Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Edebi, fikri, duygusal yazılarımız
Sevap biriktirilebilir mi?
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="elifgibi" data-source="post: 5383" data-attributes="member: 149"><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DarkSlateGray"><strong>Ayağımızı kaydıran tuhaf bir bahanedir. Ben sizin adınıza itiraf ediyorum. “Nasılsa çokça sevabım var, ucundan kıyısından yenirse çok şey kaybetmem herhalde…” Böylece birikmiş sevaba güvenip günahın avuçlarına bırakırız kendimizi. Peki ya sevap biriktirilebilir mi? </strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DarkSlateGray"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DarkSlateGray"><strong>Üste üste konulabilir mi sevaplarımız? Bir şeyi biriktirmemiz için harcadığımızın kazandığımızdan az olması gerek değil mi? Bir şeyi üst üste koyabilmek için elimizde kalanın elimizden çıkandan çok olması gerek değil mi? Bir iyilik edebilmemiz için bedenimiz için yapılan harcamalar, dünyamızın ayakta durması için gerekli masraflar, bizim ürettiğimiz iyilikten çok çok fazladır. </strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DarkSlateGray"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DarkSlateGray"><strong>Mesela, bir an sadece bir defalık “Elhamdulillah…” diyerek nefesimizle, sesimizle ürettiğimiz şükür için, yıllar yıllar öncesinden peygamberler gönderilmiş olması, onların sözünün ve sesinin yüzyıllar içinde milyonlarca güzel insanın akıl almaz çileleriyle bize ulaştırılmış olması gerekir. </strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DarkSlateGray"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DarkSlateGray"><strong>Ayrıca, o andaki şükrü üretebilmemiz için bize doğduğumuz (hatta doğumumuzdan da önce) andan itibaren sayısız nimet verilmesi, sevdiklerimizle ve hatıralarımızla o an’a taşınmış olmamız gerekir. O an şükrettiğimiz şeyi tadacak zevk, duygu, dil, damak, dudak, mide, göz, koklama gibi sayısız yeteneklerimizin hazır edilmesi gerekir. Ayrıca, o şükre yetecek nefeslerimiz verilirken, güneşin tepemizde duruyor, yıldızların üzerimizde bekliyor, dünyanın altımızda dönüyor olması gerekir…. </strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DarkSlateGray"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DarkSlateGray"><strong>Üretim hızımız tüketim hızımızdan çok çok az… Hem sonra ne kadar kaliteli ürün ortaya çıkardığımız da şüpheli. Ne kadar sahici söyledik “Elhamdülillah”ı? Anlamına kendimizi ne kadar kattık? Hem sonra, “Elhamdülillah…”diyebilenler arasında olmakla da yeni “Elhamdülillah”lar demelere borçlandığımız ortadayken, ürettiğimiz hamdleri stokladığımızı söyleyebilir miyiz? Ürettikçe daha çok hamd ham maddesini borçlanmıyor muyuz bize hamd etmeyi öğreten ve hamd edilesi nimetler veren Tedarikçimize? </strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DarkSlateGray"><strong>Üst üste koyabilmek için sevaplarımızı elimizden kalanın elimizden çıkandan fazla olması gerekiyor? Ya gıybetle yakmışsak elimizdekileri? Ya hasetle yiyip bitirmişsek depoladıklarımızı? Ya ürettiklerimizin hepsi de defolu diye pazara sürülmemişse? Nasıl olur da sevabımıza güveniriz şu halde?</strong></span></span></span><span style="font-size: 18px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: DarkSlateGray">Senai Demirci.</span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="elifgibi, post: 5383, member: 149"] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=5][COLOR=DarkSlateGray][B]Ayağımızı kaydıran tuhaf bir bahanedir. Ben sizin adınıza itiraf ediyorum. “Nasılsa çokça sevabım var, ucundan kıyısından yenirse çok şey kaybetmem herhalde…” Böylece birikmiş sevaba güvenip günahın avuçlarına bırakırız kendimizi. Peki ya sevap biriktirilebilir mi? Üste üste konulabilir mi sevaplarımız? Bir şeyi biriktirmemiz için harcadığımızın kazandığımızdan az olması gerek değil mi? Bir şeyi üst üste koyabilmek için elimizde kalanın elimizden çıkandan çok olması gerek değil mi? Bir iyilik edebilmemiz için bedenimiz için yapılan harcamalar, dünyamızın ayakta durması için gerekli masraflar, bizim ürettiğimiz iyilikten çok çok fazladır. Mesela, bir an sadece bir defalık “Elhamdulillah…” diyerek nefesimizle, sesimizle ürettiğimiz şükür için, yıllar yıllar öncesinden peygamberler gönderilmiş olması, onların sözünün ve sesinin yüzyıllar içinde milyonlarca güzel insanın akıl almaz çileleriyle bize ulaştırılmış olması gerekir. Ayrıca, o andaki şükrü üretebilmemiz için bize doğduğumuz (hatta doğumumuzdan da önce) andan itibaren sayısız nimet verilmesi, sevdiklerimizle ve hatıralarımızla o an’a taşınmış olmamız gerekir. O an şükrettiğimiz şeyi tadacak zevk, duygu, dil, damak, dudak, mide, göz, koklama gibi sayısız yeteneklerimizin hazır edilmesi gerekir. Ayrıca, o şükre yetecek nefeslerimiz verilirken, güneşin tepemizde duruyor, yıldızların üzerimizde bekliyor, dünyanın altımızda dönüyor olması gerekir…. Üretim hızımız tüketim hızımızdan çok çok az… Hem sonra ne kadar kaliteli ürün ortaya çıkardığımız da şüpheli. Ne kadar sahici söyledik “Elhamdülillah”ı? Anlamına kendimizi ne kadar kattık? Hem sonra, “Elhamdülillah…”diyebilenler arasında olmakla da yeni “Elhamdülillah”lar demelere borçlandığımız ortadayken, ürettiğimiz hamdleri stokladığımızı söyleyebilir miyiz? Ürettikçe daha çok hamd ham maddesini borçlanmıyor muyuz bize hamd etmeyi öğreten ve hamd edilesi nimetler veren Tedarikçimize? Üst üste koyabilmek için sevaplarımızı elimizden kalanın elimizden çıkandan fazla olması gerekiyor? Ya gıybetle yakmışsak elimizdekileri? Ya hasetle yiyip bitirmişsek depoladıklarımızı? Ya ürettiklerimizin hepsi de defolu diye pazara sürülmemişse? Nasıl olur da sevabımıza güveniriz şu halde?[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT][SIZE=5][COLOR=DarkSlateGray] [/COLOR][/SIZE][FONT=Comic Sans MS][SIZE=5][COLOR=DarkSlateGray]Senai Demirci.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Edebi, fikri, duygusal yazılarımız
Sevap biriktirilebilir mi?
Üst
Alt