- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 9,111
- Tepkime puanı
- 81
Sivas bıçak ve neşterleri
Türkler, medeniyetleri tarihleri kadar eski olan bir millet.
Destanlar devrinde dahi onların maden işlediği, çelikten kılıç ve kargı yaptıkları,bakır ve altını işledikleri dünya tarihçilerinin hem fikir olduğu konuların başında geliyor.
Türkü atsız, kılıçsız, yaysız ve oksuz düşünmek mümkün değildir.
Bu sebeptendir ki kılıç, kılıcın yapıldığı demir, ve bu kılıcı yapan demirci, halkın düşüncesinde üstün bir değer kazanmış.
Sivas yüzyıllardır başta halı ve kilim olmak üzere Türk el sanatlarını nadide örneklerinin üretildiği bir merkez konumundadır.
Sivas’ta yakın zamanlara kadar dokuma, deri, maden, gıda ve diğer iş alanlarında üretim yapan pek çok meslek grubu varmış.
Bunlardan biride bıçakçılık.
Bıçak sözü Kaşgarlı Mahmut’un Divanü Lügati’t-Türk’ünde bıçak söz biçek şeklinde geçmiştir.
Bunun yanında biçeklemek, bıçaklamak, bıçakla vurmak ve biçeklenmek, bıçak sahibi olmak fiilleri de geçirilmiş.
Bıçakçılık mesleğini konu ettiğimiz Sivas’ta, önceki asırlarda demir işlemeciliğine bağlı olarak bıçakçı, kilitçi, kılıççı, mismar, temürcü ve tüfekçi gibi çeşitli meslekler varmış.
Şimdi bunlardan sadece bıçakçılık ve demircilik sanatı hayatiyetini sürdürmeye çalışıyor.
2. Mahmut döneminde tutulan şeriye sicillerinde yer alan bilgilere göre, geçmişin gözde kılıçları bugün ki Subaşı hanının kuzey girişindeki kapının karşısına düşen yerdeki, kılıççılar çarşısında yapılıyormuş.
Zamanla kılıcın yerini güçlü silahlar alınca zamanla meslekte kendini değiştirmiş.
1827 yılında Sivas’ta 4 adet bıçakçı kaydedilmiş.
Bunlardan ikisi hakkında bilgi verilmiş ki, onların sahiplerinden birisi müslüman, diğeri de gayrimüslimmiş.
Yurt ansiklopedisindeki bilgilere göre de, 1980li yıllarda Sivas’ta 20 dolaylarında bıçakçı dükkanı mevcutmuş.
Tahminen 1890 yılında Sivas’a gelen gezgin yazdığı seyahatnamesinde özellikle Sivas bıçakları konusuna temas etmiş düşüncelerini şöyle dile getirmiş;
“Bu şehirde bıçakçılık çok ünlüdür. Sivaslı bıçakçılar ev ve cep bıçakları yanında cerrahi neşterler bile üretebilmektedirler”
Türkler, medeniyetleri tarihleri kadar eski olan bir millet.
Destanlar devrinde dahi onların maden işlediği, çelikten kılıç ve kargı yaptıkları,bakır ve altını işledikleri dünya tarihçilerinin hem fikir olduğu konuların başında geliyor.
Türkü atsız, kılıçsız, yaysız ve oksuz düşünmek mümkün değildir.
Bu sebeptendir ki kılıç, kılıcın yapıldığı demir, ve bu kılıcı yapan demirci, halkın düşüncesinde üstün bir değer kazanmış.
Sivas yüzyıllardır başta halı ve kilim olmak üzere Türk el sanatlarını nadide örneklerinin üretildiği bir merkez konumundadır.
Sivas’ta yakın zamanlara kadar dokuma, deri, maden, gıda ve diğer iş alanlarında üretim yapan pek çok meslek grubu varmış.
Bunlardan biride bıçakçılık.
Bıçak sözü Kaşgarlı Mahmut’un Divanü Lügati’t-Türk’ünde bıçak söz biçek şeklinde geçmiştir.
Bunun yanında biçeklemek, bıçaklamak, bıçakla vurmak ve biçeklenmek, bıçak sahibi olmak fiilleri de geçirilmiş.
Bıçakçılık mesleğini konu ettiğimiz Sivas’ta, önceki asırlarda demir işlemeciliğine bağlı olarak bıçakçı, kilitçi, kılıççı, mismar, temürcü ve tüfekçi gibi çeşitli meslekler varmış.
Şimdi bunlardan sadece bıçakçılık ve demircilik sanatı hayatiyetini sürdürmeye çalışıyor.
2. Mahmut döneminde tutulan şeriye sicillerinde yer alan bilgilere göre, geçmişin gözde kılıçları bugün ki Subaşı hanının kuzey girişindeki kapının karşısına düşen yerdeki, kılıççılar çarşısında yapılıyormuş.
Zamanla kılıcın yerini güçlü silahlar alınca zamanla meslekte kendini değiştirmiş.
1827 yılında Sivas’ta 4 adet bıçakçı kaydedilmiş.
Bunlardan ikisi hakkında bilgi verilmiş ki, onların sahiplerinden birisi müslüman, diğeri de gayrimüslimmiş.
Yurt ansiklopedisindeki bilgilere göre de, 1980li yıllarda Sivas’ta 20 dolaylarında bıçakçı dükkanı mevcutmuş.
Tahminen 1890 yılında Sivas’a gelen gezgin yazdığı seyahatnamesinde özellikle Sivas bıçakları konusuna temas etmiş düşüncelerini şöyle dile getirmiş;
“Bu şehirde bıçakçılık çok ünlüdür. Sivaslı bıçakçılar ev ve cep bıçakları yanında cerrahi neşterler bile üretebilmektedirler”