Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Sağlıklı yaşam
Psikoloji
Sinestezi: Renkleri duymak,şekilleri tatmak...
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ceylannur" data-source="post: 22310" data-attributes="member: 1208"><p style="text-align: center"><strong><span style="color: red">SİNESTEZİ: RENKLERİ DUYMAK,ŞEKİLLERİ TATMAK...</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong></strong></p> <p style="text-align: center"><strong>Uyandıkları her sabah kendine has ve değişik. Basitçe gazete okurken bile okudukları her bir kelimede gözlerinin önünde bambaşka renkler parlıyor. Beethoven'ın konçertolarından birini dinlemek onlar için bir havai fişek gösterisine dönüşüyor. Kapı çaldığında çevrelerinde farklı büyüklükte üçgenler görüp, gökkuşağına baktıklarında çeşit çeşit sesler duyuyorlar. İşte tüm bunlar sanrılar gören birinin değil, sinestezi hastalığına sahip bireylerin yaşadıkları.</strong></p> <p style="text-align: center"><strong></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><img src="https://www.biltek.tubitak.gov.tr/gelisim/psikoloji/images/sinestezib.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></strong></p> <p style="text-align: center"><strong></strong></p> <p style="text-align: center"><strong>Jane Mackay'in "Tchaikovsky'nin 1. Piyano Konçertosu" isimli bu tablosunda görme ve</strong></p> <p style="text-align: center"><strong>duyma arasında bir köprü kurularak sinestezik bir algı yaratılmaya çalışılmış.</strong></p> <p style="text-align: center"><strong></strong></p> <p style="text-align: center"><strong>Sinestezi Yunanca kökenli bir kelime olup birleşik duyu anlamına geliyor. Sinestezi hastalarında herhangi bir duyunun uyarımı otomatik olarak başka bir duyu algısını tetikliyor. Daha açık bir deyişle, renkleri duyup, şekilleri tadıp, sesleri koklayabiliyorlar. İki çeşit sinestezi bulunuyor: Sonradan kazanılan ve nedeni çözülemeyen sinestezi. Sonradan kazanılan sinestezi başka bir hastalığın varlığında ortaya çıkıyor. Örneğin, epilepsi hastalarında bu tür duyular (koklama, görme, işitme, duyma, dokunma) arası geçişler de gözlenebiliyor. Nedeni henüz çözülemeyen sinesteziyse her 25.000 kişiden birinde görülen, ender bir durum. Kafadan alınan darbeler, bir takım kimyasalların kullanımı ya da beyindeki orta temporal lobun hasarı da geçici sinestezik durumlara neden olabiliyor. Her ne kadar sinestezi hastalarının deneyimleri farklı duyular içerdiğinden çeşitlilik gösterse de Yale Üniversitesi'nde profesör olan Lawrence Marks bu hastaların çocukluk ve yetişkinlik dönemlerinde sergiledikleri davranışların benzer olduğuna dikkat çekiyor. Birçok çocuğun ceza alma korkusuyla durumunu saklamaya çalıştığını, ancak yetişkinlikte doktorlarca bu duruma bir ad konulduğunda kendilerini daha iyi anlayabildiklerine vurgu yapıyor. Sinesteziye yatkın belli bir insan tipi yok. Ancak eldeki takım istatistiksel verilere göre kadınlar erkeklere oranla bu hastalığa daha yatkın. Hastalığın kadınlarda daha sık görülüyor oluşu hastalık geninin X cinsiyet kromozomu üzerinde taşınıyor olabileceği olasılığını doğuruyor. Nitekim sinestezinin babadan kıza, anneden oğula ve anneden kıza geçtiği durumlara örnekler çokken, bugüne kadar hiç babadan oğula geçtiği gözlenmemiş.</strong></p> <p style="text-align: center"><strong></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><img src="https://www.biltek.tubitak.gov.tr/gelisim/psikoloji/images/sinetezik.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></strong></p> <p style="text-align: center"><strong></strong></p> <p style="text-align: center"><strong>Bazı sinestezi hastaları uzamsal alandaki bazı yerleri belli sayılarla özdeşik olarak</strong></p> <p style="text-align: center"><strong>algılıyorlar. Örneğin, sol taraflarını 50 sayısıyla algılıyorken, sağ taraflarını 70 sayısıyla algılıyorlar.</strong></p> <p style="text-align: center"><strong></strong></p> <p style="text-align: center"><strong>Sinestezi hastalarının uzamsal ve matematiksel zekâlarının düşük oluşu hastalığın beynin sol yarım küresiyle ilişkili olabileceğini düşündürüyor. Yapılan beyin görüntüleme çalışmalarıysa sinestezik hastalarda limbik korteks ve hipokampüsün normal bireylere göre daha etkin olduğunu ortaya koyuyor. Her ne kadar araştırmacılar sinestezi hakkında henüz aydınlatılmamış gerçekleri açığa çıkarmaya çalışıyor olsa da, birçok sinestezi hastası özel durumunu bir tür hediye gibi görerek sanatsal alanlarda başarının kapılarını zorluyor. Öyle ki dünyanın saygın heykeltıraş, müzisyen, ressam ve şairleri arasında da bu hastalıkla yaşamış pek çok örnek bulunuyor. Bunlardan biri olan ünlü Fransız şairi Arthur Rimbaud'nun hastalığını ilk olarak çocukluğunda kitaplardaki harflere bakarken nasıl da renkler gördüğünü fark ettiğinde anladığı söyleniyor. Benzer şekilde ünlü roman yazarı Vladimir Nabokov, klasik müzik bestekârı Scriabin, ressam Kandinsky'nin de sinestezik deneyimler yaşadığı biliniyor. Sinir bilim ve psikolojideki tüm gelişmelere rağmen, bugün, sinestezi halen nörolojik bir hastalık olarak gizemini koruyor. Araştırmacılar, bu hastalığın gizemi çözüldüğünde sinir sistemi ve algı arasındaki ilişkinin ortaya çıkarılmasında da büyük bir adım atılmış olacağını söylüyorlar.</strong></p> <p style="text-align: center"><strong></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ceylannur, post: 22310, member: 1208"] [CENTER][B][COLOR=red]SİNESTEZİ: RENKLERİ DUYMAK,ŞEKİLLERİ TATMAK...[/COLOR] Uyandıkları her sabah kendine has ve değişik. Basitçe gazete okurken bile okudukları her bir kelimede gözlerinin önünde bambaşka renkler parlıyor. Beethoven'ın konçertolarından birini dinlemek onlar için bir havai fişek gösterisine dönüşüyor. Kapı çaldığında çevrelerinde farklı büyüklükte üçgenler görüp, gökkuşağına baktıklarında çeşit çeşit sesler duyuyorlar. İşte tüm bunlar sanrılar gören birinin değil, sinestezi hastalığına sahip bireylerin yaşadıkları. [IMG]https://www.biltek.tubitak.gov.tr/gelisim/psikoloji/images/sinestezib.jpg[/IMG] Jane Mackay'in "Tchaikovsky'nin 1. Piyano Konçertosu" isimli bu tablosunda görme ve duyma arasında bir köprü kurularak sinestezik bir algı yaratılmaya çalışılmış. Sinestezi Yunanca kökenli bir kelime olup birleşik duyu anlamına geliyor. Sinestezi hastalarında herhangi bir duyunun uyarımı otomatik olarak başka bir duyu algısını tetikliyor. Daha açık bir deyişle, renkleri duyup, şekilleri tadıp, sesleri koklayabiliyorlar. İki çeşit sinestezi bulunuyor: Sonradan kazanılan ve nedeni çözülemeyen sinestezi. Sonradan kazanılan sinestezi başka bir hastalığın varlığında ortaya çıkıyor. Örneğin, epilepsi hastalarında bu tür duyular (koklama, görme, işitme, duyma, dokunma) arası geçişler de gözlenebiliyor. Nedeni henüz çözülemeyen sinesteziyse her 25.000 kişiden birinde görülen, ender bir durum. Kafadan alınan darbeler, bir takım kimyasalların kullanımı ya da beyindeki orta temporal lobun hasarı da geçici sinestezik durumlara neden olabiliyor. Her ne kadar sinestezi hastalarının deneyimleri farklı duyular içerdiğinden çeşitlilik gösterse de Yale Üniversitesi'nde profesör olan Lawrence Marks bu hastaların çocukluk ve yetişkinlik dönemlerinde sergiledikleri davranışların benzer olduğuna dikkat çekiyor. Birçok çocuğun ceza alma korkusuyla durumunu saklamaya çalıştığını, ancak yetişkinlikte doktorlarca bu duruma bir ad konulduğunda kendilerini daha iyi anlayabildiklerine vurgu yapıyor. Sinesteziye yatkın belli bir insan tipi yok. Ancak eldeki takım istatistiksel verilere göre kadınlar erkeklere oranla bu hastalığa daha yatkın. Hastalığın kadınlarda daha sık görülüyor oluşu hastalık geninin X cinsiyet kromozomu üzerinde taşınıyor olabileceği olasılığını doğuruyor. Nitekim sinestezinin babadan kıza, anneden oğula ve anneden kıza geçtiği durumlara örnekler çokken, bugüne kadar hiç babadan oğula geçtiği gözlenmemiş. [IMG]https://www.biltek.tubitak.gov.tr/gelisim/psikoloji/images/sinetezik.jpg[/IMG] Bazı sinestezi hastaları uzamsal alandaki bazı yerleri belli sayılarla özdeşik olarak algılıyorlar. Örneğin, sol taraflarını 50 sayısıyla algılıyorken, sağ taraflarını 70 sayısıyla algılıyorlar. Sinestezi hastalarının uzamsal ve matematiksel zekâlarının düşük oluşu hastalığın beynin sol yarım küresiyle ilişkili olabileceğini düşündürüyor. Yapılan beyin görüntüleme çalışmalarıysa sinestezik hastalarda limbik korteks ve hipokampüsün normal bireylere göre daha etkin olduğunu ortaya koyuyor. Her ne kadar araştırmacılar sinestezi hakkında henüz aydınlatılmamış gerçekleri açığa çıkarmaya çalışıyor olsa da, birçok sinestezi hastası özel durumunu bir tür hediye gibi görerek sanatsal alanlarda başarının kapılarını zorluyor. Öyle ki dünyanın saygın heykeltıraş, müzisyen, ressam ve şairleri arasında da bu hastalıkla yaşamış pek çok örnek bulunuyor. Bunlardan biri olan ünlü Fransız şairi Arthur Rimbaud'nun hastalığını ilk olarak çocukluğunda kitaplardaki harflere bakarken nasıl da renkler gördüğünü fark ettiğinde anladığı söyleniyor. Benzer şekilde ünlü roman yazarı Vladimir Nabokov, klasik müzik bestekârı Scriabin, ressam Kandinsky'nin de sinestezik deneyimler yaşadığı biliniyor. Sinir bilim ve psikolojideki tüm gelişmelere rağmen, bugün, sinestezi halen nörolojik bir hastalık olarak gizemini koruyor. Araştırmacılar, bu hastalığın gizemi çözüldüğünde sinir sistemi ve algı arasındaki ilişkinin ortaya çıkarılmasında da büyük bir adım atılmış olacağını söylüyorlar. [/B][/CENTER] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Sağlıklı yaşam
Psikoloji
Sinestezi: Renkleri duymak,şekilleri tatmak...
Üst
Alt