ölünün arkasından okumak

gözyaşi

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
9 Mart 2011
Mesajlar
56
Tepkime puanı
1
Ölü için okumak

Kafamı kurcalayan bir mesele hakkında ne düşündüğünüzü öğrenmek istiyorum. Bazı tarihçilerin öne sürdüğü bir iddia var. O da şu: Atalar kültü İslamiyet'ten önceki Türklerin inançlarından birisidir. Bu inanç gereğince ölen kişinin ruhu hiçbir zaman yok olmaz ve kendi yakınlarının içerisinde varlığını sürdürür. Ancak ruhun insanlara zarar verebileceği endişesi daima mevcuttur. İşte bu endişe nedeniyle insanlar ölen kişinin mezarında o şahsa bir takım hediyeler sunarlar. İslamiyet'ten önceki durum budur. Türklerin İslamiyet'e geçişleriyle birlikte bu inanç da islâmî bir kisveye bürünür. Artık müslümanların mezar yerinde ölülerin ruhlarına Kuran hediye etmesi şeklinde kendini göstermektedir.
Bu çerçevede düşünmek doğruysa:
1. Ruhuna Fatiha okumanın nasıl bir açıklaması vardır?
2. Öldükten sonra amel defterinin sadece 3 halde açık kaldığını düşünürsek okunan Yasin'lerin ölüye bir faydasının olduğunu söylemek ne kadar doğru olur?

Cevap:

Sizin verdiğiniz bilgi doğru ise eski Türklerin inançlarına göre ataların ruhu zarar vermesin diye onlara hediyeler sunuluyormuş. Bu inanç ve âdetle İslam inancı ve müslümanların ölüleri için yapıp ettikleri arasında hiçbir yakınlık ve benzerlik yoktur. Çünkü İslam inancına göre ölülerin ruhları dünyada, yaşayan yakınlarının yanında değil, berzah âlemi denilen, hem dünya hem de ahiret âlemlerinin bazı özelliklerini taşıyan bir başka âlemde, varlık boyutundadırlar. Dünyada olan yalnızca onların çürümüş cesetleridir. Bu cesetlerin gömülü olduğu kabirler, ebedi âlemdeki ruhların mekanları değildir. Berzah âleminde yaşamaya devam eden ruhlar, kabir süalini geçirdikten sonra, dünyadaki yaşantılarının bir sonucu olarak ya cehennemdekine benzer veya cennettekine benzer (aynı olmamakla beraber onları andıran) bir hayat yaşarlar.
Peki öldükten sonra onların durumlarını iyileştirecek, cezalarını azaltacak, manevî nimetlerini arttıracak bir amel yok mudur?
Vardır. Bu amel ikiye ayrılır:

1. Kendinin ve çocuklarının yaptıkları:
a) Kişinin ölmeden önce yaptıklarından devam etmekte olanlar: İnsanların istifade ettikleri yol, su, köprü, okul gibi hayırlar (sadaka-i câriye).
b) Kişinin geride bıraktığı, ondan sonra da insanların yararlanmakta oldukları ilim ve öğrenciler.
c) Çocukları ve torunlarının; ana, baba, dede, nine gibi yakınları için yaptıkları dualar, ibadetler, hayırlar, sadakalar...

2. Başkalarının yaptıkları:
Ölüye, kendi yapıp bırakarak gittiği hayırlar ile çocuklarının yaptıkları fayda verdiği gibi, diğer müminlerin onlar adına, onlar için yaptıkları bazı ibadetler ve dualar da onlara fayda verecek, berzah âleminde durumlarının iyileşmesi bakımından yararlı olacaktır.
Bir önemli fark da ölülerin ruhlarından korkmakla ilgilidir. İslam'a göre yanımızda, bizim dünyamızda olmayan ruhların bize bir zararları, kötülükleri olamaz ve onlardan korkmak için bir sebep yoktur.
Faydaları olabilir mi?
Bu konu tartışılmıştır. Allah'ın bazı kullarına, berzah âleminde iken de dünyadaki yakınlarına veya onları -Allah'ın lütuf ve yardımları için- aracı kılanlara faydalarının dokunması konusunda izin ve imkan verdiğine (şefaat, tevessül) inananlar da, inanmayanlar da vardır. Ama bu konuda, üzerinde bütün müminlerin birleştiği nokta, ne istenecekse bunun ancak Allah'tan istenebileceği, O'nun izni olmadan kimsenin kimseye şefaat edemeyeceği ve aracı olamayacağıdır. Dua Allah'a yapılacak, istenen O'ndan istenecektir; şefaat ve tevessüle inanan müminler, Allah'a yakın olduklarına inandıkları kimseleri -dualarının kabulü için- aracı yapacaklar, Allah'ın sevgili kullarından bu maksatla şefaat dileyeceklerdir.
Fâtiha, Yâsîn ve başka sureleri veya Kur'an'ın tamamını (hatim) Allah rızası için okumak bir ibadettir, bu ibadetten hasıl olan sevabı bir ölünün ruhuna bağışlamak da caizdir, bundan onun istifade edip etmeyeceği Allah'a kalmıştır.
(Bu konuda benim, Ebediyet Yolcusunu Uğurlarken isimli bir kitabım var, Diyanet Vakfı yayınlarından, onu da tavsiye ederim)..hayrettin karaman
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
Fâtiha, Yâsîn ve başka sureleri veya Kur'an'ın tamamını (hatim) Allah rızası için okumak bir ibadettir, bu ibadetten hasıl olan sevabı bir ölünün ruhuna bağışlamak da caizdir, bundan onun istifade edip etmeyeceği Allah'a kalmıştır. Bu cümledeki fikire aynen katılıyorum

Bu çok faydalı paylaşım için teşekkür ederim kardeşim. Konunu başlığına küçük bir ek yaparak konuyu sabit yaptım. Bilgi almak isteyen konuyu okur. Cevap yazmak isteyen varsa alta yazabilir. Fakat konu yeterince açık ve doğru olarak bu yazı ile açıklanmıştır.
 

hüzün

Çalışkan Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
27 Şubat 2011
Mesajlar
413
Tepkime puanı
6
Evet aynen bende katılıyorum. Artık günümüzde müslümanlar islamiyeti daha iyi anlama durumuna gelmişlerdir. bunedenle artık çok cahilden başkasının ölüden fayda beklediğini, ölünün ruhundan korktuğu için ona Kuran okuduğunu veya kendisinin ölüye bir fayda verebileceğini düşündüğünü sanmıyorum. Benim bildiğim biz müslümanlar sadece ölülerimizin ruhlarına sevap olduğu için ve belki Allahın izniyle onlara bir ferahlık olacağını düşündüğümüz için okuruz. Bu manada Ulaşıp ulaşmamasının sadece
Allah'ın izninde olduğunu bilerek okunmuş Kuranı Kerimin sevabını ölünün ruhuna hediye etmek caizdir diye düşünüyorum. Muhakkak ki Herşey Allah'ın dilemesiyle olur.
 

gözyaşi

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
9 Mart 2011
Mesajlar
56
Tepkime puanı
1
amin ecmain inşş
 

hacı anne

Süper Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
984
Tepkime puanı
16
Allah Razı Olsun Krd
 

elifgibi

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
28 Mart 2011
Mesajlar
2,125
Tepkime puanı
26
Fâtiha, Yâsîn ve başka sureleri veya Kur'an'ın tamamını (hatim) Allah rızası için okumak bir ibadettir, bu ibadetten hasıl olan sevabı bir ölünün ruhuna bağışlamak da caizdir, bundan onun istifade edip etmeyeceği Allah'a kalmıştır
ALLAH RAZI OLSUN
 
Üst Alt