Sirkenin sağlığa yararları

Elifgül

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
7,320
Tepkime puanı
117
SİRKEnin Sağlığa faydaları;

-Kalp kasları dahil tüm kas yapısı güçlenir
-Hazmı kolaylaştırır
-Mide hararetini giderir
-Safrayı keser, safra rahatsızlıklarını giderir, akıntıları düzenler
-Diş etlerini ve diplerini düzeltir, onarır, mikroplardan arındırır
-Sirke ve bal ile hazırlanan preparatlar kolestrolü düşürür
-Nezle ve soğuk algınlığına sirkeli sıcak su ile buğu yapılabilir
-Ateşi düşürür
-Hemoroit için sirke katkılı sıcak su banyoları önerilir
-Ergenlik sivilcileri için her yemekten yarım saat önce 1 tatlı kaşığı elma sirkesi eklenmiş ılık su tavsiye edilir
-Varise iyi gelir
-Ekzema ve yaralara sürülürse kısa sürede iyileşme sağlanır
-Sirke ile sinameki kaynatılırsa saçların dökülmesini önler

Ev bakımında; -Mikroplara karşı etkili
-Cam ve aynada iz bırakmıyor
-Lekeleri çıkartıyor
-Krom, bakır ve pirinç parlatıyor

Yemeklerde; -Eti yumuşatıyor
-Sebzelerin ömrünü uzatıyor

Çamaşır yıkarken;
-Renkleri koyulaştırıyor
-Beyazlarda parlaklık sağlıyor
-Deodorant lekelerini çıkarıyor
-Ütülemede oluşan parlaklıkları gideriyor

Mutfakta;
-Porselenlere parlaklık veriyor
-Tencerelerin ömrünü uzatıyor
-Ovmaya gerek kalmadan fırını temizliyor
-Kötü kokuları yok ediyor

Vücut bakımında;
-Tazelik verici bir banyo toniği kabul ediliyor
-Kepeklere karşı son derece etkili
-Arı sokmalarını tedavi ediyor
-Su kaçarsa kulağa damlatılıyor


Mikroorganizmalar ile Gelen Şifa Kaynağı: Sirke

Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: ''Ya Rabbi, sirkeye bereket ver. Sirke, ne güzel nimettir. Benden önceki enbiyanın katığı da sirke idi. Sirke olan evin, başka katığa ihtiyacı yoktur.''

Hadis-i Şerif [İbn-i Mace]

Üzerinde binlerle mikroorganizma yaşamayan bir toprak parçası, havada bir toz, bir su damlası ve hatta hiç bir insan kılı mevcut değildir. Mikroorganizmalar, diğer hayvan ve bitkiler gibi canlı mahluklar olmakla birlikte, bunların insanlara zararlı veya faydalı olmak gibi bir gayeleri yoktur. Bunların yegane gayeleri, her canlı da olduğu üzere yaşama arzusu olmakla birlikte, insanoğlu için sağladıkları yararlar inkâr edilemez. Bir önceki konumuzda, sütten yoğurdu oluşturan iki mikroorganizma Lactobacillus bulgaricus ve Streptococcus thermophilus ile başlamıştık, "adı küçük" canlıların marifetleri arasındaki yolculuğumuza. Yolculuğumuz, bu yazımızda hazmı kolaylaştırıcı ve iştah açıcı etkisinden dolayı bir çok yemek ve salatada çeşni olarak kullandığımız sirkenin oluşumu ve bu oluşum sürecine katılan mikroorganizmalar ile devam edecek.

Sirke, oluşum süreciyle ibrete haiz bir besin maddesidir. Sirkenin oluşum süreci iki aşamalı gerçekleşmektedir. Vurgu yapmaya değer nokta şudur ki, birinci aşamada insanoğlu için damlası zehir sayılan etil alkol oluşmakta, bunu takip eden ikinci aşamada ise bir çok meşhur hadis-i şerifte kendisinden övgü ile söz edilen, tabii bir ilaç olarak nitelendirilebilecek sirke teşekkül etmektedir. Sirkenin ayrıca mikroorganizmaları öldürücü özelliği bilinmektedir.



Oluşumun birinci aşamasında, etkin olan mayalar Saccharomyces cinsi mayalar olup, bu mayalar başlıcaları üzüm ve elma olmak üzere çeşitli yaş ve kuru meyvelerde (incir, armut vb.) ve maltta (çimlenmiş arpa) bulunan şekerleri etil alkole (etanola) dönüştürürler ki, bu dönüşüm mutlak oksijensiz (anerobik) bir ortam gerektirmektedir. Bu reaksiyon kimyasal olarak aşağıdaki şekilde özetlenebilir:
C6H12O6 + 2 CO2

C2H5OH (Etil alkol)
İkinci aşamada ise çeşitli Acetobacter spp. türleri, kendileri için en uygun sıcaklık derecesinde (28 - 30 °C civarlarında) ve oksijen varlığında (hava ile temas eden bir ortamda) etil alkolü, asetik aside parçalarlar. Bu reaksiyonu da kimyasal olarak şu şekilde özetleyebiliriz:
C2H5OH + O2

CH3COOH (Asetik asit) + H2O

Sirke'nin "sirke" olarak nitelendirilebilmesi için içerdiği asetik asit miktarının en az % 4 olması gerekmektedir. Sirke üretiminde yaygın olarak kullanılan Acetobacter spp. (Acetobacter acetogenum, Acetobacter curum vb.) türlerinin yanında, Gluconobacter türleri de kullanılabilir. Sonuçta başlangıçta kullanılan meyve ve kullanılan bakteriye göre değişik aroma ve lezzetlerde sirke oluşur.

Geleneksel sirke üretiminde, meyve suyunda önce alkol fermentasyonu gerçekleştirilir ve ortamdaki alkol oranı % 11 - % 13 düzeylerine çıkar. Bunu takiben oluşan etil alkol, asetik asit bakterileri tarafından asetik asite parçalanırlar. Bu yöntemle sirke üretimi oldukça yavaş gerçekleştiğinden ve oluşumun ilerleyen seviyelerinde yüzeyde bazı maya ve küflerin gelişmesine yol açacağından ve sirkenin lezzetini bozacağından pek tavsiye edilmez. Bir diğer metot, etil alkole dönüşmüş meyve suyunu içeren sıvının kazana konup, üzerine aktif sirke bakterisi içeren sirke ilavesini kullanır ki bu metot yavaş metot olarak bilinir. İlave edilecek sirke toplam hacmin üçte biri kadar olmalıdır.
Gelelim, yazımızın başında doğal şifa kaynağı olarak nitelendirdiğimiz

sirkenin bazı yararlarına:
(1) Sirke, ateş düşürücü, vücuda sakinlik ve ferahlık verici en zararsız maddedir.
(2) Ferahlatıcı kokusu sayesinde, baygınlıklarda hastayı uyandırıcı tesire sahiptir.
(3) Kanı sulandırır.
(4) Safrayı keserek, safra akıntısını düzenler.
(5) Kanamaları kısa zamanda kestiği bazı kaynaklarda belirtilmektedir.
(6) Hıçkırıkların giderilmesine yardım eder. (Sirke suyuna batırılmış bir parça şeker, yavaş yavaş emilir.)
(7) Sirke ile yapılacak gargara diş etlerini ve dişleri sağlığa kavuşturur.
(8) Sinemekiyle kaynatılıp içildiği takdirde, kabızlığa iyi geldiği kaynaklarda geçmektedir.

Alıntıdır
 
Üst Alt