Semender nedir, Semenderler Hakkında Bilgi

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Semender Nedir? Semenderler Hakkında Bilgi,Semender Ne Demektir, Semenderler nasıl hayvanlardır, Özellikleri nelerdir, semender hakkında kısa bilgi, Semender, Semendergiller hakkında bilgi.
SEMENDER, (Lat. Salamandra). Semendergiller familyasına giren uzun gövdeli, dört bacaklı ve kuyruklu amfibyumlara verilen genel addır.
semender.jpg

Kuzeybatı Afrika, Güney-Orta Avrupa, Suriye ve Anadolu’da yaşar. Uzunluğu 20 cm, bazen 30 cm’yi bulur. Deri düz ve siyah, ya iki uzunlamasına sıra biçiminde ya da düzensiz olan sarı tonlardaki lekelerle kaplıdır. Alt bölümü siyahımsı gridir ve kirli yeşilimsi sarı lekelerle kaplıdır. Küt vücudu, geniş başı, kısa kuyruğu, kulak bölgesinde çok büyük bir bezi ve sırtta bez ile siğil sıraları vardır. Gölgeli ve nemli yerleri sever; Çoğunlukla gece canlanır ve avlanır. Çiftleşme, ya ilkbaharda ya da yazın sığ sularda ya da nemli toprakta yapılır. Dişi tohum torbasını bir sonraki ilkbahara kadar taşır, 20-40 kadar yavru yaklaşık 6-9 ay kurkçuk olarak kalır. Tehlikede yakıcı bez salgılarım boşaltır.

Başlıca türleri: Alp Semenderi, Kafkas Semenderi, Luschan Semenderi, benekli Semender, Su Semenderi. Su Semenderleri yumurtlayarak ürerler. 20 kadar türleri vardır. İyi bilinenleri: Mermer semender, taraklı semender, safran semenderi, Toros semenderi, adi semender, dağ susemenderi.

Semendergiller, (Lat Salamandridae). Omurgalı hayvanlardan Amfibyumlar sınıfının, kuyruklular takımına giren bir familyası. Avrupa, Asya ve Afrika’ da yaşarlar. Alp semenderi, akciğersiz semender, Kafkas semenderi ve iki soluklugilleri kapsar. Bu hayvanlarda bir iç döllenme olur. Uzun, silindir biçimli biraz küt vücutları, 4 iyi gelişmiş bacakları ve yuvarlak kuyruğu, düz ve bez açısından zengin derileri vardır. Uzunlamasına sıralanmış damak dişleri ve kirpikli gözleri bulunur.
salamandra.jpg

Semenderlerde deri solunumu güçlüdür. Nemli derilerinin altları kılcal damar bakımından zengindir. Oksijeni derileriyle doğrudan doğruya alabilirler. Çoğunlukla tatlı sularda yumurtlarlar. Çıkan larvalar belli bir dönem solungaç solunumu yapar, sonra akciğer solunumuna geçerek karaya çıkarlar. Üreme dönemlerinde yumurtlamak için tekrar suya dönerler. Bâzı türleriyse devamlı suda yaşarlar. Alp semenderi gibi yüksek kısımlarda bulunanlar, devamlı karada yaşarlar. Böyle kara hayâtına uyanların larva dönemi ana karnında geçirilir. Ergine benzer yavrular doğururlar. Semenderlerin gerek larvaları, gerekse erginlerinde dâima diş bulunur. Kuyruk veya ayakları koptuğu takdirde yenisi sürer.
Avustralya’da semender bulunmaz. Parlak nemli derilerinde mukus bezleri vardır. Bâzılarında deri tarafından zehir salgılanır. Bu özellik onların düşmanları tarafından yenmesini önler. Akciğerli semenderlerin, akciğerleri pek iyi gelişmemiştir. Deri solunumu akciğerlere yardımcıdır. Bâzı çeşitlerde akciğerler yok gibidir. Ağız mukozası ve dış derileri ile solunurlar. Ağız ve yutakları kılcal damarlarla zenginleştiğinden, oksijen osmozla (geçişmeyle) rahatça kana geçer.

Boyları 5 cm’den 1,5 metreye kadar değişen yüzlerce semender türü vardır. Büyük boylu olanlardan biri, Amerikan nehirlerinin çamurlu diplerinde yaşayan, saçak solungaçlı “su köpeği” (water dog) veya “çamur enceği” (mud puppy) adıyla bilinen çamur semenderi(Necturus) 60 cm boyundadır. Ergin olunca da solungaçlarını muhâfaza eder. Bâzan gece avlanan balıkçıların oltalarına takılarak saf balıkçıları ürkütür. Zehirli derisi zararsızdır.

Gündüzleri sudaki kayaların altında saklanarak veya akarsuyun dip çamurlarına gömülerek dinlenir. Geceleriyse karides, solucan ve böcek larvaları bulmak için çıkar. Avını yakalayınca kuvvetlice ısırarak yutar. Bir çift koyu kırmızı, saçaklı solungaçları başının dibinde ön bacaklarının önünde yer alır. Suda yavaşça ileri geri dalgalanırlar. Çin ve Japonya’nın dağ akarsularında yaşayan “Japon dev semenderi” 1.5 metre boyuna ulaşır.

Mexico şehri yakınlarındaki tatlı su göllerinde, solungaçlarıyla devamlı solunum yapan bir semender yaşar. Meksikalılar ona “Axolotl” adını verirler. Çoğunlukla koyu kahverengidir. Bâzan albino (renksiz) da olabilir. O bütün hayâtı boyunca larva olarak kalır. Çünkü bulunduğu ortam iyotça fakirdir. Larval dönemde olduğu halde yumurtlayarak üreyebilir. İyot eksikliği onların metamorfozunu, başkalaşımını engeller. Fakat süreleri dolduğu zaman cinsel olgunluğa erişirler. Axolotl larval dönemde cinsel olgunluğa erişen yumurta ve sperm üreten nâdir örneklerden biridir.

Amerika’nın birçok yerindeyse akciğer solunumu yapan, bir başka semender yaşar. Koyu kahverengi sırtında parlak sarı lekeler bulunduğundan, “kaplan semender” adını alır. Zoologlar, Axolotl ile kaplan semenderi; uzun yıllar ayrı türler olarak kabul ettiler. Sonraki araştırmalar genç Axolotların tiroit bezi özüle beslendikleri vakit kaplan semendere dönüştüklerini gösterdi. İki hayvan aynı türdür. Axolotl, kaplan semenderin erginleşmemiş şeklidir. Bâzı bölgelerde tiroit eksikliğinden dolayı larva solungaçlarını akciğerlere dönüştüremez. Larvanın gıdâsına eklenen tiroit özü ve genler metamorfozun larva şeklinden kaplan semendere tamamlanmasını sağlar.

Hiç ergine dönüşmeyen başka semenderler de vardır. Bunlardan Amerika sularında yaşayan “deniz kızı semenderi”(Siren) 90 cm uzunluktadır ve art ayakları yoktur. Solungaç solunumu yapar.

Beyazımsı veya sarımtrak vücutludur. Solungaçları kırmızı kan rengindedir. Boyu en çok 25 cm olur. Solucan, su pireleri ve küçük balıklarla beslenir. Erginleşince gözleri örtülerek kaybolur. Çok gelişmiş koku alma duyusu vardır. Fen adamları onun canlı bir fosil olduğunu söylerler.

Amerika’nın doğu kesimlerinde yaşayan “benekli semender” yaklaşık 10 cm boyundadır. “Newt” olarak da bilinir. Genellikle mayısta sudaki yumurtalardan çıkan larvalar yeşil renkli ve sarı çizgilidir. 2-3 ay sonra solungaçlarını kaybederek sudan ayrılır. Akciğerli kara hayâtı dönemine başlar. Üç yıl kadar kara hayâtı yaşar. Bu zamanda sırtları kırmızıdır ve siyah halkalı kırmızı lekeler taşır. Üçüncü yılın sonunda yeniden renk değiştirerek karnı sarıya, sırtı koyu yeşile döner. Sırtında kırmızı lekeler yine vardır. Ancak önceki dönemde yuvarlak olan kuyruğu genişleyerek yüzgeç hâlini alır. Böylece ergin hâle gelen havyan tekrar suya geri döner ve su hayâtına yeniden başlar. Bu devre kesin biçimde suya dönüştür. Su altında derisiyle, su yüzündeyse akciğerleriyle solur.

Bazı semenderlerin erkekleri, üreme döneminde daha canlı renklere bürünür ve sırtları boyunca tarağa benzeyen bir saçak meydana gelir. Dişiler bundan mahrumdur. Kütükler arasında barınan semenderlere halk arasında “ateş semenderi” de denir. Kütük ateşe atıldığında, içinde bulunan semender can havliyle dışarı fırlar. Bu durum semenderin ateşten çıktığı intibâını verir. Avrupa ateş semenderi suda hantaldır ve muhtemelen boğulabilir. Bunun için yumurtalarını sığ sulara döker.
 
Üst Alt