Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Dini Sözlük
M...
Mu'tekif. Mu'temed. Mu'temir. Mû'tezile. Mu'ti.
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 13210" data-attributes="member: 3"><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: Magenta"><strong>MU'TEKİF:</strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: Magenta">İ'tikâf eden. Bir yere çekilip ibâdetle meşgûl olan. (Bkz. Îtikâf) </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: Magenta">Mu'tekif, kalbini dünyâ düşüncesinden ayırıp kendini Allahü teâlâya teslim ederek hak dergâhına sığınmış ve şeytanın ve nefsin mekrinden (aldatmasından) Allahü teâlânın himâyesine girmiş ve lisân-ı hâl (hâl dili) ile "Rabbim beni mağfiret etmedikçe b u kapıdan ayrılmam" demiş olur. (Zihni Efendi) </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: Magenta">Mu'tekif, ibâdet yerinden ancak ihtiyâç için çıkar. Çünkü zarûret, mecbûrî ihtiyâcı sebebiyle çıkmaya izin vardır. (Molla Hüsrev)</span> </span></span></p><p> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><strong>MU'TEMED:</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">1. Sözüne güvenilir kimse. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Hudeybiye günü, Tebük ve Buvat gazâlarında ve daha pekçok yerde, susuzluk baş gösterince, Peygamber efendimizin mübârek parmaklarından fışkıran sudan Eshâb-ı kirâm içip susuzluklarını gidermişlerdir. Bu mûcizeler, çok sağlam rivâyetlerde mu'temed (güvenilir) siyer âlimleri tarafından ittifakla (sözbirliği ile) bildirilmiştir. (Zerkânî) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Müslüman, mu'temed insandır. Emânete hıyânet etmez. Eliyle diliyle kimseye eziyet etmez. (Seâdet-i Ebediyye) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">2. Müctehîd âlimlerin dînî bir mevzûdaki sözlerinden esas alınan kavl (söz), ictihad. </span></span></p><p> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: Magenta"><strong>MU'TEMİR:</strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: Magenta">Ömre yapan. (Bkz. Ömre) </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: Magenta">Mu'temir, mîkât denilen yerde ihrâm giyerken; "Yâ Rabbî! Ben ömre yapmak istiyorum. Bunu bana kolay ve kabûl eyle diye duâ eder ve telbiye (Lebbeyk Allahümme Lebbeyk...) okur. (M. Zihni Efendi)</span> </span></span></p><p> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><strong>MU'TEZİLE (Mûtezile):</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Hicrî ikinci asırda Vâsıl bin Atâ tarafından kurulan ve aklı, nakilden yâni dînî delillerden önde tutan bozuk fırka. "Büyük günâh işleyen kimse ne kâfirdir, ne de mü'mindir, iki menzile (yer) arasında bir menzilededir (yerdedir)" diyen Vâsıl bin Atâ, hocası Hasen-ül-Basrî'nin ders halkasından ayrıldığı için ayrılanlar mânâsına Mûtezile adı verilmiştir. Bu fırkaya Kaderiyye de denir. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Mûtezile fırkası, aklın güzel veya çirkin demesini esas tutuyor. Allahü teâlânın yarattığı şeylerin güzel veya çirkin olmasının seçimini akla bırakıyor. Güzel olduğu akıl ile anlaşılanları Allahü teâlâ yaratmağa mecbûrdur diyor. Allahü teâlânın insan aklının güzel dediği şeyleri yaratmağa mecbûr olduğunu söylemek kadar çirkin bozuk söz yoktur. (Abdullah-ı Süveydî) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Cebriyye fırkasının ikinci kısmı olan Cehmiyye ile Mûtezile fırkası mîrâc yoktur, mîrâc rüyâdır dedi. Zamânımızda Mûtezile fırkasını taklîd edenler çoğalmaktadır. (Muhammed Rebhâmî) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Eski felsefecilerden bir kısmı, mû'tezile fırkasının çoğu ve zındıklar; cin ve şeytanlara inanmadı. "Cin; zekî, dâhi insan demektir. Şeytanlar da kötü kimselerdir demektir" dediler. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Mûtezile fırkasında olanlar insan dilediği işi kendi yaratır dediler. Kazâ ve kaderi inkâr ettiler. (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî) </span></span></p><p> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: Magenta"><strong>MU'TÎ (El-Mu'tî):</strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: Magenta">Veren, ihsân eden mânâsına Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (ism-i şerîflerinden). </span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 13210, member: 3"] [FONT=Verdana][SIZE=2][COLOR=Magenta][B]MU'TEKİF:[/B] İ'tikâf eden. Bir yere çekilip ibâdetle meşgûl olan. (Bkz. Îtikâf) Mu'tekif, kalbini dünyâ düşüncesinden ayırıp kendini Allahü teâlâya teslim ederek hak dergâhına sığınmış ve şeytanın ve nefsin mekrinden (aldatmasından) Allahü teâlânın himâyesine girmiş ve lisân-ı hâl (hâl dili) ile "Rabbim beni mağfiret etmedikçe b u kapıdan ayrılmam" demiş olur. (Zihni Efendi) Mu'tekif, ibâdet yerinden ancak ihtiyâç için çıkar. Çünkü zarûret, mecbûrî ihtiyâcı sebebiyle çıkmaya izin vardır. (Molla Hüsrev)[/COLOR] [B]MU'TEMED:[/B] 1. Sözüne güvenilir kimse. Hudeybiye günü, Tebük ve Buvat gazâlarında ve daha pekçok yerde, susuzluk baş gösterince, Peygamber efendimizin mübârek parmaklarından fışkıran sudan Eshâb-ı kirâm içip susuzluklarını gidermişlerdir. Bu mûcizeler, çok sağlam rivâyetlerde mu'temed (güvenilir) siyer âlimleri tarafından ittifakla (sözbirliği ile) bildirilmiştir. (Zerkânî) Müslüman, mu'temed insandır. Emânete hıyânet etmez. Eliyle diliyle kimseye eziyet etmez. (Seâdet-i Ebediyye) 2. Müctehîd âlimlerin dînî bir mevzûdaki sözlerinden esas alınan kavl (söz), ictihad. [COLOR=Magenta][B]MU'TEMİR:[/B] Ömre yapan. (Bkz. Ömre) Mu'temir, mîkât denilen yerde ihrâm giyerken; "Yâ Rabbî! Ben ömre yapmak istiyorum. Bunu bana kolay ve kabûl eyle diye duâ eder ve telbiye (Lebbeyk Allahümme Lebbeyk...) okur. (M. Zihni Efendi)[/COLOR] [B]MU'TEZİLE (Mûtezile):[/B] Hicrî ikinci asırda Vâsıl bin Atâ tarafından kurulan ve aklı, nakilden yâni dînî delillerden önde tutan bozuk fırka. "Büyük günâh işleyen kimse ne kâfirdir, ne de mü'mindir, iki menzile (yer) arasında bir menzilededir (yerdedir)" diyen Vâsıl bin Atâ, hocası Hasen-ül-Basrî'nin ders halkasından ayrıldığı için ayrılanlar mânâsına Mûtezile adı verilmiştir. Bu fırkaya Kaderiyye de denir. Mûtezile fırkası, aklın güzel veya çirkin demesini esas tutuyor. Allahü teâlânın yarattığı şeylerin güzel veya çirkin olmasının seçimini akla bırakıyor. Güzel olduğu akıl ile anlaşılanları Allahü teâlâ yaratmağa mecbûrdur diyor. Allahü teâlânın insan aklının güzel dediği şeyleri yaratmağa mecbûr olduğunu söylemek kadar çirkin bozuk söz yoktur. (Abdullah-ı Süveydî) Cebriyye fırkasının ikinci kısmı olan Cehmiyye ile Mûtezile fırkası mîrâc yoktur, mîrâc rüyâdır dedi. Zamânımızda Mûtezile fırkasını taklîd edenler çoğalmaktadır. (Muhammed Rebhâmî) Eski felsefecilerden bir kısmı, mû'tezile fırkasının çoğu ve zındıklar; cin ve şeytanlara inanmadı. "Cin; zekî, dâhi insan demektir. Şeytanlar da kötü kimselerdir demektir" dediler. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî) Mûtezile fırkasında olanlar insan dilediği işi kendi yaratır dediler. Kazâ ve kaderi inkâr ettiler. (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî) [COLOR=Magenta][B]MU'TÎ (El-Mu'tî):[/B] Veren, ihsân eden mânâsına Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (ism-i şerîflerinden). [/COLOR][/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Dini Sözlük
M...
Mu'tekif. Mu'temed. Mu'temir. Mû'tezile. Mu'ti.
Üst
Alt