Semi. - Semi'Allahü Limen Hamideh. - Semud Kavmi.

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81

SEMÎ':
İşitilecek şeyleri ne kadar gizli olsa da işiten, hamd ve senâda bulunanların, hamdini işitip mükâfat veren, kullarının duâlarını işiten ve icâbet eden, münâfık ve yalancıların kalbden söyledikleri sözleri işiten mânâsında Allahü teâlânın Esma-i hüsn âsından (güzel isimlerinden)
Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki:
O'nun (Rabbinin) sözlerini değiştirecek kimse yoktur Semi'de, Alim de O'dur (En'âm sûresi: 115)
Allahü teâlâ Semî'dir O, ne kadar gizli olursa olsun her şeyi işitir O'nun işitmesi bizim işitmemiz gibi kulakla ve hava titreşimi ile değildir İşitmesi, kulak zarına ses dalgalarının vurmasıyla olmaz Bundan münezzeh (uzak)dir (İmâm-ı Gazâlî)
Duhâ namazından sonra beş yüz kere Semî' ism-i şerîfini okuyan kimsenin duâsı kabûl olur ve Allahü teâlânın izniyle murâdına kavuşur (Yûsuf Nebhânî)

SEMİ'ALLAHÜ LİMEN HAMİDEH:
"Allahü teâlâ, hamd ve senâ eden kimsenin hamd, şükür ve senâsını (övgüsünü) işitir" mânâsına rükûdan kalkarken (doğrulurken) söylenen söz (tesbih)
Rükûdan kalkarken "Semi'ü limen hamideh" demek, imâma ve yalnız kılana sünnettir Cemâat bunu söylemez (İbrâhim Halebî)

SEMÛD KAVMİ:
Sâlih aleyhisselâmın peygamber olarak gönderildiği ve îmân etmedikleri için büyük bir sayha (korkunç gürültü) ile helâk olan kavim
Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
Biz Semûd'a (nesebde) kardeşleri Sâlih'i resûl (peygamber) olarak gönderdik (Hûd sûresi: 61)
Hûd aleyhisselâmın peygamber olarak gönderildiği Âd kavmi, âsî olup, şiddetli rüzgârla helâk edilince, îmân ettikleri için bu azâbdan kurtulan mü'minler kendilerine yeni yurtlar bulmak için çeşitli bölgelere dağıldılar
Bu büyük felâketten kurtulanla rdan birisi de Nûh'un aleyhisselâm oğlu Sâm'ın neslinden gelen Semûd idi Semûd ve berâberindekiler, Şam ile Hicâz arasında bulunan Hicr mevkiinde yerleştiler
Daha sonra Semûd'un torunları bu beldeden ayrılıp, Âd kavminin helâk edildiği yerlere göç ettiler
Buraları îmâr ettiler Burada çoğalanSemûd'un torunları önce bir kabîle, sonra da büyük bir kavim (topluluk) oldular Dedeleri Semûd'a nisbetle Semûd kavmi denildiği rivâyet edilmektedir
Kur'ân-ı kerîmde "Eshâb-ül-Hicr" diye zikredilen bu kavim, Âd kavminin devâmı olması ve onun yerini alması sebebiyle Âd-ı sânî (ikinci Âd) diye de anılır (Sa'lebî, Kisâî)
Semûd kavmi, Âd kavmi gibi taşları yontup, dağları oyarak kayalara, tepelere saraylar yapıp, ovalara köşkler kurup, bağlar, bahçeler meydana getirdiler
Allahü teâlâ Âd kavmi gibi bunlara da bol nîmetler ve çok uzun ömür verdi
Meskenlerinde her türl ü nîmetler içinde yüzüp, üç yüz sene ile bin sene arasında ömür sürdüler
Önceleri bu nîmetlere şükrederlerken, sonraları unutup terkederek, zevk ve sefâya düştüler
Üstelik kabîle reisleri başta olmak üzere zulüm ve haksızlığa dayalı çeteler kurup, karışıklıklar çıkardılar İnsanları ifsât ettiler, bozdular ve putlara tapmaya başladılar
Peygamberleri olan Sâlih aleyhisselâma inanmadılar
Sâlih aleyhisselâm, kendisine inanan 4000 kişi ile birlikte o beldeyi terk etti
Semûdluların yüzleri kana boyanmış gibi kırmızı olduDaha sonra simsiyah oldu
Allahü teâlâ, Cebrâil aleyhisselâma, Semûdluları bir sayha (korkunç gürültü) ile helâk etmesini emir buyurdu
Bir sabah vakti azâb sayhası Semûd kavmini yakalayıverdi Sayhanın şiddetinden hepsinin ödleri patlayıp helâk oldular
Helâk edilişleri, dillere destân oldu (Nişâncızâde, Kisâî, Sa'lebî)

 
Üst Alt