- Katılım
- 18 Haziran 2011
- Mesajlar
- 420
- Tepkime puanı
- 5
- Yaş
- 39

Kıssa:
Rivayet olunur ki Musa Aleyhisselâm bir gün hem hikmet-i Rabbanîyi idrak için hem de halka bunun sırrını izhar edip kalplerini itmi’nana kavuşturmak için:
“Ya Malike’l-mülk! (Ey varlık aleminin maliki!) Neden Kainat’ı ve insanı maddî ve manevî binbir nakış ile tanzîm ve tasvîf ediyor, sonra da hâk ile yeksân ediyorsun? Yâ Rabbi! Müminleri harplerde atların ayakları altında niçin çiğnetiyorsun, kullarını cehennemde niçin yakıyorsun?” diye münâcatta bulunur.
Bunun üzerine Hakk Teâlâ Cebrâil Aleyhisselam’ı göndererek ona buyurdu: “Ey Musa! Toprağa bir tohum ek de, sorduğun sualin esrarına dal!”
Musa (a.s.) ekin ekti. Ekin kemale erdi. Ve onları biçti. O sırada kulağına hâtiften bir ses geldi: “Ey Musa, niçin önce ekiyor, sonra kemale erince de biçiyorsun?”
Musa (a.s.) dedi ki:
“Ya Rabbi, ekinde hem tane, hem saman mevcud olduğu için biçtim. Çünkü tane, saman ambarına layık değildir. Saman da, buğday ambarı için zarardır. Bu ikisini karıştırmak hikmet değildir. Hikmet olan, eleyip ayırmaktır.”
Kalan hışırtıyı da yakarken Cebrâil Aleyhisselâm gelir. “Yâ Musa ne yapıyorsun?” diye sorar. “Buğday ektim, biçtim, harman yaptım. Buğdayı ambara, samanı samanlığa koydum. Hışırtıyı da yakıyorum.” diye cevap verir O zaman Cebrâil Aleyhisselâm: “Allah-u Teâlâ da işte böyle yapıyor.” buyurur.
~~~~
Hisse:
Sedef durumunda olan cesedler de birbirinden farklı olup, biri inci, diğeri de boncuk durumundadır.
Buğday, samandan ayrıldığı gibi, iyi ve kötü huyları da tefrik edip, süflilerin de terbiye ve tezkiyesi vacibtir.
Bu alem ve insan, hikmet ve esrar hazîneleri gizli kalmasın diye yaratıldı.
Çünkü Cenab-ı Hakk; “Ben gizli bir hazîne idim. Bilinmeyi arzu ettim de bu yüzden mahlûkatı yarattım.” buyurdu.
Bunu işit de, neyi kaybettiğini hatırla, kendini yaratılış hikmetine, yani kulluğa ve Hakk’a vâsıl eyle!
Hz. Mevlana