Sen Gök Sofrası nedir bilir misin?

Elifgül

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Temmuz 2011
Mesajlar
7,319
Tepkime puanı
118
Sen Gök Sofrası nedir bilir misin?
Ve.
Ona talip yürekleri?.
Bilir misin sahi?
Gök sofralarında yüreğini bölüştüğün oldu mu hiç?
Ya bir gök muştusunu?
Ya, O En Güzelin (A.S) sevdasını, bölüştün mü biriyle?
Sen, Kelime-i Şehâdet nasıl bölüşülür bilir misin?
Dinle;
Ayrılık vaktinde, İkiden biri, “Lailaheill” der,
Diğeri, “MuhammedunResûlullah”
Bölüşürler o sehâdeti ki, vuslat olsun ayrılıkları Ki, birleşsin gönülleri tevhid de, hiç ayrılmasın
Çünkü bilirsin, o iki kelime hiç ayrılmazlar
Lailaheill sende, MuhammedunResûlullah onda
Bir yüzü sen ayrılığın, öte yüzü; vuslat içre vuslat
İşte anla: Bu, tevhid diliyle meydan okumaktır ayrılığa.
Sen hiç dost yüreğiyle kuşanıp, acılara meydan okudun mu?
Bir gülüşü, bir gözyaşını paylaştığın oldu mu?
Bir şiiri, bir ezgiyi tam ortadan bölüştün mü hiç biriyle?
Sesini katip ta sesine, sen hiç türkü söyledin mi çağa karşı?
Gözyaşlarını ruhunla sildin mi hiç?
Dualarını düşürdün mü dost pesine?
Yüreğini çıkarıp ta yollara, kupkuru öylece bekledin mi sen hiç?
Ne çok söylenir bu kelime: “dostluk”, “dost”
Var mi sahi gerçek bir dost? Kaldı mı?
Var mı böyle bir dostu olan?
Yokluğuna yaslayıp ta yüreğini, varolduğun?
Ah! Hep yitirdik güzellikleri
Hiç sızlamadan yüreklerimiz, bir bir tükettik dostlarımızı umarsızca
Ne yazık
Nedir ki dost?
Herkes kendine mi bakar aynalarda acep dost denince?
Belkide hep ulaşılmak istenen anlatılır
Kim bilir
Oysa Dost,
Aynalarını yüreğine tutandır senin Ve, Yüreğine aynalarını tuttuğun
Seni farklı kılanın bilincinde, yüreğini yüreğine katandır dost
Seni alır da onca kalabalık arasından, yüreğine asar İşte dost!
Ve dostluk; hedeflenen şey değil, gönül gönüle hedefe yürüten şeydir
Bir ucu sana, bir ucu ona bağlı bir zincirdir dostluk
Hiç açılmasa da, tükenmeyen umutlarla, dost kapısında özlemekten yorulmaktır
Hiç arayıp sormasa da pesine düşmektir, VEFADIR dostluk
Ve dost,
Meyli sana değil, sendeki O’NA (CC) olandır
Evet dost, sendeki O’nun talipçisidir
Gerçek dostun vurulmuşluğu sana değil;
Geceleri bıraktığın aydınlığa,
Yüzündeki secde izlerine, o gök aklığınadır
O’na (CC) adanmış bahçelerine,
Yaşadığın bildiklerinedir senin
Dostun meyli;
Vakti kuşanmana,
Tüm cazibesiyle sana gelen dünyanın, çarpıp döndüğü o manevî zırhınadır hep senin
Mânâ Âleminden topladığın çiçekleredir tutkunluğu
O’na adadığın varlığına, O’na sattığın emânetlerine,
Dünyada da sana verilmiş olan cennetlerinedir meyli
Dostun talep ettiği,
Çağa karşı duruşundur senin Başka değil.
Var mi böyle bir dost bulan? Oldu mu hiç senin böyle bir dostun?.
Gün ortası, gece yarısı aniden yürek vuruşlarıyla seni çağıran bir dostun oldu mu hiç?
Yüreğinde, aklında, her zaman ve mekânda taşıdığın bir dostun var mi senin?
Diyeceksin belki, ne dostluğu bu olsa olsa bir sevdadır
Ah! Mevlana gönüllüm!, Yunus meşreplim!
Sevda nedir bilir misin sen?
Ya Şems’i? Ya Mevlâna’yla Şems’in sevdasını, yani dostluklarını duydun mu hiç?
Ki, dünya daha öyle sevda, öyle dostluk görmedi
Ne yazık, görmeyecek te.
“Şems geliyor!” haberine tüm mal varlığını veren Mevlâna’nın , “Yalanınadır bu verdiklerim, doğrusuna can vermek, bas vermek gerek” dediğini bilir misin?
Adına sevda de, dostluk de! Ne önemi var ki
Bu, birlikte gönül sofralarına konuk olmaktır
Bu, gök sofralarından nasiplenmektir
Öteler ötesinde ağırlanmaktır bu.
Mevlâna’yı dedik, Şems’i dedik, Ya Yûnus’u bilir misin?
“işitin ey yârenler! Aşk bir güneşe benzer,
Aşkı olmayan kişi, misâli taşa benzer.”
Diyen Yunus’umu?
Ya Hallac’i? Bilir misin sahi?.
Hani “aşk nedir?” dediklerinde, “bugün ve yarin görürsün” diyen O gün asılan, ertesi günde cesedi yakılan Hallac’i?
Hani cesedinin külleri Dicle’ye atılanda, kabaran Dicle’yi, bir hırkasının yatıştırdığı mazlum ve mahzun, o ebedîleşmiş gök erini?
Ah! bilir misin ne yürekler harcadık, ne dostluklar tükettik,
Çağın acımasız karanlığında, zamanın çarklarında
Sadece bugün değil, HER GÜN, HER DÜN, HER DÜNLER
Ne yürekler harcadık bir bilsen
Lâkin.
Hallac’in teninde Sibli’nin gülleri kor olur
Ah! Dedirtir güller, taslara gülen bedenine
Çünkü o gül de olsa, atan dost elidir
Revâ midir Hallaca bunca aşksızlık?
Bir Molla Kâsım gelir, sığâya çeker, âşığım Yûnus’umu o kapılarda
Reva midir Hakk aşkına?
Şems’i, ebedî dostu, sevdalısı Mevlâna’nın oğlu öldürür, çağın kokuşmuş kışkırtmasıyla
Revâ midir Şems’e?
O kâinâtı içine alan yüreğe, o gök sevdalarına revâ midir?
Onlarınki nasıl gelişlerdir öyle kapılarımıza, gökler dolusu sevdalarla?
Ya bizimki nasıl bir reddediştir böyle?
Nasıl reddedişlerdir?
Onlarınki nasıl duruşlardır öyle, çağlara karşı
Dimdik, hiç eksilmeden
Asırlar ötesinden bize ulasan nasıl sevdalardır onlar öyle?
Bugünün kuru gönüllerini, Mevlâna’ca arttırıp, Yunus’ça ıslatan ne bereketli yağmurlardır onlar
“Âşık öldü diye salâ verirler,Ölen hayvan imiş âşıklar ölmez.”
Ya Rab! Lütfet! Ay çıksın Sular yükselsin
Dualarımız dâim medler içindir, cezirlerde gönüller
Hiç arama! Bulamazsın!
Yok ki öyle bir dost!
Çünkü biz, tüm dost yürekleri sorgusuz- sualsiz idâm ettik
Varsa da tek-tük, aldanma!
Hüküm verilmiş, kalemler kırılmıştır mutlaka
İnfaz vakti, ha geldi ha gelecek
Beklemede yürekler
Ah! Güzel insanlar güzel atlara binip, hep gittiler
Gittiler ve terk ettiler
Bâkî kalan bu kubbede hoş bir sedâ imiş
Bak dinle, ne söyler Yûnusum; “Dost kılıcından Yunus ölürse gam değil, Dost göğünden uyanan,maşuk burcundan doğar”

Alıntı...


 

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,107
Tepkime puanı
81
Dost gecelerde


Gönül sevda güllerini açıverir gecelerde Âşık sedef incisini saçıverir gecelerde.

Sitem ve naz dile düşer gönül çağlar gecelerde Güller şeyda mateminde bülbül ağlar gecelerde.

Bu dert korlu bir ateştir har’ı salar gecelerde Gönül aşkın ummanına dalar yalnız gecelerde.

Kişi nas’ın afetinden ferağ olur gecelerde Açılır ol dem gönüller çer ağ olur gecelerde.

Dost kokusu âleme sunulur her dem gecelerde Ol kokuya kanan kişi olur erdem gecelerde.

Şükür enfüsin gözünde şafak açar gecelerde Ruh-u sultana hizmetle beden naçar gecelerde.

İlahi niyaza cevap alınıyor gecelerde Ruh kuşu ten kafesinden salınıyor gecelerde.

Senasında dosta sözü âşık olan gecelerde Akar gönül pınarından coşar ol dem gecelerde

Bilinmez ki o dostların ışık ol kim gecelerde. Derdini anlamaz kimse taşar dosta gecelerde.
 
Üst Alt