MÜŞRİKLERİN DURUMU SEZMELERİ! - Bölüm-6

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
Medineli İlk Müslümanlar ve Akabe Biatları Bölüm-6
MÜŞRİKLERİN DURUMU SEZMELERİ!

Bîat, gecenin karanlığında, çağırılanların dışında kimsenin göremeyeceği tenha bir yerde cereyan etmişti.

Buna rağmen, bîat biter bitmez kulaklarına bir ses geldi: "Ey Kureyş!.. Muhammed ile atalarının dininden çıkmış Medineliler, sizinle savaşmak için toplanıp sözleştiler!"

Gecenin karanlık ve sükûtunu yırtan bu ses kimindi ve nereden geliyordu? Herkesi bir merak ve telâş sardı.

Bu ses, Münebbih b. Haccac'ın sesine benziyordu. Resûli Ekrem, "Derhâl konak yerlerinize dönünüz!" emrini verdi.

O sırada Medineli Abbas b. Ubade, "Yâ Resûlallah İstersen sabah olur olmaz kılıçlarımızı kınından sıyırır ve Mina'da bulunan halkın üzerine yürür, onları kılıçtan geçiririz!" diyerek konuştu.

Ancak, Resûli Ekrem, henüz sabır silâhım kullanmakla vazifeliydi. Şöyle buyurdular:
"Hayır, hayır... Bize henüz bu şekilde hareket etmemiz emrolunmadı. Hepiniz yerlerinize dönünüz."380
Bunun üzerine, Medineliler konak yerlerine döndüler.

Sabah olunca, durumu sezmiş bulunan Kureyşli müşrikler, kendilerince mahiyeti henüz meçhul bulunan hâdiseyi tam öğrenmek üzere tahkike başladılar. Kendileri gibi putperest olan Medinelilerden sordular. Ancak, onların böyle bir meseleden haberleri olmadığından dolayı yemin ederek, "Böyle bir şey olmadı. Biz, böyle bir şey bilmiyoruz." dediler.

Medineli Müslümanlar ise, doğru yolun sükût olduğunu düşünerek, tek kelime konuşmuyorlardı!

Kureyşli müşrikler, bu sefer Abdullah b. Übey b. SelüPe gidip sordular. O da aynı şekilde, "Bu, büyük bir iştir! Böyle bir şey olmamıştır! Söylenenler boş lâf olsa gerek! Kavmim, bana böyle bir şey danışmadı. Onlar, Yesrib'te iken bana danışmadan hiçbir iş yapmazlardı." dedi.

Bunun üzerine Kureyşli müşrikler, Medineli putperestlerin bu hususta herhangi bir bilgileri olmadığı kanaatine vardılar.

Şayet Resûli Ekrem Efendimiz, "Bu işi sizden başkasına duyurmayın." dememiş olsaydı ve Medineli Müslümanlar da bu işi müşrik hemşehrilerinden gizlememiş olsalardı, elbette bu olay Mekkeli müşriklere onlar tarafından duyurulacak ve kuvvetli ihtimalle orada Müslümanların başına büyük bir gaile açılacaktı. Belki de, Medine'ye henüz açılmış bulunan İslâmiyet için büyük bir mâni ortaya çıkacaktı.

Hacc mevsimi sona erince, Medineli Müslümanlar da yurtlarına geri dönmek üzere yola koyuldular.

Medineli Müslümanların Mekke'den ayrılışlarından az zaman sonra, müşrikler böyle bir anlaşmanın cereyan etmiş olduğunu öğrendiler. Derhâl Müslümanları takibe koyuldular. Ancak Medineliler çoktan o civardan uzaklaşmış bulunuyorlardı. Sâdece iki kişiyi yakalayabildiler: Sa'd b. Ubade ve Münzir b. Amr... Bu iki zât her nasılsa Medine kafilesinden geri kalmışlardı. Daha sonra Münzir Hazretleri bir yolunu bulup ellerinden kurtuldu. Müşrikler, sâdece Sa'd b. Ubade'yi Mekke'ye getirdiler ve âdeta hınçlarını bu sahabîden almak istercesine kendisine eza ve işkencelerde bulundular. Sonunda, Sa'd b. Ubade Hazretleri, kendisini daha önceden tanıyan ve Medine'den geçerken evinde misafir olan iki müşrik tarafından himayeye alınarak bu eziyet ve işkencelerden kurtuldu.

Yurtlarına dönen Medineli Müslümanlar, artık dört gözle muhacirleri ve Resûli Zîşan Efendimizin yolunu bekliyorlardı!

362 İbn-i Hişam, Sîre, c. 2, s. 70; Ibn-i Sa'd, Tabakat, c. 1, s. 217; Taberî, Tarih c. 2, s. 234.
363 ibn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 70; ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 217; Taberî, A.g.e., c. 2, s. 234.
364 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 71; Taberî, A.g.e., c. 2, s. 234.
365 ibn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 71; Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 218-219; Taberî, A.g.e., c. 2, s. 234-235.
366 ibn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 75-76; Taberî, Tarih, c. 2, s. 235.
367 Doç. Dr. Salih Tuğ, İslâm Vergi Hukukunun Ortaya Çıkışı, s. 27 (Ank. 1963).
368 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 75-76; Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 2, s. 220; Taberî, A.g.e., c. 2, s. 235.
369 ibn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 73; Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 220.
370 Ibn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 76; Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 220.
371 İbn-i Hişam, Sîre, c. 2, s. 77-78; Ibn-i Sa'd, Tabakat, c. 3, s. 420; Taberî, Tarih, c. 2, s. 236.
373 İbn-i Hişam, Sîre, c. 2, s. 83-84; ibn-i Sa'd, Tabakat, c. 1, s. 221; Taberî, Tarih, c. 2, s. 228.
376 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 97; Halebî, A.g.e., c. 2, s. 175.
377 Ibn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 85; Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 222; Taberî, Tarih,c. 2, s. 239; ibn-i Seyyid, Uyûnû'l-Eser, c. 1, s. 164; Halebî, İnsanû'l-Uyun,c. 2, s. 176-177.
378 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 86-87; Ibni-i Seyyid, A.g.e., c. 1, s. 164.
379 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 88; Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 223.
380 ibn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 90; ibn-i Sa'd, Tabakat, c. 1, s. 223.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt