Said Nursi’nin İslam Dünyası Tasavvuru - Hutbe-i Şamiye

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
19. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren büyük dalgalanmalar ve değişimler yaşayan İslam toplumlarının Batı karşısında zayıflaması ve gerilemesi, bu dönem İslam mütefekkirlerinin de zihnini meşgul eden temel problemlerden birisidir. Bilhassa Osmanlı’nın zayıflayarak dağılma ve yıkılma sürecine girmesi kurtuluş arayışlarını hızlandırmış, bu durum konuyla ilgili farklı fikirlerin ortaya çıkmasına ve tartışılmasına yol açmıştır. Batı’nın kurumlarıyla birlikte taklidini doğuran bir huzursuzluk iklimi bütün İslam dünyasını sararken devlet yönetiminin bozulması, Batı’nın askeri ve teknik üstünlüğü gerileme nedeni olarak gösterilmiştir. Batı’yı her yönüyle taklit sürecini hızlandıran ve kültürel sahada da köklü değişiklere yol açan Tanzimat’tan sonra pozitivist fikirlerin yaygınlaşması ise, dini gerilemenin kaynağı olarak gören anlayışın güçlenmesine yol açmıştır. Buna mukabil bir kısım aydınlarla birlikte ulemanın dini değerlerden uzaklaşmayı gerileme kaynağı olarak görmesi de farklı sahalara sıçrayan tartışmaları beraberinde getirmiştir. Bu entelektüel zeminde din merkezli yoğun tartışmalar yapılmaya başlanmıştır. “Din terakkiye mani midir? İslamiyet ile modernleşme arasındaki ilişki nasıl kurulmalıdır?” gibi soruların cevapları aranmıştır.

Bu tartışma sürecine 19. yüzyılın son yıllarında katılan Bediüzzaman Said Nursi, İslam toplumlarının yaşadığı problemlere Kur’an ve sünnete dayalı orijinal çözümler önermiştir. “Tedenni”yi İslamiyet’in düşmanı olarak gören Said Nursi, İslam toplumlarının geri kalış sebeplerini değişik yönleriyle tahlil etmekte ve çıkış yollarını göstermektedir. Bediüzzaman Said Nursi, “Ecnebiler fünun ve sanayi silahıyla bizi istibdad-ı manevileri altında eziyorlar” tespitiyle bu manevi baskıdan kurtulmanın yolları üzerinde durmuş, ilerleme yolunda farklı alanlara işaret etmiştir. Bu bağlamda “maddeten terakki”yi bu zamanın en büyük farzlarından biri olarak gören Bediüzzaman Said Nursi’nin en önemli itirazları dinin bizi geri bıraktığı şeklindeki pozitivist yaklaşımlara olmuştur. Yayımladığı makaleleri ile Batı medeniyeti ile Kur’an medeniyetini karşılaştıran Said Nursi, Kur’an’a uyulması halinde gerçek medeniyetin yaşanacağını, maddi ve manevi terakkinin hayata geçeceğini belirtmiştir.

Mehasin-i medeniyeti Müslümanlığın malı olarak ifade eden Said Nursi’ye göre ilerlemenin dindışılıkla, gerilemenin de dinle, İslamiyet’le, özdeşleştirilmesi, aşılması gereken bir meseledir. Bu çerçevede Bediüzzaman Said Nursi’nin 1911 yılında Şam Emeviye Camii’nde Arapça olarak irad ettiği Hutbe-i Şamiye, İslam toplumlarını her yönüyle analiz eden bir özelliğe sahiptir. İslam toplumlarının içinde bulunduğu sosyo-kültürel ve psikolojik durumu klasik yaklaşımlardan farklı olarak yorumlayan Hutbe-i Şamiye, İslam toplumlarının gerilemesine neden olan hastalıkları teşhis etmekte ve bunları tedavi yollarını göstermektedir. Hutbe-i Şamiye, Batı karşısındaki mağlubiyetin sebep ve çarelerini araştırırken bir önceki yüzyıldaki Müslümanların genel ihtiyaçlarına hitap etmekle birlikte, gelecek yüzyıllara da ışık tutarak İslam toplumlarının geleceğine dair yol haritasını belirler. İnsaniyet kavramına vurgu yaparak dünya barışına katkıda bulunabilecek fikirleri de içeren Hutbe-i Şamiye; İslam medeniyetini yeniden ihya sürecinde bir manifesto olarak düşünülebilir. Bu nedenle İslam dünyasının temel problemlerine ve çözüm yollarına dikkat çeken Hutbe-i Şamiye’deki fikirlerin Müslümanların gündemine sunulması ehemmiyet arz etmektedir.

Risale-i Nur Enstitüsü olarak, dikkat çekmeye çalıştığımız bu hususlardan hareketle, 100. yılında Hutbe-i Şamiye’yi Müslümanların gündemine taşımak ve bu hutbede yer alan fikirleri tartışmak maksadıyla 19-20 Mart 2011 tarihlerinde Şam’da tertiplediğimiz "Said Nursi’nin İslam Dünyası Tasavvuru: Hutbe-i Şamiye" başlıklı VI. Risale-i Nur Kongresi bir çok yönüyle dikkate değer sonuçların doğmasına vesile oldu. Hutbe-i Şamiye’nin şerhi sayılabilecek masa çalışmalarıyla İslam âlemini sarsan birçok alandaki problemler ve bunları aşabilecek çözüm önerileri Bediüzzaman Said Nursi’nin görüşleri ışığında tartışıldı. İslam aleminde hürriyet hareketlerinin hızlandığı günlere tevafuk eden kongre, Hutbe-i Şamiye’deki müjdelerin tahakkukunun habercisi gibiydi.

Biz de bu sayımızı VI. Risale-i Nur Kongresi’nin metinlerine ayırdık. Yukarıdaki hususların bütün yönleriyle ele alındığı kongre metinleriyle, Hutbe-i Şamiye’nin her yönüyle irdelenmesi amaçlanmıştır. Bediüzzaman’ın yüz yıl önce müjdelerini verdiği saadet rüzgârlarına bir an önce kavuşmak ümidiyle "Said Nursi’nin İslam Dünyası Tasavvuru: Hutbe-i Şamiye" konulu VI. Risale-i Nur Kongresi’nin tebliğleriyle sizleri baş başa bırakırken gelecek sayıda da aynı konuyla karşınızda olmayı umuyoruz.​
 

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
Said Nursi’s Project of Islamic World: Hutbe-i Şamiye


Weakening and lag of Islamic societies that had experienced great fluctuations and changes since the second half of 19th century is one of the main problems, which the thinkers of the periods are concerned with. Particularly Ottoman Empire’s entry into dissolution and destruction process made searches for salvation more rapid, and this led to revelation of and discussion on different opinions concerning the situation. While a climate of discontent giving birth to an imitation together with Western institutions is surrounding the whole Islamic world, corruption in the state governance, Western dominance in military and technical fields were shown as the reasons for regression. Popularization of positivist ideas after Tanzimat, which accelerated the process of imitation of the West in all aspects and resulted in deep changes in the cultural field, led to strengthening of the understanding that considers the religion as the source of regression. On the other hand, ulema’s agreement with some intellectuals on the consideration of religion as the source of regression brought about discussions finding reflections in different fields. In such an intellectual ground, harsh discussions on religion began. Questions as “Is religion prevents progress? How must the relation between Islam and modernism can be built?” tried to be answered.

Participated in this discussion process in late 19th century, Bediüzzaman Said Nursi suggested original solutions based on Koran and sunna to problems experienced by ISlamic societies. Considering “regression” as the enemy of Islam, Said Nursi analyzes reasons for Islamic societies’ regression in different aspects and shows ways out. With his determination that “Foreigners run down us under their despotism with the weapons of science and industry”, Bediüzzaman Said Nursi highlighted the ways to getr id of this pressure, and addressed diffferent areas in the way of progress. Seeing “material progress” as one of the musts of the time in this context, the most important objections of Bediüzzaman Said Nursi were against the positivist approaches concerning that religion makes us lag behind. Compared Western civilization with Koran civilization in his articles, Said Nursi stated that in case of obedience to Koran, real civilization will be experienced and material and spiritual progress will realize.

Expressed civilization’s beauty as the Muslims’ property, for Said Nursi, identification of progress with irreligion and regression with religion-Islam is an issue that must be overcome. In this framework, Hutbe-i Şamiye told by Bediüzzaman Said Nursi in 1911 in Damascus Emeviye Mosque in Arabic analyzes Islamic societies in all aspects. Interpreted socio-cultural and psychological condition of Islamic societies in a different manner than classical approaches, Hutbe-i Şamiye diagnoses the illnesses that lag Islamic societies behind and shows the ways of treatment. While searching the reasons of and remedies to the defeat against the West, Hutbe-i Şamiye not only addresses to the general needs of Muslim people that lived in the previous century, but also sheds a light for the next centuries and determines the future roadmap. Including ideas to contribute to world peace by emphasizing the concept of humane, Hutbe-i Şamiye can be considered as a manifest in the process of Islamic civilization’s recreation. Therefore, it is important to put the ideas in Hutbe-i Şamiye addressing Islamic world’s basic problems and solution ways in to Muslim’s agenda.

Based on these issues that we as Risale-i Nur Institute try to attract attention to, for the purpose of carrying Hutbe-i ŞAmiye to Muslim people’s agenda in its 100th year and discussing the ideas within the text, 6th Risale-i Nur Congress titled “Said Nursi’s Project of Islamic World: Hutbe-i Şamiye” that we held in Damascus between 19-20 March 2011 led to multiple notable results. With table discussions that can be considered as annotations to Hutbe-i Şamiye, many problems affecting the Islamic world and solution suggestions were discussed in the light of Bediüzzaman Said Nursi’s ideas. Coincided with the days, when freedom movements in Islamic world accelerated, the congress was like the messenger of the accrual of the ideas in Hutbe-i Şamiye.

We allocated this issue to the papers of 6th Risale-i Nur Congress. With the congress presentations that deal with all above issues, it was aimed at analyzing Hutbe-i Şamiye in all dimensions. While presenting to you the papers of 6th Risale-i Nur Congress titled Said Nursi’s Project of Islamic World: Hutbe-i Şamiye with the hope that we will see the happiness that Bediüzzaman gave the good news for a hundred years ago, we hope to be with you via our next issue on the same subject.
 
Üst Alt