Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Bunları biliyormuyuz
Rüya Alemi İle Dünya Hayatı Arasındaki Önemli Benzerlik
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="elifgibi" data-source="post: 5468" data-attributes="member: 149"><p style="text-align: center"><img src="https://www.islamiforumlar.net/rsmlrx/resim1/ruya.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="font-size: 18px"><span style="color: navy"><span style="font-family: 'times new roman'"><strong> <span style="font-size: 15px">Rüya gördüğü sırada çalan saatin sesi ile uyanan insan kısa süreli bir şaşkınlık yaşar. Rüyasında yaşadığı sevinçler, üzüntüler, tattığı yiyecekler ya da hissettiği kokular kendisine hala o kadar gerçekçi geliyordur ki, rüyanın etkisini bir süre üzerinden atamaz.</span></strong></span></span></span><span style="font-size: 15px"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: navy"><span style="font-family: 'times new roman'"><strong>Tarih boyunca pek çok düşünür rüyanın gerçek mahiyetini ve rüya ile dünya hayatı arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. Alman bir felsefeci bu konuda şunları söylemiştir:</strong></span></span></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: navy"><span style="font-family: 'times new roman'"><strong>Biz şimdi uyanık halde miyiz, yoksa düş mü görüyoruz? Bu kuşkusuz anlamlı bir sorudur. Aslında bu soruyu çoğu kere düşümüzde sorduğumuz da olmuştur. Gene düşümüzde soruya verdiğimiz yanıtın, yani uyanık olduğumuz yanıtının, biz uyandıktan sonra yanlış olduğunu görmüşüzdür. Peki aynı yanılgı şimdi de olamaz mı? Hayır diyemeyiz, çünkü pekala bir gün düş gördüğümüz ortaya çıkabilir. (Hans Reichenbach, Bilimsel Felsefenin Doğuşu, s. 179)</strong></span></span></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: navy"><span style="font-family: 'times new roman'"><strong>Descartes ise bu konu hakkında şu yorumu yapmıştır:</strong></span></span></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="font-size: 15px"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: navy"><span style="font-family: 'times new roman'"><strong>Rüyalarımda şunu bunu yaptığımı, şuraya buraya gittiğimi görürüm; uyanınca da hiçbir şey yapmamış, hiçbir yere gitmemiş olduğumu, uslu uslu yatakta yattığımı anlarım. Benim şu anda da rüya görmediğim, hatta bütün hayatımın bir rüya olmadığı güvencesini bana kim verebilir? İşte bütün bunlardan, içinde bulunduğum dünyanın gerçekliği tümü ile şüpheli bir şey oluyor. (Macit Gökberg, Felsefe Tarihi, s. 263)</strong></span></span></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="font-size: 15px"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: navy"><span style="font-family: 'times new roman'"><strong>Gerçek şu ki rüya ile dünya hayatının çok önemli bir ortak noktası vardır. Bu ortak özelliği anlamak için şöyle bir örnek verebiliriz: Rüyada kendi bedeninizi gördüğünüzü varsayalım ve rüya esnasında size Nerede görüyorsun? diye sorulduğunda, Beynimde görüyorum dediğinizi düşünelim. Oysa, açıktır ki, siz rüyanızda bu cevabı verirken ortada gerçek bir beyin yoktur. Rüyadaki vücut ya da beyin tamamen hayali bir görüntüden ibarettir. Rüya sırasındaki görüntüleri gören irade ise, hiç kuşku yok, hayali bir beyinden çok daha ötede olan bir varlıktır.</strong></span></span></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: navy"><span style="font-family: 'times new roman'">Rüyanızda verdiğinizi varsaydığımız cevap, dünya hayatımızda bize sorulan Nerede görüyorsun?sorusuna verilen doğru cevaptır. Nitekim, bilindiği gibi, gören "göz" değildir ve tüm görüntü beyinde oluşmaktadır. Gözlerin ve gözlere bağlı olan milyonlarca sinir hücresinin tek görevi ise, görme işleminin gerçekleşmesi için beyne mesaj iletmektir. Lisede öğrendiğimiz bilgileri hatırlayacak olursak; bir cisimden gelen ışık, gözün ön kısımında bulunan mercekten geçer ve görüntüyü arka kısımdaki bölgeye yansıtır, retina adlı tabakaya düşen görüntüler elektrik akımına dönüştürülerek beyindeki görme merkezine iletilir ve beyin, bu sinyalleri üç boyutlu, anlamlı görüntüler haline getirir. Bu bilgilerden görenin gözler olmadığı açıkça anlaşılmaktadır, ancak hiç kuşku yok ki, gören ve algılayanın sudan, protein ve yağ moleküllerinden oluşan bir et parçası olduğunu iddia etmek de çok yanlış olacaktır. Buradan da, beyin dediğimiz et parçasında görüntüleri seyrederek yorumlayacak, bilinci oluşturacak, kısacası ben denilen varlığı meydana getirebilecek bir özelliğin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Oysa beynin içinde ışıl ışıl renkli bir dünyayı seyreden, senfonileri, kuşların cıvıltılarını dinleyen, gülü koklayan biri vardır. Peki göze, kulağa, burna ihtiyaç duymadan tüm algıları hisseden bu şuur kime aittir?</span></span></strong></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="font-size: 15px"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: navy"><span style="font-family: 'times new roman'">Söz konusu şuur, hiç şüphe yok ki Allahın yaratmış olduğu ruhtur. Ruh, görüntüyü seyretmek için göze, sesi duymak için kulağa ihtiyaç duymaz. Bunların da ötesinde, düşünmek için beyne ihtiyaç duymaz.</span></span></strong></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="font-size: 15px"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: navy"><span style="font-family: 'times new roman'">Bu açık ve ilmi gerçeğe vakıf olan her insanın, beynin içindeki birkaç santimetreküplük, kapkaranlık mekanda, üç boyutlu, renkli, gölgeli ve ışıklı olarak yaratılan kainatın ancak kopyalarıyla muhatap olduğu, ne yaparsa yapsın yeryüzünde gördüğü her şeyin yalnızca kopyalarını görebildiği sırrını anlayacak, böylelikle kendini ve bu görüntüler alemini yaratan Yüce Rabbimiz Allahın sonsuz gücünü düşünüp Ona derin bir sevgi ve saygıyla bağlanacak, Ona yönelip Ona sığınacaktır. </span></span></strong></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="font-size: 15px"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: navy"><span style="font-family: 'times new roman'">Ölüm anında şuur keskinleşecektir</span></span></strong></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="font-size: 15px"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: navy"><span style="font-family: 'times new roman'">Yukarıdaki bilgilerden yola çıkarak özetle söyleyebiliriz ki, bizler hiçbir zaman görüyorum dediğimiz şeylerin aslını göremeyiz. Biz ancak maddesel dünyanın görüntüsüyle muhattap oluruz. Dünya hayatı yalnızca insanların ruhuna algılattırılan görüntülerden ibarettir ve onların imtihan olması ve kıyamette hesabını vereceği amelleri kazanmaları için yaratılmaktadır. İnsan, bu gerçeği en iyi ölüm anında anlayacaktır. Nitekim ölümle birlikte insanın beyninde seyrettiği dünya görüntüsü değişecek, bunun yerine ölüm anının, hesap gününün ve ahiretin görüntüsü gelecektir. Allah'ın Kuran'da bildirdiği gibi, ölümle birlikte insan adeta bir uykudan uyanacak, rüyasından gerçek dünyaya geçer gibi, gerçek ve sonsuz hayatına geçecektir. Bir ayetinde Allah bu gerçeği şöyle bildirmektedir:</span></span></strong></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="font-size: 15px"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: navy"><span style="font-family: 'times new roman'">Andolsun, sen bundan gaflet içindeydin; işte Biz de senin üzerindeki örtüyü açıp-kaldırdık. Artık bugün görüş-gücün keskindir. </span></span></strong><strong><span style="color: navy"><span style="font-family: 'times new roman'">(Kaf Suresi, 22)</span></span></strong></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="font-size: 15px"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: navy"><span style="font-family: 'times new roman'">Peygamber Efendimiz (SAV) de bir hadis-i şerifinde "İnsanlar uykudadır, ölümle uyanırlar." </span></span><span style="color: navy"><span style="font-family: 'times new roman'">(İmam Gazali, İslam Klasikleri 2, Bedir Yayınları, 18 sf. 36152) buyurarak bu büyük gerçeğe dikkat çekmiştir.</span></span></strong></span></strong> </p></blockquote><p></p>
[QUOTE="elifgibi, post: 5468, member: 149"] [CENTER][IMG]https://www.islamiforumlar.net/rsmlrx/resim1/ruya.jpg[/IMG] [B][SIZE=5][COLOR=navy][FONT=times new roman][B] [SIZE=4]Rüya gördüğü sırada çalan saatin sesi ile uyanan insan kısa süreli bir şaşkınlık yaşar. Rüyasında yaşadığı sevinçler, üzüntüler, tattığı yiyecekler ya da hissettiği kokular kendisine hala o kadar gerçekçi geliyordur ki, rüyanın etkisini bir süre üzerinden atamaz.[/SIZE][/B][/FONT][/COLOR][/SIZE][SIZE=4] [COLOR=navy][FONT=times new roman][B]Tarih boyunca pek çok düşünür rüyanın gerçek mahiyetini ve rüya ile dünya hayatı arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. Alman bir felsefeci bu konuda şunları söylemiştir:[/B][/FONT][/COLOR] [COLOR=navy][FONT=times new roman][B]Biz şimdi uyanık halde miyiz, yoksa düş mü görüyoruz? Bu kuşkusuz anlamlı bir sorudur. Aslında bu soruyu çoğu kere düşümüzde sorduğumuz da olmuştur. Gene düşümüzde soruya verdiğimiz yanıtın, yani uyanık olduğumuz yanıtının, biz uyandıktan sonra yanlış olduğunu görmüşüzdür. Peki aynı yanılgı şimdi de olamaz mı? Hayır diyemeyiz, çünkü pekala bir gün düş gördüğümüz ortaya çıkabilir. (Hans Reichenbach, Bilimsel Felsefenin Doğuşu, s. 179)[/B][/FONT][/COLOR] [COLOR=navy][FONT=times new roman][B]Descartes ise bu konu hakkında şu yorumu yapmıştır:[/B][/FONT][/COLOR] [COLOR=navy][FONT=times new roman][B]Rüyalarımda şunu bunu yaptığımı, şuraya buraya gittiğimi görürüm; uyanınca da hiçbir şey yapmamış, hiçbir yere gitmemiş olduğumu, uslu uslu yatakta yattığımı anlarım. Benim şu anda da rüya görmediğim, hatta bütün hayatımın bir rüya olmadığı güvencesini bana kim verebilir? İşte bütün bunlardan, içinde bulunduğum dünyanın gerçekliği tümü ile şüpheli bir şey oluyor. (Macit Gökberg, Felsefe Tarihi, s. 263)[/B][/FONT][/COLOR] [COLOR=navy][FONT=times new roman][B]Gerçek şu ki rüya ile dünya hayatının çok önemli bir ortak noktası vardır. Bu ortak özelliği anlamak için şöyle bir örnek verebiliriz: Rüyada kendi bedeninizi gördüğünüzü varsayalım ve rüya esnasında size Nerede görüyorsun? diye sorulduğunda, Beynimde görüyorum dediğinizi düşünelim. Oysa, açıktır ki, siz rüyanızda bu cevabı verirken ortada gerçek bir beyin yoktur. Rüyadaki vücut ya da beyin tamamen hayali bir görüntüden ibarettir. Rüya sırasındaki görüntüleri gören irade ise, hiç kuşku yok, hayali bir beyinden çok daha ötede olan bir varlıktır.[/B][/FONT][/COLOR] [B][COLOR=navy][FONT=times new roman]Rüyanızda verdiğinizi varsaydığımız cevap, dünya hayatımızda bize sorulan Nerede görüyorsun?sorusuna verilen doğru cevaptır. Nitekim, bilindiği gibi, gören "göz" değildir ve tüm görüntü beyinde oluşmaktadır. Gözlerin ve gözlere bağlı olan milyonlarca sinir hücresinin tek görevi ise, görme işleminin gerçekleşmesi için beyne mesaj iletmektir. Lisede öğrendiğimiz bilgileri hatırlayacak olursak; bir cisimden gelen ışık, gözün ön kısımında bulunan mercekten geçer ve görüntüyü arka kısımdaki bölgeye yansıtır, retina adlı tabakaya düşen görüntüler elektrik akımına dönüştürülerek beyindeki görme merkezine iletilir ve beyin, bu sinyalleri üç boyutlu, anlamlı görüntüler haline getirir. Bu bilgilerden görenin gözler olmadığı açıkça anlaşılmaktadır, ancak hiç kuşku yok ki, gören ve algılayanın sudan, protein ve yağ moleküllerinden oluşan bir et parçası olduğunu iddia etmek de çok yanlış olacaktır. Buradan da, beyin dediğimiz et parçasında görüntüleri seyrederek yorumlayacak, bilinci oluşturacak, kısacası ben denilen varlığı meydana getirebilecek bir özelliğin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Oysa beynin içinde ışıl ışıl renkli bir dünyayı seyreden, senfonileri, kuşların cıvıltılarını dinleyen, gülü koklayan biri vardır. Peki göze, kulağa, burna ihtiyaç duymadan tüm algıları hisseden bu şuur kime aittir?[/FONT][/COLOR][/B] [B][COLOR=navy][FONT=times new roman]Söz konusu şuur, hiç şüphe yok ki Allahın yaratmış olduğu ruhtur. Ruh, görüntüyü seyretmek için göze, sesi duymak için kulağa ihtiyaç duymaz. Bunların da ötesinde, düşünmek için beyne ihtiyaç duymaz.[/FONT][/COLOR][/B] [B][COLOR=navy][FONT=times new roman]Bu açık ve ilmi gerçeğe vakıf olan her insanın, beynin içindeki birkaç santimetreküplük, kapkaranlık mekanda, üç boyutlu, renkli, gölgeli ve ışıklı olarak yaratılan kainatın ancak kopyalarıyla muhatap olduğu, ne yaparsa yapsın yeryüzünde gördüğü her şeyin yalnızca kopyalarını görebildiği sırrını anlayacak, böylelikle kendini ve bu görüntüler alemini yaratan Yüce Rabbimiz Allahın sonsuz gücünü düşünüp Ona derin bir sevgi ve saygıyla bağlanacak, Ona yönelip Ona sığınacaktır. [/FONT][/COLOR][/B] [B][COLOR=navy][FONT=times new roman]Ölüm anında şuur keskinleşecektir[/FONT][/COLOR][/B] [B][COLOR=navy][FONT=times new roman]Yukarıdaki bilgilerden yola çıkarak özetle söyleyebiliriz ki, bizler hiçbir zaman görüyorum dediğimiz şeylerin aslını göremeyiz. Biz ancak maddesel dünyanın görüntüsüyle muhattap oluruz. Dünya hayatı yalnızca insanların ruhuna algılattırılan görüntülerden ibarettir ve onların imtihan olması ve kıyamette hesabını vereceği amelleri kazanmaları için yaratılmaktadır. İnsan, bu gerçeği en iyi ölüm anında anlayacaktır. Nitekim ölümle birlikte insanın beyninde seyrettiği dünya görüntüsü değişecek, bunun yerine ölüm anının, hesap gününün ve ahiretin görüntüsü gelecektir. Allah'ın Kuran'da bildirdiği gibi, ölümle birlikte insan adeta bir uykudan uyanacak, rüyasından gerçek dünyaya geçer gibi, gerçek ve sonsuz hayatına geçecektir. Bir ayetinde Allah bu gerçeği şöyle bildirmektedir:[/FONT][/COLOR][/B] [B][COLOR=navy][FONT=times new roman]Andolsun, sen bundan gaflet içindeydin; işte Biz de senin üzerindeki örtüyü açıp-kaldırdık. Artık bugün görüş-gücün keskindir. [/FONT][/COLOR][/B][B][COLOR=navy][FONT=times new roman](Kaf Suresi, 22)[/FONT][/COLOR][/B] [B][COLOR=navy][FONT=times new roman]Peygamber Efendimiz (SAV) de bir hadis-i şerifinde "İnsanlar uykudadır, ölümle uyanırlar." [/FONT][/COLOR][COLOR=navy][FONT=times new roman](İmam Gazali, İslam Klasikleri 2, Bedir Yayınları, 18 sf. 36152) buyurarak bu büyük gerçeğe dikkat çekmiştir.[/FONT][/COLOR][/B][/SIZE][/B] [/CENTER] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günde beş vakit kıldığımız nedir?
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Bunları biliyormuyuz
Rüya Alemi İle Dünya Hayatı Arasındaki Önemli Benzerlik
Üst
Alt