Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Sahabe,Tabiin ve Evliyalar
Hanım sahabeler
Şeyma Binti Hâris (r.a)
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 6315" data-attributes="member: 3"><p style="margin-left: 20px"><hr style="color: rgb(198, 215, 218);" size="1"></p><p style="text-align: center"><img src="https://img46.imageshack.us/img46/1788/divis11lc2.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></p> <p style="text-align: center"></p></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px">Şeyma binti Hâris radıyallahu anhâ Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem efendimizin süt kızkardeşi!.. Çocukluk yıllarında annesi Halîme hatun ile Efendimize hizmet etmiş bir bahtiyar hanımefendi!.. </span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Süt kardeşi Efendimizi çok seven, yanından ayırmayan bir mübarek abla!.. </span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> O, Mekke civarında oturan Hevâzin kabilesinin Benî Sa’d bin Bekir koluna mensuptur. Asıl adı Huzâfe’dir. Şeyma lakabıdır. “Benli” manasına gelen Şeyma adı ile meşhur olmuştur. Babasının adı Hâris bin Abdiluzzâ’dır. Annesi de sevgili peygamberimize süt anne olma şereffne eren bahtiyar hanım Halime es-Sa’diye hatundur.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Benî Sa’d kabilesi temiz, havadar, suyu bol yerlerde yaşardı. Arap dilini en güzel konuşan kabilelerden biriydi. Cömertlikleriyle meşhurdu.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Şeyma yaş itibariyle Efendimiz’den büyüktü. Çocukluk yıllarında birlikte bulunurken süt kardeşi Muhammed’e çok hizmet etmiştir. Alemlerin Fahri Ebedîsi olacak bu çocuğa yemek yedirir, sevgi ve şefkatle onu kucaklar, birlikte elinden tutar gezdirirdi.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Süt kardeşler olarak Abdullah İbni Hâris, Uneys binti Hâris ve Şeyma vardı. Üçü de Muhammed’i çok severlerdi. Zira bu mübârek çocuğun âilelerine, yurtlarına katılmasıyla evlerine bereket gelmişti. Koyunları çoğalmış, hayvanlarının sütleri bollaşmıştı. Bu sebebten bütün âile efradı anne-baba ve kardeşler olarak hepsi bu varlık nûru çocuğun üzerine titriyorlardı. Ona öz evlâd ve öz kardeş gibi bakıyorlardı.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Birgün varlık nûru Efendimiz’i sahraya çıkarmışlardı, öğlen sıcağına kadar dönmemişlerdi. Halime hatun çocuğun güneş altında kalıp rahatsız olmasından korktu. Merakla evden dışarı çıktı. Etrafa bakındı, kimseyi göremedi. Bir hayli heyecanlanmıştı. Az sonra Şeyma koşarak geldi. Annesi yanında kardeşini göremeyince telaşlandı. Şeyma’ya:</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> - “Kızım! Göz bebeğim Muhammed nerede?” dedi. O da:</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> - “Az ileride anneciğim.” dedi. Halime hatun:</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> - “Aman yavrum! O yavrucak bu sıcakta dışarıda nasıl duruyor?” dedi. Şeyma gayret rahattı. Çocuk saŞyeti içinde:</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> - “Anneciğim! Kardeşime güneş vurmuyor ki...” dedi. Halime hatun daha çok meraklandı ve:</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> - “Peki! Bu güneşte nerde oynuyor?” dedi. Şeyma yine sâkin bir şekilde:</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> - “Anneciğim! Kardeşimin başının üstünde bir bulut kendisini takip ediyor. Nereye gitsek nerde oynasak bulut üstümüzde bize gölge yapıyor. Duruyoruz duruyor, yürüyoruz yürüyor.” dedi.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Halime hatun Şeyma’nın bu görülmedik, duyulmadık cevabı karşısında hayretler içerisinde kaldı ve: “Bu nasıl oluyor?” dedi.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Bir türlü aklı hafsalası almıyordu. Şimdiye kadar böylesine olağan üstü bir hal ile karşılaşmamıştı. Bunun bir mucize olduğunu nereden bilecekti. Emzirdiği çocuğun istikbalde insanlığın kurtarıcısı olacağını nasıl anlayacaktı. O nur topu yavruyu </span><span style="font-size: 12px">Allah Teâlâ kendine seçmişti. Kendisi ile kulları arasında elçi olacaktı. Onu her türlü şartlarda koruyacaktı. Onu büyük geleceğe hazırlamaktaydı. O, son Peygamber olarak son din İslâm’ı yayacaktı. İnsanlığı vahşetten, cehaletten kurtaracak karanlıklardan, nura çıkaracaktı.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Halime hatun ve kızı Şeyma bu hadiselerden sonra varlık nûru Efendimiz’e daha titiz davranmaya başlamışlar ve onu daha yakın takibe almışlardı. Onu gözleri gibi koruyorlardı. Ona bir emanet olarak bakıyor, her türlü hizmetinde üzerine titriyorlardı.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Onunla görülmedik, duyulmadık hadiselere şâhid olmuşlardı. Umulmadık bereketlere kavuşmuşlardı. Bu sebepten süt kardeşler onu hiç yalnız bırakmıyorlardı.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Bir gün yine onunla beraber sahrada koyunların yanında iken süt kardeş Abdullah ağlayarak eve geldi. Annesi Halime hatuna: “Çabuk koşun! Kardeşime bir şeyler oldu.” dedi. Merak içerisinde kendini dışarıya atan Halime hatun oğluna: “Ne oldu? Durma söyle!” dedi. Abdullah hıçkırıklar arasında:</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> “Koyunların yanında oynuyorduk. Birden bire gökten beyaz kıyafetli üç kişi indi. Kardeşimizi aramızdan alıp tepeye çıkardılar. Sırtüstü yatırıp karnını yardılar.” dedi.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Annesi merakla: “Öldü mü, yaşıyor mu?” dedi.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Abdullah göz yaşları içerisinde: “Bilmiyorum.” diye cevap verdi.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Halime hatun büyük bir heyecanla ve telaş içinde tepeye doğru koşmaya başladı. Yakınlaşınca nur topu yavrucağı sağ olarak gördü. Yüksek bir yere oturmuş göğe doğru bakıyordu. Yanına yaklaştı ve alnından, yüzünden, gözünden öptü.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> “Ne oldu oğlum! Seni kim buralara getirdi” diyerek alıp eve götürdü.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Bu tür hadiseler bir kaç defa tekrar edince Halime hatun ve kocası Hâris emaneti yerine ulaştırmaya karar verdi. Öz anne Amine hatuna teslim etmek üzere varlık nurunu Mekke’ye getirdiler.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Süt kardeşler birbirlerini çok sevmişlerdi. Çok güzel geçinmişlerdi. Şeyma abla süt kardeşi Muhammed’e karşı duyduğu ve gönlünde beslediği sevgiyi şu mısralarla dile getirmişti:</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> “Ey Rabbımız! Kardeşim Muhammed’i bizde bırak</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Sonra onu itaat edilen bir efendi olarak,</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Düşmanların yüzüstü geldiklerini göreyim.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Ona ebediyyen devam eden bir şeref ve izzet ver.”</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Bir başka beytinde de:</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> “Bu benim öyle bir kardeşimdir ki,</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Onu annem dünyaya getirmemiştir.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Babamın, amcamın soyundan da değildir.</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Ama ona canım fedâ dır.”</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Yıllar çabuk geçmekteydi. Varlık nûru büyümüştü. Mekke’nin en güvenilir insanı olmuştu. Ona “Muhammedül-Emîn” denmişti. Asâlet ve zenginliğiyle Mekke’de ün salmış bir hanım olan Hz. Hatice annemizle evlenmişti. Kırk yaşına girdiğinde </span><span style="font-size: 12px">Allah Teâlâ onu kendisine elçi seçip son peygamber olarak göndermişti. İman mücâdelesi ile geçen Mekke devrinden sonra Medine’ye hicret etmiş, orayı vatan tutup İslâm’ı çevre ülkelere yaymaya başlamıştı.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Sekizinci hicrî yılda doğup büyüdüğü şehir Mekke’yi fethetmiş bütün halkını affetmişti. Sonra Huneyn Gazvesine çıkmıştı.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Bu gazve Hevazin kabilesi ile müslümanlar arasında geçti. Çetin çarpışmalar oldu. Bir çok mal, eşya ganimet olarak alındı. Çok sayıda insan esir olarak getirildi. Efendimizin süt kardeşi Şeyma’da bu esirler arasındaydı.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Şeyma esirler arasında götürülürken kendisine sert davrananlara: “Biliniz ki, vallahi ben sizin efendinizin süt kardeşiyim.” diyerek havayı yumuşatmak istiyordu. Fakat etrafındakileri inandıramamıştı. Zira aradan çok uzun yıllar geçmişti. Onu esirler arasından ayırıp Efendimize götürdüler.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> O, İki Cihan Güneşi Efendimizin huzuruna vardığında:</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> - “Yâ Rasûlallah! Ben senin süt kardeşinim.” dedi. Efendimiz ona:</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> - “Buna alâmet ve işâret nedir?” dedi. Şeyma kolunu açtı ve:</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> - “Yâ Rasûlallah! Sen küçük iken beni ısırmıştın! İşte izi.” dedi.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Şeyma o günün hâtıralarını bir bir anlatmaya başladı:</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> - “Sirer vâdisinde, âilemizin koyunlarını otlatıyorduk. O zaman benim babam senin de süt babandı. Annem de süt annendi. Seni memeden ben ayırmıştım. Hatırladın mı şimdi yâ Rasûlallah!” dedi.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Sevgili Peygamberimiz ısırık izini görünce hatırladı. Şeyma kardeşini tanıdı ve ridasını yere serip üzerine oturttu. Ona sevgi ve şefkatini gösterdi.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Aradan uzun yıllar geçmişti. Çocukluk hatıraları gözünün önüne geldi. </span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px">Bu manzara karşısında duygulandı ve gözleri doldu. Şeyma kardeşine hürmet etti. Hemen süt anne ve süt babasını sordu. Onların daha önce öldüğünü söyleyince Efendimiz hüzünlendi. Şefkat ve Rahmet Peygamberi Efendimiz onu memnun edebilmek için elinden gelen gayreti gösterdi. Süt hemşiresi Şeyma’ya:</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> “İstersen itibarlı ve sevilen birisi olarak burada kal, her türlü hizmetini göreyim. Eğer kabîlene dönmek istersen seni göndereyim.” dedi.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Şeyma kabîlesine dönmek arzusunu belirtti. Peşinden İslâm dinini kabul edip, kelime-i şehadet getirerek müslümanlığını ilân etti.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px"> Fahr-i Kâinat sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz süt kardeşi Şeyma radıyallahu anhâ’ya bir erkek bir kadın köle verdi. Bir çok eşya ile birlikte deve ve davar cinsinden hayvanlar hediye ederek kabilesine gönderdi.</span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-size: 12px">Allah</span> <span style="font-size: 12px"> <span style="color: Blue">ondan razı olsun. Rabbimiz şefaatlerine nâil eylesin. Amin</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 6315, member: 3"] [INDENT]<hr style="color: rgb(198, 215, 218);" size="1"> [CENTER][IMG]https://img46.imageshack.us/img46/1788/divis11lc2.gif[/IMG] [/CENTER] [SIZE=3]Şeyma binti Hâris radıyallahu anhâ Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem efendimizin süt kızkardeşi!.. Çocukluk yıllarında annesi Halîme hatun ile Efendimize hizmet etmiş bir bahtiyar hanımefendi!.. [/SIZE] [SIZE=3] Süt kardeşi Efendimizi çok seven, yanından ayırmayan bir mübarek abla!.. [/SIZE] [SIZE=3] O, Mekke civarında oturan Hevâzin kabilesinin Benî Sa’d bin Bekir koluna mensuptur. Asıl adı Huzâfe’dir. Şeyma lakabıdır. “Benli” manasına gelen Şeyma adı ile meşhur olmuştur. Babasının adı Hâris bin Abdiluzzâ’dır. Annesi de sevgili peygamberimize süt anne olma şereffne eren bahtiyar hanım Halime es-Sa’diye hatundur.[/SIZE] [SIZE=3] Benî Sa’d kabilesi temiz, havadar, suyu bol yerlerde yaşardı. Arap dilini en güzel konuşan kabilelerden biriydi. Cömertlikleriyle meşhurdu.[/SIZE] [SIZE=3] Şeyma yaş itibariyle Efendimiz’den büyüktü. Çocukluk yıllarında birlikte bulunurken süt kardeşi Muhammed’e çok hizmet etmiştir. Alemlerin Fahri Ebedîsi olacak bu çocuğa yemek yedirir, sevgi ve şefkatle onu kucaklar, birlikte elinden tutar gezdirirdi.[/SIZE] [SIZE=3] Süt kardeşler olarak Abdullah İbni Hâris, Uneys binti Hâris ve Şeyma vardı. Üçü de Muhammed’i çok severlerdi. Zira bu mübârek çocuğun âilelerine, yurtlarına katılmasıyla evlerine bereket gelmişti. Koyunları çoğalmış, hayvanlarının sütleri bollaşmıştı. Bu sebebten bütün âile efradı anne-baba ve kardeşler olarak hepsi bu varlık nûru çocuğun üzerine titriyorlardı. Ona öz evlâd ve öz kardeş gibi bakıyorlardı.[/SIZE] [SIZE=3] Birgün varlık nûru Efendimiz’i sahraya çıkarmışlardı, öğlen sıcağına kadar dönmemişlerdi. Halime hatun çocuğun güneş altında kalıp rahatsız olmasından korktu. Merakla evden dışarı çıktı. Etrafa bakındı, kimseyi göremedi. Bir hayli heyecanlanmıştı. Az sonra Şeyma koşarak geldi. Annesi yanında kardeşini göremeyince telaşlandı. Şeyma’ya:[/SIZE] [SIZE=3] - “Kızım! Göz bebeğim Muhammed nerede?” dedi. O da:[/SIZE] [SIZE=3] - “Az ileride anneciğim.” dedi. Halime hatun:[/SIZE] [SIZE=3] - “Aman yavrum! O yavrucak bu sıcakta dışarıda nasıl duruyor?” dedi. Şeyma gayret rahattı. Çocuk saŞyeti içinde:[/SIZE] [SIZE=3] - “Anneciğim! Kardeşime güneş vurmuyor ki...” dedi. Halime hatun daha çok meraklandı ve:[/SIZE] [SIZE=3] - “Peki! Bu güneşte nerde oynuyor?” dedi. Şeyma yine sâkin bir şekilde:[/SIZE] [SIZE=3] - “Anneciğim! Kardeşimin başının üstünde bir bulut kendisini takip ediyor. Nereye gitsek nerde oynasak bulut üstümüzde bize gölge yapıyor. Duruyoruz duruyor, yürüyoruz yürüyor.” dedi.[/SIZE] [SIZE=3] Halime hatun Şeyma’nın bu görülmedik, duyulmadık cevabı karşısında hayretler içerisinde kaldı ve: “Bu nasıl oluyor?” dedi.[/SIZE] [SIZE=3] Bir türlü aklı hafsalası almıyordu. Şimdiye kadar böylesine olağan üstü bir hal ile karşılaşmamıştı. Bunun bir mucize olduğunu nereden bilecekti. Emzirdiği çocuğun istikbalde insanlığın kurtarıcısı olacağını nasıl anlayacaktı. O nur topu yavruyu [/SIZE][SIZE=3]Allah Teâlâ kendine seçmişti. Kendisi ile kulları arasında elçi olacaktı. Onu her türlü şartlarda koruyacaktı. Onu büyük geleceğe hazırlamaktaydı. O, son Peygamber olarak son din İslâm’ı yayacaktı. İnsanlığı vahşetten, cehaletten kurtaracak karanlıklardan, nura çıkaracaktı.[/SIZE] [SIZE=3] Halime hatun ve kızı Şeyma bu hadiselerden sonra varlık nûru Efendimiz’e daha titiz davranmaya başlamışlar ve onu daha yakın takibe almışlardı. Onu gözleri gibi koruyorlardı. Ona bir emanet olarak bakıyor, her türlü hizmetinde üzerine titriyorlardı.[/SIZE] [SIZE=3] Onunla görülmedik, duyulmadık hadiselere şâhid olmuşlardı. Umulmadık bereketlere kavuşmuşlardı. Bu sebepten süt kardeşler onu hiç yalnız bırakmıyorlardı.[/SIZE] [SIZE=3] Bir gün yine onunla beraber sahrada koyunların yanında iken süt kardeş Abdullah ağlayarak eve geldi. Annesi Halime hatuna: “Çabuk koşun! Kardeşime bir şeyler oldu.” dedi. Merak içerisinde kendini dışarıya atan Halime hatun oğluna: “Ne oldu? Durma söyle!” dedi. Abdullah hıçkırıklar arasında:[/SIZE] [SIZE=3] “Koyunların yanında oynuyorduk. Birden bire gökten beyaz kıyafetli üç kişi indi. Kardeşimizi aramızdan alıp tepeye çıkardılar. Sırtüstü yatırıp karnını yardılar.” dedi.[/SIZE] [SIZE=3] Annesi merakla: “Öldü mü, yaşıyor mu?” dedi.[/SIZE] [SIZE=3] Abdullah göz yaşları içerisinde: “Bilmiyorum.” diye cevap verdi.[/SIZE] [SIZE=3] Halime hatun büyük bir heyecanla ve telaş içinde tepeye doğru koşmaya başladı. Yakınlaşınca nur topu yavrucağı sağ olarak gördü. Yüksek bir yere oturmuş göğe doğru bakıyordu. Yanına yaklaştı ve alnından, yüzünden, gözünden öptü.[/SIZE] [SIZE=3] “Ne oldu oğlum! Seni kim buralara getirdi” diyerek alıp eve götürdü.[/SIZE] [SIZE=3] Bu tür hadiseler bir kaç defa tekrar edince Halime hatun ve kocası Hâris emaneti yerine ulaştırmaya karar verdi. Öz anne Amine hatuna teslim etmek üzere varlık nurunu Mekke’ye getirdiler.[/SIZE] [SIZE=3] Süt kardeşler birbirlerini çok sevmişlerdi. Çok güzel geçinmişlerdi. Şeyma abla süt kardeşi Muhammed’e karşı duyduğu ve gönlünde beslediği sevgiyi şu mısralarla dile getirmişti:[/SIZE] [SIZE=3] “Ey Rabbımız! Kardeşim Muhammed’i bizde bırak[/SIZE] [SIZE=3] Sonra onu itaat edilen bir efendi olarak,[/SIZE] [SIZE=3] Düşmanların yüzüstü geldiklerini göreyim.[/SIZE] [SIZE=3] Ona ebediyyen devam eden bir şeref ve izzet ver.”[/SIZE] [SIZE=3] Bir başka beytinde de:[/SIZE] [SIZE=3] “Bu benim öyle bir kardeşimdir ki,[/SIZE] [SIZE=3] Onu annem dünyaya getirmemiştir.[/SIZE] [SIZE=3] Babamın, amcamın soyundan da değildir.[/SIZE] [SIZE=3] Ama ona canım fedâ dır.”[/SIZE] [SIZE=3] Yıllar çabuk geçmekteydi. Varlık nûru büyümüştü. Mekke’nin en güvenilir insanı olmuştu. Ona “Muhammedül-Emîn” denmişti. Asâlet ve zenginliğiyle Mekke’de ün salmış bir hanım olan Hz. Hatice annemizle evlenmişti. Kırk yaşına girdiğinde [/SIZE][SIZE=3]Allah Teâlâ onu kendisine elçi seçip son peygamber olarak göndermişti. İman mücâdelesi ile geçen Mekke devrinden sonra Medine’ye hicret etmiş, orayı vatan tutup İslâm’ı çevre ülkelere yaymaya başlamıştı.[/SIZE] [SIZE=3] Sekizinci hicrî yılda doğup büyüdüğü şehir Mekke’yi fethetmiş bütün halkını affetmişti. Sonra Huneyn Gazvesine çıkmıştı.[/SIZE] [SIZE=3] Bu gazve Hevazin kabilesi ile müslümanlar arasında geçti. Çetin çarpışmalar oldu. Bir çok mal, eşya ganimet olarak alındı. Çok sayıda insan esir olarak getirildi. Efendimizin süt kardeşi Şeyma’da bu esirler arasındaydı.[/SIZE] [SIZE=3] Şeyma esirler arasında götürülürken kendisine sert davrananlara: “Biliniz ki, vallahi ben sizin efendinizin süt kardeşiyim.” diyerek havayı yumuşatmak istiyordu. Fakat etrafındakileri inandıramamıştı. Zira aradan çok uzun yıllar geçmişti. Onu esirler arasından ayırıp Efendimize götürdüler.[/SIZE] [SIZE=3] O, İki Cihan Güneşi Efendimizin huzuruna vardığında:[/SIZE] [SIZE=3] - “Yâ Rasûlallah! Ben senin süt kardeşinim.” dedi. Efendimiz ona:[/SIZE] [SIZE=3] - “Buna alâmet ve işâret nedir?” dedi. Şeyma kolunu açtı ve:[/SIZE] [SIZE=3] - “Yâ Rasûlallah! Sen küçük iken beni ısırmıştın! İşte izi.” dedi.[/SIZE] [SIZE=3] Şeyma o günün hâtıralarını bir bir anlatmaya başladı:[/SIZE] [SIZE=3] - “Sirer vâdisinde, âilemizin koyunlarını otlatıyorduk. O zaman benim babam senin de süt babandı. Annem de süt annendi. Seni memeden ben ayırmıştım. Hatırladın mı şimdi yâ Rasûlallah!” dedi.[/SIZE] [SIZE=3] Sevgili Peygamberimiz ısırık izini görünce hatırladı. Şeyma kardeşini tanıdı ve ridasını yere serip üzerine oturttu. Ona sevgi ve şefkatini gösterdi.[/SIZE] [SIZE=3] Aradan uzun yıllar geçmişti. Çocukluk hatıraları gözünün önüne geldi. [/SIZE] [SIZE=3]Bu manzara karşısında duygulandı ve gözleri doldu. Şeyma kardeşine hürmet etti. Hemen süt anne ve süt babasını sordu. Onların daha önce öldüğünü söyleyince Efendimiz hüzünlendi. Şefkat ve Rahmet Peygamberi Efendimiz onu memnun edebilmek için elinden gelen gayreti gösterdi. Süt hemşiresi Şeyma’ya:[/SIZE] [SIZE=3] “İstersen itibarlı ve sevilen birisi olarak burada kal, her türlü hizmetini göreyim. Eğer kabîlene dönmek istersen seni göndereyim.” dedi.[/SIZE] [SIZE=3] Şeyma kabîlesine dönmek arzusunu belirtti. Peşinden İslâm dinini kabul edip, kelime-i şehadet getirerek müslümanlığını ilân etti.[/SIZE] [SIZE=3] Fahr-i Kâinat sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz süt kardeşi Şeyma radıyallahu anhâ’ya bir erkek bir kadın köle verdi. Bir çok eşya ile birlikte deve ve davar cinsinden hayvanlar hediye ederek kabilesine gönderdi.[/SIZE] [SIZE=3]Allah[/SIZE] [SIZE=3] [COLOR=Blue]ondan razı olsun. Rabbimiz şefaatlerine nâil eylesin. Amin[/COLOR][/SIZE] [/INDENT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Sahabe,Tabiin ve Evliyalar
Hanım sahabeler
Şeyma Binti Hâris (r.a)
Üst
Alt