- Katılım
- 25 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 7,319
- Tepkime puanı
- 118
Milyarlarca yıl sonra, bir vasıta ulaştı Ay yüzüne
Ve bir avuç kum alıp, getirdi dünyamıza
Bu bir avuç kumun, hangi zamanda ve içinde bulundukları çölün neresinden alınacağını bilmiyordu o koca gezegendeki her bir kum tanesi Bir avuç kum tanesinin her biri bir avucun içindeydiler işte ve bir avuç kum ile birlikte yükseliyorlardı zeminden Bu, nasıl bir şanstı, ve ne büyük bir seçilmişlikti
Her biri bir tanedir her bir kum tanesinin
Peki hangi biri bir tanedir her bir kum tanesinin?
Anlatayım:
Bana bir çöl adı söyle, hadi!
Tepesindeki kızgın güneş, her gün aynı yönden gelip; bir rende gibi sürtüne sürtüne üzerinden geçerken mekânı yontuyor olsun ve sanki zaman da ufalanmış, zerreler halinde yere serilmiş olsun
Sen, işte o çölden bir avuç kum alacaksın;
Çöl bilmeden ve bilmeden hiçbir kum tanesi
Ne sen, ne çöl ve hatta zaman bile "zamanını" bilmeden!
Üstelik, sanki bütün bir gökyüzünün altına serilmiş olan bu kum denizinin "neresinden" alacağını bilmeden
Uçuşup duran tanelerden bir avuç kum yakalıyor, şöyle bir sıkıyorsun
Çoğunun yanından geçiyor elin, onlara değerek veya değmeden
Pek çoğu ise akıyor yere, açtığın zaman avucunu; ve üflüyor yel, bir kısmı da o zaman savruluyor
Bazıları, tenindeki neme sımsıkı yapışıyorlar, kalmak için direniyorlar parmaklarının arasında; bir kısmı, sadece bir kısmı!
İşte sen, ve ben;
Meçhule düşmemeye çalışan bu taneciklere benziyoruz, öyle değil mi?
Nar tanem, nur tanem Kum tanem;
Akıl almaz bir belirsizliğin içinden seçilmek ve bu seçilmişliği idrak etmek kolay mı?
Sen ve ben;
Bir ufuktan bir ufka yayılan kızgın çöldeki birer kum tanesiyken; bir serin avuçta buluşmak nimetine nasıl şükredebiliriz
Sevdâ; zamânın bittiği yerde başlar!
Muammer Erkul
Ve bir avuç kum alıp, getirdi dünyamıza
Bu bir avuç kumun, hangi zamanda ve içinde bulundukları çölün neresinden alınacağını bilmiyordu o koca gezegendeki her bir kum tanesi Bir avuç kum tanesinin her biri bir avucun içindeydiler işte ve bir avuç kum ile birlikte yükseliyorlardı zeminden Bu, nasıl bir şanstı, ve ne büyük bir seçilmişlikti
Her biri bir tanedir her bir kum tanesinin
Peki hangi biri bir tanedir her bir kum tanesinin?
Anlatayım:
Bana bir çöl adı söyle, hadi!
Tepesindeki kızgın güneş, her gün aynı yönden gelip; bir rende gibi sürtüne sürtüne üzerinden geçerken mekânı yontuyor olsun ve sanki zaman da ufalanmış, zerreler halinde yere serilmiş olsun
Sen, işte o çölden bir avuç kum alacaksın;
Çöl bilmeden ve bilmeden hiçbir kum tanesi
Ne sen, ne çöl ve hatta zaman bile "zamanını" bilmeden!
Üstelik, sanki bütün bir gökyüzünün altına serilmiş olan bu kum denizinin "neresinden" alacağını bilmeden
Uçuşup duran tanelerden bir avuç kum yakalıyor, şöyle bir sıkıyorsun
Çoğunun yanından geçiyor elin, onlara değerek veya değmeden
Pek çoğu ise akıyor yere, açtığın zaman avucunu; ve üflüyor yel, bir kısmı da o zaman savruluyor
Bazıları, tenindeki neme sımsıkı yapışıyorlar, kalmak için direniyorlar parmaklarının arasında; bir kısmı, sadece bir kısmı!
İşte sen, ve ben;
Meçhule düşmemeye çalışan bu taneciklere benziyoruz, öyle değil mi?
Nar tanem, nur tanem Kum tanem;
Akıl almaz bir belirsizliğin içinden seçilmek ve bu seçilmişliği idrak etmek kolay mı?
Sen ve ben;
Bir ufuktan bir ufka yayılan kızgın çöldeki birer kum tanesiyken; bir serin avuçta buluşmak nimetine nasıl şükredebiliriz
Sevdâ; zamânın bittiği yerde başlar!
Muammer Erkul