• Forumda Rüya yorumu YAPILMIYOR! Mesaj göndermeyiniz! Mesajınız silinir!

Rüyada Hz.Yusuf'un kuyusu

Almuma

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
24
Tepkime puanı
0
Selamun aleyküm,

Buraya bağımlı olmaya başladım artık neredeyse her gördüğüm rüyayı buraya yazacağım ama özenli olmaya çalışıyorum. Kuşlu, çiçekli, böcekli rüyalar yazacağıma daha manidar şeyleri paylaşayım dedim ve bu rüyamı da manidar buldum kendimce.

Hani Besaş büfeleri olur ya yol kenarlarında öyle bir büfenin önünde kuyrukta bekliyorum ama burası aynı zamanda bakkal gibi bir yer de sakız falan da satıyor. Sıra bana geliyor yalnız niyetim ekmek almak değil. Büfeci adam bana sen Hz. Yusuf'un düştüğü kuyunun suyu nasıldı bilir misin diye sordu. Ben de cevap veremedim. Sonra kendisi o su tuzlu suydu dedi ve elime bir somun ekmek verdi.

Hz. Yusuf'u duyunca biraz heyecanlandım uyanınca yorumlatırsam iyi olur diye düşündüm umarım yorumu da iyidir. Yaşım 26, bayanım, bekarım, öğretmenim. Umarım detaylar yeterlidir.
 

Gönül sızım

Özel Kardeşimiz
Yönetici
Süper Mod
Moderatör
Katılım
26 Temmuz 2011
Mesajlar
19,432
Tepkime puanı
185
Ve AleykümSelam aman buraya bağımlı olun da! başka zararli şeylere bağımlı olmayin!!

Genişlik ve darlık sendendir Allah’ım!
Gönlümüze gökyüzü genişliği,yeryüzü bereketti ile lütfet.
Hayat yolumuz,yine karıştı,Hayat, bir puzzle gibi...bin bir parçaları var ve ben onları hikmet gözü ile birleştiremiyorum...
birileri hayat suyumun gelişini engellemek için kürekle önüne set germiş ,Pişmiş aşa tuz katmış bunlari anca Sen açabilirsin ..amin..

anladım Nefs kuyusundaki yusuf ları kurtarabilmek için ilk önce kendimizi kurtaracağız....
Her insan Yusuf kuyusundan nasıl çıkar? Nasıl düştüyse öyle…
rüyanızın Yorumunu bir kıssadan hisse ile yorumliyacağım inş. hissenizi alirsiniz..

Bir zamanlar, tahta oymacılığıyla uğraşan, hayatın sadece yüzeyinde kalmayıp, hakikatlerini de hissetmeyi beceren yaşlı bir usta yaşardı. Bu ustanın, her şeyden şikayet eden bir çırağı vardı. Çırak, başına gelen en küçük sıkıntıdan bile şikayet ediyordu. Hayat onun için sanki sırf kötülüklerden, sıkıntılardan ve mutsuzluklardan ibaretti.

Ustası bir gün çırağı tuz almaya gönderdi. Adeti olduğu üzere, çırak söylene söylene denilen şeyi yaptı. Döndüğünde “Şimdi tuzun ne gereği vardı?” gibisinden bir edayla tuzu ustasının önüne koydu.

Usta, ona şimdi bir avuç tuzu bir bardak suya döküp karıştırmasını söyledi. Çırak yine suratı asık bir şekilde söyleneni yaptı. Usta “Şimdi de o suyu iç” diye emretti. Çırak, önce kaşlarını çattı. Bir bardak tuzlu suyu içmesini nasıl isterdi ki ustası? Ama ona olan saygısından, zorlanarak da olsa bardaktan bir yudum aldı, almasıyla suyu tükürmesi bir oldu.

“Tadı nasıldı?” diye sordu usta.

“Acı!” diye kızgınlıkla cevap verdi çırak.

Usta, anlamlı anlamlı gülümseyerek çırağı bu defa köyün kenarındaki tatlı su gölünün kıyısına götürdü. Çırağına aynı şeyi burada yapmasını, bir avuç tuzu göle atmasını, sonra da gölden su içmesini söyledi.

Çırak söyleneni yaptı, tuzu göle atıp tatlı suyundan kana kana içti. O ağzının kenarlarından akan suyu eliyle silerken ustası sordu:

“Tadı nasıldı?”

“Bal gibi tatlı!” diye karşılık verdi çırak.

“Tuzun tadını alabildin mi?” “Hayır.”

Bunun üzerine, bilge usta, suyun yanında diz çökmüş olan çırağının yanına oturdu ve ona ömrü boyunca unutamayacağı şu dersi verdi:

“Evladım! Hayatımızdaki sıkıntılar tuz gibidir, ne azdır ne de çok. Sıkıntıların miktarı hep aynıdır. Ancak, bu sıkıntıların kişiye ne kadar ıstırap vereceği onun neyin içine konulacağına bağlıdır. Bir sıkıntının, ıstırabın olduğunda yapman gereken şey duygularını genişletmektir. Bardak olmayı bırakıp göl olmaya çalışmaktır. O anda görmesen bile, o sıkıntıların sonucundaki güzellikleri görebilmektir.”

 

Almuma

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
24
Tepkime puanı
0
Çok teşekkür ederim, çok anlamlı ve manidar bir cevaptı.
 
Üst Alt