Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Güncel/Haber/Bilgi
Ne olmuş, nesi varmış at etinin
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Gönül sızım" data-source="post: 64283" data-attributes="member: 1049"><p><img src="https://www.dogruhaber.com.tr/image/haber/2013/02/22/Resim_1361526819.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></p><p></p><p><span style="color: Black">Bildiğiniz gibi Avrupa günlerdir at eti meselesiyle düşüp kalkıyor. Neymiş efendim, en azından on sekiz Avrupa ülkesine </span></p><p><span style="color: Black">dana ve sığır eti yerine at eti yedirilmiş, yapılan tahlillerde öyle çıkmış, şimdi Avrupa bununla çalkalanıyor.</span></p><p><span style="color: Black">Ne olmuş yani, ne var bunda telaşlanacak? Çok mu kötü bir şey? Nesi varmış at etinin, yeter ki bayat olmasın vesselam.</span></p><p><span style="color: Black">Yüzünüze bakıldığında bütün gözeneklerinizin dibinden dışarı fışkırırcasına yansıyan domuz etiyle zıkkımlanıp duruyorsunuz da bundan mı korkuyorsunuz? </span></p><p><span style="color: Black">Bedeninizin önemli bir bölümü, vücudunuzun tamamına yakını domuz etiyle ve domuzdan üretilen mamullerle örülmüş, </span></p><p><span style="color: Black">bina edilmiş durumdayken, bundan dolayı hiçbir korkunuz yok.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Evet, vücudunuzun katı maddelerinin büyük bir kısmını domuz eti oluştururken geri kalan sıvı bölümünü de şarap ve bira oluşturuyor. </span></p><p><span style="color: Black">Su yerine içki içiyorsunuz fakat bunlardan dolayı zerre kadar Allah’tan korkunuz yok.</span></p><p><span style="color: Black">Kısacası mutfaklarınızla, dolaplarınızla Allah’a karşı savaş ilan etmiş durumdasınız.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Sadece Avrupalılar değil, bizim insanımızın da benzer işleri vardır. Hayatının hiçbir yerinde İslam yoktur. </span></p><p><span style="color: Black">Fakat bir hocayla veya dindar birisiyle muhatap olduğu zaman eften püften sorular sorar, hiç önemli olmayan konuların </span></p><p><span style="color: Black">İslam’daki yerini sorar, böylece hayatının tamamını İslam adına birilerine onaylatmış olur.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Sahabenin son zamanlarıyla ilgili hepimizin bildiği bazı sahneler vardır. Irak’tan, Kufe’den Hacca gelenlerden bazıları Abdullah bin Ömer’i (r.a) görünce sorarlar:</span></p><p><span style="color: Black">-İhramlı iken bit veya pire öldürmenin hükmü nedir? İbn Ömer şaşkın bir şekilde cevap verir:</span></p><p><span style="color: Black">-Allah Allah, adamlar Rasûlullah (s.a.v)’in torunu Hüseyin’i hunharca katlediyorlar, onun hükmünü sormuyorlar da bitin pirenin hükmünü soruyorlar!</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Yine İslam’ın ilk yüzyıllarında geçen bir menkıbe daha anlatılır. Bugünkü Tunus civarında oranın kralı mı dersiniz, küçük bir padişahı mı dersiniz bir şehri ziyaret eder. </span></p><p><span style="color: Black">İsteyerek veya istemeyerek bütün halk onu karşılamaya çıkar. Herkes yoluna dizildiği halde ilerde bir adamın sırtını kalabalığa dönmüş ve olup bitenle hiç ilgilenmediği görülür. </span></p><p><span style="color: Black">Padişah bu adamın kim olduğunu sorar, Yahya isimli o şehrin meczubu olduğunu öğrenince kalabalıktan sıyrılarak atını bu meczubun yanına sürer. </span></p><p><span style="color: Black">Halk tedirgin olur ve olup bitecekleri korkuyla izlemeye başlar. Padişah atından iner ve kendisine hiç eyvallah etmeyen meczubun karşısına geçer:</span></p><p><span style="color: Black">-Size bir şey sormak istiyorum. Müslüman bir erkeğin ipek giyinmesinin hükmü nedir, der.</span></p><p><span style="color: Black">Meczup cevap vermek istemediğini belirtse de padişah ısrar eder ve elleriyle de üzerindeki ipeğe işaret eder. </span></p><p><span style="color: Black">Meczup Yahya, epeyce sustuktan sonra yavaş yavaş konuşur.</span></p><p><span style="color: Black">-Bir köpek düşünün. Akşama kadar nerede bir leş bulsa onu yer, yediği içtiği leştir, vücudu tıka basa leşle doludur. </span></p><p><span style="color: Black">Fakat bu köpek idrarını yaparken üzerime sıçramasın diye ayağını havaya kaldırır.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Sonra padişahın gözünün içine baka baka devam eder sözlerine:</span></p><p><span style="color: Black">-Bıre zalim, vücudun baştan sona haramla dolu, zavallı halktan aldığın zoraki vergilerle beslenip duruyorsun.</span></p><p><span style="color: Black">Yediğin haram, içtiğin haram, için dışın haram. Gelmişsin bana ipek elbisenin hükmünü soruyorsun, der.</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Arkasını döner ve kimseye bakmadan şehrin dışına doğru yol almaya başlar. Kalabalık ağzı ayrılmış bir şekilde olup bitenleri izler, ortalık buz keser. </span></p><p><span style="color: Black">Herkesi bir korku alır ki padişah şimdi emredecek ve bu adamın boynu vurulacak. Fakat korkmayın, bu olayın sonu hiç de tahmin edemeyeceğiniz bir şekilde noktalanır. </span></p><p><span style="color: Black">Padişah şaşkın bir şekilde gitmekte olan adamı birazcık seyrettikten sonra, üzerindeki elbiseleri olduğu yerde çıkararak meczup Yahya’nın peşine takılır </span></p><p><span style="color: Black">ve giderken ağzından çıkan son söz şu olur:</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">-Kendinize bir padişah bulun, ben gidiyorum. Yani demek istediğimiz odur ki ey Avrupa, ey emperyalist batı! Söyle Allah aşkına, </span></p><p><span style="color: Black">senin boğazından geçenlerin hangisi helâldir ki?</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Yıllar yılı içtiğiniz Müslüman kanı değil midir? Afrika’nın kanı değil midir? Dünya mazlumlarının alın teri değil midir?</span></p><p><span style="color: Black">Boğazınızdan inenlerin önemli bir kısmı mazlumların lokması değil de nedir?</span></p><p><span style="color: Black"></span></p><p><span style="color: Black">Şimdi boş yere at eti yiyoruz diye paniklemeyin. Yediklerinizin içinde yine en iyisi at etidir, yeter ki fazla bayat olmasın. </span></p><p><span style="color: Black">Fakat bu atlar da hırsızlıksa, başkalarının gasp edilmiş atlarıysa yine hapı yuttunuz demektir. </span></p><p><span style="color: Black">Mehmed Göktaş</span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Gönül sızım, post: 64283, member: 1049"] [IMG]https://www.dogruhaber.com.tr/image/haber/2013/02/22/Resim_1361526819.jpg[/IMG] [COLOR="Black"]Bildiğiniz gibi Avrupa günlerdir at eti meselesiyle düşüp kalkıyor. Neymiş efendim, en azından on sekiz Avrupa ülkesine dana ve sığır eti yerine at eti yedirilmiş, yapılan tahlillerde öyle çıkmış, şimdi Avrupa bununla çalkalanıyor. Ne olmuş yani, ne var bunda telaşlanacak? Çok mu kötü bir şey? Nesi varmış at etinin, yeter ki bayat olmasın vesselam. Yüzünüze bakıldığında bütün gözeneklerinizin dibinden dışarı fışkırırcasına yansıyan domuz etiyle zıkkımlanıp duruyorsunuz da bundan mı korkuyorsunuz? Bedeninizin önemli bir bölümü, vücudunuzun tamamına yakını domuz etiyle ve domuzdan üretilen mamullerle örülmüş, bina edilmiş durumdayken, bundan dolayı hiçbir korkunuz yok. Evet, vücudunuzun katı maddelerinin büyük bir kısmını domuz eti oluştururken geri kalan sıvı bölümünü de şarap ve bira oluşturuyor. Su yerine içki içiyorsunuz fakat bunlardan dolayı zerre kadar Allah’tan korkunuz yok. Kısacası mutfaklarınızla, dolaplarınızla Allah’a karşı savaş ilan etmiş durumdasınız. Sadece Avrupalılar değil, bizim insanımızın da benzer işleri vardır. Hayatının hiçbir yerinde İslam yoktur. Fakat bir hocayla veya dindar birisiyle muhatap olduğu zaman eften püften sorular sorar, hiç önemli olmayan konuların İslam’daki yerini sorar, böylece hayatının tamamını İslam adına birilerine onaylatmış olur. Sahabenin son zamanlarıyla ilgili hepimizin bildiği bazı sahneler vardır. Irak’tan, Kufe’den Hacca gelenlerden bazıları Abdullah bin Ömer’i (r.a) görünce sorarlar: -İhramlı iken bit veya pire öldürmenin hükmü nedir? İbn Ömer şaşkın bir şekilde cevap verir: -Allah Allah, adamlar Rasûlullah (s.a.v)’in torunu Hüseyin’i hunharca katlediyorlar, onun hükmünü sormuyorlar da bitin pirenin hükmünü soruyorlar! Yine İslam’ın ilk yüzyıllarında geçen bir menkıbe daha anlatılır. Bugünkü Tunus civarında oranın kralı mı dersiniz, küçük bir padişahı mı dersiniz bir şehri ziyaret eder. İsteyerek veya istemeyerek bütün halk onu karşılamaya çıkar. Herkes yoluna dizildiği halde ilerde bir adamın sırtını kalabalığa dönmüş ve olup bitenle hiç ilgilenmediği görülür. Padişah bu adamın kim olduğunu sorar, Yahya isimli o şehrin meczubu olduğunu öğrenince kalabalıktan sıyrılarak atını bu meczubun yanına sürer. Halk tedirgin olur ve olup bitecekleri korkuyla izlemeye başlar. Padişah atından iner ve kendisine hiç eyvallah etmeyen meczubun karşısına geçer: -Size bir şey sormak istiyorum. Müslüman bir erkeğin ipek giyinmesinin hükmü nedir, der. Meczup cevap vermek istemediğini belirtse de padişah ısrar eder ve elleriyle de üzerindeki ipeğe işaret eder. Meczup Yahya, epeyce sustuktan sonra yavaş yavaş konuşur. -Bir köpek düşünün. Akşama kadar nerede bir leş bulsa onu yer, yediği içtiği leştir, vücudu tıka basa leşle doludur. Fakat bu köpek idrarını yaparken üzerime sıçramasın diye ayağını havaya kaldırır. Sonra padişahın gözünün içine baka baka devam eder sözlerine: -Bıre zalim, vücudun baştan sona haramla dolu, zavallı halktan aldığın zoraki vergilerle beslenip duruyorsun. Yediğin haram, içtiğin haram, için dışın haram. Gelmişsin bana ipek elbisenin hükmünü soruyorsun, der. Arkasını döner ve kimseye bakmadan şehrin dışına doğru yol almaya başlar. Kalabalık ağzı ayrılmış bir şekilde olup bitenleri izler, ortalık buz keser. Herkesi bir korku alır ki padişah şimdi emredecek ve bu adamın boynu vurulacak. Fakat korkmayın, bu olayın sonu hiç de tahmin edemeyeceğiniz bir şekilde noktalanır. Padişah şaşkın bir şekilde gitmekte olan adamı birazcık seyrettikten sonra, üzerindeki elbiseleri olduğu yerde çıkararak meczup Yahya’nın peşine takılır ve giderken ağzından çıkan son söz şu olur: -Kendinize bir padişah bulun, ben gidiyorum. Yani demek istediğimiz odur ki ey Avrupa, ey emperyalist batı! Söyle Allah aşkına, senin boğazından geçenlerin hangisi helâldir ki? Yıllar yılı içtiğiniz Müslüman kanı değil midir? Afrika’nın kanı değil midir? Dünya mazlumlarının alın teri değil midir? Boğazınızdan inenlerin önemli bir kısmı mazlumların lokması değil de nedir? Şimdi boş yere at eti yiyoruz diye paniklemeyin. Yediklerinizin içinde yine en iyisi at etidir, yeter ki fazla bayat olmasın. Fakat bu atlar da hırsızlıksa, başkalarının gasp edilmiş atlarıysa yine hapı yuttunuz demektir. Mehmed Göktaş[/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Güncel/Haber/Bilgi
Ne olmuş, nesi varmış at etinin
Üst
Alt