Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Genel islami paylaşımlar
Ramazan özel
Ramazanın Ardından..
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="süreyya58" data-source="post: 20163" data-attributes="member: 1065"><p><span style="font-size: 12px"> Şöyle çocukların, torunların arasında bulunuyorum, bakıyorum; çocuklarımızın çok terbiyeye ihtiyacı var, çok eksikleri var... Oturuyoruz yanında çocuklarımızın... Ben dahil, siz dahil öyle yapmayacağız; çocuklarımızı etrafımıza toplayacağız. Birazcık bir zaman bulduk mu,<span style="color: DarkRed"><strong> "Çocuklar gelin, birkaç hadis okuyalım!.. Şu hadisleri birbirimize bir anlatalım!.. Sen ne anladın bakalım benim söylediğimden, bana bir tekrar et!.. Hanım sen söyle bakalım!.." diyelim.</strong></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">"--Mutfakta işim var!.."</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"> Birazcık böyle bir şey oldu mu, öyle diyorlar. Yâni:</span></p><p><span style="font-size: 12px"> "Her şeyin mânisi var amma, ilim öğrenmeğe kalktığın zaman gökten mâniler dolu gibi yağıyor." Çeşitli mâniler...</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"> "--Hanım otur şuraya, biraz ibadet, dua, tesbih, bilmem ne... Dinimizin bilgisini size öğreteyim, nakledeyim!" diyorsun;</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"> "--Ütü yapılacak, mutfakta iş var..."</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"> "--Sen onların bırak hepsini!.. Şimdi şu saat bizim dinî bilgileri öğrenme saatimiz..." diyelim.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"> <strong>Böyle bir program yapalım, prensip sahibi insan olalım, intizamlı insan olalım!.. Biz çocuklarımızı iyi yetiştirdiğimiz zaman, Allah-u Teâlâ Hazretleri defter-i âmâlimizi kapattırmayacak.</strong></span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong></strong></span></p><p><span style="font-size: 12px"> <span style="color: Purple"><strong><strong>Ölüp gideceğiz ya hepimiz... Geçen sene aramızda olanların bir kısmı yok... Önümüzdeki sene ramazana ya yetişeceğiz, ya yetişmeyeceğiz. Allah iman ile göçmeyi nasib eylesin... Arkamızdan defterimizi onlar çalıştıracak. O çocuklarımız olmasa, bizim halimiz ne olur?.. Onlar bizim arkamızdan dua edecekler, hayır yapacaklar, Kur'an okutacaklar, hatim indirtecekler, sadaka verecekler... Kendileri namaz kılacaklar, Kur'an okuyacaklar, tesbih çekecekler, hacca gidecekler... Allah bizim defterimize sevab yazacak, onları güzel yetiştirirsek...</strong></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"> Bir şey daha benim zihnime geli geliveriyor: Şimdi ben oruçla ilgili hadis-i şerifleri okuyunca, kendi içimde meydana geldiğine göre, tahmin ediyorum ki, sizin de içinizde meydana geldi: "Vah, hay Allah!.. Yine de şu ramazanı iyi değerlendiremedik... Yine de Rabbimize lâyıkıyla ibadet edemedik... Keşke biraz daha gayret etseydim, keşke biraz daha çalışsaydım... Bak ne kadar kıymetliymiş oruçlu olmanın sevabı!.." diyor insan... Bu hadisleri okuduğu zaman böyle diyor. Bu i'tikâfla ilgili şeyi okuyunca, <strong>"Keşke ben de i'tikâfa girseymişim! İki hac ve iki umre sevabı varmış. On gün dişimi sıkardım, o sevabı alırdım." diyor ya insan... Ama geçti, şimdi ramazan bitti, o imkân kalmadı.</strong></span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong></strong></span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong>İşte burdan ömrü kıyas edeceğiz. İşte ömür de böyle geçecek...</strong></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">--Acaba ömrümün sonunda halim nice olacak?..</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"> <strong>Herkes pişman olacak ömrüne... Son nefeste iyiler de pişman olacak, kötüler de pişman olacak... İyiler pişman olacak; işte bizim şimdi namaz kılan, i"tikâfa giren, oruç tutan, Kur'an okuyan müslümanların, "Ah keşke biraz daha gayret etseydim!" dediği gibi; "Hay Allah, keşke şu boş şeylerle de uğraşmasaymışım... Keşke dâimâ her anımı Allah-u Teâlâ Hazretleri'nin rızâsı yolunda sarfetseymişim." diye ömrümüzün sonunda da duyacağımız duygu budur.</strong></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"> <span style="color: DarkRed"><strong>Onun için, zamanımızı iyi değerlendirelim!.. Zamanımızı boş geçirmeyelim!.. Bir anımız boş geçmesin... Ya zikredelim; kalbimizden, içimizden "Allah" diyelim, "Lâ ilâhe illalah" diyelim, "Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh" diyelim, "Sübhânallah" diyelim, "Elhamdü lillâh" diyelim, "Allahu ekber" diyelim!.. Hadislerde hep onlara işaret oldu, okudum. Ya ilim öğrenelim, öğretelim; ya bir hayrın peşinde koşalım!.. Ya hasta ziyaretine gidelim, ya birisinin yardımına gidelim, hizmetine gidelim!.. Ya bir büyüğümüze hürmet edelim, ya bir küçüğümüze izzet edelim, onu yetiştirmeğe gayret edelim!..</strong></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"> <strong>Büyüklerimiz onun için demişler ki: "Kul zikr-i müdâm halinde olsun!" Dâimâ her anı ibadet olsun diye zikr-i müdâm tavsiye etmişler</strong>. Meselâ, meşhur evliyâullahtan Ma'rifetnâme sahibi İbrâhim Hakkı Erzurumî Hazretleri var ki, kitabında yazmış, çizmiş, anlata anlata koca satırları, sayfaları doldurmuş.<span style="color: SeaGreen"><strong> Gaye nedir?.. Kulu gafletten uyandırmak, zikr-i müdâm hâline getirmek... Dâimâ Hakk'ı düşünen, Hakk'ı zikreden insan haline gelmek... O zaman, her anı ibadet oluyor. Kalbi insanın alışır da dâimâ Hakk'ı zikredici olursa, o zaman her anı ibadet oluyor.</strong></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><strong> Sonra büyüklerimiz demişler ki, meselâ bizim Nakşî Tarikatı'nın prensiplerindendir: "Hûş der dem" Her anda aklı başında, şuurlu olacak, uyanık olacak, tetikte olacak... Asker gibi nöbette olacak müslüman... Neden?.. Asker uyumağa gelmez. Çünkü, hudutta bekliyor, karşısında düşman var... Onun uykusunu gözetler, gafletini gözetler. Gafletinden istifade edip ona zarar vermeğe gelir</strong></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Allah cümlemizi gaflet uykusundan uyandırsın... Dâimâ hudutta düşmanın karşısındaki asker gibi tetikte olan, gözü açık olan, silhahı elinde olan, uyanık kimse eylesin... Çünkü etrafımızda çeşit çeşit düşmanlar vardır. </span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="süreyya58, post: 20163, member: 1065"] [SIZE="3"] Şöyle çocukların, torunların arasında bulunuyorum, bakıyorum; çocuklarımızın çok terbiyeye ihtiyacı var, çok eksikleri var... Oturuyoruz yanında çocuklarımızın... Ben dahil, siz dahil öyle yapmayacağız; çocuklarımızı etrafımıza toplayacağız. Birazcık bir zaman bulduk mu,[COLOR="DarkRed"][B] "Çocuklar gelin, birkaç hadis okuyalım!.. Şu hadisleri birbirimize bir anlatalım!.. Sen ne anladın bakalım benim söylediğimden, bana bir tekrar et!.. Hanım sen söyle bakalım!.." diyelim.[/B][/COLOR] "--Mutfakta işim var!.." Birazcık böyle bir şey oldu mu, öyle diyorlar. Yâni: "Her şeyin mânisi var amma, ilim öğrenmeğe kalktığın zaman gökten mâniler dolu gibi yağıyor." Çeşitli mâniler... "--Hanım otur şuraya, biraz ibadet, dua, tesbih, bilmem ne... Dinimizin bilgisini size öğreteyim, nakledeyim!" diyorsun; "--Ütü yapılacak, mutfakta iş var..." "--Sen onların bırak hepsini!.. Şimdi şu saat bizim dinî bilgileri öğrenme saatimiz..." diyelim. [B]Böyle bir program yapalım, prensip sahibi insan olalım, intizamlı insan olalım!.. Biz çocuklarımızı iyi yetiştirdiğimiz zaman, Allah-u Teâlâ Hazretleri defter-i âmâlimizi kapattırmayacak. [/B] [COLOR="Purple"][B][B]Ölüp gideceğiz ya hepimiz... Geçen sene aramızda olanların bir kısmı yok... Önümüzdeki sene ramazana ya yetişeceğiz, ya yetişmeyeceğiz. Allah iman ile göçmeyi nasib eylesin... Arkamızdan defterimizi onlar çalıştıracak. O çocuklarımız olmasa, bizim halimiz ne olur?.. Onlar bizim arkamızdan dua edecekler, hayır yapacaklar, Kur'an okutacaklar, hatim indirtecekler, sadaka verecekler... Kendileri namaz kılacaklar, Kur'an okuyacaklar, tesbih çekecekler, hacca gidecekler... Allah bizim defterimize sevab yazacak, onları güzel yetiştirirsek...[/B][/B][/COLOR] Bir şey daha benim zihnime geli geliveriyor: Şimdi ben oruçla ilgili hadis-i şerifleri okuyunca, kendi içimde meydana geldiğine göre, tahmin ediyorum ki, sizin de içinizde meydana geldi: "Vah, hay Allah!.. Yine de şu ramazanı iyi değerlendiremedik... Yine de Rabbimize lâyıkıyla ibadet edemedik... Keşke biraz daha gayret etseydim, keşke biraz daha çalışsaydım... Bak ne kadar kıymetliymiş oruçlu olmanın sevabı!.." diyor insan... Bu hadisleri okuduğu zaman böyle diyor. Bu i'tikâfla ilgili şeyi okuyunca, [B]"Keşke ben de i'tikâfa girseymişim! İki hac ve iki umre sevabı varmış. On gün dişimi sıkardım, o sevabı alırdım." diyor ya insan... Ama geçti, şimdi ramazan bitti, o imkân kalmadı. [/B] [B]İşte burdan ömrü kıyas edeceğiz. İşte ömür de böyle geçecek...[/B] --Acaba ömrümün sonunda halim nice olacak?.. [B]Herkes pişman olacak ömrüne... Son nefeste iyiler de pişman olacak, kötüler de pişman olacak... İyiler pişman olacak; işte bizim şimdi namaz kılan, i"tikâfa giren, oruç tutan, Kur'an okuyan müslümanların, "Ah keşke biraz daha gayret etseydim!" dediği gibi; "Hay Allah, keşke şu boş şeylerle de uğraşmasaymışım... Keşke dâimâ her anımı Allah-u Teâlâ Hazretleri'nin rızâsı yolunda sarfetseymişim." diye ömrümüzün sonunda da duyacağımız duygu budur.[/B] [COLOR="DarkRed"][B]Onun için, zamanımızı iyi değerlendirelim!.. Zamanımızı boş geçirmeyelim!.. Bir anımız boş geçmesin... Ya zikredelim; kalbimizden, içimizden "Allah" diyelim, "Lâ ilâhe illalah" diyelim, "Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh" diyelim, "Sübhânallah" diyelim, "Elhamdü lillâh" diyelim, "Allahu ekber" diyelim!.. Hadislerde hep onlara işaret oldu, okudum. Ya ilim öğrenelim, öğretelim; ya bir hayrın peşinde koşalım!.. Ya hasta ziyaretine gidelim, ya birisinin yardımına gidelim, hizmetine gidelim!.. Ya bir büyüğümüze hürmet edelim, ya bir küçüğümüze izzet edelim, onu yetiştirmeğe gayret edelim!.. [/B][/COLOR] [B]Büyüklerimiz onun için demişler ki: "Kul zikr-i müdâm halinde olsun!" Dâimâ her anı ibadet olsun diye zikr-i müdâm tavsiye etmişler[/B]. Meselâ, meşhur evliyâullahtan Ma'rifetnâme sahibi İbrâhim Hakkı Erzurumî Hazretleri var ki, kitabında yazmış, çizmiş, anlata anlata koca satırları, sayfaları doldurmuş.[COLOR="SeaGreen"][B] Gaye nedir?.. Kulu gafletten uyandırmak, zikr-i müdâm hâline getirmek... Dâimâ Hakk'ı düşünen, Hakk'ı zikreden insan haline gelmek... O zaman, her anı ibadet oluyor. Kalbi insanın alışır da dâimâ Hakk'ı zikredici olursa, o zaman her anı ibadet oluyor.[/B][/COLOR] [B] Sonra büyüklerimiz demişler ki, meselâ bizim Nakşî Tarikatı'nın prensiplerindendir: "Hûş der dem" Her anda aklı başında, şuurlu olacak, uyanık olacak, tetikte olacak... Asker gibi nöbette olacak müslüman... Neden?.. Asker uyumağa gelmez. Çünkü, hudutta bekliyor, karşısında düşman var... Onun uykusunu gözetler, gafletini gözetler. Gafletinden istifade edip ona zarar vermeğe gelir[/B] Allah cümlemizi gaflet uykusundan uyandırsın... Dâimâ hudutta düşmanın karşısındaki asker gibi tetikte olan, gözü açık olan, silhahı elinde olan, uyanık kimse eylesin... Çünkü etrafımızda çeşit çeşit düşmanlar vardır. [/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Genel islami paylaşımlar
Ramazan özel
Ramazanın Ardından..
Üst
Alt