Merhaba
Ben daha önce bu eylül ayında evlenmeden önce burada bir konu yazmıştım. Çok dertliyim
5 Eylülde evlendim ve yukarıdaki yazıdan da görebileceğiniz gibi, sevmediğim, istemediğim biriyle evlendim. İlk 1 ay normal gibi geçse de söylediğim her güzel sözde, her bakışımda rol yaptığımı biliyordum. Sırf kimsenin kalbi kırılmasın diye bir ömür boyu rol yapmaya hazırlıyordum kendimi. Bu da beni içten içten rahatsız ediyordu.
1 ayın sonunda onun ailesiyle ilgili bir problem yaşadık ve o da ailesiyle beraber 4-5 günlüğüne yazlık evi ve şehir dışı akraba ziyaretine gitti. Bana da giderken gideceği yerleri söyledi ben de yeni problem yaşadığımız için sadece tamam dedim. O tatildeyken de ben onunla sadece bir kere mesajlaşmıştım, bir de yanındaki bir akrabasını ararken onunla da konuşmuştum. Döndüğünde zaten bayağı mesafeliydik. "Bütün söylediklerinin, yaptıklarının yalan olduğunu, beni hiç sevmediğini anladım. Bunu ömür boyu unutmayacağım" demişti. Onu sevmediğimi söylediğinde her ne kadar itiraz etsem de artık ortaya çıkmıştı, inanmıyordu.
Kendisi biraz da benim bilgisayar başında vakit geçirmeme kızıyordu ki ben de evlendiğimden beri giderek azaltıyordum bu süreyi ama yine de hiç ilgilenmememi, açmamamı istiyordu. "Bu evde pc varsa ben yokum" diyordu ve bundan sonra iyice aramız açıldı. Ben kesinlikle sesimi yükseltmiyor, kavga etmiyordum ama sırf o istedi diye de bir anda onun istediği herşeyi yapıp pc'yi de hayatımdan kesip atmıyordum. Bazı günler hiç açmıyor, bazı günler ise sadece 1-2 saat bakıyordum.
Bir akşam konuşalım dedi. "Ben bu şekilde devam edemem. Zaten ben sana bayılmıyorum sen de bana bayılmıyorsundur. Ben senin vaktini harcamayayım sen de benim vaktimi harcama. Bizde anadolu kadınları gibi gelinlikle girip kefenle çıkmak yoktur. Bu evde pc varsa ben yokum" dedi. O akşamdan itibaren zaten annesinde kalmalar, evde olduğu zaman da erkenden yatmalar, farklı odada oturup konuşmamalar başladı.
Çok geçmeden bir haftasonu annesiyle beraber bir kahvaltıya gitmişti ama bana haber vermemişti. Sabah kalktığımda evde kimse yoktu sadece ben uyurken bir mesaj atmıştı kahvaltıya gideceğine dair. O gün öğlen 2'ye kadar evde bekledim sonra da babama gittim. Akşama doğru da "Yarın evde olmanı rica ediyorum, son bir defa konuşacağız" dedim. Ertesi gün akşam eve geldiğimde evde kimse yoktu ve temel eşyalarını alıp annesine gitmişti. O akşam bayağı uzun tartıştık mesajlaşarak. İş sonunda ayrılmaya kadar geldi. Helalleşmedi bile.
Şimdi de insanlar araya girip barıştırmaya çalışıyor, vebali var diyorlar, gencecik kızı dul bırakıyorsun diyorlar ama o beni istemiyor ben de onu istemiyorum ve söylenmemesi gereken çok şeyler söylendi. Aileler de bir daha birbirinin yüzüne bile bakmaz zaten. Bunların olmasını önlemek için ne yaptıysam boşa çıktı hep kötüye gitti. Hep insanlar daha da birbirine çatmaya başladı.
Ben kendisini sevmiyorum, kendisine karşı bir istek de duymuyorum. Kendisinin de bana karşı hislerinin olmadığını bir süredir hissediyordum zaten. Mesajlaştığımız akşam da bunu söylediğimde reddetmedi. Şimdi herkes barışmamızı istiyor ama benim hiç gönlüm yok. Tek korkum, bunun ahiretteki vebali. Ne yapmalıyım? Barışsak bile yine mutsuz olacak çünkü şu an köyünde kalıyor ve orada çok mutlu. Sevdiği herkes orada, orada maneviyatı zengin bir köyde ibadetleriyle, ameliyle son derece temiz bir hayat yaşıyor ve benimleyken İstanbul'da buna o kadar imkan bulamıyor. Evlenmeden önce bile hep düşündüğüm "keşke bu kız köyünden biriyle evlenseydi de sevdiği, bildiği, alıştığı hayattan uzak kalmasaydı" diyordum kendi kendime.
Ben sadece aileler konuştu anlaştı, ben de ilk baştan büyüklerimin sözünü kıramadığım için, bana tavsiye ettikleri, iyi bir kız, takvalı bir kız dedikleri için evlendim. Keşke evlenmeseydim ama şimdi bu kızı geri çağırsam ve ömür boyu mutsuz olsa vebal değil midir? Çünkü onun istediği insan ben değilim, benim istediğim de o değil. Bunu çok açık gördük. Boşansam vebalinden azaba mı düşerim? Ne yaparım? Ne ederim? Lütfen, ayrılmak istiyorum ama zulüm etmiş olmaktan korkuyorum.
Ben daha önce bu eylül ayında evlenmeden önce burada bir konu yazmıştım. Çok dertliyim
5 Eylülde evlendim ve yukarıdaki yazıdan da görebileceğiniz gibi, sevmediğim, istemediğim biriyle evlendim. İlk 1 ay normal gibi geçse de söylediğim her güzel sözde, her bakışımda rol yaptığımı biliyordum. Sırf kimsenin kalbi kırılmasın diye bir ömür boyu rol yapmaya hazırlıyordum kendimi. Bu da beni içten içten rahatsız ediyordu.
1 ayın sonunda onun ailesiyle ilgili bir problem yaşadık ve o da ailesiyle beraber 4-5 günlüğüne yazlık evi ve şehir dışı akraba ziyaretine gitti. Bana da giderken gideceği yerleri söyledi ben de yeni problem yaşadığımız için sadece tamam dedim. O tatildeyken de ben onunla sadece bir kere mesajlaşmıştım, bir de yanındaki bir akrabasını ararken onunla da konuşmuştum. Döndüğünde zaten bayağı mesafeliydik. "Bütün söylediklerinin, yaptıklarının yalan olduğunu, beni hiç sevmediğini anladım. Bunu ömür boyu unutmayacağım" demişti. Onu sevmediğimi söylediğinde her ne kadar itiraz etsem de artık ortaya çıkmıştı, inanmıyordu.
Kendisi biraz da benim bilgisayar başında vakit geçirmeme kızıyordu ki ben de evlendiğimden beri giderek azaltıyordum bu süreyi ama yine de hiç ilgilenmememi, açmamamı istiyordu. "Bu evde pc varsa ben yokum" diyordu ve bundan sonra iyice aramız açıldı. Ben kesinlikle sesimi yükseltmiyor, kavga etmiyordum ama sırf o istedi diye de bir anda onun istediği herşeyi yapıp pc'yi de hayatımdan kesip atmıyordum. Bazı günler hiç açmıyor, bazı günler ise sadece 1-2 saat bakıyordum.
Bir akşam konuşalım dedi. "Ben bu şekilde devam edemem. Zaten ben sana bayılmıyorum sen de bana bayılmıyorsundur. Ben senin vaktini harcamayayım sen de benim vaktimi harcama. Bizde anadolu kadınları gibi gelinlikle girip kefenle çıkmak yoktur. Bu evde pc varsa ben yokum" dedi. O akşamdan itibaren zaten annesinde kalmalar, evde olduğu zaman da erkenden yatmalar, farklı odada oturup konuşmamalar başladı.
Çok geçmeden bir haftasonu annesiyle beraber bir kahvaltıya gitmişti ama bana haber vermemişti. Sabah kalktığımda evde kimse yoktu sadece ben uyurken bir mesaj atmıştı kahvaltıya gideceğine dair. O gün öğlen 2'ye kadar evde bekledim sonra da babama gittim. Akşama doğru da "Yarın evde olmanı rica ediyorum, son bir defa konuşacağız" dedim. Ertesi gün akşam eve geldiğimde evde kimse yoktu ve temel eşyalarını alıp annesine gitmişti. O akşam bayağı uzun tartıştık mesajlaşarak. İş sonunda ayrılmaya kadar geldi. Helalleşmedi bile.
Şimdi de insanlar araya girip barıştırmaya çalışıyor, vebali var diyorlar, gencecik kızı dul bırakıyorsun diyorlar ama o beni istemiyor ben de onu istemiyorum ve söylenmemesi gereken çok şeyler söylendi. Aileler de bir daha birbirinin yüzüne bile bakmaz zaten. Bunların olmasını önlemek için ne yaptıysam boşa çıktı hep kötüye gitti. Hep insanlar daha da birbirine çatmaya başladı.
Ben kendisini sevmiyorum, kendisine karşı bir istek de duymuyorum. Kendisinin de bana karşı hislerinin olmadığını bir süredir hissediyordum zaten. Mesajlaştığımız akşam da bunu söylediğimde reddetmedi. Şimdi herkes barışmamızı istiyor ama benim hiç gönlüm yok. Tek korkum, bunun ahiretteki vebali. Ne yapmalıyım? Barışsak bile yine mutsuz olacak çünkü şu an köyünde kalıyor ve orada çok mutlu. Sevdiği herkes orada, orada maneviyatı zengin bir köyde ibadetleriyle, ameliyle son derece temiz bir hayat yaşıyor ve benimleyken İstanbul'da buna o kadar imkan bulamıyor. Evlenmeden önce bile hep düşündüğüm "keşke bu kız köyünden biriyle evlenseydi de sevdiği, bildiği, alıştığı hayattan uzak kalmasaydı" diyordum kendi kendime.
Ben sadece aileler konuştu anlaştı, ben de ilk baştan büyüklerimin sözünü kıramadığım için, bana tavsiye ettikleri, iyi bir kız, takvalı bir kız dedikleri için evlendim. Keşke evlenmeseydim ama şimdi bu kızı geri çağırsam ve ömür boyu mutsuz olsa vebal değil midir? Çünkü onun istediği insan ben değilim, benim istediğim de o değil. Bunu çok açık gördük. Boşansam vebalinden azaba mı düşerim? Ne yaparım? Ne ederim? Lütfen, ayrılmak istiyorum ama zulüm etmiş olmaktan korkuyorum.