Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Hz. Muhammed (s.a.v)
Hadis-i Şerifler
Münakaşanın zararları
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ömr-ü diyar" data-source="post: 11902" data-attributes="member: 376"><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong>Münakaşanın zararları</strong></span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong></strong>İtiraz etmeyi âdet haline getirmek, “Hayır öyle değildir” demek, çok çirkindir. Mesela, biri, (Havanın sıcaklığı 25 derece) dese, buna, (Hayır 30 dan aşağı değil) demek, onun sözüne itirazdır. Çünkü böyle söylemek, (Sen bilmiyorsun, bu işten sen anlamazsın, sen ahmaksın, ben akıllı ve bilgiliyim) demektir. Bu ise, kendini büyük görüp, başkalarına hücum etmektir. Lüzum yokken, karşımızdaki şahsın kusurlarını bulup kendisine göstermek günahtır. Çünkü onun hatasını söylemekle üzmüş ve kalbini kırmış oluruz. Zaruretsiz incitmek haramdır. Böyle hususlarda başkasının hatasını söylemek gerekmez. Susmak ise imanın kemalini gösterir. Malik bin Enes hazretleri, (Tartışmanın dinde yeri yoktur. Tartışma kalbleri katılaştırır, kin ve nefret doğurur) buyurdu. (Çok sevdiğin sadık bir dostunu, tartışarak bir defacık kızdır, ondan sonra başına gelecek felaketi gör) demişlerdir.</span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'">Bir insanın hiç günahı olmasa, insanları doğru yola davet ediyorum diye tartışmaya girse, bu hareketi günah olarak ona yeter. İtirazı, tartışmayı huy edinen kimse mürüvvetsiz olur. </span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'">İmam-ı Gazali hazretleri, (Ancak şöhret için uğraşan, tartışmayı sever. Şöhret ise afettir) buyurdu. Münakaşa, dostun dostluğunu azaltır, düşmanın düşmanlığını artırır. Salih mümin kibirli olmaz, vakar sahibidir, dünya işlerinde kolaylık gösterir. Din işlerinde sağlam olur. Hiç münakaşa etmez!</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'">Kötü ile münakaşa etme, seni üzer. </span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'">Halim ile münakaşa etme, sana küser.</span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'">Enes bin Malik hazretleri bildiriyor: Biz bir gün dini bir konuda tartışırken, Resulullah efendimiz yanımıza geldi. Bize öyle öfkelenmişti ki, hiç böylesini görmemiştik. Buyurdu ki: </span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong>(Bırakın tartışmayı! Sizden öncekiler sırf bunun yüzünden helak oldu. Tartışmanın faydası yoktur, tartışma zararlıdır. Mümin münakaşa etmez. Münakaşa edene şefaat etmem.)</strong> [Taberani] </span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'">Haklı olduğu halde tartışmayı terk etmek, haksız olduğu halde, tartışmayı terk etmekten daha zordur. Bu bakımdan haklı olduğu halde münakaşayı terk etmek daha çok sevaptır. </span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'">Dostlar arasındaki kin ateşini körükleyen münakaşadır. Münakaşa, karşıdaki insanı cahil yerine koymak, sen bilmezsin, ben bilirim demektir. Cahillikle suçlanan herkes az veya çok kızar. Hadis-i şerifte, <strong>(Allahü teâlânın en çok buğzettiği kul, tartışmada ileri gidendir)</strong> buyurulmaktadır. Münakaşa, dostların azalmasına, hasımların çoğalmasına sebep olur. Hasan-ı Basri hazretleri buyurdu ki: </span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'">(Bin kişinin dostluğuna, bir kişinin düşmanlığını satın alma!) </span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'">Münakaşa, kendisinin akıl, fazilet ve ilimde üstünlüğünü ispata çalışmaktır. Bu ise karşıdakini cehalet ve ahmaklıkla itham etmektir. Bu da düpedüz düşmanlıktır. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: </span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong>(Münakaşa etmeyen, kimseyi incitmeyen kimse Cennete girer.) </strong>[Tirmizi]<strong> </strong></span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong></strong></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong>(Konuşurken itiraz etmeyene veya haklı olduğu halde, münakaşayı terk edene, Cennette bir köşk verilir.) </strong>[Taberani]<strong> </strong></span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong></strong></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong>(Haklı da olsa, münakaşayı terk etmeyen, hakiki imana kavuşamaz.)</strong> [İbni Ebiddünya] </span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"></span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong>(Mücadelede ısrar edeni Allahü teâlâ sevmez.) </strong>[Buhari]<strong> </strong></span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong></strong></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong>(Fitnesinden emin olunmayan mücadeleyi terk ediniz.) </strong>[Taberani]</span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"></span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"></span></span></span></span><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong>Dört grup insan vardır</strong></span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong></strong>Bilgi yönünden insanlar dört gruba ayrılır:</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'">1- Bildiğini bilen,</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'">2- Bildiğini bilmeyen,</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'">3- Bilmediğini bilen,</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'">4- Bilmediğini bilmeyen.</span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong></strong></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong>Bildiğini bilen: </strong>Böyle kimseler makbuldür. Kendinden emindir. Cesurdur, bir çok işi başarır. Bir arkadaş var. Bilgisayar dahil, “Her aleti çalıştırabilirim, çünkü bunu da benim gibi bir insan yapmıştır” diyor ve kendinden emin olduğu için de başarabiliyor. </span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong></strong></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong>Bildiğini bilmeyen: </strong>Böyle kimseler ikaza muhtaçtır. Çekingendir. Ben bu işi başaramam diye korkar. Gerekli ikaz yapıldığında o işi rahat başarır. Mesela yine bir arkadaşım var. Bilgisayardan anlamam, o bana konuşmaz dedi. Yanına bir otur dedim, patlar, çatlar diye cesaret edemedi. Israr ettim, “Bunun bilgi ile, kültür ile ilgisi yok. Azıcık cesaret yeter” dedim. Şimdi bilgisayarı rahat kullanıyor.</span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong></strong></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong>Bilmediğini bilen: </strong>Böyle kimseler haddini bilir. Her şeye burnunu sokmaz. Kendi işi ile meşgul olur. Böyle kimseler her zaman takdir görür.</span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong></strong></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong>Bilmediğini bilmeyen: </strong>Böyle kimseler hem kendine, hem topluma zarar verir. Hem bilmez, hem de bilmediğini bilmez. Yani hem kel, hem foduldur. Her şeye burnunu sokar. Burnu da pislikten kurtulmaz.</span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'">Kendileri ile ilişki kurmak yönünden insanlar dörde ayrılır:</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'">1- Tavşan pisliği gibi olanlar.</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'">2- Gıda [besin] gibi olanlar.</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'">3- İlaç gibi olanlar</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'">4- Hastalık gibi olanlar.</span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong></strong></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong>Tavşan pisliği gibi olanlar:</strong> Ne kokar, ne bulaşır. Hiç kimseye yararı ve zararı dokunmaz. Varlıkları ile yoklukları arasında fark olmayan kimselerdir.</span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong></strong></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong>Gıda gibi olanlar:</strong> Herkesin her zaman ihtiyaç duyduğu kimselerdir. Böyle kimseleri arayıp bulmalı, bulunca da, kaybetmemek için gerekli tedbirleri almalıdır.</span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong></strong></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong>İlaç gibi olanlar:</strong> Ancak ihtiyaç zamanında işe yararlar. Böyle kimseleri de ihmal etmemelidir.</span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong></strong></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong>Hastalık gibi olanlar: </strong>Bu tip insanlara hiç ihtiyaç olmaz. Fakat, kendileri insanlara musallat olurlar, bulaşırlar. Bunlardan kurtulmak için, müdara etmek gerekir.</span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"></span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong>Münakaşa etmek dostluğu giderir</strong></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong>Sual:</strong> Bazı kimseleri dini konuda ikna edemiyorum. Ne yapayım?</span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong>CEVAP</strong></span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong></strong>Ehil olmayan kimselerle, dini sohbet yapmamalı, uygun olanlara kitaptan okumalı, hiç kimseye din üzerinde, kendi görüşünü söylememeli, münakaşadan da uzak durmalıdır! Uygun insanlara, ehl-i sünnet âlimlerinin kıymetli kitaplarından vermeli, kendini aradan çekmelidir. </span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"></span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong>Hatasını kabul etmek fazilettir </strong></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong>Sual:</strong> İnsan hatalı da olsa hatasını kabul etmiyor. Hatamı kabul edebilmem için ne yapmam gerekir?</span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong>CEVAP</strong></span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"><strong></strong>İnsanın nefsi, daima kendini haklı çıkarmaya çalışır. Bir işte, hatalı olup olmadığımızı anlamamız belki biraz zordur. Hadis-i şerifte, kendimize yapılmasını uygun bulmadığımız bir şeyi, başkasına da yapmamamız, kendimize uygun gördüğümüz şeyi, mümin kardeşimize de uygun görmemiz emredilmektedir. Bir hadisede hemen kendimizi, karşımızdaki şahsın yerine koymalıyız. (Onun yerine ben olsaydım, ne yapardım?) diye düşünmeliyiz. Böyle düşünmek, hadisenin üzücü neticelenmesine mani olur.</span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'"></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'">Bir genç anlattı:</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Georgia'">"Benden yaşlı biri, bir hadiseden dolayı, beni nerede yakalasa dövecekti. Öyle bir köşeye sıkışmıştım ki, nereye kaçsam yakalayabilirdi. Doğru yanına gittim, özür dileyecektim. Daha yanına varır varmaz (Kollarımı kırdın. Aman diyene kılıç çekilmez) dedi. Hatamı kabul ederek yanına gittiğim için onun hatamı affederek büyüklük göstermekten başka çaresi kalmadı. Ben de dayaktan kurtulmuş oldum."</span></span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ömr-ü diyar, post: 11902, member: 376"] [SIZE=3][COLOR=DarkRed][FONT=Times New Roman][FONT=Georgia][B]Münakaşanın zararları [/B]İtiraz etmeyi âdet haline getirmek, “Hayır öyle değildir” demek, çok çirkindir. Mesela, biri, (Havanın sıcaklığı 25 derece) dese, buna, (Hayır 30 dan aşağı değil) demek, onun sözüne itirazdır. Çünkü böyle söylemek, (Sen bilmiyorsun, bu işten sen anlamazsın, sen ahmaksın, ben akıllı ve bilgiliyim) demektir. Bu ise, kendini büyük görüp, başkalarına hücum etmektir. Lüzum yokken, karşımızdaki şahsın kusurlarını bulup kendisine göstermek günahtır. Çünkü onun hatasını söylemekle üzmüş ve kalbini kırmış oluruz. Zaruretsiz incitmek haramdır. Böyle hususlarda başkasının hatasını söylemek gerekmez. Susmak ise imanın kemalini gösterir. Malik bin Enes hazretleri, (Tartışmanın dinde yeri yoktur. Tartışma kalbleri katılaştırır, kin ve nefret doğurur) buyurdu. (Çok sevdiğin sadık bir dostunu, tartışarak bir defacık kızdır, ondan sonra başına gelecek felaketi gör) demişlerdir. Bir insanın hiç günahı olmasa, insanları doğru yola davet ediyorum diye tartışmaya girse, bu hareketi günah olarak ona yeter. İtirazı, tartışmayı huy edinen kimse mürüvvetsiz olur. İmam-ı Gazali hazretleri, (Ancak şöhret için uğraşan, tartışmayı sever. Şöhret ise afettir) buyurdu. Münakaşa, dostun dostluğunu azaltır, düşmanın düşmanlığını artırır. Salih mümin kibirli olmaz, vakar sahibidir, dünya işlerinde kolaylık gösterir. Din işlerinde sağlam olur. Hiç münakaşa etmez! Kötü ile münakaşa etme, seni üzer. Halim ile münakaşa etme, sana küser. Enes bin Malik hazretleri bildiriyor: Biz bir gün dini bir konuda tartışırken, Resulullah efendimiz yanımıza geldi. Bize öyle öfkelenmişti ki, hiç böylesini görmemiştik. Buyurdu ki: [B](Bırakın tartışmayı! Sizden öncekiler sırf bunun yüzünden helak oldu. Tartışmanın faydası yoktur, tartışma zararlıdır. Mümin münakaşa etmez. Münakaşa edene şefaat etmem.)[/B] [Taberani] Haklı olduğu halde tartışmayı terk etmek, haksız olduğu halde, tartışmayı terk etmekten daha zordur. Bu bakımdan haklı olduğu halde münakaşayı terk etmek daha çok sevaptır. Dostlar arasındaki kin ateşini körükleyen münakaşadır. Münakaşa, karşıdaki insanı cahil yerine koymak, sen bilmezsin, ben bilirim demektir. Cahillikle suçlanan herkes az veya çok kızar. Hadis-i şerifte, [B](Allahü teâlânın en çok buğzettiği kul, tartışmada ileri gidendir)[/B] buyurulmaktadır. Münakaşa, dostların azalmasına, hasımların çoğalmasına sebep olur. Hasan-ı Basri hazretleri buyurdu ki: (Bin kişinin dostluğuna, bir kişinin düşmanlığını satın alma!) Münakaşa, kendisinin akıl, fazilet ve ilimde üstünlüğünü ispata çalışmaktır. Bu ise karşıdakini cehalet ve ahmaklıkla itham etmektir. Bu da düpedüz düşmanlıktır. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: [B](Münakaşa etmeyen, kimseyi incitmeyen kimse Cennete girer.) [/B][Tirmizi][B] (Konuşurken itiraz etmeyene veya haklı olduğu halde, münakaşayı terk edene, Cennette bir köşk verilir.) [/B][Taberani][B] (Haklı da olsa, münakaşayı terk etmeyen, hakiki imana kavuşamaz.)[/B] [İbni Ebiddünya] [B](Mücadelede ısrar edeni Allahü teâlâ sevmez.) [/B][Buhari][B] (Fitnesinden emin olunmayan mücadeleyi terk ediniz.) [/B][Taberani] [/FONT][/FONT][/COLOR][/SIZE][SIZE=3][COLOR=DarkRed][FONT=Times New Roman][FONT=Georgia][B]Dört grup insan vardır [/B]Bilgi yönünden insanlar dört gruba ayrılır: 1- Bildiğini bilen, 2- Bildiğini bilmeyen, 3- Bilmediğini bilen, 4- Bilmediğini bilmeyen. [B] Bildiğini bilen: [/B]Böyle kimseler makbuldür. Kendinden emindir. Cesurdur, bir çok işi başarır. Bir arkadaş var. Bilgisayar dahil, “Her aleti çalıştırabilirim, çünkü bunu da benim gibi bir insan yapmıştır” diyor ve kendinden emin olduğu için de başarabiliyor. [B] Bildiğini bilmeyen: [/B]Böyle kimseler ikaza muhtaçtır. Çekingendir. Ben bu işi başaramam diye korkar. Gerekli ikaz yapıldığında o işi rahat başarır. Mesela yine bir arkadaşım var. Bilgisayardan anlamam, o bana konuşmaz dedi. Yanına bir otur dedim, patlar, çatlar diye cesaret edemedi. Israr ettim, “Bunun bilgi ile, kültür ile ilgisi yok. Azıcık cesaret yeter” dedim. Şimdi bilgisayarı rahat kullanıyor. [B] Bilmediğini bilen: [/B]Böyle kimseler haddini bilir. Her şeye burnunu sokmaz. Kendi işi ile meşgul olur. Böyle kimseler her zaman takdir görür. [B] Bilmediğini bilmeyen: [/B]Böyle kimseler hem kendine, hem topluma zarar verir. Hem bilmez, hem de bilmediğini bilmez. Yani hem kel, hem foduldur. Her şeye burnunu sokar. Burnu da pislikten kurtulmaz. Kendileri ile ilişki kurmak yönünden insanlar dörde ayrılır: 1- Tavşan pisliği gibi olanlar. 2- Gıda [besin] gibi olanlar. 3- İlaç gibi olanlar 4- Hastalık gibi olanlar. [B] Tavşan pisliği gibi olanlar:[/B] Ne kokar, ne bulaşır. Hiç kimseye yararı ve zararı dokunmaz. Varlıkları ile yoklukları arasında fark olmayan kimselerdir. [B] Gıda gibi olanlar:[/B] Herkesin her zaman ihtiyaç duyduğu kimselerdir. Böyle kimseleri arayıp bulmalı, bulunca da, kaybetmemek için gerekli tedbirleri almalıdır. [B] İlaç gibi olanlar:[/B] Ancak ihtiyaç zamanında işe yararlar. Böyle kimseleri de ihmal etmemelidir. [B] Hastalık gibi olanlar: [/B]Bu tip insanlara hiç ihtiyaç olmaz. Fakat, kendileri insanlara musallat olurlar, bulaşırlar. Bunlardan kurtulmak için, müdara etmek gerekir. [B]Münakaşa etmek dostluğu giderir Sual:[/B] Bazı kimseleri dini konuda ikna edemiyorum. Ne yapayım? [B]CEVAP [/B]Ehil olmayan kimselerle, dini sohbet yapmamalı, uygun olanlara kitaptan okumalı, hiç kimseye din üzerinde, kendi görüşünü söylememeli, münakaşadan da uzak durmalıdır! Uygun insanlara, ehl-i sünnet âlimlerinin kıymetli kitaplarından vermeli, kendini aradan çekmelidir. [B]Hatasını kabul etmek fazilettir Sual:[/B] İnsan hatalı da olsa hatasını kabul etmiyor. Hatamı kabul edebilmem için ne yapmam gerekir? [B]CEVAP [/B]İnsanın nefsi, daima kendini haklı çıkarmaya çalışır. Bir işte, hatalı olup olmadığımızı anlamamız belki biraz zordur. Hadis-i şerifte, kendimize yapılmasını uygun bulmadığımız bir şeyi, başkasına da yapmamamız, kendimize uygun gördüğümüz şeyi, mümin kardeşimize de uygun görmemiz emredilmektedir. Bir hadisede hemen kendimizi, karşımızdaki şahsın yerine koymalıyız. (Onun yerine ben olsaydım, ne yapardım?) diye düşünmeliyiz. Böyle düşünmek, hadisenin üzücü neticelenmesine mani olur. Bir genç anlattı: "Benden yaşlı biri, bir hadiseden dolayı, beni nerede yakalasa dövecekti. Öyle bir köşeye sıkışmıştım ki, nereye kaçsam yakalayabilirdi. Doğru yanına gittim, özür dileyecektim. Daha yanına varır varmaz (Kollarımı kırdın. Aman diyene kılıç çekilmez) dedi. Hatamı kabul ederek yanına gittiğim için onun hatamı affederek büyüklük göstermekten başka çaresi kalmadı. Ben de dayaktan kurtulmuş oldum."[/FONT][/FONT][/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Hz. Muhammed (s.a.v)
Hadis-i Şerifler
Münakaşanın zararları
Üst
Alt