Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Hz. Muhammed (s.a.v)
Peygamberimiz (s.a.v) 'in Örnek Hayatı
Peygamberimizin Çocuklara Şefkat ve Sevgisi
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 11454" data-attributes="member: 3"><p style="text-align: center"><strong><span style="color: black"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 15px">PEYGAMBERİMİZİN ÇOCUKLARA ŞEFKAT VE SEVGİSİ</span></span></span></strong></p><p> <span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Peygamberimizin şefkatinin en canlı örneğini çocuklar üzerinde görüyoruz. Peygamberimizin çocuklara olan şefkati ve sevgisi bambaşkaydı.</span> </p><p><span style="color: black">Bir çocuk gördüğü zaman Peygamberimizin mübarek yüzünü neşe ve sevinç kaplardı. Onu tutar, kollarının arasına alır, kucaklar, okşar, sever ve öperdi.</span> </p><p> <span style="color: black">Gördüğü ve karşılaştığı her çocuğa selâm verir, halini hatırını sorardı. Binekli bulunduğu zaman çocukları atın terkisine alır, gidecekleri yere kadar götürürdü. Çocuklarla arkadaşça konuşur, onların yanında çocuklaşır, anlayış seviyelerine göre sohbet eder, öğütler verirdi.</span> </p><p> <span style="color: black">Çocuklarla o kadar içice olmuştu ki, bir defasında yarış yapan çocukları görmüştü de, onların neşesine katılmak için birlikte koşmuştu.</span> </p><p> <span style="color: black">Peygamberimiz özellikle kendi çocuk ve torunlarına çok düşkündü. Onlar için şefkatli bir baba, merhametli bir dedeydi.</span> </p><p></p><p> <span style="color: black">Hz. Enes diyor ki:</span> </p><p> <span style="color: black">"Çoluk çocuğuna Peygamberimizden daha şefkatli bir kimseyi görmedim. Oğlu İbrahim'in—Medine'nin— Avali semtinde oturan bir süt annesi vardı. Beraberinde ben de bulunduğum halde Resulullah sık sık oğlunu görmeye giderdi. Varınca, demircinin duman dolu evine girer, oğlunu kucaklar, koklar, öper ve bir süre sonra da dönerdi."</span> </p><p> <span style="color: black">Peygamberimiz, kızı Fatıma'yı çok severdi. Bir sefere çıkacağı zaman en son ona uğrar, dönüşünde ise önce onun yanma giderdi.</span> </p><p> <span style="color: black">Hz. Fatıma babasını ziyarete geldiğinde ise, Peygamberimiz sevgili kızını karşılamak için ayağa kalkar, alnından öper ve yanına oturturdu.</span> </p><p> <span style="color: black">Hazret-i Fatıma'nın iki oğlu vardı: Hasan ve Hüseyin. Peygamberimiz bu torunlarım çok severdi. Onları kucağına alır, omuzuna çıkarır, okşar, sırtında taşır, oyun oynar, isteklerini yerine getirirdi.</span> </p><p> <span style="color: black">Peygamberimiz dünyasını değiştirdiğinde Hz. Hasan 7, Hz. Hüseyin 6 yaşındaydı. Yani Peygamberimiz hayatta iken Hasan ve Hüseyin çok küçük yaşlarda idiler.</span> </p><p></p><p> <span style="color: black">İşte Peygamberimizin iki torununun şahsında çocuklara gösterdiği sevgi ve şefkat örnekleri:</span> </p><p> <span style="color: black">Bir gün Peygamberimiz minberde hutbe okurken Hasan ve Hüseyin'in düşe kalka mescide girdiklerini görür. Konuşmasını yarıda keserek aşağı iner, onları tutar, bağrına basar.</span> </p><p> <span style="color: black">"Cenab-ı Hak, 'Mallarınız ve çocuklarınız sizin için birer imtihan vesilesidir' buyururken ne kadar doğru söylemiştir. Onları görünce dayanamadım" dedikten sonra konuşmasına devam etti.</span> </p><p> <span style="color: black">Hz. Enes de kendi gördüklerini şöyle dile getiriyor:</span> </p><p> <span style="color: black">"Peygamberimizi hutbe okurken gördüm, Hasan dizinin üstündeydi. Ne söyleyecekse halka söylüyor,</span> <span style="color: black">sonra eğilip çocuğu öpüyor ve 'Ben bunu seviyorum' diyordu."</span> </p><p></p><p> <span style="color: black">Ebû Said anlatıyor:</span> </p><p> <span style="color: black">"Peygamber Efendimiz secdede iken torunu Hasan geldi, sırtına çıktı. Peygamber Efendimiz de onun elinden tuttu ve ayağa kalktı. Tekrar rükûa varıncaya kadar onu sırtında tuttu. Rükûdan kalktıktan sonra bıraktı ve çocuk gitti."</span> </p><p> <span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Hz. Zübeyir anlatıyor:</span> </p><p> <span style="color: black">"Bir gün gözümle gördüm. Peygamber Efendimiz secdede iken Hasan geldi, sırtına bindi. Çocuk kendiliğinden ininceye kadar Peygamber Efendimiz de onu indirmedi. Peygamber Efendimiz namazda iken bacaklarını açar, Hasan da bir taraftan girer, öbür taraftan çıkardı."</span> </p><p> <span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Abdullah bin Mes'ud anlatıyor:</span> </p><p> <span style="color: black">"Peygamber Efendimiz namaz kılarken secdeye varınca Hasan ve Hüseyin geldiler, sırtına bindiler. Oradakiler karışmak isteyince, Peygamber Efendimiz onlara karışmamaları için işaret etti. Namaz bittikten sonra da kucağına aldı ve şöyle buyurdu:</span> </p><p> <span style="color: black">"Kim beni seviyorsa, bunların ikisini de sevsin."</span> </p><p> <span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Enes bin Mâlik anlatıyor:</span> </p><p> <span style="color: black">"Bir defasında Peygamber Efendimiz secdede iken Hasan ve Hüseyin geldiler, sırtına çıktılar. İninceye kadar Peygamberimiz secdeyi uzattı.</span> </p><p> <span style="color: black">"Oradakiler sordu:</span> </p><p> <span style="color: black">"Yâ Resulallah, secdeyi uzatmış olmadınız mı?"</span> </p><p> <span style="color: black">"Peygamber Efendimiz buyurdular ki:</span> </p><p> <span style="color: black">"Oğlum sırtıma çıkınca acele etmekten çekindim." </span></p><p> <span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Katâde anlatıyor:</span> </p><p> <span style="color: black">"Bir defasında Peygamberimiz, kızı Zeynep'ten olan torunu Amame kucağında olduğu halde yanımıza geldi. O şekilde namaza durdu. Rükûa varırken çocuğu yere bırakıyor, kalktığı zaman da kaldırıyordu."</span> </p><p> <span style="color: black">Bu hususta bir başka Sahabî de şöyle anlatıyor:</span> </p><p> <span style="color: black">"Hz. Hasan ve Hüseyin sırtında olduğu halde Peygamber Efendimiz camiye geldi. Öne geçti, çocuğu sağ yanına bıraktı. Namaza durdu. Peygamberimiz secdeye vardı. Secdeyi o kadar uzattı ki, cemaat arasından başımı kaldırdım, baktım. Bir de ne göreyim? Peygamberimiz secdede, çocuk sırtına çıkmış duruyor. Tekrar döndüm, başımı secdeye koydum. Namaz bitince halk sordu:</span> </p><p> <span style="color: black">"Yâ Resulallah, bu namazda öyle uzun bir secde yaptınız ki, şimdiye kadar sizden böyle bir şey görmedik. Bu şekilde hareket etmeniz mi emredildi, yoksa bir vahiy mi aldınız?"</span> </p><p> <span style="color: black">"Hayır, bunların hiçbiri olmadı. Ancak oğlum sırtıma çıkmıştı, kendiliğinden ininceye kadar acele ettirmeyi uygun görmedim."</span> </p><p> <span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Ebû Hüreyre anlatıyor:</span> </p><p> <span style="color: black">"Peygamber Efendimiz bir gün bir omuzunda Hasan, diğer omuzunda Hüseyin olduğu halde geldi. Yanımıza varıncaya kadar bir onu öpüyor, bir de diğerim öpüyordu."</span> </p><p> <span style="color: black">"Yâ Resulallah, anlaşılan onları çok seviyorsunuz" dedik.</span> </p><p> <span style="color: black">"Evet, severim. Kim onları severse beni sevmiş, kim onlara kin tutmuşsa, bana kin tutmuş olur" buyurdular.</span> </p><p> <span style="color: black">Peygamberimiz bir yere davet edilmişti. Yolda Hz. Hüseyin'i gördü. Hüseyin kollarını açıp koşarak dedesine geleceği anda birdenbire yön değiştirip bir tarafa kaçtı. Bu hareketi birkaç defa tekrarladı. Peygamberimiz de peşinden koşuyordu. Sonunda yakaladı, bağrına bastı:</span> </p><p> <span style="color: black">"Hüseyin bendendir, ben de Hüseyin'denim" buyurdu.</span> </p><p> <span style="color: black">Bazen Hz. Hasan'ı da omuzuna alır ve "Allah'ım bu çocuğu seviyorum, Sen de onu sevenleri sev" buyururdu.</span> </p><p> <span style="color: black">Peygamberimiz çocukları memnun etmek için dediklerini yapar, onların kalbini kazanırdı.</span> </p><p> <span style="color: black">Bir seferinde Hz. Hasan'ı omuzuna almış, gidiyordu. Bir adam kendisini bu halde görünce, Hasan'a;</span> </p><p> <span style="color: black">"Ey çocuk, bindiğin binek ne güzeldir" dedi.</span> </p><p> <span style="color: black">Peygamberimiz de cevap verdi:</span> </p><p> <span style="color: black">"O da ne güzel binicidir."</span> </p><p> <span style="color: black">O bir peygamber olduğu halde omuzunda çocuk taşımaktan utanç duymuyor, bununla iftihar ediyordu.</span> </p><p> <span style="color: black">Peygamberimiz çocuklara o kadar şefkatli ve hoşgörülü idi ki, bebekler ve küçük yaştaki çocuklar kucağını ıslatsalar dahi onları anlayışla karşılar, işlerini bitirinceye kadar kendi hallerine bırakırdı.</span> </p><p> <span style="color: black">Peygamberimizin torunu Hüseyin, sütannesi Ümmü-fadl'ın yanındaydı. Bir defasında Peygamberimiz Hüseyin'i görmeye gitti. Ümmüfadl der ki:</span> </p><p> <span style="color: black">"Hüseyin'i emziriyordum. Resulullah yanıma geldi. Çocuğu istedi, verdim. Çocuk hemen üzerine akıttı. Almak için elimi uzattım. 'Çocuğun işemesini kesme'dedi. Sonra bir bardak su istedi ve çocuğun ıslattığı yere döktü."</span> </p><p> <span style="color: black">Peygamber Efendimiz çocukların ağlamalarına dayanamaz, onların susturulmasını, yorulmamasını isterdi. Sevgisi ve şefkati çocukların ağlamasına dahi müsaade etmezdi.</span> </p><p> <span style="color: black">Hanımlarını sıkı sıkıya tembih eder, Hüseyin'den söz ederek, "Bu çocuğu ağlatmayın" der, ağlayan çocuğun susturulması konusunda da şöyle buyururdu:</span> </p><p> <span style="color: black">"Kim ağlayan çocuğunu susturuncaya kadar gönüllerse, Cenab-ı Hak ona Cennette memnun olacağı kadar nimet verir."</span> </p><p> <span style="color: black">Öyle ki, bazen ağlayan bir çocuk sesi duysa namazını bile kısaltır, annenin çocukla meşgul olmasına imkân verirdi.</span> </p><p> <span style="color: black">Peygamberimiz Mescitte namaz kıldırırken cemaatte çocuklu anneler de bulunurdu.</span> </p><p> <span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Sahabîlerin bu husustaki anlatımı şöyle:</span> </p><p> <span style="color: black">"Resulullah bize sabah namazını kıldırmıştı. Namazda iki kısa sûre okudu. Namaz bitince Ebû Said el-Hudrî sordu:</span> </p><p> <span style="color: black">"Yâ Resulallah bugün daha önce yapmadığınız bir şekilde namazı kısa kıldırdınız..."</span> </p><p> <span style="color: black">"Peygamberimiz şöyle açıkladı:</span> </p><p> <span style="color: black">"Geride kadınlar safındaki çocuk sesini duymadın mı? Annesinin onunla ilgilenmesini temin edeyim dedim."</span> </p><p> <span style="color: black">Çocuğa en çok annesi şefkat gösterir. Bir hadis-i şerifte annenin çocuğuna gösterdiği şefkatten dolayı büyük sevap kazanacağı müjdelenir. Olay şöyle gelişir:</span> </p><p> <span style="color: black">Bir gün fakir bir kadın iki kızı ile Hz. Âişe'yi ziyarete gelmişti. Hz. Âişe de evde onlara ikram için bir tek hurmadan başka verecek bir şey bulamamıştı. O hurmayı anneye verdi. Anne de hurmayı ikiye bölerek çocuklarına yedirdi. Hz. Âişe bu durumu Peygamberimize anlatınca, Peygamberimiz o kadın için şu müjdeyi verdi:</span> </p><p> <span style="color: black">"Çocukları hakkıyla sevmek ve onları korumak, Cehennemden kurtuluşa vesiledir."</span> </p><p> <span style="color: black">Peygamberimiz, çocuklara olan şefkatinde bir ayırım gözetmezdi. Kendi çocuklarına ve torunlarına gösterdiği aynı sevgi ve merhameti, diğer Sahabî çocuklarına da gösterirdi.</span> </p><p></p><p> <span style="color: black">Peygamberimizin hizmetçisi Hz. Zeyd'in oğlu Üsame anlatıyor:</span> </p><p> <span style="color: black">"Resulullah bir dizine beni, bir dizine de torunu Hasan'ı oturtur; sonra ikimizi birden bağrına basar ve 'Ya Rabbi, bunlara rahmet et. Çünkü ben bunlara karşı merhametliyim' diye dua ederdi."</span> </p><p> <span style="color: black">Bazı kimseler, Peygamberimizin Sahabî çocuklarını okşayıp öpmesini garip karşılıyorlardı. Kendilerinde pek olmayan bu güzel huyun, en güzel bir şekilde Peygamberimizde görülmesini tam olarak anlayamıyorlardı.</span> </p><p> <span style="color: black">Bir defasında Akra bin Habis, Peygamberimizi, Hz. Hasan'ı öperken gördü ve şöyle dedi:</span> </p><p> <span style="color: black">"Benim on çocuğum var. Şimdiye kadar hiçbirini öpmedim."</span> </p><p> <span style="color: black">Bunun üzerine Peygamberimiz, "Merhamet etmeyene merhamet olunmaz" buyurdu. </span></p><p> <span style="color: black">Yine bir gün bedevinin birisi gelerek Peygamberimize, "Yâ Resulallah, siz çocukları öper misiniz? Biz onları öpmeyiz" dedi.</span> </p><p> <span style="color: black">Böyle bir suale Peygamberimiz, "Allah senin kalbinden merhamet duygusunu almışsa ben ne yapabilirim?" buyurdu.</span> </p><p> <span style="color: black">Peygamberimiz merhamet ve şefkat duygusunun en açık görüldüğü yerin, böylece çocuk sevgisinde ve onlara gösterilen şefkatte bulunduğunu belirtiyordu.</span> </p><p> <span style="color: black">Çocuğu sevip öpmenin çok büyük bir sevap olduğunu da Peygamberimizden öğreniyoruz:</span> </p><p> <span style="color: black">"Çocuklarınızı çok öpün. Çünkü her öpücük için size Cennette bir derece verilir ki, iki derece arasında beşyüz senelik mesafe vardır. Melekler öpücüklerinizi sayarlar ve sizin defterinize sevap yazarlar."</span> </p><p> <span style="color: black">Peygamberimiz çocuklara gösterdiği şefkatte din ayırımı yapmazdı.</span> </p><p> <span style="color: black">Bir Yahudinin çocuğu hastalanmıştı. Bunu duyan Peygamberimiz çocuğu ziyarete gitti. Ona Müslüman olması için telkinde bulundu. Çocuk, Müslüman olmak için babasından izin istedi. Babası müsaade etti ve çocuk Müslüman oldu.</span> </p><p></p><p> <span style="color: black">Peygamberimizin barış zamanındaki bu güzel davranışı savaş esnasında da devam ederdi. Savaş sırasında çocukların öldürülmemesini öğütler, onlara iyi davraınlmasını tembih ederdi.</span> </p><p> <span style="color: black">Bir savaş esnasında birkaç çocuk iki tarafın arasında kalmış ve öldürülmüşlerdi. Peygamberimiz bu hadiseye çok üzüldü.</span> </p><p> <span style="color: black">Sahabîler, "Ya Resulallah, onlar müşrik çocuklarıdır, niçin üzülüyorsunuz?" diye sordular.</span> </p><p> <span style="color: black">Peygamberimiz, "Onlar doğdukları gibi duruyorlar. Sakın çocukları öldürmeyin, aman çocukları katletmeyin. Her can ilk yaratılışta tertemizdir" buyurarak konuya dikkatlerini çekti.</span> </p><p> <span style="color: black">Çünkü, çocukların babası gayr-i müslim de olsa, kendileri erginlik çağına gelmedikçe mükellef sayılmamaktadır. İslâm fıtratı üzere doğdukları için, o masumluklarını mahafaza etmektedirler.</span> </p><p> <span style="color: black">Peygamberimizin eşsiz şefkatim kız çocukları üzerinde de görmekteyiz. İslâmdan önce kız çocuklarının Arapların gözünde hiçbir değeri yoktu. Kız babası olmayı bir ayıp olarak görürlerdi. "Falan adamın damadı demesinler" diye kızlarını evlendirmek istemez, diri diri toprağa gömerlerdi. Bu vahşeti de atadan, babadan kalma bir âdet olarak görür, uygularlardı.</span> </p><p> <span style="color: black">İşte Peygamberimiz bu zavallı masumların böyle acımasızca öldürülmelerini büyük bir cinayet olarak görüyor, bu kötü âdetin bir an önce kaldırılması için mücadele ediyordu. Kendisi kızların babası olmakla iftihar ettiği gibi, üç, iki veya bir kızı olup da onları büyütüp yetiştirenleri, İslâmî bir eğitim verenleri Cennetle müjdeliyordu.</span> </p><p></p><p> <span style="color: black">Peygamberimiz, huzuruna bir kız çocuğu gelirse ona yakın ilgi gösterirdi.</span> </p><p> <span style="color: black">Halid bin Said, Peygamberimizi ziyarete geldiğinde yanında küçük kızı da vardı. Habeşistan'da doğduğu için, Peygamberimiz ona ayrı bir yakınlık gösterirdi.</span> </p><p> <span style="color: black">Çocuk kalktı, Peygamberimizin sırtında bulunan peygamberlik mührüyle oynadı. Babası yanına çekmek istedi, fakat Peygamberimiz çocuğun kalbinin kırılmaması için babasına engel oldu. </span></p><p> <span style="color: black">Bir seferinde Peygamberimizin eline işlemeli bir kumaş parçası geçmişti. Hz. Halid'in kızını çağırttı ve ona verdi, sevindirdi.</span> </p><p> <p style="text-align: center"><p style="text-align: center"><span style="color: black">• • •</span> </p> </p><p> <span style="color: black">Cemre o sıralar küçük bir çocuktu. Babası alır, onu Peygamberimizin huzuruna götürür, der ki:</span> </p><p> <span style="color: black">"Yâ Resulallah, şu kızım için Allah'a bereketle dua eder misiniz?"</span> </p><p> <span style="color: black">Peygamber Efendimiz Cemre'yi kucağına oturttu, elini başına koydu ve bereketle dua buyurdu.</span> </p><p> <p style="text-align: center"><p style="text-align: center"><span style="color: black">• • •</span> </p> </p><p> <span style="color: black">Çocuklarına sevgi ve şefkat gösterenlerin mükâfatı daha dünyada iken veriliyordu. Onlar hem çocuk sevme gibi bir lezzeti tadıyorlar, hem de Allah'ın rahmet ve sevgisini kazanıyorlar.</span> </p><p> <span style="color: black">Ebû Hüreyre anlatıyor:</span> </p><p> <span style="color: black">"Adamın biri Peygamber Efendimizin huzuruna geldi. Yanında da bir erkek çocuğu vardı. Adam ikide bir çocuğu kucağına alıyor ve seviyordu. Peygamber Efendimiz sordu:</span> </p><p> <span style="color: black">"Bu çocuğa şefkat gösteriyor musun?"</span> </p><p> <span style="color: black">"Evet, yâ Resulallah."</span> </p><p> <span style="color: black">"Sen buna nasıl şefkat gösteriyorsan, Allah da senin şefkatinden daha çok şefkat eder."</span> </p><p> <span style="color: black">Erkek ve kız çocukları arasında ayırım yapanları Peygamberimiz hiç hoş görmezdi. Bu şekilde bir davranış sergileyenleri uyarır, hatalarını düzeltmelerini sağlardı. Onun gözünde çocuğun erkeği kızı yoktu. İkisi de şefkate ve sevgiye muhtaçtı.</span> </p><p> <span style="color: black">Enes bin Mâlik anlatıyor:</span> </p><p> <span style="color: black">"Peygamberimizin yanında bir adam oturuyordu. Bir ara adamın erkek çocuğu geldi. Adam çocuğu aldı dizlerine oturttu. Az sonra bir de kız çocuğu geldi. Onu da yanına oturttu.</span> </p><p> <span style="color: black">"Peygamber Efendimiz adama sordu: "Niçin ikisini bir tutmadın?"</span> </p><p> <p style="text-align: center"><p style="text-align: center"><span style="color: black">• • •</span> </p> </p><p> <span style="color: black">Peygamberimiz çocuklar arasında sevgide eşit davranılmasını istediği gibi, bağış, hediye, ikram ve hibe konularında da eşit davranılmasını isterdi.</span> </p><p> <span style="color: black">Numan bin Beşîr anlatıyor:</span> </p><p> <span style="color: black">"Babam malından bir şeyler hibe etmişti. Annem, 'Bu hibeye Peygamberimizi şahit tutmazsan kabul etmem' dedi.</span> </p><p> <span style="color: black">"Bunun üzerine bana yaptığı hibeye şahitlik yapması için babam beni alarak Peygamberimize gittik. Durumu öğrenen Peygamberimiz:</span> </p><p> <span style="color: black">"Başka çocukların var mı?' diye sordu. "Babam, 'Evet, var' dedi.</span> </p><p> <span style="color: black">"Bütün çocuklarına aynı şekilde hibede bulundun mu?"</span> </p><p> <span style="color: black">"Babam, 'hayır' dedi.</span> </p><p> <span style="color: black">"Allah'tan korkun, çocuklarınız arasında eşit davranın.'</span> </p><p> <span style="color: black">"Babam Peygamberimizin huzurundan çıktıktan sonra bana yaptığı hibeden vazgeçti."</span> </p><p> <span style="color: black">Peygamberimizin kendi şahsında bu eşit davranışı daha açık görüyoruz. İlk anda basit gibi görülse dahi, </span><span style="color: black">önemli ve kalıcı bir ölçü olması bakımından şu olay çok dikkat çekici...</span> </p><p> <span style="color: black">Hazret-i Ali anlatıyor:</span> </p><p> <span style="color: black">"Peygamber Efendimiz bize ziyarete gelmişti. O gece bizde kaldı. Hasan ve Hüseyin de uyuyorlardı. Bir ara Hasan su istedi. Peygamberimiz hemen kalktı ve su kırbasından bir bardak su aldı, çocuğa vermek için getirmişti ki, o sırada Hüseyin de uyandı. Hüseyin bardağa uzandı ve su içmek istedi. Peygamberimiz suyu Hüseyin'e vermedi, önce Hasan'a verdi.</span> </p><p> <span style="color: black">"Bunun üzerine Fatıma dayanamadı ve 'Hasan'ı Hüseyin'den çok seviyorsunuz gibi...' dedi.</span> </p><p> <span style="color: black">"Peygamberimiz, 'Hayır, suyu önce Hasan istedi' buyurdular."</span> </p><p> <span style="color: black">Baştan buraya kadar baktığımızda Peygamberimizin çocuklara ayrı bir önem ve değer verdiğini anlıyoruz, çocuk eğitiminde en faydalı v<em>e </em>pratik bilgileri ondan öğreniyoruz. </span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 11454, member: 3"] [CENTER][B][COLOR=black][FONT=Arial][SIZE=4]PEYGAMBERİMİZİN ÇOCUKLARA ŞEFKAT VE SEVGİSİ[/SIZE][/FONT][/COLOR][/B][/CENTER] [COLOR=black] Peygamberimizin şefkatinin en canlı örneğini çocuklar üzerinde görüyoruz. Peygamberimizin çocuklara olan şefkati ve sevgisi bambaşkaydı.[/COLOR] [COLOR=black]Bir çocuk gördüğü zaman Peygamberimizin mübarek yüzünü neşe ve sevinç kaplardı. Onu tutar, kollarının arasına alır, kucaklar, okşar, sever ve öperdi.[/COLOR] [COLOR=black]Gördüğü ve karşılaştığı her çocuğa selâm verir, halini hatırını sorardı. Binekli bulunduğu zaman çocukları atın terkisine alır, gidecekleri yere kadar götürürdü. Çocuklarla arkadaşça konuşur, onların yanında çocuklaşır, anlayış seviyelerine göre sohbet eder, öğütler verirdi.[/COLOR] [COLOR=black]Çocuklarla o kadar içice olmuştu ki, bir defasında yarış yapan çocukları görmüştü de, onların neşesine katılmak için birlikte koşmuştu.[/COLOR] [COLOR=black]Peygamberimiz özellikle kendi çocuk ve torunlarına çok düşkündü. Onlar için şefkatli bir baba, merhametli bir dedeydi.[/COLOR] [COLOR=black]Hz. Enes diyor ki:[/COLOR] [COLOR=black]"Çoluk çocuğuna Peygamberimizden daha şefkatli bir kimseyi görmedim. Oğlu İbrahim'in—Medine'nin— Avali semtinde oturan bir süt annesi vardı. Beraberinde ben de bulunduğum halde Resulullah sık sık oğlunu görmeye giderdi. Varınca, demircinin duman dolu evine girer, oğlunu kucaklar, koklar, öper ve bir süre sonra da dönerdi."[/COLOR] [COLOR=black]Peygamberimiz, kızı Fatıma'yı çok severdi. Bir sefere çıkacağı zaman en son ona uğrar, dönüşünde ise önce onun yanma giderdi.[/COLOR] [COLOR=black]Hz. Fatıma babasını ziyarete geldiğinde ise, Peygamberimiz sevgili kızını karşılamak için ayağa kalkar, alnından öper ve yanına oturturdu.[/COLOR] [COLOR=black]Hazret-i Fatıma'nın iki oğlu vardı: Hasan ve Hüseyin. Peygamberimiz bu torunlarım çok severdi. Onları kucağına alır, omuzuna çıkarır, okşar, sırtında taşır, oyun oynar, isteklerini yerine getirirdi.[/COLOR] [COLOR=black]Peygamberimiz dünyasını değiştirdiğinde Hz. Hasan 7, Hz. Hüseyin 6 yaşındaydı. Yani Peygamberimiz hayatta iken Hasan ve Hüseyin çok küçük yaşlarda idiler.[/COLOR] [COLOR=black]İşte Peygamberimizin iki torununun şahsında çocuklara gösterdiği sevgi ve şefkat örnekleri:[/COLOR] [COLOR=black]Bir gün Peygamberimiz minberde hutbe okurken Hasan ve Hüseyin'in düşe kalka mescide girdiklerini görür. Konuşmasını yarıda keserek aşağı iner, onları tutar, bağrına basar.[/COLOR] [COLOR=black]"Cenab-ı Hak, 'Mallarınız ve çocuklarınız sizin için birer imtihan vesilesidir' buyururken ne kadar doğru söylemiştir. Onları görünce dayanamadım" dedikten sonra konuşmasına devam etti.[/COLOR] [COLOR=black]Hz. Enes de kendi gördüklerini şöyle dile getiriyor:[/COLOR] [COLOR=black]"Peygamberimizi hutbe okurken gördüm, Hasan dizinin üstündeydi. Ne söyleyecekse halka söylüyor,[/COLOR] [COLOR=black]sonra eğilip çocuğu öpüyor ve 'Ben bunu seviyorum' diyordu."[/COLOR] [COLOR=black]Ebû Said anlatıyor:[/COLOR] [COLOR=black]"Peygamber Efendimiz secdede iken torunu Hasan geldi, sırtına çıktı. Peygamber Efendimiz de onun elinden tuttu ve ayağa kalktı. Tekrar rükûa varıncaya kadar onu sırtında tuttu. Rükûdan kalktıktan sonra bıraktı ve çocuk gitti."[/COLOR] [COLOR=black] Hz. Zübeyir anlatıyor:[/COLOR] [COLOR=black]"Bir gün gözümle gördüm. Peygamber Efendimiz secdede iken Hasan geldi, sırtına bindi. Çocuk kendiliğinden ininceye kadar Peygamber Efendimiz de onu indirmedi. Peygamber Efendimiz namazda iken bacaklarını açar, Hasan da bir taraftan girer, öbür taraftan çıkardı."[/COLOR] [COLOR=black] Abdullah bin Mes'ud anlatıyor:[/COLOR] [COLOR=black]"Peygamber Efendimiz namaz kılarken secdeye varınca Hasan ve Hüseyin geldiler, sırtına bindiler. Oradakiler karışmak isteyince, Peygamber Efendimiz onlara karışmamaları için işaret etti. Namaz bittikten sonra da kucağına aldı ve şöyle buyurdu:[/COLOR] [COLOR=black]"Kim beni seviyorsa, bunların ikisini de sevsin."[/COLOR] [COLOR=black] Enes bin Mâlik anlatıyor:[/COLOR] [COLOR=black]"Bir defasında Peygamber Efendimiz secdede iken Hasan ve Hüseyin geldiler, sırtına çıktılar. İninceye kadar Peygamberimiz secdeyi uzattı.[/COLOR] [COLOR=black]"Oradakiler sordu:[/COLOR] [COLOR=black]"Yâ Resulallah, secdeyi uzatmış olmadınız mı?"[/COLOR] [COLOR=black]"Peygamber Efendimiz buyurdular ki:[/COLOR] [COLOR=black]"Oğlum sırtıma çıkınca acele etmekten çekindim." [/COLOR] [COLOR=black] Katâde anlatıyor:[/COLOR] [COLOR=black]"Bir defasında Peygamberimiz, kızı Zeynep'ten olan torunu Amame kucağında olduğu halde yanımıza geldi. O şekilde namaza durdu. Rükûa varırken çocuğu yere bırakıyor, kalktığı zaman da kaldırıyordu."[/COLOR] [COLOR=black]Bu hususta bir başka Sahabî de şöyle anlatıyor:[/COLOR] [COLOR=black]"Hz. Hasan ve Hüseyin sırtında olduğu halde Peygamber Efendimiz camiye geldi. Öne geçti, çocuğu sağ yanına bıraktı. Namaza durdu. Peygamberimiz secdeye vardı. Secdeyi o kadar uzattı ki, cemaat arasından başımı kaldırdım, baktım. Bir de ne göreyim? Peygamberimiz secdede, çocuk sırtına çıkmış duruyor. Tekrar döndüm, başımı secdeye koydum. Namaz bitince halk sordu:[/COLOR] [COLOR=black]"Yâ Resulallah, bu namazda öyle uzun bir secde yaptınız ki, şimdiye kadar sizden böyle bir şey görmedik. Bu şekilde hareket etmeniz mi emredildi, yoksa bir vahiy mi aldınız?"[/COLOR] [COLOR=black]"Hayır, bunların hiçbiri olmadı. Ancak oğlum sırtıma çıkmıştı, kendiliğinden ininceye kadar acele ettirmeyi uygun görmedim."[/COLOR] [COLOR=black] Ebû Hüreyre anlatıyor:[/COLOR] [COLOR=black]"Peygamber Efendimiz bir gün bir omuzunda Hasan, diğer omuzunda Hüseyin olduğu halde geldi. Yanımıza varıncaya kadar bir onu öpüyor, bir de diğerim öpüyordu."[/COLOR] [COLOR=black]"Yâ Resulallah, anlaşılan onları çok seviyorsunuz" dedik.[/COLOR] [COLOR=black]"Evet, severim. Kim onları severse beni sevmiş, kim onlara kin tutmuşsa, bana kin tutmuş olur" buyurdular.[/COLOR] [COLOR=black]Peygamberimiz bir yere davet edilmişti. Yolda Hz. Hüseyin'i gördü. Hüseyin kollarını açıp koşarak dedesine geleceği anda birdenbire yön değiştirip bir tarafa kaçtı. Bu hareketi birkaç defa tekrarladı. Peygamberimiz de peşinden koşuyordu. Sonunda yakaladı, bağrına bastı:[/COLOR] [COLOR=black]"Hüseyin bendendir, ben de Hüseyin'denim" buyurdu.[/COLOR] [COLOR=black]Bazen Hz. Hasan'ı da omuzuna alır ve "Allah'ım bu çocuğu seviyorum, Sen de onu sevenleri sev" buyururdu.[/COLOR] [COLOR=black]Peygamberimiz çocukları memnun etmek için dediklerini yapar, onların kalbini kazanırdı.[/COLOR] [COLOR=black]Bir seferinde Hz. Hasan'ı omuzuna almış, gidiyordu. Bir adam kendisini bu halde görünce, Hasan'a;[/COLOR] [COLOR=black]"Ey çocuk, bindiğin binek ne güzeldir" dedi.[/COLOR] [COLOR=black]Peygamberimiz de cevap verdi:[/COLOR] [COLOR=black]"O da ne güzel binicidir."[/COLOR] [COLOR=black]O bir peygamber olduğu halde omuzunda çocuk taşımaktan utanç duymuyor, bununla iftihar ediyordu.[/COLOR] [COLOR=black]Peygamberimiz çocuklara o kadar şefkatli ve hoşgörülü idi ki, bebekler ve küçük yaştaki çocuklar kucağını ıslatsalar dahi onları anlayışla karşılar, işlerini bitirinceye kadar kendi hallerine bırakırdı.[/COLOR] [COLOR=black]Peygamberimizin torunu Hüseyin, sütannesi Ümmü-fadl'ın yanındaydı. Bir defasında Peygamberimiz Hüseyin'i görmeye gitti. Ümmüfadl der ki:[/COLOR] [COLOR=black]"Hüseyin'i emziriyordum. Resulullah yanıma geldi. Çocuğu istedi, verdim. Çocuk hemen üzerine akıttı. Almak için elimi uzattım. 'Çocuğun işemesini kesme'dedi. Sonra bir bardak su istedi ve çocuğun ıslattığı yere döktü."[/COLOR] [COLOR=black]Peygamber Efendimiz çocukların ağlamalarına dayanamaz, onların susturulmasını, yorulmamasını isterdi. Sevgisi ve şefkati çocukların ağlamasına dahi müsaade etmezdi.[/COLOR] [COLOR=black]Hanımlarını sıkı sıkıya tembih eder, Hüseyin'den söz ederek, "Bu çocuğu ağlatmayın" der, ağlayan çocuğun susturulması konusunda da şöyle buyururdu:[/COLOR] [COLOR=black]"Kim ağlayan çocuğunu susturuncaya kadar gönüllerse, Cenab-ı Hak ona Cennette memnun olacağı kadar nimet verir."[/COLOR] [COLOR=black]Öyle ki, bazen ağlayan bir çocuk sesi duysa namazını bile kısaltır, annenin çocukla meşgul olmasına imkân verirdi.[/COLOR] [COLOR=black]Peygamberimiz Mescitte namaz kıldırırken cemaatte çocuklu anneler de bulunurdu.[/COLOR] [COLOR=black] Sahabîlerin bu husustaki anlatımı şöyle:[/COLOR] [COLOR=black]"Resulullah bize sabah namazını kıldırmıştı. Namazda iki kısa sûre okudu. Namaz bitince Ebû Said el-Hudrî sordu:[/COLOR] [COLOR=black]"Yâ Resulallah bugün daha önce yapmadığınız bir şekilde namazı kısa kıldırdınız..."[/COLOR] [COLOR=black]"Peygamberimiz şöyle açıkladı:[/COLOR] [COLOR=black]"Geride kadınlar safındaki çocuk sesini duymadın mı? Annesinin onunla ilgilenmesini temin edeyim dedim."[/COLOR] [COLOR=black]Çocuğa en çok annesi şefkat gösterir. Bir hadis-i şerifte annenin çocuğuna gösterdiği şefkatten dolayı büyük sevap kazanacağı müjdelenir. Olay şöyle gelişir:[/COLOR] [COLOR=black]Bir gün fakir bir kadın iki kızı ile Hz. Âişe'yi ziyarete gelmişti. Hz. Âişe de evde onlara ikram için bir tek hurmadan başka verecek bir şey bulamamıştı. O hurmayı anneye verdi. Anne de hurmayı ikiye bölerek çocuklarına yedirdi. Hz. Âişe bu durumu Peygamberimize anlatınca, Peygamberimiz o kadın için şu müjdeyi verdi:[/COLOR] [COLOR=black]"Çocukları hakkıyla sevmek ve onları korumak, Cehennemden kurtuluşa vesiledir."[/COLOR] [COLOR=black]Peygamberimiz, çocuklara olan şefkatinde bir ayırım gözetmezdi. Kendi çocuklarına ve torunlarına gösterdiği aynı sevgi ve merhameti, diğer Sahabî çocuklarına da gösterirdi.[/COLOR] [COLOR=black]Peygamberimizin hizmetçisi Hz. Zeyd'in oğlu Üsame anlatıyor:[/COLOR] [COLOR=black]"Resulullah bir dizine beni, bir dizine de torunu Hasan'ı oturtur; sonra ikimizi birden bağrına basar ve 'Ya Rabbi, bunlara rahmet et. Çünkü ben bunlara karşı merhametliyim' diye dua ederdi."[/COLOR] [COLOR=black]Bazı kimseler, Peygamberimizin Sahabî çocuklarını okşayıp öpmesini garip karşılıyorlardı. Kendilerinde pek olmayan bu güzel huyun, en güzel bir şekilde Peygamberimizde görülmesini tam olarak anlayamıyorlardı.[/COLOR] [COLOR=black]Bir defasında Akra bin Habis, Peygamberimizi, Hz. Hasan'ı öperken gördü ve şöyle dedi:[/COLOR] [COLOR=black]"Benim on çocuğum var. Şimdiye kadar hiçbirini öpmedim."[/COLOR] [COLOR=black]Bunun üzerine Peygamberimiz, "Merhamet etmeyene merhamet olunmaz" buyurdu. [/COLOR] [COLOR=black]Yine bir gün bedevinin birisi gelerek Peygamberimize, "Yâ Resulallah, siz çocukları öper misiniz? Biz onları öpmeyiz" dedi.[/COLOR] [COLOR=black]Böyle bir suale Peygamberimiz, "Allah senin kalbinden merhamet duygusunu almışsa ben ne yapabilirim?" buyurdu.[/COLOR] [COLOR=black]Peygamberimiz merhamet ve şefkat duygusunun en açık görüldüğü yerin, böylece çocuk sevgisinde ve onlara gösterilen şefkatte bulunduğunu belirtiyordu.[/COLOR] [COLOR=black]Çocuğu sevip öpmenin çok büyük bir sevap olduğunu da Peygamberimizden öğreniyoruz:[/COLOR] [COLOR=black]"Çocuklarınızı çok öpün. Çünkü her öpücük için size Cennette bir derece verilir ki, iki derece arasında beşyüz senelik mesafe vardır. Melekler öpücüklerinizi sayarlar ve sizin defterinize sevap yazarlar."[/COLOR] [COLOR=black]Peygamberimiz çocuklara gösterdiği şefkatte din ayırımı yapmazdı.[/COLOR] [COLOR=black]Bir Yahudinin çocuğu hastalanmıştı. Bunu duyan Peygamberimiz çocuğu ziyarete gitti. Ona Müslüman olması için telkinde bulundu. Çocuk, Müslüman olmak için babasından izin istedi. Babası müsaade etti ve çocuk Müslüman oldu.[/COLOR] [COLOR=black]Peygamberimizin barış zamanındaki bu güzel davranışı savaş esnasında da devam ederdi. Savaş sırasında çocukların öldürülmemesini öğütler, onlara iyi davraınlmasını tembih ederdi.[/COLOR] [COLOR=black]Bir savaş esnasında birkaç çocuk iki tarafın arasında kalmış ve öldürülmüşlerdi. Peygamberimiz bu hadiseye çok üzüldü.[/COLOR] [COLOR=black]Sahabîler, "Ya Resulallah, onlar müşrik çocuklarıdır, niçin üzülüyorsunuz?" diye sordular.[/COLOR] [COLOR=black]Peygamberimiz, "Onlar doğdukları gibi duruyorlar. Sakın çocukları öldürmeyin, aman çocukları katletmeyin. Her can ilk yaratılışta tertemizdir" buyurarak konuya dikkatlerini çekti.[/COLOR] [COLOR=black]Çünkü, çocukların babası gayr-i müslim de olsa, kendileri erginlik çağına gelmedikçe mükellef sayılmamaktadır. İslâm fıtratı üzere doğdukları için, o masumluklarını mahafaza etmektedirler.[/COLOR] [COLOR=black]Peygamberimizin eşsiz şefkatim kız çocukları üzerinde de görmekteyiz. İslâmdan önce kız çocuklarının Arapların gözünde hiçbir değeri yoktu. Kız babası olmayı bir ayıp olarak görürlerdi. "Falan adamın damadı demesinler" diye kızlarını evlendirmek istemez, diri diri toprağa gömerlerdi. Bu vahşeti de atadan, babadan kalma bir âdet olarak görür, uygularlardı.[/COLOR] [COLOR=black]İşte Peygamberimiz bu zavallı masumların böyle acımasızca öldürülmelerini büyük bir cinayet olarak görüyor, bu kötü âdetin bir an önce kaldırılması için mücadele ediyordu. Kendisi kızların babası olmakla iftihar ettiği gibi, üç, iki veya bir kızı olup da onları büyütüp yetiştirenleri, İslâmî bir eğitim verenleri Cennetle müjdeliyordu.[/COLOR] [COLOR=black]Peygamberimiz, huzuruna bir kız çocuğu gelirse ona yakın ilgi gösterirdi.[/COLOR] [COLOR=black]Halid bin Said, Peygamberimizi ziyarete geldiğinde yanında küçük kızı da vardı. Habeşistan'da doğduğu için, Peygamberimiz ona ayrı bir yakınlık gösterirdi.[/COLOR] [COLOR=black]Çocuk kalktı, Peygamberimizin sırtında bulunan peygamberlik mührüyle oynadı. Babası yanına çekmek istedi, fakat Peygamberimiz çocuğun kalbinin kırılmaması için babasına engel oldu. [/COLOR] [COLOR=black]Bir seferinde Peygamberimizin eline işlemeli bir kumaş parçası geçmişti. Hz. Halid'in kızını çağırttı ve ona verdi, sevindirdi.[/COLOR] [CENTER][CENTER][COLOR=black]• • •[/COLOR] [/CENTER] [/CENTER] [COLOR=black]Cemre o sıralar küçük bir çocuktu. Babası alır, onu Peygamberimizin huzuruna götürür, der ki:[/COLOR] [COLOR=black]"Yâ Resulallah, şu kızım için Allah'a bereketle dua eder misiniz?"[/COLOR] [COLOR=black]Peygamber Efendimiz Cemre'yi kucağına oturttu, elini başına koydu ve bereketle dua buyurdu.[/COLOR] [CENTER][CENTER][COLOR=black]• • •[/COLOR] [/CENTER] [/CENTER] [COLOR=black]Çocuklarına sevgi ve şefkat gösterenlerin mükâfatı daha dünyada iken veriliyordu. Onlar hem çocuk sevme gibi bir lezzeti tadıyorlar, hem de Allah'ın rahmet ve sevgisini kazanıyorlar.[/COLOR] [COLOR=black]Ebû Hüreyre anlatıyor:[/COLOR] [COLOR=black]"Adamın biri Peygamber Efendimizin huzuruna geldi. Yanında da bir erkek çocuğu vardı. Adam ikide bir çocuğu kucağına alıyor ve seviyordu. Peygamber Efendimiz sordu:[/COLOR] [COLOR=black]"Bu çocuğa şefkat gösteriyor musun?"[/COLOR] [COLOR=black]"Evet, yâ Resulallah."[/COLOR] [COLOR=black]"Sen buna nasıl şefkat gösteriyorsan, Allah da senin şefkatinden daha çok şefkat eder."[/COLOR] [COLOR=black]Erkek ve kız çocukları arasında ayırım yapanları Peygamberimiz hiç hoş görmezdi. Bu şekilde bir davranış sergileyenleri uyarır, hatalarını düzeltmelerini sağlardı. Onun gözünde çocuğun erkeği kızı yoktu. İkisi de şefkate ve sevgiye muhtaçtı.[/COLOR] [COLOR=black]Enes bin Mâlik anlatıyor:[/COLOR] [COLOR=black]"Peygamberimizin yanında bir adam oturuyordu. Bir ara adamın erkek çocuğu geldi. Adam çocuğu aldı dizlerine oturttu. Az sonra bir de kız çocuğu geldi. Onu da yanına oturttu.[/COLOR] [COLOR=black]"Peygamber Efendimiz adama sordu: "Niçin ikisini bir tutmadın?"[/COLOR] [CENTER][CENTER][COLOR=black]• • •[/COLOR] [/CENTER] [/CENTER] [COLOR=black]Peygamberimiz çocuklar arasında sevgide eşit davranılmasını istediği gibi, bağış, hediye, ikram ve hibe konularında da eşit davranılmasını isterdi.[/COLOR] [COLOR=black]Numan bin Beşîr anlatıyor:[/COLOR] [COLOR=black]"Babam malından bir şeyler hibe etmişti. Annem, 'Bu hibeye Peygamberimizi şahit tutmazsan kabul etmem' dedi.[/COLOR] [COLOR=black]"Bunun üzerine bana yaptığı hibeye şahitlik yapması için babam beni alarak Peygamberimize gittik. Durumu öğrenen Peygamberimiz:[/COLOR] [COLOR=black]"Başka çocukların var mı?' diye sordu. "Babam, 'Evet, var' dedi.[/COLOR] [COLOR=black]"Bütün çocuklarına aynı şekilde hibede bulundun mu?"[/COLOR] [COLOR=black]"Babam, 'hayır' dedi.[/COLOR] [COLOR=black]"Allah'tan korkun, çocuklarınız arasında eşit davranın.'[/COLOR] [COLOR=black]"Babam Peygamberimizin huzurundan çıktıktan sonra bana yaptığı hibeden vazgeçti."[/COLOR] [COLOR=black]Peygamberimizin kendi şahsında bu eşit davranışı daha açık görüyoruz. İlk anda basit gibi görülse dahi, [/COLOR][COLOR=black]önemli ve kalıcı bir ölçü olması bakımından şu olay çok dikkat çekici...[/COLOR] [COLOR=black]Hazret-i Ali anlatıyor:[/COLOR] [COLOR=black]"Peygamber Efendimiz bize ziyarete gelmişti. O gece bizde kaldı. Hasan ve Hüseyin de uyuyorlardı. Bir ara Hasan su istedi. Peygamberimiz hemen kalktı ve su kırbasından bir bardak su aldı, çocuğa vermek için getirmişti ki, o sırada Hüseyin de uyandı. Hüseyin bardağa uzandı ve su içmek istedi. Peygamberimiz suyu Hüseyin'e vermedi, önce Hasan'a verdi.[/COLOR] [COLOR=black]"Bunun üzerine Fatıma dayanamadı ve 'Hasan'ı Hüseyin'den çok seviyorsunuz gibi...' dedi.[/COLOR] [COLOR=black]"Peygamberimiz, 'Hayır, suyu önce Hasan istedi' buyurdular."[/COLOR] [COLOR=black]Baştan buraya kadar baktığımızda Peygamberimizin çocuklara ayrı bir önem ve değer verdiğini anlıyoruz, çocuk eğitiminde en faydalı v[I]e [/I]pratik bilgileri ondan öğreniyoruz. [/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Hz. Muhammed (s.a.v)
Peygamberimiz (s.a.v) 'in Örnek Hayatı
Peygamberimizin Çocuklara Şefkat ve Sevgisi
Üst
Alt