Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Genel islami paylaşımlar
zekat
Sosyal dayanışmanın en önemli ışığı: Zekât
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Elifgül" data-source="post: 23142" data-attributes="member: 1043"><p style="text-align: center"><p style="text-align: center"><span style="color: #ff66cc"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Sosyal dayanışmanın en önemli ışığı: Zekât</span></span></span></p> </p><p></p><p></p><p style="text-align: left"><span style="color: #cc0099"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px">ıslâm’da, dinî vecibeler içinde namazdan sonra en büyük ehemmiyet ve kıymet, zekâta verilmiştir. Gerçekten de namaz, dinî hayatın direği, ıslâmî hayatın teminatıdır. Zekât ise, sosyal hayatın istinat noktasıdır. Namaz kılınmayan bir cem’iyette dinî yaşayış zayıflayıp sönmeye yüz tutacağı gibi, zekât emrinin tatbik edilmediği bir toplumda da sosyal huzur, birlik ve beraberlik kalmaz. Fakir ve zengin sınıflar arasında dayanışma ve yardımlaşma ortadan kalkar; sevgi ve saygı duyguları yok olur. Günümüz toplumlarının hâli buna açık bir delildir. Namaz ve zekât, biri kişinin iç dünyasını, diğeri de dış dünyasını düzenleyici iki ana direktir. Zekât, zenginlerin fakirlere yaptıkları basit bir yardım değildir. Zekât fakirin, zenginin malında olan bir hakkıdır. Allah, bu hakkı imtihan için zenginlerin malının içine koymuştur. Zekat, zengine emanet olarak bırakılmış fakire ait bir hediyedir. Kur’an-ı Kerîm’de bu husus şu şekilde belirtilmiştir: “Mü’minlerin mallarında dilencinin ve dilenmeyen fakirin bir hakkı vardır.” (Zâriyât, 19). Fakiri bulmak ve ona hakkını vermek görevi zengine aittir. Fakir, kapı kapı dolaşıp da zengin arayacak değildir. Zekâtı ödenmemiş bir mal, içinde “emanet” bulunduğu ve o an da “hıyanet” üzere bulunulduğu için temiz ve helâl olmaktan çıkar. Aslında zahiren “helal” yolla kazanılmış olsa bile, emanet yerine ulaştırılmadığı için bu zenginlik gayri meşrû bir varlık hâlini alır. Zekâtı ödendiğinde mal da temizlenmiş olur. Bu yüzden Efendiler Efendisi, “Malınızı zekâtla temizleyin.” buyurarak tüm Müslümanlara ilan etmişlerdir. </span></span></span></p> <p style="text-align: left"></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #cc0099"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">FAKıR, MıNNET ALTINA SOKULAMAZ</span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="color: #cc0099"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px">Bir zenginin, zekât verdiği fakiri minnet altında bırakmaya çalışması hiç yakışık alacak bir davranış değildir. Aynı şekilde fakirin de eziklik ve medyuniyet duygusu içine girip, bu nimeti “asıl göndereni” unutacak bir hale bürünmesi zekâtın farziyetinin ana gayesiyle bütünleşmez. Fakir, gelen nimeti sadece ve sadece Allah’tan bilecek, zengine minnet etmeyecektir. ıslam, müntesiplerinin izzetini en önemli şey olarak en önde tutmuştur. </span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="color: #cc0099"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px">Zekât vermekten kaçmanın, vermemek için bahaneler uydurmanın çok ağır manevi sorumlulukları vardır. Rabbimiz, zekâtını vermeyenlerin kıyamette çok büyük bir azapla karşılaşacağını haber vermektedir: “Kıyamet gününde stok edilen altın ile gümüşün üzerleri cehennem ateşinden kızdırılacak da mal biriktirenlerin alınları bunlarla dağlanacak ve onlara şöyle denilecek: ışte bu, (zekâtını vermeyip) stok ettiğiniz altınlar. Ve stok ettiklerinizin cezasını çekin.” (Tevbe, 34). Bir başka âyet-i kerîmede de şöyle buyruluyor: “Allah’ın fazlından verdiklerini kullarından esirgeyenler için o malın hayır olduğunu zannetme. Belki o mal, onlar için şerdir. Kıyâmet gününde fakirlerden esirgedikleri o mal, onların boyunlarına halka yapılacaktır.” (Âl-i ımrân, 180).</span></span></span></p> <p style="text-align: left"></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #cc0099"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">ZEKÂT NASIL VERıLıR? </span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="color: #cc0099"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px">Hangi mallara ne kadar zekât düşeceği, zenginlik miktarının ne olduğu ilmihal kitaplarında ayrıntılarıyla anlatılmıştır. Çiftçi, besici, esnaf, tüccar ya da başka meslek erbabının yaptığı işe ya da birikimine göre ne kadar zekât ödeneceği fıkıh kitaplarında ayrıntılarıyla anlatılmaktadır. Bir mü’minin kendi alanıyla ilgili dini bilgileri bilmesi farzdır. Çünkü, yaptığımız işlerden dolayı mes’ul tutulacağız. “Bilmiyordum!” gerekçesi mazeret olarak kabul edilmeyecektir. “Bilmen gerekiyordu.” denecektir. </span></span></span></p> <p style="text-align: left"></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #cc0099"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Zekât ne zaman ödenir? </span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="color: #cc0099"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px">Üzerine zekât düşen mal ve paraların zekâtı, o mal ve paranın üzerinden 1 sene geçtikten sonra, sene biter bitmez verilmelidir. Özürsüz olarak tehir etmek câiz görülmemiştir. Bir mü’min zekat vazifesini edâ etmeden ölürse günahkâr olur. </span></span></span></p> <p style="text-align: left"></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #cc0099"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Sadaka ve zekâttan kim rahatsız olur?</span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="color: #cc0099"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px">Sadaka ve zekât vermek noktasındaki tereddütte, şeytan ve nefsin olumsuz baskısının önemi büyüktür. Her biri, insana, zekât ve sadakanın malda eksikliğe sebep olacağını ve neticede fakirlik gibi bir problemle karşı karşıya kalınacağını telkin ederler. Bu konuda Yüce Rabbimiz, onların telkinlerine mukabil bizlere şu uyarıda bulunmaktadır: “şeytan sizi fakirlikle korkutur (fakir düşeceğinizi söyleyerek sadaka vermekten geri kalmanızı ister) ve size çirkin şeyleri yapmayı emreder. Allah ise, size kendi katından mağfiret ve lütuf va’dediyor. şüphesiz Allah’ın lütfu geniştir, O bilendir.” (Bakara Suresi, 268)</span></span></span></p> <p style="text-align: left"></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #cc0099"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Zekât, malı artırır</span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="color: #cc0099"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px">Allah Rasulü (sas), sadaka ve zekâtın malı eksiltmediği bilakis artmasına sebep olduğu üzerinde ısrarla durur: “Sadaka (zekât), maldan hiçbir şey noksanlaştırmaz.” Rasûlullah (sas)’ın bu ifadesinden, Allah’ın mallara bereket vermesi neticesinde, görünürdeki noksanlaşmanın, bu bereketle ortadan kaldırılmasının anlaşılabileceği gibi; getirdiği sevap cihetiyle, az fedakârlıkla çok sevap kazandırması da anlaşılabilir. Zekâtın hem Hakk’a hem de halka karşı bir güvence unsuru olduğunu her sözü doğru olan Efendimiz’den (sas) öğrenmekteyiz: “Mallarınızı zekâtla koruyun, hastalarınızı sadaka ile tedavi edin, belalara karşı dualarla hazırlıklı olun.”</span></span></span></p> <p style="text-align: left"></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #cc0099"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Fıtır sadakasını unutmayalım </span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="color: #cc0099"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px">Yaratılışın bir şükür ifadesi olmak üzere, sevap kazanmak gayesiyle verilen Ramazan sadakasıdır. Hür, Müslüman ve asıl ihtiyacından fazla nisap miktarı bir mala sahip olan kişilerin vermesi gerekir. Sadaka-i fıtır, zekât gibi malın değil, başın zekâtıdır. Bunun için asıl ihtiyaçlardan fazla olan malın üzerinden bir yılın geçmesi ve ticaret malı olması şart değildir. Zekât kimlere verilirse, sadaka-i fıtır da onlara verilir. Verirken niyet etmek gerekir. Fakire sadaka-i fıtr olduğunu söylemeye gerek yoktur. Sadaka-i fıtr öncelikle mümkünse mükellefin bulunduğu yerdeki fakirlere verilmelidir. En son bayram namazına kadar vermek gerekir. </span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #cc0099"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Zekât, rahmeti çağırır</span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="color: #cc0099"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px">Zekâtın verildiği toplumlarda diğer canlılar bile ılâhî rahmetten istifade eder. Zekât verilmeyen toplumlarda şayet diğer canlılar olmasaydı, insanlar, ılâhî rahmetin tezahürü olan yağmurdan bile mahrum kalırlardı. </span></span></span></p> <p style="text-align: left"></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #cc0099"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">ZEKÂT VERENE MELEKLER DUA EDER </span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="color: #cc0099"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px">Allah Rasûlü (sas), zekâtı verilen bir malın artması için meleklerin her gün şöyle dua ettiklerini bildirir: “Her gün iki melek inerek, onlardan biri: ‘Allah’ım! Malını, Allah yolunda harcayıp infak edenin (malını bereketlendirmek suretiyle) arkasını getir.’ diye dua ederken, diğeri de, ‘Malı tutup cimrilik edenin malını telef et ya Rabbi!’ diye bedduada bulunur.” </span></span></span></p> <p style="text-align: left"></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #cc0099"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">EN HAYIRLI SADAKA </span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="color: #cc0099"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px">“Sadakanın en hayırlısı vereni fakirleştirmeyecek, alan kimseyi tekrar istemekten caydıracak miktarda olanıdır.” (Buhari, Zekât, 18) </span></span></span></p> <p style="text-align: left"></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #cc0099"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">ZEKÂT NEDıR?</span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="color: #cc0099"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px">Zekât, sözlükte “temizlemek, çoğalmak ve büyümek” anlamlarına gelir. ıslamî terminolojide ise, dinen zengin sayılan bir Müslümanın, seneden seneye malının belli bir miktarını Müslüman fakirlere Allah rızası için vermesidir. (Temlik: Verilen zekâtı fakirin mülkiyetine geçirmesi demektir.) </span></span></span></p> <p style="text-align: left"></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #cc0099"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">ZEKÂTIN HÜKMÜ NEDıR? </span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="color: #cc0099"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px">Zekât, ıslâm’ın 5 şartından birisidir. Namaz, oruç gibi farz-ı ayndır. Ancak onlar gibi bedenle değil mal ile yapılan bir ibâdettir. Hicretin ikinci senesinde farz kılınmıştır. Zekât, Kur’ân-ı Kerim’de 34 yerde zikredilmiştir. Farziyyeti, namaz ile birlikte Kur’an’da sürekli tekrar edilen şu âyet-i kerîme ile sâbittir. “Namazı kılın, zekâtı verin...” (Bakara, 43, 83, 110; Nûr, 56; Müzzemmil, 20; Nisâ, 77). </span></span></span></p> <p style="text-align: left"></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #cc0099"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">FAKıR TALEBELERE DE ZEKÂT VERıLEBıLıR</span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="color: #cc0099"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px">Özellikle büyük şehirlerde, orta ve yüksekokul seviyesindeki binlerce talebe büyük maddi sıkıntılar içinde okumaya çalışmaktadır. Sahipsiz ve çaresiz kaldıklarında kötü yollara sapma ihtimali çok fazla olan, kimsenin yardım etmediği bu gençleri ve ailelerini bulup, onları zekâtlarımızla desteklemek, vatana millete hayırlı birer evlat olarak yetişmelerini sağlamak bizim de görevimiz olmalıdır. Arkadaşlarının imkânları yerindeyken onların gönlü kırık ve kısıtlı imkânlarla okumaya çalışması, hatta bazılarının kabiliyetli olmasına rağmen okumayı bırakıp çalışma hayatına atılmak zorunda kalmaları bizleri de üzmelidir. Fakirliği yüzünden topluma ve ailesine küsen gençlerin ne büyük bir tehlike kaynağı olduğunu ise ifade etmeye gerek yok. </span></span></span></p> <p style="text-align: left"></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #cc0099"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">ZEKÂT VERMEYENıN HALı</span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="color: #cc0099"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px">Zekât vermekten kaçmanın, vermemek için bahaneler uydurmanın çok ağır manevi sorumlulukları vardır.</span></span></span></p> <p style="text-align: left"></p> <p style="text-align: left"><span style="color: #ff66cc"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">HÜSEYıN AVNı ATEş</span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="color: #ff66cc"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Ailem Dergisi</span></span></p> <p style="text-align: left"></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Elifgül, post: 23142, member: 1043"] [CENTER][CENTER][COLOR=#ff66cc][FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Sosyal dayanışmanın en önemli ışığı: Zekât[/SIZE][/FONT][/COLOR][/CENTER] [/CENTER] [LEFT][COLOR=#cc0099][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3]ıslâm’da, dinî vecibeler içinde namazdan sonra en büyük ehemmiyet ve kıymet, zekâta verilmiştir. Gerçekten de namaz, dinî hayatın direği, ıslâmî hayatın teminatıdır. Zekât ise, sosyal hayatın istinat noktasıdır. Namaz kılınmayan bir cem’iyette dinî yaşayış zayıflayıp sönmeye yüz tutacağı gibi, zekât emrinin tatbik edilmediği bir toplumda da sosyal huzur, birlik ve beraberlik kalmaz. Fakir ve zengin sınıflar arasında dayanışma ve yardımlaşma ortadan kalkar; sevgi ve saygı duyguları yok olur. Günümüz toplumlarının hâli buna açık bir delildir. Namaz ve zekât, biri kişinin iç dünyasını, diğeri de dış dünyasını düzenleyici iki ana direktir. Zekât, zenginlerin fakirlere yaptıkları basit bir yardım değildir. Zekât fakirin, zenginin malında olan bir hakkıdır. Allah, bu hakkı imtihan için zenginlerin malının içine koymuştur. Zekat, zengine emanet olarak bırakılmış fakire ait bir hediyedir. Kur’an-ı Kerîm’de bu husus şu şekilde belirtilmiştir: “Mü’minlerin mallarında dilencinin ve dilenmeyen fakirin bir hakkı vardır.” (Zâriyât, 19). Fakiri bulmak ve ona hakkını vermek görevi zengine aittir. Fakir, kapı kapı dolaşıp da zengin arayacak değildir. Zekâtı ödenmemiş bir mal, içinde “emanet” bulunduğu ve o an da “hıyanet” üzere bulunulduğu için temiz ve helâl olmaktan çıkar. Aslında zahiren “helal” yolla kazanılmış olsa bile, emanet yerine ulaştırılmadığı için bu zenginlik gayri meşrû bir varlık hâlini alır. Zekâtı ödendiğinde mal da temizlenmiş olur. Bu yüzden Efendiler Efendisi, “Malınızı zekâtla temizleyin.” buyurarak tüm Müslümanlara ilan etmişlerdir. [/SIZE][/FONT][/COLOR] [SIZE=3][COLOR=#cc0099][FONT=Comic Sans MS]FAKıR, MıNNET ALTINA SOKULAMAZ[/FONT][/COLOR][/SIZE] [COLOR=#cc0099][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3]Bir zenginin, zekât verdiği fakiri minnet altında bırakmaya çalışması hiç yakışık alacak bir davranış değildir. Aynı şekilde fakirin de eziklik ve medyuniyet duygusu içine girip, bu nimeti “asıl göndereni” unutacak bir hale bürünmesi zekâtın farziyetinin ana gayesiyle bütünleşmez. Fakir, gelen nimeti sadece ve sadece Allah’tan bilecek, zengine minnet etmeyecektir. ıslam, müntesiplerinin izzetini en önemli şey olarak en önde tutmuştur. [/SIZE][/FONT][/COLOR] [COLOR=#cc0099][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3]Zekât vermekten kaçmanın, vermemek için bahaneler uydurmanın çok ağır manevi sorumlulukları vardır. Rabbimiz, zekâtını vermeyenlerin kıyamette çok büyük bir azapla karşılaşacağını haber vermektedir: “Kıyamet gününde stok edilen altın ile gümüşün üzerleri cehennem ateşinden kızdırılacak da mal biriktirenlerin alınları bunlarla dağlanacak ve onlara şöyle denilecek: ışte bu, (zekâtını vermeyip) stok ettiğiniz altınlar. Ve stok ettiklerinizin cezasını çekin.” (Tevbe, 34). Bir başka âyet-i kerîmede de şöyle buyruluyor: “Allah’ın fazlından verdiklerini kullarından esirgeyenler için o malın hayır olduğunu zannetme. Belki o mal, onlar için şerdir. Kıyâmet gününde fakirlerden esirgedikleri o mal, onların boyunlarına halka yapılacaktır.” (Âl-i ımrân, 180).[/SIZE][/FONT][/COLOR] [SIZE=3][COLOR=#cc0099][FONT=Comic Sans MS]ZEKÂT NASIL VERıLıR? [/FONT][/COLOR][/SIZE] [COLOR=#cc0099][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3]Hangi mallara ne kadar zekât düşeceği, zenginlik miktarının ne olduğu ilmihal kitaplarında ayrıntılarıyla anlatılmıştır. Çiftçi, besici, esnaf, tüccar ya da başka meslek erbabının yaptığı işe ya da birikimine göre ne kadar zekât ödeneceği fıkıh kitaplarında ayrıntılarıyla anlatılmaktadır. Bir mü’minin kendi alanıyla ilgili dini bilgileri bilmesi farzdır. Çünkü, yaptığımız işlerden dolayı mes’ul tutulacağız. “Bilmiyordum!” gerekçesi mazeret olarak kabul edilmeyecektir. “Bilmen gerekiyordu.” denecektir. [/SIZE][/FONT][/COLOR] [SIZE=3][COLOR=#cc0099][FONT=Comic Sans MS]Zekât ne zaman ödenir? [/FONT][/COLOR][/SIZE] [COLOR=#cc0099][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3]Üzerine zekât düşen mal ve paraların zekâtı, o mal ve paranın üzerinden 1 sene geçtikten sonra, sene biter bitmez verilmelidir. Özürsüz olarak tehir etmek câiz görülmemiştir. Bir mü’min zekat vazifesini edâ etmeden ölürse günahkâr olur. [/SIZE][/FONT][/COLOR] [SIZE=3][COLOR=#cc0099][FONT=Comic Sans MS]Sadaka ve zekâttan kim rahatsız olur?[/FONT][/COLOR][/SIZE] [COLOR=#cc0099][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3]Sadaka ve zekât vermek noktasındaki tereddütte, şeytan ve nefsin olumsuz baskısının önemi büyüktür. Her biri, insana, zekât ve sadakanın malda eksikliğe sebep olacağını ve neticede fakirlik gibi bir problemle karşı karşıya kalınacağını telkin ederler. Bu konuda Yüce Rabbimiz, onların telkinlerine mukabil bizlere şu uyarıda bulunmaktadır: “şeytan sizi fakirlikle korkutur (fakir düşeceğinizi söyleyerek sadaka vermekten geri kalmanızı ister) ve size çirkin şeyleri yapmayı emreder. Allah ise, size kendi katından mağfiret ve lütuf va’dediyor. şüphesiz Allah’ın lütfu geniştir, O bilendir.” (Bakara Suresi, 268)[/SIZE][/FONT][/COLOR] [SIZE=3][COLOR=#cc0099][FONT=Comic Sans MS]Zekât, malı artırır[/FONT][/COLOR][/SIZE] [COLOR=#cc0099][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3]Allah Rasulü (sas), sadaka ve zekâtın malı eksiltmediği bilakis artmasına sebep olduğu üzerinde ısrarla durur: “Sadaka (zekât), maldan hiçbir şey noksanlaştırmaz.” Rasûlullah (sas)’ın bu ifadesinden, Allah’ın mallara bereket vermesi neticesinde, görünürdeki noksanlaşmanın, bu bereketle ortadan kaldırılmasının anlaşılabileceği gibi; getirdiği sevap cihetiyle, az fedakârlıkla çok sevap kazandırması da anlaşılabilir. Zekâtın hem Hakk’a hem de halka karşı bir güvence unsuru olduğunu her sözü doğru olan Efendimiz’den (sas) öğrenmekteyiz: “Mallarınızı zekâtla koruyun, hastalarınızı sadaka ile tedavi edin, belalara karşı dualarla hazırlıklı olun.”[/SIZE][/FONT][/COLOR] [SIZE=3][COLOR=#cc0099][FONT=Comic Sans MS]Fıtır sadakasını unutmayalım [/FONT][/COLOR][/SIZE] [COLOR=#cc0099][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3]Yaratılışın bir şükür ifadesi olmak üzere, sevap kazanmak gayesiyle verilen Ramazan sadakasıdır. Hür, Müslüman ve asıl ihtiyacından fazla nisap miktarı bir mala sahip olan kişilerin vermesi gerekir. Sadaka-i fıtır, zekât gibi malın değil, başın zekâtıdır. Bunun için asıl ihtiyaçlardan fazla olan malın üzerinden bir yılın geçmesi ve ticaret malı olması şart değildir. Zekât kimlere verilirse, sadaka-i fıtır da onlara verilir. Verirken niyet etmek gerekir. Fakire sadaka-i fıtr olduğunu söylemeye gerek yoktur. Sadaka-i fıtr öncelikle mümkünse mükellefin bulunduğu yerdeki fakirlere verilmelidir. En son bayram namazına kadar vermek gerekir. [/SIZE][/FONT][/COLOR] [SIZE=3][COLOR=#cc0099][FONT=Comic Sans MS]Zekât, rahmeti çağırır[/FONT][/COLOR][/SIZE] [COLOR=#cc0099][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3]Zekâtın verildiği toplumlarda diğer canlılar bile ılâhî rahmetten istifade eder. Zekât verilmeyen toplumlarda şayet diğer canlılar olmasaydı, insanlar, ılâhî rahmetin tezahürü olan yağmurdan bile mahrum kalırlardı. [/SIZE][/FONT][/COLOR] [SIZE=3][COLOR=#cc0099][FONT=Comic Sans MS]ZEKÂT VERENE MELEKLER DUA EDER [/FONT][/COLOR][/SIZE] [COLOR=#cc0099][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3]Allah Rasûlü (sas), zekâtı verilen bir malın artması için meleklerin her gün şöyle dua ettiklerini bildirir: “Her gün iki melek inerek, onlardan biri: ‘Allah’ım! Malını, Allah yolunda harcayıp infak edenin (malını bereketlendirmek suretiyle) arkasını getir.’ diye dua ederken, diğeri de, ‘Malı tutup cimrilik edenin malını telef et ya Rabbi!’ diye bedduada bulunur.” [/SIZE][/FONT][/COLOR] [SIZE=3][COLOR=#cc0099][FONT=Comic Sans MS]EN HAYIRLI SADAKA [/FONT][/COLOR][/SIZE] [COLOR=#cc0099][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3]“Sadakanın en hayırlısı vereni fakirleştirmeyecek, alan kimseyi tekrar istemekten caydıracak miktarda olanıdır.” (Buhari, Zekât, 18) [/SIZE][/FONT][/COLOR] [SIZE=3][COLOR=#cc0099][FONT=Comic Sans MS]ZEKÂT NEDıR?[/FONT][/COLOR][/SIZE] [COLOR=#cc0099][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3]Zekât, sözlükte “temizlemek, çoğalmak ve büyümek” anlamlarına gelir. ıslamî terminolojide ise, dinen zengin sayılan bir Müslümanın, seneden seneye malının belli bir miktarını Müslüman fakirlere Allah rızası için vermesidir. (Temlik: Verilen zekâtı fakirin mülkiyetine geçirmesi demektir.) [/SIZE][/FONT][/COLOR] [SIZE=3][COLOR=#cc0099][FONT=Comic Sans MS]ZEKÂTIN HÜKMÜ NEDıR? [/FONT][/COLOR][/SIZE] [COLOR=#cc0099][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3]Zekât, ıslâm’ın 5 şartından birisidir. Namaz, oruç gibi farz-ı ayndır. Ancak onlar gibi bedenle değil mal ile yapılan bir ibâdettir. Hicretin ikinci senesinde farz kılınmıştır. Zekât, Kur’ân-ı Kerim’de 34 yerde zikredilmiştir. Farziyyeti, namaz ile birlikte Kur’an’da sürekli tekrar edilen şu âyet-i kerîme ile sâbittir. “Namazı kılın, zekâtı verin...” (Bakara, 43, 83, 110; Nûr, 56; Müzzemmil, 20; Nisâ, 77). [/SIZE][/FONT][/COLOR] [SIZE=3][COLOR=#cc0099][FONT=Comic Sans MS]FAKıR TALEBELERE DE ZEKÂT VERıLEBıLıR[/FONT][/COLOR][/SIZE] [COLOR=#cc0099][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3]Özellikle büyük şehirlerde, orta ve yüksekokul seviyesindeki binlerce talebe büyük maddi sıkıntılar içinde okumaya çalışmaktadır. Sahipsiz ve çaresiz kaldıklarında kötü yollara sapma ihtimali çok fazla olan, kimsenin yardım etmediği bu gençleri ve ailelerini bulup, onları zekâtlarımızla desteklemek, vatana millete hayırlı birer evlat olarak yetişmelerini sağlamak bizim de görevimiz olmalıdır. Arkadaşlarının imkânları yerindeyken onların gönlü kırık ve kısıtlı imkânlarla okumaya çalışması, hatta bazılarının kabiliyetli olmasına rağmen okumayı bırakıp çalışma hayatına atılmak zorunda kalmaları bizleri de üzmelidir. Fakirliği yüzünden topluma ve ailesine küsen gençlerin ne büyük bir tehlike kaynağı olduğunu ise ifade etmeye gerek yok. [/SIZE][/FONT][/COLOR] [SIZE=3][COLOR=#cc0099][FONT=Comic Sans MS]ZEKÂT VERMEYENıN HALı[/FONT][/COLOR][/SIZE] [COLOR=#cc0099][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3]Zekât vermekten kaçmanın, vermemek için bahaneler uydurmanın çok ağır manevi sorumlulukları vardır.[/SIZE][/FONT][/COLOR] [COLOR=#ff66cc][FONT=Comic Sans MS]HÜSEYıN AVNı ATEş[/FONT][/COLOR] [COLOR=#ff66cc][FONT=Comic Sans MS]Ailem Dergisi[/FONT][/COLOR] [/LEFT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Genel islami paylaşımlar
zekat
Sosyal dayanışmanın en önemli ışığı: Zekât
Üst
Alt