Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Dini Sözlük
M...
Mütevatir Hadis. Müteveffa. Mütevelli. Mütteki. Müvakkit.
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 13300" data-attributes="member: 3"><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><strong>MÜTEVÂTİR HADÎS:</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Birçok sahâbînin Resûl-i ekremden ve başka birçok kimsenin de bunlardan işittiği ve kitaba yazılıncaya kadar, böyle hep, çok kimselerin haber verdiği hadîs-i şerîfler. (Bkz. Hadîs) </span></span></p><p> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: Blue"><strong>MÜTEVEFFÂ:</strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: Blue">Vefât etmiş. Ölmüş kimse. (Bkz. Ölüm) </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: Blue">Müteveffânın bıraktığı maldan, önce borçları ödenmelidir. Borçları ödenmedikçe, rûhu iyiler derecesine kavuşamaz. Zevcesine vaktiyle ödemediği mehr yâni nikâh parası da borcudur.Daha sonra günâh olmayan vasiyetleri yerine getirilir. (Seyyid Abdülhakîm-i Arvâsî) </span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><strong>MÜTEVELLÎ:</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Bir vakfın işlerini şer'î (dînî) hükümler ve vakf şartları dâiresinde idâre etmek üzere, vakfeden veya hâkim tarafından tâyin edilen kimse. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Mahalle câmisinin gelirini toplaması, tâmirini, masraflarını idâre etmesi için mahalle halkının bir mütevellî tâyin etmesi câiz ve lâzımdır. (İbn-i Âbidîn) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Vakf eden kimse bir mütevellî tâyin edip, malı buna teslim eder. Bir vakfın bir nâzırı ve bir mütevellîsi olsa, mütevellî, nâzırın haberi olmadan bir şey yapamaz. (İbn-i Âbidîn) </span></span></p><p> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Blue">MÜTTEKÎ:</span></strong><span style="color: Blue"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: Blue">Takvâ sâhibi. Allahü teâlâdan korkup, haramlardan, dinde yasak edilen şeylerden sakınan. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: Blue">Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: Blue">Azâbıma dilediğim kimseyi uğratırım. Merhâmetim, her şeyi kaplamıştır. Bu rahmetim (âhirette) , müttekîlere, zekâtlarını verenlere ve bizim âyetlerimize îmân edenleredir. (A'râf sûresi: 166) </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: Blue">Bir kimse, tehlikeli olan şeyin korkusundan dolayı, tehlikesiz şeyden sakınmadıkça müttekî olamaz! (Hadîs-i şerîf-Kimyây-ı Seâdet) </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: Blue">Müttekî âlim ile namaz kılan, bir peygamber ile kılmış gibidir. (Hadîs-i şerîf-İbn-i Âbidîn) </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: Blue">Mütekkîlerin verâ'ı; harâm ve şüpheli olmayan fakat, helâl olup, şüpheli veya harâma sebeb olmak korkusu olan şeylerden sakınmaktır. (İmâm-ı Gazâlî) </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: Blue">Bir kimsenin cimrilik huyu ile öfke duygusu körelmedikçe, müttekî sınıfına geçemez. (Bekr bin Abdullah Müzenî) </span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><strong>MÜVAKKİT:</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Eskiden İslâm devletlerinde namaz vakitlerini ve bunlarla ilgili âletleri kullanan, tâmirini ve ayarını yapan vazîfeli kimse. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">İslâm devletlerinde câmi ve mescidler, İslâmiyet'in ilk zamanlarından beri ilim merkeziydiler. Müvakkit adı verilen me'murlar, câminin hemen yanındaki müvakkithâne denilen yerlerde kalırlardı. Müvakkithâneler, zamanlarında tatbîki (uygulamalı) olarak astronomi eğitimi yapan birer okuldular. Müvakkit inceleme, tatbik ve hesaplamada kullandığı, usturlap, güneş saati, rubu' tahtası, kıble nümâ (pusula) ve saat gibi âletleri kullanır, ayar ve tâmirlerini çok iyi bilirdi. Bugün radyo ve televizyonla belli zamanlarda saat ayarı verilerek bütün saatlerde berâberlik sağlanmaktadır. Zamandaki berâberliği eskiden muvakkitler hesaplayıp îlân ederek sağlıyorlardı. Büyük şehirlerde herkesin görebileceği şekilde meydanlara konan saat kuleleri bu sebebden yapılmıştı. (Yeni Rehber Ansiklopedisi) </span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 13300, member: 3"] [FONT=Verdana][SIZE=2][B]MÜTEVÂTİR HADÎS:[/B] Birçok sahâbînin Resûl-i ekremden ve başka birçok kimsenin de bunlardan işittiği ve kitaba yazılıncaya kadar, böyle hep, çok kimselerin haber verdiği hadîs-i şerîfler. (Bkz. Hadîs) [COLOR=Blue][B]MÜTEVEFFÂ:[/B] Vefât etmiş. Ölmüş kimse. (Bkz. Ölüm) Müteveffânın bıraktığı maldan, önce borçları ödenmelidir. Borçları ödenmedikçe, rûhu iyiler derecesine kavuşamaz. Zevcesine vaktiyle ödemediği mehr yâni nikâh parası da borcudur.Daha sonra günâh olmayan vasiyetleri yerine getirilir. (Seyyid Abdülhakîm-i Arvâsî) [/COLOR] [B]MÜTEVELLÎ:[/B] Bir vakfın işlerini şer'î (dînî) hükümler ve vakf şartları dâiresinde idâre etmek üzere, vakfeden veya hâkim tarafından tâyin edilen kimse. Mahalle câmisinin gelirini toplaması, tâmirini, masraflarını idâre etmesi için mahalle halkının bir mütevellî tâyin etmesi câiz ve lâzımdır. (İbn-i Âbidîn) Vakf eden kimse bir mütevellî tâyin edip, malı buna teslim eder. Bir vakfın bir nâzırı ve bir mütevellîsi olsa, mütevellî, nâzırın haberi olmadan bir şey yapamaz. (İbn-i Âbidîn) [B] [COLOR=Blue]MÜTTEKÎ:[/COLOR][/B][COLOR=Blue] Takvâ sâhibi. Allahü teâlâdan korkup, haramlardan, dinde yasak edilen şeylerden sakınan. Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki: Azâbıma dilediğim kimseyi uğratırım. Merhâmetim, her şeyi kaplamıştır. Bu rahmetim (âhirette) , müttekîlere, zekâtlarını verenlere ve bizim âyetlerimize îmân edenleredir. (A'râf sûresi: 166) Bir kimse, tehlikeli olan şeyin korkusundan dolayı, tehlikesiz şeyden sakınmadıkça müttekî olamaz! (Hadîs-i şerîf-Kimyây-ı Seâdet) Müttekî âlim ile namaz kılan, bir peygamber ile kılmış gibidir. (Hadîs-i şerîf-İbn-i Âbidîn) Mütekkîlerin verâ'ı; harâm ve şüpheli olmayan fakat, helâl olup, şüpheli veya harâma sebeb olmak korkusu olan şeylerden sakınmaktır. (İmâm-ı Gazâlî) Bir kimsenin cimrilik huyu ile öfke duygusu körelmedikçe, müttekî sınıfına geçemez. (Bekr bin Abdullah Müzenî) [/COLOR] [B]MÜVAKKİT:[/B] Eskiden İslâm devletlerinde namaz vakitlerini ve bunlarla ilgili âletleri kullanan, tâmirini ve ayarını yapan vazîfeli kimse. İslâm devletlerinde câmi ve mescidler, İslâmiyet'in ilk zamanlarından beri ilim merkeziydiler. Müvakkit adı verilen me'murlar, câminin hemen yanındaki müvakkithâne denilen yerlerde kalırlardı. Müvakkithâneler, zamanlarında tatbîki (uygulamalı) olarak astronomi eğitimi yapan birer okuldular. Müvakkit inceleme, tatbik ve hesaplamada kullandığı, usturlap, güneş saati, rubu' tahtası, kıble nümâ (pusula) ve saat gibi âletleri kullanır, ayar ve tâmirlerini çok iyi bilirdi. Bugün radyo ve televizyonla belli zamanlarda saat ayarı verilerek bütün saatlerde berâberlik sağlanmaktadır. Zamandaki berâberliği eskiden muvakkitler hesaplayıp îlân ederek sağlıyorlardı. Büyük şehirlerde herkesin görebileceği şekilde meydanlara konan saat kuleleri bu sebebden yapılmıştı. (Yeni Rehber Ansiklopedisi) [/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Dini Sözlük
M...
Mütevatir Hadis. Müteveffa. Mütevelli. Mütteki. Müvakkit.
Üst
Alt