- Katılım
- 22 Şubat 2011
- Mesajlar
- 9,107
- Tepkime puanı
- 81
NAZARGÂH-İ İLÂHÎ:
Allahü teâlânın nazar ettiği (baktığı) yer.
Allah adamlarının kalbleri, Hakk'ın nazargâhıdır.
O kalblere girmiş olanlara da, o nazardan nasîb erişir. (Ali Râmitenî) Sakın terk-i edebden kûy-i mahbûb-i Hüdâ'dır bu, Nazargâh-ı İlâhîdir Makâm-ı Mustafâ'dır bu.
(Nâbi)
NAZARİYYE:
Bir veya birkaç hipotez (faraziye) ile, birçok hâdiseleri îzâh ederek ve bunlardan yeni hâdiselere vararak ve bu hâdiseleri tecrübe ile inceleyerek görülen hipotez.
Hipotez, aynı sebeblerle îzâh edilen çeşitli hâdiselerin hepsini birden îzâh edebilec ek umûmî bir fikirdir.
Müslümanlık nazariyyeler dîni değil, amelî bir dindir.
İslâmiyet, insanın rahîm ve gafûr (merhametli ve affedici) olan, doğru yolu gösteren Allahü teâlâya kendini teslim etmesi demektir. (Muhammed Emîn)
Allahü teâlânın nazar ettiği (baktığı) yer.
Allah adamlarının kalbleri, Hakk'ın nazargâhıdır.
O kalblere girmiş olanlara da, o nazardan nasîb erişir. (Ali Râmitenî) Sakın terk-i edebden kûy-i mahbûb-i Hüdâ'dır bu, Nazargâh-ı İlâhîdir Makâm-ı Mustafâ'dır bu.
(Nâbi)
NAZARİYYE:
Bir veya birkaç hipotez (faraziye) ile, birçok hâdiseleri îzâh ederek ve bunlardan yeni hâdiselere vararak ve bu hâdiseleri tecrübe ile inceleyerek görülen hipotez.
Hipotez, aynı sebeblerle îzâh edilen çeşitli hâdiselerin hepsini birden îzâh edebilec ek umûmî bir fikirdir.
Müslümanlık nazariyyeler dîni değil, amelî bir dindir.
İslâmiyet, insanın rahîm ve gafûr (merhametli ve affedici) olan, doğru yolu gösteren Allahü teâlâya kendini teslim etmesi demektir. (Muhammed Emîn)