Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Hz. Muhammed (s.a.v)
Efendimiz (s.a.v)'i Tanıyalım
O Pazartesi
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 13625" data-attributes="member: 3"><p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>Hayatında mühim hâdiselerin meydana geldiği pazartesi günü... Rebiülevvel ayının 12'si... Böyle bir pazartesi gününde mübarek gözlerini dünyaya açmışlardı.</strong></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Bu gün de, Resûl-i Kibriya Efendimizin bir ara hastalığı hafifleyip kendine geldi. Bu hafifliği hisseder etmez yatağından kalktı. Hazırlıklarını yaparak Mescid-i Şerife teşrif etti.</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> O sırada Ashab-ı Kiram saf bağlayıp Hz. Ebû Bekir'in arkasında sabah namazı kılıyordu. Kâinatın Efendisi, bu nurânî manzarayı görmekle son derece sevindi, hattâ tebessüm buyurdu. Kendileri de Hz. Ebû Bekir'e uyarak namazını eda etti.</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Resûl-i Ekrem Efendimizi, aralarında mütebessim bir sîma ile gören sahabîler, bütün bütün sıhhat zannıyla son derece sevindiler.1192</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Peygamber Efendimiz, Hücre-i Saadetlerinde</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Son günün sabah namazını Hz. Ebû Bekir'e uyup ashabının arasında kılarak onları sevince garkeden Fahr-i Kâinat, namazın edasından sonra yine Hücre-i Saadetine döndü. Yataklarına yattılar.</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Bu arada, Kumandan Hz. Üsame, son defa kendisiyle vedalaşmak üzere geldi.</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Resûl-i Ekrem, "</strong> <strong>Allah'ın bereketiyle artık hareket et!" buyurdu.</strong></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Emri alan Kumandan Hz. Üsame b. Zeyd, doğruca ordugâha gidip mücâhidlere hareket emrini verdi.</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Hz. Ebû Bekir 'in, İzin İsteyip Sünh 'taki Evine Gidişi</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Pazartesi günü, Hz. Ebû Bekir de, Fahr-i Kâinat Efendimizin durumunun bir ara iyileştiğini farketmişti. Bunun için huzura girip, "Yâ Resûlallah!., </strong><strong>Allah'a hamdolsun! O'nun lütuf ve keremi ile sağ salim sabaha çıktınız! Müsaade buyurursanız, Sünh'taki evime gideyim." dedi.</strong></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Resûl-i Kibriya Efendimiz, "Olur." buyurdu.</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Bunun üzerine Hz. Ebû Bekir, Sünh'taki evine gitti."94</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Müslümanlara ve Ev Halkına Son Seslenişi</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Son gün... Pazartesi günü...</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Resûl-i Kibriya Efendimizin mübarek dillerinden şu cümleler dökülüyordu:</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> "Ey insanlar!.. Karanlık gece kıtaları gibi fitneler geliyordur!</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> "Ey insanlar!.. Siz bana karşı hiçbir şeyle delil bulamazsınız; zîra ben, ancak </strong><strong>Allah'ın Kitabı Kur'ân'ın helâl kıldığını helâl, haram kıldığını da haram kıldım!</strong></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> "Ey kızım Fâtıma!.. Ey halam Safıyye!.. </strong><strong>Allah katında makbul olacak ameller işleyiniz (Bana güvenmeyiniz)! Çünkü ben, sizi Allah'ın azabından kurtaramam!"1195</strong></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Peygamberimizin, Hz. Fâtıma 'ya Söyledikleri</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Hz. Fâtıma, Resûl-i Ekrem'in hayatta kalmış olan biricik kızı idi. Kâinatın Efendisinin evlâd sevgisini kendisiyle tatmin ettiği tek evlâdı.. </strong></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Hz. Fâtımatû'z-Zehra, güzel ahlâkta, yürüyüşte, oturuşta, kalkışta Peygamber Efendimize en çok benzeyen evlâdı idi.</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Resûl-i Ekrem, hastalığının son gününde bir ara biricik kızı, güzel ahlâk ve zarafet timsâli Hz. Fâtima'yı yanına çağırdı.</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Hz. Fâtıma gelince, onu sol tarafına oturttu. Ona gizlice bir şey söyledi.</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Hz. Fâtıma'yı birden bir hüzün ve keder havası kapladı. Arkasından gözyaşları boşanmaya başladı.</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Peygamber Efendimiz, sonra yine bu güzide kızına gizlice bir şey daha söyledi. Bu sefer, biraz evvel gözyaşı döken Hz. Fâtıma, birden gülümseyip sevinmeye başladı.</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> O sırada orada bulunan Hz. Âişe, daha sonra bunun sebebini sorunca, Hz. Fâtıma şu cevabı verir:</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> "Önce bana pek yakında dünyadan ve benden ayrılacağını söyledi; bunun için ağladım! Sonra da 'Ailem içinde en evvel bana sen kavuşacaksın.' deyince de sevindim!"1196</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Son Anlar...</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Rebiülevvel ayının 12'si, Pazartesi günü... Güneş, batıya doğru kayıyordu.</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Resûl-i Kibriya Efendimizin mübarek başlan, Hz. Âişe'nin kucağında, göğsüne dayalı idi. Artık, nefes alıp vermekte güçlük çekiyordu. Dili </strong><strong>Allah'ı zikretmekle meşguldü: "Allah'ım, beni Refik-i Âlâ'ya* ulaştır!" duasını tekrarlıyordu. Bu esnada bile ümmetime irşadda bulunmaktan geri durmuyordu: "Elleri-nizdeki kölelerinize iyi davranınız! Namaza, namaza dikkat ve devam ediniz!"1197 diyordu.</strong></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Bu hazin manzara, orada bulunan Hz. Fâtıma'nın yüreğini âdeta dağlıyordu. Bir ara Resûl-i Kibriya Efendimizi bağrına bastı; "Vay, babamın çektiği ızdıraba!.." diyerek gözlerinden yaşlar boşanmaya başladı.</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Peygamber Efendimiz, "Bugünden sonra baban hiçbir ızdı-rap çekmeyecektir." buyurdu ve ilâve etti: "Kızım, sakın ağlama! Ben vefat ettiğim zaman 'İnnâ lillah ve İnnâ ileyhi raciûn.'de.""98</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Hz. Cebrail ile Hz. Azrail 'in Birlikte Gelişleri</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Resûl-i Kibriya Efendimiz, bu fânî dünyada artık son dakikalarını yaşıyordu.</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Bu esnada, Hz. Cebrail, Hz. Azrail'le geldi. Resûl-i Kibriya Efendimizin hâl ve hatırını sordu; sonra, "Ölüm meleği Azrail, içeri girmek için izninizi ister!" dedi.</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Resûl-i Kibriya Efendimiz müsaade edince, Hz. Azrail içeri girdi. Efendimizin önüne oturdu.</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> "Yâ Resûlallah!.." dedi, "Yüce </strong><strong>Allah, senin her emrine itaat etmemi bana emretti. İstersen ruhunu alacağım, istersen sana bırakacağım!"</strong></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Resûl-i Kibriya Efendimiz, Hz. Cebrail'e baktı. O da, "Yâ Resûlallah, Mele-i Âlâ seni beklemektedir!" dedi.</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Bunun üzerine, Hâtemû'1-Enbiya Efendimiz, "Yâ Azrail, gel, memuriyetini yerine getir." diye buyurdu."99</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Peygamberimizin, Rabbine Kavuşması</strong> </span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Mübarek başlan Hz. Âişe'nin kucağında, göğsüne dayalı idi. Yanında su kabı vardı. İki elini suya batırıp ıslak ellerini mübarek yüzüne sürdü. Mübarek dudaklarından "Lâ ilahe İllallah." cümlesi döküldü. Sonra ellerini yüzünden kaldırdı. Gözlerini evin tavanına dikti. "</strong> <strong>Allah'ım, Refık-i Âlâ!.." cümlesini tekrarlaya tekrarlaya 63 yaşında iken mübarek ruhu Refık-i Âlâ'ya yükseldi.1200</strong></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong> Tarih, Hicret'in 11. senesi, Rebiülevvel ayının 12'si, Pazartesi günü. Milâdî: 8 Haziran 632.</strong> </span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 13625, member: 3"] [INDENT][FONT=Arial][SIZE=3][B]Hayatında mühim hâdiselerin meydana geldiği pazartesi günü... Rebiülevvel ayının 12'si... Böyle bir pazartesi gününde mübarek gözlerini dünyaya açmışlardı.[/B][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Bu gün de, Resûl-i Kibriya Efendimizin bir ara hastalığı hafifleyip kendine geldi. Bu hafifliği hisseder etmez yatağından kalktı. Hazırlıklarını yaparak Mescid-i Şerife teşrif etti.[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] O sırada Ashab-ı Kiram saf bağlayıp Hz. Ebû Bekir'in arkasında sabah namazı kılıyordu. Kâinatın Efendisi, bu nurânî manzarayı görmekle son derece sevindi, hattâ tebessüm buyurdu. Kendileri de Hz. Ebû Bekir'e uyarak namazını eda etti.[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Resûl-i Ekrem Efendimizi, aralarında mütebessim bir sîma ile gören sahabîler, bütün bütün sıhhat zannıyla son derece sevindiler.1192[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Peygamber Efendimiz, Hücre-i Saadetlerinde[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Son günün sabah namazını Hz. Ebû Bekir'e uyup ashabının arasında kılarak onları sevince garkeden Fahr-i Kâinat, namazın edasından sonra yine Hücre-i Saadetine döndü. Yataklarına yattılar.[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Bu arada, Kumandan Hz. Üsame, son defa kendisiyle vedalaşmak üzere geldi.[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Resûl-i Ekrem, "[/B] [B]Allah'ın bereketiyle artık hareket et!" buyurdu.[/B][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Emri alan Kumandan Hz. Üsame b. Zeyd, doğruca ordugâha gidip mücâhidlere hareket emrini verdi.[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Hz. Ebû Bekir 'in, İzin İsteyip Sünh 'taki Evine Gidişi[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Pazartesi günü, Hz. Ebû Bekir de, Fahr-i Kâinat Efendimizin durumunun bir ara iyileştiğini farketmişti. Bunun için huzura girip, "Yâ Resûlallah!., [/B][B]Allah'a hamdolsun! O'nun lütuf ve keremi ile sağ salim sabaha çıktınız! Müsaade buyurursanız, Sünh'taki evime gideyim." dedi.[/B][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Resûl-i Kibriya Efendimiz, "Olur." buyurdu.[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Bunun üzerine Hz. Ebû Bekir, Sünh'taki evine gitti."94[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Müslümanlara ve Ev Halkına Son Seslenişi[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Son gün... Pazartesi günü...[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Resûl-i Kibriya Efendimizin mübarek dillerinden şu cümleler dökülüyordu:[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] "Ey insanlar!.. Karanlık gece kıtaları gibi fitneler geliyordur![/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] "Ey insanlar!.. Siz bana karşı hiçbir şeyle delil bulamazsınız; zîra ben, ancak [/B][B]Allah'ın Kitabı Kur'ân'ın helâl kıldığını helâl, haram kıldığını da haram kıldım![/B][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] "Ey kızım Fâtıma!.. Ey halam Safıyye!.. [/B][B]Allah katında makbul olacak ameller işleyiniz (Bana güvenmeyiniz)! Çünkü ben, sizi Allah'ın azabından kurtaramam!"1195[/B][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Peygamberimizin, Hz. Fâtıma 'ya Söyledikleri[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Hz. Fâtıma, Resûl-i Ekrem'in hayatta kalmış olan biricik kızı idi. Kâinatın Efendisinin evlâd sevgisini kendisiyle tatmin ettiği tek evlâdı.. [/B][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Hz. Fâtımatû'z-Zehra, güzel ahlâkta, yürüyüşte, oturuşta, kalkışta Peygamber Efendimize en çok benzeyen evlâdı idi.[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Resûl-i Ekrem, hastalığının son gününde bir ara biricik kızı, güzel ahlâk ve zarafet timsâli Hz. Fâtima'yı yanına çağırdı.[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Hz. Fâtıma gelince, onu sol tarafına oturttu. Ona gizlice bir şey söyledi.[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Hz. Fâtıma'yı birden bir hüzün ve keder havası kapladı. Arkasından gözyaşları boşanmaya başladı.[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Peygamber Efendimiz, sonra yine bu güzide kızına gizlice bir şey daha söyledi. Bu sefer, biraz evvel gözyaşı döken Hz. Fâtıma, birden gülümseyip sevinmeye başladı.[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] O sırada orada bulunan Hz. Âişe, daha sonra bunun sebebini sorunca, Hz. Fâtıma şu cevabı verir:[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] "Önce bana pek yakında dünyadan ve benden ayrılacağını söyledi; bunun için ağladım! Sonra da 'Ailem içinde en evvel bana sen kavuşacaksın.' deyince de sevindim!"1196[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Son Anlar...[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Rebiülevvel ayının 12'si, Pazartesi günü... Güneş, batıya doğru kayıyordu.[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Resûl-i Kibriya Efendimizin mübarek başlan, Hz. Âişe'nin kucağında, göğsüne dayalı idi. Artık, nefes alıp vermekte güçlük çekiyordu. Dili [/B][B]Allah'ı zikretmekle meşguldü: "Allah'ım, beni Refik-i Âlâ'ya* ulaştır!" duasını tekrarlıyordu. Bu esnada bile ümmetime irşadda bulunmaktan geri durmuyordu: "Elleri-nizdeki kölelerinize iyi davranınız! Namaza, namaza dikkat ve devam ediniz!"1197 diyordu.[/B][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Bu hazin manzara, orada bulunan Hz. Fâtıma'nın yüreğini âdeta dağlıyordu. Bir ara Resûl-i Kibriya Efendimizi bağrına bastı; "Vay, babamın çektiği ızdıraba!.." diyerek gözlerinden yaşlar boşanmaya başladı.[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Peygamber Efendimiz, "Bugünden sonra baban hiçbir ızdı-rap çekmeyecektir." buyurdu ve ilâve etti: "Kızım, sakın ağlama! Ben vefat ettiğim zaman 'İnnâ lillah ve İnnâ ileyhi raciûn.'de.""98[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Hz. Cebrail ile Hz. Azrail 'in Birlikte Gelişleri[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Resûl-i Kibriya Efendimiz, bu fânî dünyada artık son dakikalarını yaşıyordu.[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Bu esnada, Hz. Cebrail, Hz. Azrail'le geldi. Resûl-i Kibriya Efendimizin hâl ve hatırını sordu; sonra, "Ölüm meleği Azrail, içeri girmek için izninizi ister!" dedi.[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Resûl-i Kibriya Efendimiz müsaade edince, Hz. Azrail içeri girdi. Efendimizin önüne oturdu.[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] "Yâ Resûlallah!.." dedi, "Yüce [/B][B]Allah, senin her emrine itaat etmemi bana emretti. İstersen ruhunu alacağım, istersen sana bırakacağım!"[/B][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Resûl-i Kibriya Efendimiz, Hz. Cebrail'e baktı. O da, "Yâ Resûlallah, Mele-i Âlâ seni beklemektedir!" dedi.[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Bunun üzerine, Hâtemû'1-Enbiya Efendimiz, "Yâ Azrail, gel, memuriyetini yerine getir." diye buyurdu."99[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Peygamberimizin, Rabbine Kavuşması[/B] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Mübarek başlan Hz. Âişe'nin kucağında, göğsüne dayalı idi. Yanında su kabı vardı. İki elini suya batırıp ıslak ellerini mübarek yüzüne sürdü. Mübarek dudaklarından "Lâ ilahe İllallah." cümlesi döküldü. Sonra ellerini yüzünden kaldırdı. Gözlerini evin tavanına dikti. "[/B] [B]Allah'ım, Refık-i Âlâ!.." cümlesini tekrarlaya tekrarlaya 63 yaşında iken mübarek ruhu Refık-i Âlâ'ya yükseldi.1200[/B][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial][SIZE=3][B] Tarih, Hicret'in 11. senesi, Rebiülevvel ayının 12'si, Pazartesi günü. Milâdî: 8 Haziran 632.[/B] [/SIZE][/FONT][/INDENT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Hz. Muhammed (s.a.v)
Efendimiz (s.a.v)'i Tanıyalım
O Pazartesi
Üst
Alt