Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Hz. Muhammed (s.a.v)
Peygamberimiz (s.a.v) 'in Örnek Hayatı
Peygamberimizin Vakarı ve Sükutu
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 11462" data-attributes="member: 3"><p style="text-align: center"><strong><span style="color: black"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 15px">PEYGAMBERİMİZİN VAKARl VE SÜKÛTU</span></span></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: black"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: black"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></strong></p><p> <p style="text-align: center"><img src="https://www.sevde.de/gul1.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></p><p> <span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><span style="font-size: 12px">Vakar; ağırbaşlılık, temkinli davranmak, ciddi, haysiyet sahibi olmak anlamına gelir ki, kibir, gurur ve bencillik gibi kötü huylardan farklıdır.</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Vakar, imandan gelen bir ciddiyet ve ağırbaşlılık iken, gurur, imandaki zaafın bir neticesi olarak görülür. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Mesela bir idarecinin makamındaki ciddi olması vakar sayılırken, aynı ciddiyeti evinde sürdürmesi şefkata, merhamete, samimiyet ve içtenliğe aykırı düşer.</span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"></span></span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Peygamberimiz son derece vakarlı, ciddi ve izzet sahibi idi. Onun peygamberlik vakarı, görene önce bir ürperti ve korku verir, fakat daha sonra onun ne kadar şefkatli bir insan olduğunun farkına varırdı. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Peygamberlik gibi yüce bir görevi omuzlayan insanın, etrafında bulunan binlerce Müslümana hak ve hakikat dersi veren bir insanın ciddi ve vakarlı olması kadar tabii bir şey yoktur. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Zaten vakar, peygamberliğin en önemli özelliklerinden birisi olarak belirtilmektedir.</span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"></span></span> <span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Peygamberimiz ciddiyete zarar veren hareketlerde bulunmazdı. Onun konuşması hikmetle doluydu. Boş ve lüzumsuz sözler söylemezdi. Dedikodu yapmaz; kimsenin aleyhinde bulunmadığı gibi, başkalarını o halde görürse de engel olurdu.</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Gülmesi sadece tebessümdü. Sadece gülümserdi. Gözlerinin içi gülerdi, yüzü ışıl ışıl olurdu, Tatlı ve şirin </span></span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">bir durum alırdı. Sesli olarak gülmez, kahkaha atmazdı. Hoşuna giden bir şey olur veya sevindirici bir haber duyarsa, sadece dişleri görünür ve inci gibi parlardı.</span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"></span></span> <span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Peygamberimizin oturuşu da gayet vakarlı idi. Oturduğu zaman cübbesiyle ayaklarını ve dizlerini örter, elleriyle kendisine çekidüzen verirdi. Başkalarını rahatsız edecek veya üzecek hareketlerde hiçbir zaman bulunmazdı. Çoğunlukla bağdaş kurarak veya dizüstü otururdu. Sağa sola yayılmaz, ayaklarım uzatmazdı. Özellikle kıbleye hiç uzatmazdı.</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Peygamberimizin yürümesi de vakurdu. Sağa sola bakışlarını salmaz, karşıya bakarak sert, fakat mütevazı adımlarla yürürdü. Yürüyüşü yüksekten akan suyu andırırdı.</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Kısaca, Peygamberimiz konuşmasında, susmasında, oturmasında, yürümesinde, ibadetinde ve bütün yaşayışında vakur bir insandı.</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Peygamberimizin halinde sükût, yani sessizlik hakimdi. Sükûtu çok sever, ihtiyaç olmadan konuşmazdı. Güzel konuşmayan veya konuşurken edep ve terbiyeye uymayan kişiden yüzünü çevirirdi.</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Sahabîlere, "Resulullahla sohbet eder miydiniz?" diye sorduklarında, onlar, "Evet, fakat o çok az konuşurdu" şeklinde cevap verirlerdi.</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Peygamberimiz konuşsa dahi az ve öz konuşur, lüzumsuz lakırdı yapmazdı.</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Ebû Mâlik, babasından Peygamberimizin konuşması ve susması ile ilgili gördüklerini şöyle anlatıyor:</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">"Biz çocukken Resulullahın (a.s.m) meclisinde otururduk. Ben ondan daha az konuşan hiçbir kimse görmedim. Bazı Sahabîler konuşup da sözü uzattıkları zaman tebessüm ederdi."</span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"></span></span> <span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Peygamberimizin üvey evladı Hind ise, Peygamberimizin sükûtunu şu şekilde anlatır:</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">"Onun sükûtu dört şekilde olurdu:</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">"Söylenenlere karşı tahammül ve sabrederek, başkalarına sataşmaktan kaçınmak için, başkalarından hoşuna giden bir hareket görürse takdir manasında ve tefekkür için susardı."</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Sükûtu, bedene kolay ve hafif gelen bir ibadet olarak vasıflandıran Peygamberimiz, bir meselenin mahiyetini bilmeden peşin fikirle konuşan kimseleri de ikaz ederdi.</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Yine Peygamberimiz, Sahabîlerin sorusu üzerine cihat, oruç ve zekâttan sonra en hayırlı ibadetin sükût olduğunu bildirerek, şöyle buyuruyordu: "Susmak, konuşunca da hayır konuşmak." Muaz bin Cebel'in, "Dilimizin söylediklerinden mes'ul olur muyuz?" demesi üzerine Peygamberimiz şöyle buyurdu:</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">"insanları Cehenneme yüzüstü düşürecek olan şey, dillerinden başkası değildir. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa, ya hayır söylesin, ya da sussun. Hayır konuşun, faydalanın, kötü konuşmayın ki, selâmette olasınız."</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Yerinde konuşmanın, boş yere söz söylememenin önemini her fırsatta Peygamberimiz bildirmektedir. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Bazen de Sahabîlerin sorusu üzerine bu meseleye dikkatimizi çekmektedir.</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Ubade bin Samit anlatıyor: </span></span> <span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Bir gün Peygamber Efendimiz bineğine binerek Sahabîleri ile birlikte bir yolculuğa çıktı. Sahabîlerden hiçbiri onun önüne geçmiyor, hep sağında ve solunda yürüyorlardı. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Muaz bin Cebel sordu:</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">"Yâ Resulallah! Allah'tan bizim günümüzü sizin gününüzden önce getirmesini dilerim. Allah o günü bize göstermesin. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Şayet size bir şey olursa sizden sonra hangi amelleri yapmamızı tavsiye edersiniz?"</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Peygamber Efendimiz:</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">"Allah yolunda cihada devam ediniz."</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Muaz:</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">"Anam babam size feda olsun."</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Peygamber Efendimiz:</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">"Allah yolunda cihad çok iyi bir şeydir. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Fakat bugünkü insanlar için ondan daha önemli bir şey vardır."</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Muaz:</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">"Ondan daha önemli şey herhalde oruç tutmak ve sadaka vermektir."</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Peygamber Efendimiz:</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">"Oruçla sadaka elbette iyi şeylerdir. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Fakat onlardan daha önemli bir şey vardır."</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Bunun üzerine Muaz iyi bildiği bütün şeyleri sırasıyla söyledi. Peygamberimiz hepsine de:</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">"Daha önemli bir şey vardır" diye cevap verdi.</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Sonunda Muaz:</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">"Öyleyse yâ Resulallah açıklayın bize. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">O önemli olan şey nedir?"</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Peygamber Efendimiz dilini göstererek:</span></span><span style="font-size: 12px"> </span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">"Bununla, iyilikten başka hiçbir şey söylememektir" buyurdular. </span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 11462, member: 3"] [CENTER][B][COLOR=black][FONT=Arial][SIZE=4]PEYGAMBERİMİZİN VAKARl VE SÜKÛTU [/SIZE][/FONT][/COLOR][/B][/CENTER] [CENTER][IMG]https://www.sevde.de/gul1.gif[/IMG][/CENTER] [COLOR=black] [SIZE=3]Vakar; ağırbaşlılık, temkinli davranmak, ciddi, haysiyet sahibi olmak anlamına gelir ki, kibir, gurur ve bencillik gibi kötü huylardan farklıdır.[/SIZE][/COLOR][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black] Vakar, imandan gelen bir ciddiyet ve ağırbaşlılık iken, gurur, imandaki zaafın bir neticesi olarak görülür. Mesela bir idarecinin makamındaki ciddi olması vakar sayılırken, aynı ciddiyeti evinde sürdürmesi şefkata, merhamete, samimiyet ve içtenliğe aykırı düşer. [/COLOR][/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]Peygamberimiz son derece vakarlı, ciddi ve izzet sahibi idi. Onun peygamberlik vakarı, görene önce bir ürperti ve korku verir, fakat daha sonra onun ne kadar şefkatli bir insan olduğunun farkına varırdı. Peygamberlik gibi yüce bir görevi omuzlayan insanın, etrafında bulunan binlerce Müslümana hak ve hakikat dersi veren bir insanın ciddi ve vakarlı olması kadar tabii bir şey yoktur. Zaten vakar, peygamberliğin en önemli özelliklerinden birisi olarak belirtilmektedir. [/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]Peygamberimiz ciddiyete zarar veren hareketlerde bulunmazdı. Onun konuşması hikmetle doluydu. Boş ve lüzumsuz sözler söylemezdi. Dedikodu yapmaz; kimsenin aleyhinde bulunmadığı gibi, başkalarını o halde görürse de engel olurdu.[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]Gülmesi sadece tebessümdü. Sadece gülümserdi. Gözlerinin içi gülerdi, yüzü ışıl ışıl olurdu, Tatlı ve şirin [/COLOR][/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]bir durum alırdı. Sesli olarak gülmez, kahkaha atmazdı. Hoşuna giden bir şey olur veya sevindirici bir haber duyarsa, sadece dişleri görünür ve inci gibi parlardı. [/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]Peygamberimizin oturuşu da gayet vakarlı idi. Oturduğu zaman cübbesiyle ayaklarını ve dizlerini örter, elleriyle kendisine çekidüzen verirdi. Başkalarını rahatsız edecek veya üzecek hareketlerde hiçbir zaman bulunmazdı. Çoğunlukla bağdaş kurarak veya dizüstü otururdu. Sağa sola yayılmaz, ayaklarım uzatmazdı. Özellikle kıbleye hiç uzatmazdı.[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]Peygamberimizin yürümesi de vakurdu. Sağa sola bakışlarını salmaz, karşıya bakarak sert, fakat mütevazı adımlarla yürürdü. Yürüyüşü yüksekten akan suyu andırırdı.[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]Kısaca, Peygamberimiz konuşmasında, susmasında, oturmasında, yürümesinde, ibadetinde ve bütün yaşayışında vakur bir insandı.[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black] Peygamberimizin halinde sükût, yani sessizlik hakimdi. Sükûtu çok sever, ihtiyaç olmadan konuşmazdı. Güzel konuşmayan veya konuşurken edep ve terbiyeye uymayan kişiden yüzünü çevirirdi.[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]Sahabîlere, "Resulullahla sohbet eder miydiniz?" diye sorduklarında, onlar, "Evet, fakat o çok az konuşurdu" şeklinde cevap verirlerdi.[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]Peygamberimiz konuşsa dahi az ve öz konuşur, lüzumsuz lakırdı yapmazdı.[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]Ebû Mâlik, babasından Peygamberimizin konuşması ve susması ile ilgili gördüklerini şöyle anlatıyor:[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]"Biz çocukken Resulullahın (a.s.m) meclisinde otururduk. Ben ondan daha az konuşan hiçbir kimse görmedim. Bazı Sahabîler konuşup da sözü uzattıkları zaman tebessüm ederdi." [/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]Peygamberimizin üvey evladı Hind ise, Peygamberimizin sükûtunu şu şekilde anlatır:[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]"Onun sükûtu dört şekilde olurdu:[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]"Söylenenlere karşı tahammül ve sabrederek, başkalarına sataşmaktan kaçınmak için, başkalarından hoşuna giden bir hareket görürse takdir manasında ve tefekkür için susardı."[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]Sükûtu, bedene kolay ve hafif gelen bir ibadet olarak vasıflandıran Peygamberimiz, bir meselenin mahiyetini bilmeden peşin fikirle konuşan kimseleri de ikaz ederdi.[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]Yine Peygamberimiz, Sahabîlerin sorusu üzerine cihat, oruç ve zekâttan sonra en hayırlı ibadetin sükût olduğunu bildirerek, şöyle buyuruyordu: "Susmak, konuşunca da hayır konuşmak." Muaz bin Cebel'in, "Dilimizin söylediklerinden mes'ul olur muyuz?" demesi üzerine Peygamberimiz şöyle buyurdu:[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]"insanları Cehenneme yüzüstü düşürecek olan şey, dillerinden başkası değildir. Kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa, ya hayır söylesin, ya da sussun. Hayır konuşun, faydalanın, kötü konuşmayın ki, selâmette olasınız."[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]Yerinde konuşmanın, boş yere söz söylememenin önemini her fırsatta Peygamberimiz bildirmektedir. Bazen de Sahabîlerin sorusu üzerine bu meseleye dikkatimizi çekmektedir.[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black] Ubade bin Samit anlatıyor: [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black]Bir gün Peygamber Efendimiz bineğine binerek Sahabîleri ile birlikte bir yolculuğa çıktı. Sahabîlerden hiçbiri onun önüne geçmiyor, hep sağında ve solunda yürüyorlardı. Muaz bin Cebel sordu:[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]"Yâ Resulallah! Allah'tan bizim günümüzü sizin gününüzden önce getirmesini dilerim. Allah o günü bize göstermesin. Şayet size bir şey olursa sizden sonra hangi amelleri yapmamızı tavsiye edersiniz?"[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]Peygamber Efendimiz:[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]"Allah yolunda cihada devam ediniz."[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]Muaz:[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]"Anam babam size feda olsun."[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]Peygamber Efendimiz:[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]"Allah yolunda cihad çok iyi bir şeydir. Fakat bugünkü insanlar için ondan daha önemli bir şey vardır."[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]Muaz:[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]"Ondan daha önemli şey herhalde oruç tutmak ve sadaka vermektir."[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]Peygamber Efendimiz:[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]"Oruçla sadaka elbette iyi şeylerdir. Fakat onlardan daha önemli bir şey vardır."[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]Bunun üzerine Muaz iyi bildiği bütün şeyleri sırasıyla söyledi. Peygamberimiz hepsine de:[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]"Daha önemli bir şey vardır" diye cevap verdi.[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]Sonunda Muaz:[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]"Öyleyse yâ Resulallah açıklayın bize. O önemli olan şey nedir?"[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]Peygamber Efendimiz dilini göstererek:[/COLOR][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE][SIZE=3][COLOR=black]"Bununla, iyilikten başka hiçbir şey söylememektir" buyurdular. [/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Hz. Muhammed (s.a.v)
Peygamberimiz (s.a.v) 'in Örnek Hayatı
Peygamberimizin Vakarı ve Sükutu
Üst
Alt