- Katılım
- 25 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 7,319
- Tepkime puanı
- 118

Namaz tevazu ve duadır
“Namaz tevâzudur, yalvarmadır, günahtan pişmanlıktır ve ellerini kaldırıp “Allah’ım!” diye yakarmadır Kim böyle yapmazsa namazı ek------” ( Tirmizi, Salat, 166)
Namaz duâdır Namaz kılan bütün organlarıyla Allah’a duâ ederken âzâları âdetâ dil kesilir Kul, bütün âzâlarının katıldığı bir lisan ile gönülden duâ edince duâsına icâbet edilmesi bir vaad-i ilâhîdir.
Nitekim Allah Teâlâ “ Bana duâ edin ki Ben duânıza icâbet edeyim” (Gafir, 40/60) buyurmaktadır Bu âyet-i kerimede mutlak bir duâ emri var Mutlak emir, gönülden duânın, şartsız kabûlüne delildir.
Kime duâ ettiğinin şuûrunda olan bir kul, duâ edince perdeler açılır ve dileği yerine getirilmek üzere “divân-ı ilâhî” ye iletilir.
Tasavvuf ricâline göre namaz divân-ı ilâhîde durmaktır Nitekim Cüneyd Bağdâdî’ye sordular:
- Namazın farzı nedir? O şu karşılığı verdi:
-Dünya ile bağları koparmak, dikkati toplayarak divân-ı ilâhîde durmak Bu sözün anlamı şudur:
Namazda beden seccâdede, akıl divân-ı ilâhîde olmalı, kalb huşû, âzâlar huzû ve huzûr ile dolmalı
Ailem Dergisi