur aslında.
Aynı zamanda su gibi güçlü olmak, su gibi sabırlı olup delinmez denen dağları aşmak, aslında bize kendimizi anımsatmıyor mu?


Bazen kendimizi hiçbir şey yapamaz gibi hissederken, bazen de dağları yerinden oynatmaz mıyız?
Bunların hepsinin özünde yaşamın bize verdiği eşsiz bir güç durmakta ve bu güç hep bizimle olmaktadır.

Bazı insanlar biliriz çok ses getirmezler, hoş bir dere gibidirler ama yollarını bilirler, etrafında bulunanları beslerler, kendileri beslenirken başka yaşamlara da yaşam kaynağı olurlar.
Ancak bazı koşullar ellerinde değilken bir bakarsınız taşarlar.
Derler ya sessiz atın çiftesi pek olur diye, bu da öyle bir şey…
O taşma esnasında kendileri ile birlikte birçok hayatları da devirip geçebilirler.
Gönül ister ki bunlar hiç olmasın ama bazen bozarız hayatın dengesini ve karşılığını da alırız…


Bazı insanlar vardır, onlar hep akar sudur. Gürül gürül akarlar, kimseyi dinlemezler, tek duydukları ise kendi sesleridir.
Onlar için sadece önemli olan tabii ki kendileridir.
Bunun hep böyle süreceğini düşünürler ama bir gün doğa keser suyun kaynağını ve kurumuş kayalıklardan başka bir şey kalmaz geriye.
Gürül gürül akan zamanlarında kendi sesini dinleyenler, serinliğinden faydalananlar, bir bakarsınız kurumuş kayalıkların yanına dahi gelemez olurlar…

Bazı insanlar vardır, onlar göl gibidirler.
Yanlarında huzur bulursunuz, sakindir, durağandır.
Ne çok beslerler, ne çok gürültü yaparlar ama oradadırlar, güven verirler.
Sadece onlarla olmak bile insana yeter.
Hani yamacında leziz bir kahvaltı yaparsınız, güneş yeni doğmuştur, gölün duruluğu ve sessizliği yüreğinizin taa içine kadar işler ve sizi alır başka diyarlara götürür ya, işte bu insanlar da böyle bir şeydir.
Ne çok detaylı anlatılabilirler, ne de onlar olmadan olabiliriz.
Liman gibidirler; sakin ve güvenli.


Ve bazı insanlar vardır, onlar okyanus gibidirler.
Öyle engindirler, öyle derindirler ki, ne başlangıçları bilinir, ne de sonları…
Onlar yaşamdır, onlar sonsuzluktur, onlar sadece kocaman bir sevgidir, onlar çok aydınlık bir ışıktır.
Onlar sınırsız bir evrendir, onlar yaşamın ta kendisidir.
İçlerinde her şey vardır; acı, mutluluk, hayat, ölüm, sevgi, anlayış, kabul, bazen öfke, bazen gözyaşı.
Ama biliriz ki, onların varlığı bizim için büyük bir hediyedir.
Onlar daima bizim yanımızdadırlar, her ânımızda ve her koşulda.
Çıkarsız, hesapsız, sadece sonsuz bir sevgi çemberi içinde ve bizi her şeyimizle, her halimizle kabul etmiş bir biçimde hep bizimledirler.

Ne büyüktür yaşam gibi olmak, ne güzeldir, ne kadar huzurludur, ne kadar anlayıştır, ne kadar büyük bir huzurdur. Sadece bir an kendimizi yaşam gibi düşünelim, evet kapatalım gözlerimizi ve yaşamın kendisi olduğumuzu düşünelim, bırakalım kendimizi bu hissin içine ve yine izleyelim hislerimizi, ne kadar büyüdüğümüzü, neleri kapsadığımızı, yüreğimizi hissedelim. Bakalım kendimize, etrafımıza, yaşadığımız olaylara. Bakalım ve görelim bunların ne kadar da önemsiz; hiçbir şeyin evrende düşündüğümüz kadar büyük, üzüntülü, zor, bizi çıkmaza sokan bir durum olmadığına bakalım, görelim her şey ne kadar geçici… Bakalım sadece bize kalana.
Evet bize, sadece etrafımıza sunduğumuz sevginin geri döndüğüne, dostlarımıza, bize gülen yüzlere bakalım…
Bunları çoğaltabiliyorsak ne mutlu bize…dgüüll,.


( Mari CAMGÖZ’den )​
 
Üst Alt