Prof. Dr. Mahmut Es'at Coşan (1938 - 2001)

ömr-ü diyar

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
23 Nisan 2011
Mesajlar
3,344
Tepkime puanı
25
14 Nisan 1938 yılında Çanakkale'nin Ayvacık ilçesinde doğan Es’at Coşan’ın babasının adı Halil Necati Efendi, annesinin adı da Şâdiye Hanım'dır. İlk dinî eğitimini ailesinden gören Coşan, ilkolulu 1950 yılında İstanbul Vezneciler İlkokulu’nda, liseyi de 1956 yılında Vefa Lisesi’nde bitirerek aynı yıl İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap-Fars Filolojisi bölümüne girdi. Arap Dili ve Edebiyatı, Fars Dili ve Edebiyatı, Ortaçağ Tarihi ile Türk-İslâm sertifikalarını alarak, 1960 yılında Edebiyat Fakültesi’nden mezun oldu. Aynı yıl Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde açılan asistanlık imtihanını kazanarak, Klasik-Dinî Türkçe Metinler Kürsüsü'ne asistan olarak girdi.

Fakülte yayın komisyonunda iki yıl sekreterlikte bulunan Coşan, 1965 yılında XV. Yüzyıl şâirlerinden olan "Hatiboğlu Muhammed ve Eserleri" konusunda doktora tezi vererek "İlahiyat Doktoru" ünvanını aldı. 1967-1968 yılları arasında Ankara Yükseliş Mühendislik ve Mimarlık Özel Yüksek Okulu'nda "Türkçe ve Hümaniter Bilgiler" dersini tedris etti. 1973 yılında ise, "Hacı Bektaş-ı Veli, Makâlât" adlı doçentlik tezi ile doçentlik ünvanını aldı ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk-İslam Edebiyatı Kürsüsü'ne öğretim üyesi olarak tayin edildi.

1977- 1980 yıllarında Sakarya Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi'nde Türk Dili ve Edebiyatı dersleri verdi. İki yıl sonra da 1982 yılında profesörlüğe yükseldi. Sosyal ve kültürel faaliyetlere daha fazla zaman ayırabilmek düşüncesiyle, 1987 yılında emekliliğini isteyerek üniversiteden ayrıldı.
Yurt içi ve dışında basın-yayın, eğitim, kültür-sanat, sağlık, sesli ve görüntülü yayıncılık gibi hayatın her sahasını kavrayan çok yönlü vakıf, dernek ve şirketin kuruculuğunu yapan Coşan, Mehmed Zahid Kotku Efendi'nin emri üzerine kurduğu "Hakyol Vakfı"nın çalışmalarıyla bizzat ilgilendi, muhtelif yerlerde şubeler açtırdı. Sanat ve kültürle ilgili çalışmalar yapmak üzere "İlim Kültür ve Sanat Vakfı"nı, sağlık hizmetleri için "Sağlık Vakfı"nı kurdurdu. Kadınların eğitimi ile ilgili olarak "Hanım Dernekleri"nin; çevre ile ilgili çalışmalar yapmak üzere "İlim, Ahlâk, Kültür ve Çevre Dernekleri"nin kurulmasını ve yaygınlaştırılmasını teşvik etti.

Vakıflara ait harabe haline gelmiş bir takım eski yapıların tamiriyle ilgilendi, onların gayesine uygun olarak tekrar faaliyete geçmesini temin etti: Ahmed Kamil Tekkesi, Selami Mustafa Efendi Tekkesi, Şeyh Murad Efendi Dergahı, Kanuni zamanında yapılan ve şimdi Şadiye Hatun Teşhis Kliniğinin hizmet verdiği külliye.... gibi.
Eğitimin yaygınlaştırılması için basın ve yayın çalışmalarıyla ilgilenen Mahmut Es’at Coşan, Eylül 1983’de "İslâm" dergisini, Nisan 1985’de "Kadın ve Aile" ve "İlim ve Sanat" dergisini, daha sonra "Gülçocuk" dergisini, sağlık ve bilimle ilgili konularda ise "Panzehir" dergisi yayınladı. Kitap yayıncılığı için "Seha Neşriyatı" kurdurdu ve buradan çeşitli dini, edebi, tarihi, kültürel eserler neşredildi. Yayıncılığın geliştirilmesi, haftalık ve günlük yayınlara geçilebilmesi için çalışmalar başlattı ve “Ahsen” adlı bir matbaa tesis etti. Sesli ve görüntülü yayıncılık alanında da hizmet etmek amacıyla, 1992 yılında "Ak-Radyo (AKRA)" adı altında bir müessesenin kurulmasına öncülük etti.
Yurtdışındaki müslümanlarla diyaloğu sağlamak amacıyla "İskenderpaşa Turizm (İSPA)" adı altında bir seyahat acentası kurulmasına öncülük etti. İlmi seviyesi yüksek hocalar yetirştimek amacıyla İstabul'da, Ankara'da, Konya'da ve Bursa'da hadis ve fıkıh enstitüleri açtırdı. Buralarda İlâhiyat fakültelerinde okuyan veya mezun olan kimselere, özel hocalardan Arapça, hadis, tefsir ve fıkıh dersleri verdirilmesini temin etti.

Sohbetlerine yurt içinde yurt dışında büyük ilgi gösterilmesi ve çeşitli yerlere davet edilmesi, onun çok seyahat etmesine neden oldu. Avrupa'da, Kuzey Amerika'da, Afrika'da, Orta Asya ve Avustralya'da pek çok ziyaretler, vaazlar, sohbetler yaptı; eğitim proğramlarına katıldı.
Doğu dillerinden Arapça ve Farsça'yı, batı dillerinden de Almanca ve İngilizce'yi bilen Coşan, 4 Şubat 2001 yılında Avustralya'da geçirdiği bir trafik kazasında öldü ve Eyüpsultan mezarlığına gömüldü.
 

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,107
Tepkime puanı
81
Prof. Dr. Mahmud Es'ad Coşan (Rh.A)


esadcosan.jpg

Prof. Dr. Mahmud Es'ad Coşan (Rh.A)
HAYATI

Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocaefendi 14.4.1938 tarihinde, Çanakkale’ye bağlı Ayvacık ilçesinin Ahmetçe köyünde dünyaya geldi. Babası Halil Necati Efendi, annesi Şadiye Hanım’dır. Babası ile annesi üçüncü kuşakta aynı kökte birleşmektedir. Hz. Hüseyin Efendimiz’in soyundan olan dedeleri Buhara’dan gelip Çanakkale’ye yerleşmişlerdir. Büyük dedesi Molla Abdullah Efendi, İstanbul’da ilim tahsilinde bulunmuş ve dönemin ünlü meşâyihinden Gümüşhâneli Ahmed Ziyâüddin Efendi’nin yakın bağlıları arasına girmiştir. Dedesi Molla Mehmed Efendi ise Fatih medreselerinde okuyup icazet aldıktan sonra, Birinci Cihan Harbi’ne iştirak etmiş ve bu savaşta şehit düşmüştür.

Mahmud Es’ad Coşan Hocaefendi’nin babası Hâfız Halil Necati Efendi 1942 yılında çocuklarının tahsili için İstanbul’a göç etti. Es’ad Coşan Hocaefendi ilk öğrenimini Eminönü Vezneciler İlkokulu’nda, 1950 yılında tamamladı. Bu arada babası vasıtasıyla dönemin âlim ve âriflerinden Serezli Hasib ve Abdülaziz Bekkine Efendilerle tanıştı. Sohbet meclislerine devam etti.

Vefa Lisesi orta kısmından 1953, aynı okulun lise kısmı Fen Kolu’ndan ise 1956 yılında mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap-Fars Filolojisi bölümünü 1960 yılında bitirdi. Arap Dili ve Edebiyatı, Fars Dili ve Edebiyatı, Ortaçağ Tarihi ve Türk-İslâm Sanatı sertifikaları aldı. Fakülte son sınıfta iken Mehmed Zâhid (Kotku) Efendi’nin küçük kızı Muhterem Hanımefendi ile evlendi.
Fakülte’den mezuniyetini müteakip girdiği imtihanı başarı ile vererek Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Klasik-Dînî Türkçe Metinler Kürsüsü asistanlığını kazandı ve bu suretle de üniversiteye intisap etti.

Fakülte yayın komisyonunda iki yıl sekreterlik yapan Es’ad Coşan Hocaefendi, 1965 yılında XV. Yüzyıl Şairlerinden Hatiboğlu Muhammed ve Eserleri adlı çalışmasıyla “İlâhiyat Doktoru” ünvanını aldı. İlâhiyat Fakültesi öğretim üyeliği yanısıra 1967-68 yıllarında Ankara Yükseliş Mühendislik ve Mimarlık Özel Yüksek Okulu’nda “Türkçe ve Hümaniter Bilgiler” dersi verdi.

Es’ad Coşan hocaefendi 1972 yılında Hacı Bektaş Velî ve Makâlât adlı tezi ile doçent ünvanını aldı. 1971-1972 yıllarında yedek subay olarak askerlik hizmetini yaptı. 1973 yılında aynı fakültesin Türk-İslâm Edebiyatı Kürsüsü öğretim üyeliğine, bir yıl sonra da aynı kürsünün başkanlığına atandı. Emekli olduğu 1987 yılına kadar adı geçen kürsünün Anabilim dalı başkanlığını yürüttü.
1977-1980 yılları arasında Sakarya Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademis’nde Türk Dili ve Hümaniter Bilgiler dersleri verdi.

Matbaacı İbrâhim-i Müteferrika ve Risâle-i İslâmiyye adlı takdim teziyle 1982 yılında Profesör unvanını aldı.
Üniversiteye intisap etmesinden emekliliğine kadar geçen süre içerisinde Milli Eğitim Bakanlığı ve Devlet Planlama Teşkilatı bünyesinde kurulan çeşitli komisyonlarda üye olarak çalıştı. Aynı zamanda Almanya, Avusturya, Irak, İran, Libya, Ürdün, Suudi Arabistan ve İran gibi ülkelerde uluslararası toplantı ve konferanslara katıldı, araştırma ve incelemelerde bulundu.

Mensubu bulunduğu fakültede Türk-İslâm Edebiyatı, Osmanlıca, Türkçe-Kompozisyon, Farsça ve Arapça derslerini okuttu. Yedi adet doktora ve çok sayıda lisans tezi yönetti.

Mahmud Es’ad Coşan hocaefendi başarılı ve verimli bir öğretim üyeliği hayatı sürdürmekte iken irşad faaliyetleri ile sosyal ve kültürel çalışmalara daha fazla zaman ayırabilmek amacıyla 1987 yılında kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. Bundan sonra Hocası ve kayınpederi Mehmed Zahid Efendi’den aldığı tebliğ ve irşad görevini daha aktif yerine getirebilmek için faaliyetlere başladı. Seleflerinin başlattığı hadis derslerini Türkiye’nin bir çok ilinde yapmak suretiyle yaygınlaştırdı. Yaygın ve örgün eğitim, kültür, yardımlaşma, sanat ve yayın alanlarında hizmet üretmeleri için dostlarını teşvik etti. Bu alanlarda bir çok çalışmanın başlamasına önayak oldu. Çok sayıda kitap ve makale kaleme aldı.

Sohbetlerine gösterilen ilgiden dolayı hizmet sınırlarını genişletti ve bu gaye ile dünyanın bir çok ülkesine seyahatlerde bulundu. Avrupa, ABD, Orta Asya ve Avustralya’ya defalarca giderek eğitim proğramlarına katıldı.

Doğup büyüdüğü vatanından yirmi bin kilometre uzakta bulunan Avustralya’da, bir cami açılışı için yaptığı bir seyahat esnasında elim bir trafik kazası neticesinde Hakk’a yürüdü (4 Şubat 2001). Nâşı Türkiye’ye getirildi. 9 Şubat 2001 tarihinde Fatih Camii’nde Cuma namazını müteakip kılınan cenaze namazına, yüzbinlerce talebe ve seveni katıldı. Eyüpsultan Mezarlığı’nın Nakşi Tarlası denilen kısmında Hakk’ın rahmetine tevdi edildi.

Hazırlayan: Dr. Necdet Yılmaz


Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN Rh.A Hazretleri'nden Vecizeler

"Bir toplumun en uyanık insanları, basınla ilgili insanlardır."

"Hizmet yaygın olmalı, her müslüman lider olmalı!"

"Nâkıs insandan kâmil iş çıkmaz!"

"İnsanın kıymeti himmeti kadardır."

"İnsanın hakla olması birlik ve beraberliktir; batılla olması tefrikadır."

"Bizim metodumuz sabır ve sevgi metodudur; savaş son çâredir."

"Müslüman bir köşeye çekilip hayatı terkeden insan değil, hayatın bütün faaliyetleri içindeyken Allah'ın rızâsını gözetebilen insandır."

 

Hümeyra

Süper Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
9 Mayıs 2014
Mesajlar
1,176
Tepkime puanı
4
Her ikinize de sonsuz teşekkürler bu tanıtım için Esad hocamı forumda görmek beni çok mutlu etti:) ilim öğrenmemde ahiretten bana vesile olan Mevlana Celaleddini Rumi den sonra 2.hocamdır Allah cc onlardan sonsuz razı olsun mekanlarını ahiretlerini cennet bizleride şeffatlerine nail eylesin inşallah.Kurmuş olduğu radyosunda duydum ilk sesini ve o kadar güzel azarlamadan anlaşılır ve kalbindeki Allah sevgisinide dinleyenlerine aktaran çok güzel bir Allah dostu her gün radyosundaki hadis meallerini kaçırmadan takip ediyorum ayrıca profesörlük tezi olan matbacı İbrahim müteferrikayı onunla öğrendim; aslen bir Macar papaz olduğunu ve Osmanlıya gelince dinini değiştirip hem İslama hem devlete hizmet eden bir insan olduğunu...Efendimizin dinimizi tebliğ için zamanının İngiliz Kralınıda İslama davet ettiğini ve İngiliz devlet büyüğünün (adını hatırlayamadım şimdi)zamanındaki bastırdığı paranın üzerine ''La ilahe illallah Muhammedün Rasullullah''bastırarak İslamı kabul ettiğini öğrenmiştim.Her gün bir hadis, güzel edep,İslama dair menkıbeler,daha doğrusu dinime ait çok güzel şeyler dinleyip öğreniyorum elhamdülillah tıbkı bu forumda olduğu gibi:)
 
A

Abdullah89

Kayıtsız
Misafir
Allah razı olsun böyle güzel insanları tanıttığınız için. Bende Akra fm de ilk kez duymuştum. Her dinlediğimiz konu günümüze ışık tutuyor. Bazı anlaşılmaz konuları da çok güzel açıklıyor. Sabrı Cemil konusu mesela... Allah rahmet eylesin, şefaatlerine nail eylesin. Mehmet Zahid Korkut rahmetli hocamızı da anmak gerekir diye düşüyorum. 18.00daki sohbetlerini dinlerken eğer aklınızda takıldığınız, üzüldüğünüz bir konu veya soru varsa, ya değinecektir ya da cevaplandıracaktır. Allah her ikisinden de razı olsun. Mekanlarını firdevs cenneti eylesin.
 
Üst Alt