Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Serbest kürsü
Rabbimiz dilerse...
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="elifgibi" data-source="post: 9329" data-attributes="member: 149"><p style="text-align: center"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal">Bütün dinler, ister hak olsun ister batıl olsun, geldiği günden beri birçok zorluklarla karşılaşarak yoluna yavaş yavaş devam etmiştir. İnsanlar dinlerini rahatça yaşayamazlardı. O dini, o inancı benimseyen bir kral veya sultan bulunmasaydı sıkıntıları devam ederdi...</span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal"> İslâm dininde durum böyle olmadı. Bu en son ve mukaddes din, önemsiz bir göçebe kabilelerin konup göçtüğü çöl bir ülkede zuhûr etmişti. </span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal"> Hiçbir kralın desteğine ihtiyaç hissetmeyen, hiçbir milletten yardım almayan İslâm dini, parlak zaferler elde etmiş, daha üzerinden elli sene geçmeden ona tabi olanlar fetih sancağını; bir taraftan Hindistan sınırına, diğer taraftan Atlantik Okyanusunun sınırına diktiler.</span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal"> Şam’daki ilk halifeler, en süratli deve ile beş aydan kısa bir zamanda katedilemeyen imparatorluğa hükmediyorlardı. Hicretin birinci asrında halifeler, dünyanın en büyük hükümdarı idiler.</span></span></span></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal"> SAYI VE SİLAH ÜSTÜNLÜĞÜ...Her Peygamber, sözlerinin doğruluğuna delil olarak mucizeler gösterdi. Getirdiği dinin Kureyşlilerle beraber bütün dünyanın karşı çıkmasına rağmen bu kadar kısa zamanda, bu kadar çok büyümesi, yayılması Peygamberimizin aleyhisselâm en büyük mucizelerinden birisidir.</span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal"> Yedi asır işgâllerle genişledikten sonra güçlenen Bizans İmparatorluğu, yarım asır önce kurulan Arap ülkesine teslim olmuştu.</span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal"> İran imparatorluğu, bin seneye yakın Bizans’ın karşısında mukavemet gösterdi. Fakat Allah’ın kılıcının önünde on seneden az bir zaman sonra dize geldi.</span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal"> Bu garip hadiseye ilmî açıdan bakıp hakiki sebeplerini araştıralım; çoğunlukla galibiyet, sayısı çok, elinde yetecek kadar silah ve teçhizatı mevcut, askerî disiplini tam, harp sanatını çok iyi bilen ordu ve devletler tarafından elde edilir.</span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal"> Sayı üstünlüğü: İslâmın Hristiyan ve Mecusilerle yaptığı bütün savaşlarda, taraflar arasında korkunç sayı farkı vardı. Onların sayısı Müslümanlardan kat kat fazla idi. İşte Yermük... Bu savaş için gelen Bizans ordusunun sayısı iki yüz bin, Müslümanların sayısı ise yirmi dört bindi.</span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal"> Kadisiye Savaşındaki sayı farkı aynı şekilde korkunçtu. Üstelik inanmayanların yaşadığı ülke Rabbimizin en verimli kıldığı, nüfusla dolup taşan, peteği sık sık bal veren, arka arkaya mahsul alınan yerlerdi.</span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal"> Zavallı Araplara gelince, memleketlerinden çıkmışlardı, kendilerine yardım binbir güçlükle ancak ulaşabiliyordu.</span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal"> Silah ve teçhizat: Müslümanlar bu yönden de çok zayıf idiler, silah sayıları çok azdı. Her şeyden önce ortada, devlet tarafından beslenen, plânlanan, teçhiz edilip gönderilen bir ordu yoktu. Savaşa katılanlar gönüllülerdi. Kendileri silahlanır, Allah yolunda cihad etmek, sevâp almak şevki ile cihada koşarlardı.</span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal"> Bizans ve İranlılar kendileriyle savaşmaya gelen Müslümanları küçük görürlerdi. Onların elbiseleri, silah ve okları ile alay ederlerdi.</span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal"> Ellerinde, çok sayıda asker, kâfi miktarda teçhizat bulunmayan, aşiretlere mensup bedeviler, nasıl olup da bu kadar kısa zamanda, kendilerinden kat kat üstün olan Bizans ve İran ordularını yendiler! Bunu anlamak zordur...</span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal"> Kendi aralarında sık sık kabile savaşları olurdu. Çok kılıç kullanırlardı. Fakat bu tecrübelerini, dünyaya meydan okuyan süper güçleri mağlup etmeye yetmezdi.</span></span></span></p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal"> İMAN GÜCÜ OLMASAYDI!..Bu tecrübeleri kâfi gelseydi, daha yetmiş sene önce Kâbe-i Muazzamayı yıkmaya gelen Ebrehe’nin ordusuna karşı koyarlardı.</span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal"> Mukaddes mabedin, onlar için maddî ve manevî değeri ölçülemezdi. Şeref ve itibarları yerle bir olurdu eğer yıkılabilseydi.</span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal"> Kureyşliler, ilk önce Âdem aleyhisselâmın yaptığı sonra ikinci defa İbrahim aleyhisselâmın bina ettiği Beytullah’ı müdafaa edemeyince Yüce Rabbimiz Ebâbil kuşları ile hepsini helâk etti.</span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal"> Bu güç, iman gücü idi. İslâm dinine tabi oldular. Onları hidâyete erdiren Rabbimizi sevdiler, Rabbimiz de onları sevdi ve onları muzaffer kıldı.</span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal"> İman gücü olmasaydı, bu güç kendilerinde mevcut olsaydı Peygamberimizden önceki zamanlarda bu zaferleri elde edebilirlerdi.</span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal"> Bırakın zafer elde etmeyi, rüyalarında bile o zamanlar görselerdi inanmazlardı. Olacak şey değildi...</span></span></span> </p> <p style="text-align: center"> </p> <p style="text-align: center"> </p> <p style="text-align: center"> </p> <p style="text-align: center"> </p> <p style="text-align: center"></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="elifgibi, post: 9329, member: 149"] [CENTER][SIZE=4][FONT=Comic Sans MS][COLOR=teal]Bütün dinler, ister hak olsun ister batıl olsun, geldiği günden beri birçok zorluklarla karşılaşarak yoluna yavaş yavaş devam etmiştir. İnsanlar dinlerini rahatça yaşayamazlardı. O dini, o inancı benimseyen bir kral veya sultan bulunmasaydı sıkıntıları devam ederdi...[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Comic Sans MS][COLOR=teal] İslâm dininde durum böyle olmadı. Bu en son ve mukaddes din, önemsiz bir göçebe kabilelerin konup göçtüğü çöl bir ülkede zuhûr etmişti. [/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Comic Sans MS][COLOR=teal] Hiçbir kralın desteğine ihtiyaç hissetmeyen, hiçbir milletten yardım almayan İslâm dini, parlak zaferler elde etmiş, daha üzerinden elli sene geçmeden ona tabi olanlar fetih sancağını; bir taraftan Hindistan sınırına, diğer taraftan Atlantik Okyanusunun sınırına diktiler.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Comic Sans MS][COLOR=teal] Şam’daki ilk halifeler, en süratli deve ile beş aydan kısa bir zamanda katedilemeyen imparatorluğa hükmediyorlardı. Hicretin birinci asrında halifeler, dünyanın en büyük hükümdarı idiler.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Comic Sans MS][COLOR=teal] SAYI VE SİLAH ÜSTÜNLÜĞÜ...Her Peygamber, sözlerinin doğruluğuna delil olarak mucizeler gösterdi. Getirdiği dinin Kureyşlilerle beraber bütün dünyanın karşı çıkmasına rağmen bu kadar kısa zamanda, bu kadar çok büyümesi, yayılması Peygamberimizin aleyhisselâm en büyük mucizelerinden birisidir.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Comic Sans MS][COLOR=teal] Yedi asır işgâllerle genişledikten sonra güçlenen Bizans İmparatorluğu, yarım asır önce kurulan Arap ülkesine teslim olmuştu.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Comic Sans MS][COLOR=teal] İran imparatorluğu, bin seneye yakın Bizans’ın karşısında mukavemet gösterdi. Fakat Allah’ın kılıcının önünde on seneden az bir zaman sonra dize geldi.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Comic Sans MS][COLOR=teal] Bu garip hadiseye ilmî açıdan bakıp hakiki sebeplerini araştıralım; çoğunlukla galibiyet, sayısı çok, elinde yetecek kadar silah ve teçhizatı mevcut, askerî disiplini tam, harp sanatını çok iyi bilen ordu ve devletler tarafından elde edilir.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Comic Sans MS][COLOR=teal] Sayı üstünlüğü: İslâmın Hristiyan ve Mecusilerle yaptığı bütün savaşlarda, taraflar arasında korkunç sayı farkı vardı. Onların sayısı Müslümanlardan kat kat fazla idi. İşte Yermük... Bu savaş için gelen Bizans ordusunun sayısı iki yüz bin, Müslümanların sayısı ise yirmi dört bindi.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Comic Sans MS][COLOR=teal] Kadisiye Savaşındaki sayı farkı aynı şekilde korkunçtu. Üstelik inanmayanların yaşadığı ülke Rabbimizin en verimli kıldığı, nüfusla dolup taşan, peteği sık sık bal veren, arka arkaya mahsul alınan yerlerdi.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Comic Sans MS][COLOR=teal] Zavallı Araplara gelince, memleketlerinden çıkmışlardı, kendilerine yardım binbir güçlükle ancak ulaşabiliyordu.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Comic Sans MS][COLOR=teal] Silah ve teçhizat: Müslümanlar bu yönden de çok zayıf idiler, silah sayıları çok azdı. Her şeyden önce ortada, devlet tarafından beslenen, plânlanan, teçhiz edilip gönderilen bir ordu yoktu. Savaşa katılanlar gönüllülerdi. Kendileri silahlanır, Allah yolunda cihad etmek, sevâp almak şevki ile cihada koşarlardı.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Comic Sans MS][COLOR=teal] Bizans ve İranlılar kendileriyle savaşmaya gelen Müslümanları küçük görürlerdi. Onların elbiseleri, silah ve okları ile alay ederlerdi.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Comic Sans MS][COLOR=teal] Ellerinde, çok sayıda asker, kâfi miktarda teçhizat bulunmayan, aşiretlere mensup bedeviler, nasıl olup da bu kadar kısa zamanda, kendilerinden kat kat üstün olan Bizans ve İran ordularını yendiler! Bunu anlamak zordur...[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Comic Sans MS][COLOR=teal] Kendi aralarında sık sık kabile savaşları olurdu. Çok kılıç kullanırlardı. Fakat bu tecrübelerini, dünyaya meydan okuyan süper güçleri mağlup etmeye yetmezdi.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Comic Sans MS][COLOR=teal] İMAN GÜCÜ OLMASAYDI!..Bu tecrübeleri kâfi gelseydi, daha yetmiş sene önce Kâbe-i Muazzamayı yıkmaya gelen Ebrehe’nin ordusuna karşı koyarlardı.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Comic Sans MS][COLOR=teal] Mukaddes mabedin, onlar için maddî ve manevî değeri ölçülemezdi. Şeref ve itibarları yerle bir olurdu eğer yıkılabilseydi.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Comic Sans MS][COLOR=teal] Kureyşliler, ilk önce Âdem aleyhisselâmın yaptığı sonra ikinci defa İbrahim aleyhisselâmın bina ettiği Beytullah’ı müdafaa edemeyince Yüce Rabbimiz Ebâbil kuşları ile hepsini helâk etti.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Comic Sans MS][COLOR=teal] Bu güç, iman gücü idi. İslâm dinine tabi oldular. Onları hidâyete erdiren Rabbimizi sevdiler, Rabbimiz de onları sevdi ve onları muzaffer kıldı.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Comic Sans MS][COLOR=teal] İman gücü olmasaydı, bu güç kendilerinde mevcut olsaydı Peygamberimizden önceki zamanlarda bu zaferleri elde edebilirlerdi.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Comic Sans MS][COLOR=teal] Bırakın zafer elde etmeyi, rüyalarında bile o zamanlar görselerdi inanmazlardı. Olacak şey değildi...[/COLOR][/FONT][/SIZE] [/CENTER] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Serbest kürsü
Rabbimiz dilerse...
Üst
Alt