Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumda Rüya yorumu YAPILMIYOR! Mesaj göndermeyiniz! Mesajınız silinir!
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
İslami Rüya Tabirleri
__D__
Rüyada dua etmek tabiri
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Gönül sızım" data-source="post: 74469" data-attributes="member: 1049"><p><span style="color: Black">Ve Aleyküm selâm Hayırlı Cumalar Allâh Sizden râzı olsun Allah'ın razı olması bu ne güzel bir lütüftür..</span></p><p><span style="color: Black">"Sen O'ndan razı, O da senden razı olarak Rabbine dön!” 27-30</span></p><p><span style="color: Black">"işte bu en büyük kurtuluş ve saadettir.” (maide 119)</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">maneviyat büyüklerinden hatem-i asam hazretleri sohbetini hiç kaçırmayan cemaatine şöyle bir soru sormuş. demiş ki:</span></p><p><span style="color: Black">uzun zamandır beni dinliyorsunuz, ne öğrendiniz benden, anlatın bakayım? </span></p><p><span style="color: Black">Anlatmışlar anladıklarını. </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Maneviyat büyüğü, mühimsememiş anlattıklarını da demiş ki: </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">– Siz benden asıl mühim olanı öğrenmemişsiniz. Benden sadece şu iki şeyi öğrenseniz yetip de artardı bile: </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">–Birincisi: Kendinizde olana kanaat etmeniz. İkincisi de başkasında olana haset etmemeniz! </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Hatem–i Asam ilave etmiş: </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">– İşte, demiş benim size anlattıklarımın özeti budur. Kendinizde olana kanaat edeceksiniz, başkasında olana da haset etmeyeceksiniz. </span></p><p><span style="color: Black">Siz böyle bir teslimiyet içinde olur da, Allah’ın kendiniz ve başkaları hakkındaki takdirine böyle gönülden razı olursanız bilin ki Allah da sizden razı olur. Bunu sakın unutmayın. </span></p><p><span style="color: Black">Evet, büyük mutasavvıf çok mühim bir gerçeği böyle kolayca dile getirmiştir. </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Gerçekten de insanın önce kendi elinde olana kanaat etmesi, sonra konu komşusunda olana da haset etmemesi, öylesine büyük bir İlahi takdire razı olma halidir ki, </span></p><p><span style="color: Black">bu kadere razı olma halinden hem kendisi mutlu olur, hem de haset duymadan baktığı komşuları. </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Aksine, kendine ve çevresine böylesine teslimiyetle bakmayanlar ise, Cenab–ı Hakk’ın kendileri için takdirine kanaat etmeyip, daha iyisine, daha çoğuna da değişik nimetlere layık olduğunu, ama verilmediğini düşünmeye yönelirler, başkalarının da o nimetlere layık olmadığı halde verildiğini hayal edip haset etmeye başlarlar. </span></p><p><span style="color: Black">Böylece ne kendi huzur bulur, ne de hasetle baktığı komşuları onun bakışından emin olurlar.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Biz nasıl düşünüyoruz acaba diyerek şöyle bir nefis muhasebesi yapsak mı? Biz de kendimizde olana kanaat ediyor, komşumuzda olana da haset etmekten kendimizi alıkoyuyor muyuz? </span></p><p><span style="color: Black">İşte bütün mesele buradadır. Hakkımızdaki İlahi takdire razı olabilmekte. </span></p><p><span style="color: Black">Şayet bir kul, kafasındaki bir sürü hırslı isteklerine değil de, kendisine verilen ne ise nefsini ona razı eder de hakkındaki İlahi takdirden razı olursa ne olur? </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">İzin verirseniz bunun cevabını da Hazret–i Musa aleyhisselamdan alalım. Tur dağındaki duasında der ki: </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">– Rabb’im! Sen kulundan ne zaman razı olursun? Gelen cevap çok açık: </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">– Kulum benden ne zaman razı olursa! </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Evet, kul ne zaman Rabb’inin kendisi hakkındaki takdirinden razı olursa Rabb’i de kulundan o zaman razı olur!.. </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">– Ne dersiniz, biz de Rabb’imizin hakkımızdaki takdirine kanaat edip razı olmuş muyuz? Kafamızdaki bir sürü arzularımıza ulaşamayışın sıkıntısını çekmiyor da, nefsimizi, </span></p><p><span style="color: Black">Rabb’imiz bize neyi takdir etmişse ona razı etmiş bulunuyor muyuz? Yoksa çok daha büyük nimetlere layıktık ama verilmedi mi diyoruz? </span></p><p><span style="color: Black">Şayet böyle gizli bir itiraz içinde isek, biz takdirine razı olmadığımız Rabb’imizin bizden razı olmasını hangi yüzle isteyeceğiz? Böyle tek taraflı rıza olur mu? </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">İmam–ı Gazali Hazretleri şöyle anlatıyor. </span></p><p><span style="color: Black">Bir maneviyat büyüğü rüyasında cennetteki komşusunun dağ başındaki bir çoban olduğunu görünce arayarak çobanı bulur, cennetlik ne gibi işler yaptığını sorar. </span></p><p><span style="color: Black">Şöyle cevap verir çoban: </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">– Benim öyle fazla nafile ibadetim falan yoktur. Ancak, Allah’ın hakkımdaki takdirlerine gönülden razı olma halim vardır. </span></p><p><span style="color: Black">Çok verse de razıyım, az verse de. Sıhhat verse de razıyım hastalık verse de. Verdiğini, layık olduğum buymuş ki, bunu takdir etti, diyerek şükürle karşılarım. </span></p><p><span style="color: Black">Başkalarınınkine de hiç haset etmem. Onlara da layık olduklarını veriyor diye düşünürüm. Hiç rahatsızlık duymam. </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Çoban şunu ilave eder sözlerine: </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">– Demek ki ben Rabb’imin hakkımdaki takdirinden razı olunca, O da benden razı olmuş ki, benim gibi bir çobanı cennette sizin gibi bir büyüğün komşuluğuna layık görmüş. </span></p><p><span style="color: Black">Elbette ben Rabb’imin bu takdirine de rıza ile bakarım. </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">herkes kendini bir kontrol etsin mi ? Kalbinde, gönlünde haline razı olma duygusu var mı? Kendini İlahi takdirin lütufları içinde görüyor, şükrünü edadan aciz olduğu nimetlerin farkında oluyor mu? En başta, elinin tutuşunu, gözünün görüşünü, ayağının yürüyüşünü, kalbinin atışını birer eşsiz İlahi lütuf biliyor mu? </span></p><p><span style="color: Black">Yoksa hep hayalindeki arzularını elde edemeyişin şikayeti içinde layık olduğunun verilmediği hayali içinde mi yaşıyor? </span></p><p><span style="color: Black"><strong>Biz O’nun takdirinden razı olunca O’nun da bizden razı olacağını biliyormuyuz?</strong></span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Rüyada dua ettiğini görmek; bazı durumlarda hayırlı habere, akibetin hayır olacağına, maddi veya manevi bakımdan ilerleyip yükselmeye,her türlü hayıra işaretle tabir olunur. </span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Rüyada türbe görmek ;cahil ve ahmak kimselerle ilişkiyi kesmeye, fesatçıları bırakmaya, musibetlerden kurtulmaya, tövbe etmeye; </span></p><p><span style="color: Black">Allaha dönmeye, sadece O cc. dan yardim dilemeniz gerektigi iyi amel yapmaya, hayır ve iyilikte bulunmaya ve musibetlerden kurtulmaya işarettir..</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">"olmaz senin abdetsin yok gelemezsin "</span></p><p><span style="color: Black">Din ve ibadetlerinde ki eksikliğine delalet eder...Allah cümlemize hidayet versin ..amin..</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Ellerimi her açtığımda yine 'şükrediyorum', sahip olduklarıma ve uzak kaldıklarıma; Vardır her 'Şerrin' bir 'Hayrı' ve 'Sebebi'. </span></p><p><span style="color: Black">Yaşanması gerekenlerin yazılmıştır, 'Vakt-i zamanı'. Ben elimden geleni yapıyorum, geriye kalan 'Takdir-i İlahi'..</span></p><p><span style="color: Black"></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Gönül sızım, post: 74469, member: 1049"] [COLOR="Black"]Ve Aleyküm selâm Hayırlı Cumalar Allâh Sizden râzı olsun Allah'ın razı olması bu ne güzel bir lütüftür.. "Sen O'ndan razı, O da senden razı olarak Rabbine dön!” 27-30 "işte bu en büyük kurtuluş ve saadettir.” (maide 119) maneviyat büyüklerinden hatem-i asam hazretleri sohbetini hiç kaçırmayan cemaatine şöyle bir soru sormuş. demiş ki: uzun zamandır beni dinliyorsunuz, ne öğrendiniz benden, anlatın bakayım? Anlatmışlar anladıklarını. Maneviyat büyüğü, mühimsememiş anlattıklarını da demiş ki: – Siz benden asıl mühim olanı öğrenmemişsiniz. Benden sadece şu iki şeyi öğrenseniz yetip de artardı bile: –Birincisi: Kendinizde olana kanaat etmeniz. İkincisi de başkasında olana haset etmemeniz! Hatem–i Asam ilave etmiş: – İşte, demiş benim size anlattıklarımın özeti budur. Kendinizde olana kanaat edeceksiniz, başkasında olana da haset etmeyeceksiniz. Siz böyle bir teslimiyet içinde olur da, Allah’ın kendiniz ve başkaları hakkındaki takdirine böyle gönülden razı olursanız bilin ki Allah da sizden razı olur. Bunu sakın unutmayın. Evet, büyük mutasavvıf çok mühim bir gerçeği böyle kolayca dile getirmiştir. Gerçekten de insanın önce kendi elinde olana kanaat etmesi, sonra konu komşusunda olana da haset etmemesi, öylesine büyük bir İlahi takdire razı olma halidir ki, bu kadere razı olma halinden hem kendisi mutlu olur, hem de haset duymadan baktığı komşuları. Aksine, kendine ve çevresine böylesine teslimiyetle bakmayanlar ise, Cenab–ı Hakk’ın kendileri için takdirine kanaat etmeyip, daha iyisine, daha çoğuna da değişik nimetlere layık olduğunu, ama verilmediğini düşünmeye yönelirler, başkalarının da o nimetlere layık olmadığı halde verildiğini hayal edip haset etmeye başlarlar. Böylece ne kendi huzur bulur, ne de hasetle baktığı komşuları onun bakışından emin olurlar. Biz nasıl düşünüyoruz acaba diyerek şöyle bir nefis muhasebesi yapsak mı? Biz de kendimizde olana kanaat ediyor, komşumuzda olana da haset etmekten kendimizi alıkoyuyor muyuz? İşte bütün mesele buradadır. Hakkımızdaki İlahi takdire razı olabilmekte. Şayet bir kul, kafasındaki bir sürü hırslı isteklerine değil de, kendisine verilen ne ise nefsini ona razı eder de hakkındaki İlahi takdirden razı olursa ne olur? İzin verirseniz bunun cevabını da Hazret–i Musa aleyhisselamdan alalım. Tur dağındaki duasında der ki: – Rabb’im! Sen kulundan ne zaman razı olursun? Gelen cevap çok açık: – Kulum benden ne zaman razı olursa! Evet, kul ne zaman Rabb’inin kendisi hakkındaki takdirinden razı olursa Rabb’i de kulundan o zaman razı olur!.. – Ne dersiniz, biz de Rabb’imizin hakkımızdaki takdirine kanaat edip razı olmuş muyuz? Kafamızdaki bir sürü arzularımıza ulaşamayışın sıkıntısını çekmiyor da, nefsimizi, Rabb’imiz bize neyi takdir etmişse ona razı etmiş bulunuyor muyuz? Yoksa çok daha büyük nimetlere layıktık ama verilmedi mi diyoruz? Şayet böyle gizli bir itiraz içinde isek, biz takdirine razı olmadığımız Rabb’imizin bizden razı olmasını hangi yüzle isteyeceğiz? Böyle tek taraflı rıza olur mu? İmam–ı Gazali Hazretleri şöyle anlatıyor. Bir maneviyat büyüğü rüyasında cennetteki komşusunun dağ başındaki bir çoban olduğunu görünce arayarak çobanı bulur, cennetlik ne gibi işler yaptığını sorar. Şöyle cevap verir çoban: – Benim öyle fazla nafile ibadetim falan yoktur. Ancak, Allah’ın hakkımdaki takdirlerine gönülden razı olma halim vardır. Çok verse de razıyım, az verse de. Sıhhat verse de razıyım hastalık verse de. Verdiğini, layık olduğum buymuş ki, bunu takdir etti, diyerek şükürle karşılarım. Başkalarınınkine de hiç haset etmem. Onlara da layık olduklarını veriyor diye düşünürüm. Hiç rahatsızlık duymam. Çoban şunu ilave eder sözlerine: – Demek ki ben Rabb’imin hakkımdaki takdirinden razı olunca, O da benden razı olmuş ki, benim gibi bir çobanı cennette sizin gibi bir büyüğün komşuluğuna layık görmüş. Elbette ben Rabb’imin bu takdirine de rıza ile bakarım. herkes kendini bir kontrol etsin mi ? Kalbinde, gönlünde haline razı olma duygusu var mı? Kendini İlahi takdirin lütufları içinde görüyor, şükrünü edadan aciz olduğu nimetlerin farkında oluyor mu? En başta, elinin tutuşunu, gözünün görüşünü, ayağının yürüyüşünü, kalbinin atışını birer eşsiz İlahi lütuf biliyor mu? Yoksa hep hayalindeki arzularını elde edemeyişin şikayeti içinde layık olduğunun verilmediği hayali içinde mi yaşıyor? [B]Biz O’nun takdirinden razı olunca O’nun da bizden razı olacağını biliyormuyuz?[/B] Rüyada dua ettiğini görmek; bazı durumlarda hayırlı habere, akibetin hayır olacağına, maddi veya manevi bakımdan ilerleyip yükselmeye,her türlü hayıra işaretle tabir olunur. Rüyada türbe görmek ;cahil ve ahmak kimselerle ilişkiyi kesmeye, fesatçıları bırakmaya, musibetlerden kurtulmaya, tövbe etmeye; Allaha dönmeye, sadece O cc. dan yardim dilemeniz gerektigi iyi amel yapmaya, hayır ve iyilikte bulunmaya ve musibetlerden kurtulmaya işarettir.. "olmaz senin abdetsin yok gelemezsin " Din ve ibadetlerinde ki eksikliğine delalet eder...Allah cümlemize hidayet versin ..amin.. Ellerimi her açtığımda yine 'şükrediyorum', sahip olduklarıma ve uzak kaldıklarıma; Vardır her 'Şerrin' bir 'Hayrı' ve 'Sebebi'. Yaşanması gerekenlerin yazılmıştır, 'Vakt-i zamanı'. Ben elimden geleni yapıyorum, geriye kalan 'Takdir-i İlahi'.. [/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
İslami Rüya Tabirleri
__D__
Rüyada dua etmek tabiri
Üst
Alt