Musallâ. Musalli. Musavvir. Mûsevî.

Ekrem

Yönetici-Admin
Yönetici
Süper Mod
Üyemiz
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
9,111
Tepkime puanı
81
MUSALLÂ:
Namaz kılınan yer. Namazgâh.
Eğer imâm, insanlar ile berâber bayram namazını musallâda kılsa, her ne kadar safların arasında açık veya genişçe yer olsa da, hepsinin namazları câiz olur denilmiştir. Çünkü musallâ, insanlar için namazın edâsı (yerine getirilmesi) hakkında mescid ( namaz kılınacak yer, küçük câmi) hükmündedir. (Kâdihân)
Pâdişâh olsan da derler "er kişi niyyetine". Var, musallâda yatan mevtâya bak da ibret al! (İslâm Ahlâkı)

Musallâ Taşı:
Namazının kılınması için, cenâzelerin üzerine konduğu taş.
Cenâze musallâ taşına konduğunda, imâm efendi; sultan da olsa, bey de olsa, paşa da olsa er kişi niyetine diye namaz kıldırır. (M. Sıddîk Gümüş)

MUSALLÎ:
Namaz kılan, beş vakit namazına devâm eden.
Musallînin yukarısında veya karşısında veya sağ ve sol ve arka tarafları hizâsında hayvan, insan resmi bulunması, üstünde veya elbisesinde insan veya hayvan resmi bulundurması mekruhtur. (İbn-i Âbidîn)
Musallîye bir kimse selâm verdikte musallînin eliyle veya başıyla selâma cevap vermesi mekruhtur. (İbn-i Âbidîn)
Musallî mü'min vefâtında güleryüzlü, nûrlu ve parlak yüzlü olur. (Abdülhakîm-i Arvâsî)

MUSAVVİR (El-Musavvir):
Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (ism-i şerîflerinden). En güzel sûrette şekil veren.
Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
O Allahü teâlâ hâlıktır (varlıkları yaratandır) , bârîdir (var edendir) , musavvirdir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nun şânını yüceltmektedirler. O, azîzdir, hakîmdir yâni gâlib olan O'dur, her şeyi hikmeti üzere yapandır) . (Haşr sûresi: 24)

MÛSEVÎ:
Mûsâ aleyhisselâmın bildirdiği hak dîne inanan ve bu dîne tâbi olan kimse. (Bkz.Mûsevîlik)
Allahü teâlâ, Mûsevîlik dînini İsrâiloğullarına ve Mısır'ın yerli halkı olan kıbtîlere gönderdi. Kıbtîler, Mûsevîlik dînini kabûl etmedikleri gibi kabûl eden İsrâiloğullarına da zulm ve işkence yaptılar. Mûsâ aleyhisselâm Mûsevîleri alarak Mısır'dan çıkardı. Böylece Fir'avn'ın ve kıbtîlerin zulmünden kurtardı. Mûsâ aleyhisselâmdan ve diğer İsrâil peygamberlerinden sonra Mûsevîlik dîni değiştirildi. Kısmen bozulmuş olan Mûsevîlik zamanla asıl hüviyetini tamâmen kaybetti. Hattâ bugün dünyâda yahûdî olarak kalmış olan on beş milyon kadar insandan hakîki Mûsevîlik dînine ve onun kitâbı olan hakîki Tevrât'a inanan kimsenin kalmadığını ilmî kaynaklar bildirmektedir. (M. Sıddîk Gümüş)
 
Üst Alt