Saruhanoğulları Beyliği

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
SARUHANOGULLARI BEYLIGI

Bati Anadolu'da, merkezi Manisa olmak üzere Menemen, Gördes, Demirci, Kemal Pasa, Turgutlu, Ilica ve Akhisar gibi kent ve kasabalari içine alan bölgede kurulmus bir Türkmen beyligidir.

I- SIYASÎ TARIH

a- Saruhan Bey

Beyligin kurucusu olan Saruhan Bey'in Harezm Türkmenlerinden oldugu sanilmaktadir. Nitekim Celâleddin Harezmsah'in ölümünden (1231) sonra Saruhan adli bir beyin Selçuklu Devleti hizmetine girdigi ve Saruhanogullari Beyligi'ni kuran Saruhan Bey'in de bu Harezmli emir Saruhan'in torunu oldugu bilinmektedir. Saruhan Bey'in babasinin adi Alpagi olup Çuga ve Ali Pasa adlarinda iki kardesi daha vardi.

Anadolu Selçuklu Sultani Alâaddin Keykubad, maiyyetindeki Türkmen emirlerini çesitli bölgelerin fethi için görevlendirmisti. Bu uc beyleri arasinda bulunan Saruhan Bey o zaman bir Bizans sehri olan Manisa ve çevresinde faaliyetlerde bulunuyordu. Bu sirada Mogol istîlâsi sayisiz Türkmen gruplarinin Bati Anadolu bölgesine gelmesine sebep olmus, dolayisiyla bu bölgelerdeki Bizans sehir ve kasabalari Türkmenlerin eline geçmeye baslamisti.

Anadolu Selçuklu Sultani II. Mesud'un ümerâsindan olan Saruhan Bey, Manisa bölgesindeki faaliyetlerini artirarak sehri tehdit etmeye basladi (1303). Bizans Imparatoru II. Andronikos (1282-1328), Bati Anadolu'daki Türkmenlerin faaliyetlerinin artmasi üzerine oglu ve saltanat ortagi IX. Mihail'i bu bölgeye gönderdi. IX. Mihail Katalon kuvvetlerinin de destegi ile Manisa'ya kadar geldi ise de Türkmenler karsisinda bir sonuç alamadan geri çekilmek zorunda kaldi. Saruhan Bey bu olaydan sonra Katalon kuvvetlerinin bulundugu Danya kalesini muhasara etti ancak basarili olamadi. Saruhan Bey, Katalonlarin bölgeyi terketmesinden sonra Manisa sehri üzerindeki baskisini artirarak sehrin civarindaki kasaba ve köyleri ele geçirdi. Bu hareket sonucunda Türklerin Leskeri-ili (Laskaris ili) dedikleri Manisa'yi da fethetti (1313).

Saruhan Bey, Manisa'nin fethinden sonra burasini beyliginin baskenti yapti. Sinirlarini kisa sürede Alasehir'den Izmir ve diger Ege kiyilarina kadar genisleten Saruhan Bey, eski Türk adeti geregince topraklarini kardesleri arasinda paylastirdi. Kendisi Ulu Bey sifati ile Manisa'da otururken, Demirci ve yöresini kardesi Çuga Bey'e, Nif (Kemalpasa)'in idaresini de diger kardesi Ali Pasa'ya verdi. Saruhan Bey kardesi Çuga Bey'in ölümünden sonra Demirci'nin idaresini oglu Devlethan'a, onun ölümü ile de Yakup Çelebi'ye birakti.

Evliya Çelebi Seyahatnâmesi'nde Demirci'nin Saruhan beylerinden Kara Mustafa Bey tarafindan fethedildigini kaydeder. Bundan baska Nif'i de Saruhan Bey devrinin ileri gelenlerinden Haci Emet Bey'in ele geçirdigini belirtir. Ancak Evliya Çelebi'nin bu kayitlarini ihtiyatla karsilamak gerekir.

Saruhanogullari Beyligi'nin dogusunda Germiyan, kuzeyinde Karasi (Karesi) ve güneyinde de Aydinogullari Beyligi'nin topraklari vardi. Böylece Saruhanogullari'nin üç tarafi yeni kurulmus olan Türk beylikleri ile çevrilmis oldugundan yalniz Ege denizi cihetinden genislemeye, gazâ ve seferler yapmaya elverisli idi. Bu sebeple Saruhan Bey kurmus oldugu donanma ile deniz seferleri yapmaya basladi. Foça, Sakiz ve Naksos'daki Cenevizliler ile Midilli'yi vergiye bagladi. Meshur seyyah Ibn Battuta, 1332 yilinda Manisa'ya geldigi zaman Foçalilarin her sene Saruhan Bey'e 15.000 gümüs para vergi verdigini kaydetmistir.

Türk tarihi için önemli bir kaynak eser olan Câmiü'd-Düvel'de Foça'nin da Saruhanogullari beyligi sinirlari içinde bulundugu kaydedilmistir. Ancak bu tarihte Foça'nin Ceneviz Cumhuriyeti'ne bagli bir koloni oldugu bilinmektedir. Yukarida da ifade edildigi gibi burada yasayan Rumlar ve Lâtinler, Saruhanogullari'na vergi vermekteydiler. Yine Câmiü'd-Düvel'de Saruhanogullari'na ait oldugu belirtilen topraklar arasinda Menemen, Gördes, Adola, Akhisar, Turgutlu, Nif, Ilica, Kayacik, Demirci, Urganli, Manisa, Gördes, Güzelhisar ve Mendelorya sehir ve kasabalari sayilmistir. Öte taraftan yine kaynaklardan Mesâlikü'l-Ebrâr'daki kayitlara göre XIV. yüzyil ortalarina dogru Saruhan Beyligi'nin onbes sehri, yirmi kalesi, onbin askeri ve Saruhan'in kardesi olan Ali Pasa'nin da sekiz sehri, otuz kalesi, okçulukta mâhir bir çok yaya askeri ve sekiz bin de atli askeri ile büyük bir donanmasi vardi.

Saruhan Bey devrinde, Osman-oglu Orhan Bey Bizans Imparatorlugu aleyhinde durmadan topraklarini genisletiyordu. Orhan Bey'in 1329 yilinda Sakiz adasini fethetmesi üzerine Bizans Imparatoru II. Andronikos Palaiologos Osmanlilara karsi Saruhan ve Aydinogullari'ndan yardim istemek zorunda kaldi. Imparatorun bu istegini olumlu karsilayan Saruhan Bey, Osmanlilara karsi Bizans ve Aydinogullari ile beraber hareket etmeye basladi.

1334 yilinda Aydin ve Saruhanogullari 270 gemilik bir filo ile Yunanistan sahilleri ve Trakya'ya bir sefer düzenlediler. Bu sefer sirasinda Saruhan Beyligi gemilerine Saruhan Bey'in oglu Süleyman Bey kumanda etmekteydi. Ancak bu sirada Midilli'yi zabt eden Foça valisi Dominik, Saruhan-oglu Süleyman Bey ile bir çok adamini bir hile ile esir aldi.

Bizans Imparatoru III. Andronikos, asi valiyi cezalandirmak için derhal bir donanma ile Foça önlerine gelerek sehri denizden kusatti ise de bir netice elde edemedi. Bunun üzerine dostu ve müttefiki olan Saruhan Bey'den yardim istedi. Saruhan Bey, esir olan oglu Süleyman ve arkadaslarinin kendisine teslim edilmesi sarti ile yardim edebilecegini bildirdi. Imparator Andronikos Saruhan Bey'in bu sartini kabul edince Saruhanogullari'na ait süvari ve piyade kuvvetleri Foça'yi karadan kusattilar. Muhasara bes ay kadar sürmesine ragmen kale bir türlü düsürülemedi. Bu durum üzerine imparator Anadolu'daki diger müttefiki Aydin-oglu Umur Bey'den de yardim istedi. Aydinoglu Umur Bey donanmasini yardima gönderdi. Bizans, Saruhan ve Aydinogullari'nin gemilerinden meydana gelen müttefik donanma Foça Valisi Dominik ile bir deniz savasi yapmak istediyse de o buna yanasmadi. Bu sebeple kusatma daha da uzadi. Neticede Imparator Andronikos, Dominik ile anlasarak Saruhan-oglu Süleyman Bey ve adamlarini serbest biraktirdi (1336).

III. Andonikos'un 1341 yilinda ölümünden sonra Bizans'da iktidar mücadelesinin baslamasi Saruhan Bey'in Bizans topraklari üzerine fetih yapmasi için iyi bir firsat oldu. Nitekim O, Gelibolu taraflarina bir akin düzenledi ise de basarili olamadi. Hatta Bizans donanmasi karsi hücuma geçerek Saruhan kiyilarinda yagma ve tahrip hareketlerinde bulundu. Bu olaylar sirasinda Saruhan Bey'in müttefiki ve dostu olan Aydin-oglu Umur Bey de Haçlilarin saldirisina ugramisti. Lâtinler bu saldiri sonucunda Izmir'i ele geçirdiler (1344). Izmir'in Lâtinler eline geçmesi Saruhanli denizciler için bir felaket oldu. Bati Anadolu'da bu olaylarin gelistigi esnada Bizans'in baskenti Istanbul'da taht için mücadeleler devam ediyordu. Istanbul'u ele geçirmek isteyen Kontakuzenos, dostu Aydin-oglu Umur Bey'e haber göndererek ondan yardim istedi. Umur Bey bu teklifi kabul edince Saruhan Bey de oglu Süleyman Bey komutasinda bir miktar askeri onun yanina gönderdi. Saruhan kuvvetleri Umur Bey'le beraber Trakya'ya geçip Kontakuzenos'un kuvvetleriyle birlestiler. Ancak müttefik kuvvetler Istanbul üzerine yürüdügü bir sirada Süleyman Bey, siddetli bir humma hastaligi sonucunda vefat etti (1345).

Aydin-oglu Umur Bey, Süleyman Bey'in ölümünden sonra onun cesedini alarak Manisa'da bulunan babasinin yanina getirdi. Oglunun ölümüne çok üzülen Saruhan Bey, bu tarihten sonra fazla yasamadi. O da bir yil sonra vefat eti (1346). Manisa'da Körhane adi verilen türbeye defnedildi.

Saruhanogullari Beyligi'nin kurucusu olan Saruhan Bey devrinde beylik en parlak dönemini yasamistir. Onun zamaninda Manisa bir Türk-Islam sehri olarak gelisti ve büyüdü. Anadolu'yu gezmis olan seyyah Ibn Battuta, Manisa'da Saruhan Bey ile görüstügünü ve Saruhan Bey'in son yillarinda sehrin tamaminin bir Türk sehri hüviyetine büründügünü yazmaktadir.

Saruhan Bey'in Timur Han, Orhan, Süleyman, Ilyas, Devlethan ve Budak Pasa isimlerinde alti oglu oldugu bilinmektedir. Ölümünden sonra beyligin basina bu ogullari arasindan Fahreddin Ilyas Bey geçti. Saruhan Bey'in ogullarindan Devlethan Demirci'yi, Budak Pasa da Gördes'i idare etmekteydi.

b- Ilyas Bey

Saruhan Bey'den sonra beyligin basina geçen Ilyas Bey, ilk is olarak Bizans Imparatoriçesi Anna ile bir dostluk antlasmasi yapti. Daha önce de belirtildigi üzere Saruhan Bey ile Aydin-oglu Umur Bey Imparator Anna'ya karsi Kantakuzenos ile isbirligi yapmislardi. Ancak Kantakuzenos Anna'ya karsi bir basari elde edemeyince bu kez Osmanli hükümdari Orhan ile anlasma yapmak zorunda kaldi. Hatta kizini Orhan Bey'e vererek onunla tam bir dostluk kurdu. Imparatoriçe Anna ise Kantatuzenos'un Osmanlilarla anlasmasi üzerine Saruhanogullari ile ittifak kurmaya çalisti. Bu amaçla devlet ileri gelenlerinden Tagaris'i Manisa'ya Saruhan Bey ile anlasmaya gönderdi. Ancak Tagaris Manisa'ya geldiginde Saruhan Bey'in ölümü ile karsilasti. Bu duruma ragmen Tagaris, Saruhan Bey'in yerine geçen Ilyas Bey ile bir anlasma yapmaya muvaffak oldu.

Ilyas Bey, yapilan anlasmadan sonra imparatoriçeye yardim için bir miktar kuvvet gönderdi. Bu sirada Umur Bey de iki bin kisilik bir birlik gönderdi. Ancak imparatoriçeye yardima giden Saruhan ve Aydin kumandanlari yolda Anna aleyhine bir anlasma yaptilar. Bu emirler ilk olarak Istanbul'a gelerek imparatoriçeden para ve hediye aldilar. Ancak Trakya'ya geçtikten sonra eski dostlari Kantakuzenos'un tarafina geçtiler. Kantakuzenos ile birlikte Bulgaristan topraklarina saldiran Saruhan ve Aydin birlikleri pek çok ganimet ve esir elde ederek yurtlarina döndüler.

Öyle anlasiliyor ki Saruhanogullari bu akindan sonra bir daha Rumeli'ye geçemediler. Çünkü Osmanlilar Karasi topraklarini alip Gelibolu yarimadasina yerlestikten sonra Saruhanogullari'nin bu bölgelere geçmeleri zorlasti. Yine bu tarihlerde Izmir'i Lâtinlerden almak iseteyen Gazi Umur Bey Lâtinler karsisinda sehit düstü (1348). Böylece Izmir ve çevresi Lâtinler elinde kalinca Marmara kiyilari gibi Ege sahilleri de Saruhanogullari'na kapanmis oldu. Izmir'in Lâtinler eline geçmesi Saruhan deniz ticaretine de önemli ölçüde darbe vurdu.

Saruhanli hükümdari Ilyas Bey'in 1356 yilinda Imparator Ioannes V. Palaiologos'a yardim ettigi bilinmektedir. Bu yil içerisinde Osmanli Sultani Orhan Bey'in oglu Halil Gemlik sahilinde gezerken Foçalilar tarafindan esir edildi. Halil'i kurtarmak için Foça'yi abluka altina alan Imparator Ioannes Palaiologos Cenevizlilerin israrla karsi koymalari üzerine dostu olan Saruhan-oglu Ilyas Bey'den yadim istedi. Ilyas Bey bu öneriyi kabul ederek karadan Foça'yi kusatti. Ancak Ilyas Bey'in Foçalilarla dostulugunu bilen ve onun kendisine bir tuzak hazirladigindan süphelenen Imparator Ioannes, Ilyas Bey'i gemisine davet etti ve onu rehin alarak denize açildi. Ilyas Bey bu durumdan karisinin verdigi büyük miktardaki fidye-i necat karsiliginda kurtuldu. Ayrica ogullarini da imparatorun yanina rehin olarak birakti.

Ilyas Bey'in ne zaman öldügü kesin olarak bilinmemekle beraber 1357 yilinda beyligin basinda Ishak Çelebi'nin bulundugu anlasilmaktadir. Bu sebeple Ilyas Bey'in 1356 veya 1357 yilinda vefat etmis oldugu tahmin olunabilir.

c- Ishak Bey

Ilyas Bey'in ölümünden sonra beyligin basina oglu Ishak Bey geçti. Babasinin sagliginda Menemen'i idare eden Ishak Bey beyligin en zayif bir zamaninda basa geçmesine ragmen onun zamaninda Saruhanogullari en parlak devrini yasadi. Onun Misir Memlûklu sultani ile mektuplastigi bilinmektedir. Nitekim Rodos adasinin sövalyelerden alinmasi için yapilacak sefere diger Anadolu beyleri gibi Ishak Bey de davet edilmis ve kendisine Memlûk sultaninin nâmesi verilmistir (1366).

Saruhanogullari, Ishak Bey zamaninda yeni komsulari Osmanlilar ile dostane bir siyaset takip ettiler. Ishak Bey, I. Murad'in oglu Yakup Çelebi ile Bayezid'in sünnet dügünlerine ve Yildirim Bâyezid'in Germiyan beyinin kizi ile evlenme törenlerine katildi. Bundan baska I. Kosova savasina diger beylikler gibi yardimci kuvvetler gönderdi.

Ishak Bey zamaninda Manisa'da Mevlevîligin itibari bir hayli artmistir. Ishak Bey'in Mevlevî-hâne'yi yaptirmasi ile bu aileden bir kaç kisinin Çelebi ünvanini almasi bu sevginin bir delili olarak görülmektedir. Ishak Çelebi için kitabeler ve vesikalarda "Sultan, emir, beldeler fatihi ve Sultanü'l-azam” gibi ünvanlar kullanilmistir.

Ishak Çelebi hakkinda 1378 yilindan sonraki yillarda hiçbir bilgi yoktur. Ancak onun 1378 veya 1379 yilinda öldügü bilinmektedir. Sagliginda yaptirmis oldugu türbe kitabesinde ölüm tarihi belli degildir.

d- Hizir Sah

Ishak Bey'in ölümü üzerine oglu Hizir Sah Saruhanogullari'nin basina geçti. Ancak kardesi Orhan Bey onun beyligini tanimayarak saltanat mücâdelesine giristi. Kaynaklarda bu mücâdele hakkinda fazla bilgi yoktur. Bununla beraber Orhan Bey'in bu mücâdeleyi kaybettigi ve Hizir Sah'in Manisa'ya hakim oldugu anlasilmaktadir.

Hizir Sah'in gümüs ve bakir paralari bulunmus olup bu paralar üzerinde tarih yoktur. Ancak 1389 tarihli bir vesika bu tarihte Hizir Sah'in Bey oldugunu göstermektedir.

Hizir Sah Bey oldugu sirada Osmanli hükümdari I. Murad sehit düsmüs, yerine Yildirim Bâyezid geçmisti. Osmanli tahtindaki bu degisikligi firsat bilen Karaman-oglu Alâaddin Ali Bey Osmanlilar aleyhinde faaliyetlere baslamisti. Onun bu faaliyetlerine Saruhan-oglu Orhan Bey de katildi. Bunun üzerine Yildirim Bâyezid hizla Anadolu'ya geçti, Alasehir'den sonra Manisa'ya geldi. Hizir Sah ise Yildirim Bâyezid'in bu harekâti esnasinda onu karsilayarak tabiiyetini arzetti ve ülkesini sulh yolu ile Osmanlilara birakti.

Yildirim Bâyezid, Hizir Sah'in bu davranisi üzerine Demirci, Adala, Gördes, Kayacik ve Kemaliye taraflarindan olusan beyligin dogu topraklarini ona birakti. Bâyezid Manisa'yi aldiktan sonra (1390) Karasi ile Manisa birlestirilerek Bey-sancagi yapildi. Bâyezid buraya önce Ertugrul'u, onun ölümü ile de Emir Süleyman'i tayin etti (1392).

Saruhan-oglu Hizir Sah Bey ise kendisine verilmis olan küçük bir bölgede bir süre daha beylik yapti. Bu sirada Emir Süleyman'la çok iyi bir dostluk kurdu. Kardesi Orhan Bey ise Bâyezid'in Anadolu harekâti sirasinda yakalanarak Bursa veya Iznik'e götürüldü. Ancak o buradan kaçarak önce Isfendiyar-oglu'nun ve arkasindan da Timur'un yanina gitti.

Ankara Savasi'na Emir Süleyman'in idaresinde Yildirim Bâyezid'in saflarinda katilan Saruhanli askerler, Iznik'ten kaçarak Timur'a siginmis olan Orhan'i karsi tarafta görünce o tarafa geçtiler. Savasi kazanan Timur, Anadolu beylerine eski yurtlarini verirken, Orhan Bey'e de Saruhan beyligini verdi. Nitekim 17 Agustos 1402 tarihinde Manisa'ya gelen Orhan Bey beyliginin basina geçti. Orhan Bey beyligini mesru göstermek için hemen para bastirdi (1403). Ancak Timur'un Anadolu'dan çekilmesinden sonra Denizli taraflarinda hüküm sürmekte olan Hizir Sah ile Orhan Bey arasinda saltanat mücadelesi yeniden basladi. Neticede Hizir Sah, idareyi eline aldi.

Bâyezid'in Ankara Savasi'nda yenilmesinden sonra Osmanli sehzâdeleri arasinda saltanat mücadelesinin basladigi Fetret devrinde Hizir Sah önce eski dostu Emir Süleyman'in tarafini tuttu. Ancak Emir Süleyman'in mücadeleyi kaybetmesi üzerine Aydinoglu Cüneyd ve Mentese-oglu Ilyas Bey'le beraber Isa Çelebi'yi destekledi. Isa Çelebi'nin Çelebi Mehmed'e yenilmesi üzerine ise Hizir Sah Manisa'ya kaçti. Bunun üzerine Çelebi Mehmed'in kuvvetleri Manisa'ya yürüyerek hamamda eglenmekte olan Hizir Sah'i yakaladilar ve Çelebi Mehmed'in huzuruna getirdiler. Çelebi Mehmed Hizir Sah'i idam ettirdi (1410).

Hizir Sah'in öldürülmesi ile birlikte Saruhanogullari'nin Manisa kolu sona ermis oldu. Ancak Demirci kolu fazla etkili olmamakla beraber bir süre daha devam etti. Hizir Sah'in ölümünden sonra Devlethan'in oglu Yakup Bey Demirci'de hüküm sürmeye devam etti. Yakup Han 1407 yilinda Demirci'de bir cami yaptirmis olup oradaki bir hamami da bu camiye vakfetmistir. Bundan baska Budak Pasa-oglu Beyce Bey de Gördes'te bir cami ve hamam yaptirmistir. Öte taraftan Hizir Sah'in kardesi olan Orhan Bey, agabeyinin ortadan kaldirilmasindan ve Çelebi Mehmed'in bu bölgelerden çekilmesinden sonra Manisa'ya gelerek burayi ele geçirdi ve istiklâlini ilan etti. Orhan Bey'in 1411 tarihli bir parasinin bulunmasi onun bu tarihte Manisa'da Bey oldugunu göstermektedir. Orhan Bey'in bu hareketi üzerine Çelebi Mehmed 1412 yilinda bu bölgeleri yeniden itaat altina almis ve Orhan Bey'i de bertaraf etmistir. Orhan Bey'in ayni yil içerisinde vefat etmesi ile Saruhanli Beyligi tamamen son buldu.

2- IMAR FAALIYETLERI

Saruhanogullari hüküm sürdükleri topraklar üzerinde bir çok imar faaliyetlerinde bulunmuslardir. Özellikle cami, medrese ve köprü yapan Saruhanogullari zamaninda beyligin merkezi Manisa Türklesmis ve sehrin çehresi degismistir. Beyligin kurucusu Saruhan Bey'in Manisa Çarsi Mahallesi'nde bir mescit, Gediz üzerinde bir köprü ve Çaprazlar Mahallesi'nde bir çesme yaptirdigina dair kayitlar vardir.

Saruhan Bey'in oglu Ilyas Bey de Manisa'da bir mescit (1362) ile bir çesme yaptirmistir. Ilyas Bey'in oglu Ishak Bey, beyligin zayif oldugu bir sirada basa geçmesine ragmen büyük ölçüde bayindirlik faaliyetlerinde bulunmus, ülkesinin her tarafinda cami, çesme, medrese, hamam ve köprü gibi bir çok eser yaptirmistir.

Saruhanlilar, merkezleri Manisa'da belki bütün beylikler devrinin en önemli ve ilgi çekici cami örnegini meydana getirmislerdir. Ishak Bey'in 1376'da medrese ve türbe ile birlikte külliye olarak yaptirdigi Manisa Ulu Camii, Bati Anadolu'da görülen en önemli mimarî eserdir. Ishak Bey Manisa Ulu Camiinden baska Mevlevî-hâne (1369), Karaoglanlar civarinda Koyun Köprüsü, Çaprazlar Mahallesi'nde bir çesme, Manisa'da Yedi Kizlar Türbesi ve Karahisar ile Karaköy'de birer çesme yaptirdigi bilinmektedir.

Saruhanli Beyi Hizir Sah'a gelince, o da babasi gibi bir çok hayir kurumlari yaptirmis ve vakiflar ihdas etmistir. Hizir Sah'in Adola'da camii, medrese, imaret ve hamami, Alasehir'in Kemaliye köyünde Hizir Pasa Camii ile bir hamami ve Manisa'da Çinar Zaviyesi yaptirdigi bilinmektedir. Hizir Sah'in ölümünden sonra Demirci'de hüküm süren Devlet-sah oglu Yakup Bey de burada bir cami yaptirmis (1407) ve daha sonra bir hamami da bu camiye vakfetmistir (1413).

Saruhanlilardan Budak Pasa-oglu Begce Bey de Gördes'te bir cami ve hamam yaptirmistir.

Saruhanogullari, Lâtinlerle ticarî iliskileri dolayisiyla Lâtin harfleri ile gümüs sikke kestirmislerdir. Ancak simdiye kadar Ishak, Hizirsah ve Orhan beylerin Islâmî sikkeleri ele geçmistir.

Kaynak: Osmanli tarihi

Islam tarihi

 
Üst Alt