Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Dini Sözlük
M...
Mülk.
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 13242" data-attributes="member: 3"><p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><strong>MÜLK:</strong></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> 1. Sâhib olunan; insanın başkasının rızâsını ve iznini almadan kullanmağa hakkı olan şey. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Mülk maldır veya malın kendi değil, yalnız menfaatidir. Bir kimsenin her malı meselâ atı, onun mülküdür. Fakat her mülkü, meselâ kirâcının evi, malı değildir. (Ali Haydar Efendi) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Ganîmet (savaşta düşmandan ele geçen mal), dâr-ı İslâm'a (İslâm memleketine) nakledildikten sonra askerin hakkı olursa da, taksim edilmeden önce, mülk olmaz ve askerin bu hakkını mülk olmadan önce satması câiz olmaz. (İbn-i Âbidîn) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Hizmet karşılığı alınacak ücreti, maaş çekini, bonosunu teslim almadan önce satmak câiz değildir. Ücret, hak edilmiş ise de, kabz edilmemiş (ele alınmamış, ele geçmemiş), mülk olmamıştır. (İbn-i Âbidîn) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Süleymân aleyhisselâm bir seyâhatinde, sağında-solunda insanlar ve cinler, ardında orduları olduğu ve kuşlar da başı üzerinde gölge ettikleri hâlde giderken, İsrâiloğullarından bir âbide (ibâdet edene) uğradı. Âbid; "Ey Dâvûd'un oğlu! Allahü teâlâ sa na muazzam bir mülk vermiştir" dedi. Süleymân aleyhisselâm âbidi dinledikten sonra; "Kıyâmet günü mü'minin defterinde, bir tesbîhin (zikr, Allahü teâlâyı ve büyüklüğünü anmanın) yazılı olması, Dâvûd'un oğlu Süleymân'a verilen bu mülkten daha kıymetlidir. Zîrâ Süleymân'ın bu mülkü kaybolur gider, fakat o tesbîhin mükâfâtı kaybolmaz" buyurdu. (İmâm-ı Gazâlî) Mal sâhibi, mülk sâhibi, Hani bunun ilk sâhibi? Mal da yalan, mülk de yalan, Var biraz da sen oyalan. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">(Yûnus Emre) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">2. Tasarruf, saltanat, kudret. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Allahü teâlâ, âyet-i kerîmelerde meâlen buyuruyor ki: </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Bütün mülk elinde bulunan Allahü teâlânın şânı ne yücedir! O, her şeye hakkiyle kâdirdir (gücü yetendir) . (Mülk sûresi: 1) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">O, geceyi gündüzün içine sokuyor, gündüzü gecenin içine sokuyor. Güneşi ve Ay'ı (insanoğlunun istifâdesine) tâbi ve bağlı kılmıştır. Bunlardan herbiri muayyen bir vakte (kıyâmete) kadar akıp gidiyor (dolaşıp duruyor) . İşte bunları yapan Allah'tır, sizin Rabbinizdir. Mülk O'nundur. O'nu bırakıp taptıklarınız (putlar) ise, bir hurma çekirdeğinin zarına bile mâlik olamazlar. (Fâtır sûresi: 13) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">O gün onlar (kabirlerinden dışarı) çıkarlar. Onların hâl ve amellerinden hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz, (Allahü teâlâ şöyle buyurur): "Bugün mülk kimindir?" (Hiç kimse buna cevâb veremez. Yine Allahü teâlâ kendi kendine buyurur); "Vâhid (bir olan) ve Kahhâr olan (her şeye gâlib gelen) cenâb-ı Allah'ındır. (Mü'min sûresi: 16) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Süleymân aleyhisselâm; "Yâ Rabbî! Benden sonra kimseye nasîb etmeyeceğin bir mülkü bana ihsân eyle!" diyerek, melik ve emir olmak istemiştir. (Muhammed Hâdimî) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Mûsâ aleyhisselâm, Fir'avn'a; "Îmân et, mülk ve saltanatın sende kalsın" dedi. Fir'avn da; "Hâmân ile görüşeyim" dedi. Hâmân; "Nasıl olur! Aramızda tapılan bir rab iken, şimdi ibâdet eden bir kul mu olacaksın?" dedi. Böylece, Allah'a kul ve Mûsâ aley hisselâma ümmet olmaktan istinkâf etti (yüz çevirdi, vazgeçti). (İmâm-ı Gazâlî) </span></span></p><p> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Mülk Sûresi:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Kur'ân-ı kerîmin altmış yedinci sûresi. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Mülk sûresi Mekke-i mükerremede nâzil oldu (indi). Otuz âyet-i kerîmedir. İlk âyet-i kerîmede geçen el-Mülk kelimesinden dolayı, sûreye, Sûret-ül-Mülk denilmiştir. Ayrıca Tebâreke, Münciye, Mâni'a, Vâkı'a adları ile de anılır. Sûrede; hayâtın ve ölüm ün yaratılış sebebi, âlemdeki kusursuz nizam, müşriklerin (Cenâb-ı Hakk'a ortak koşanların) âhiretteki acıklı durumu, Allahü teâlânın gizli-açık her şeye vâkıf olduğu anlatılmaktadır. (İbn-i Abbâs, Taberî, Râzî) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Allahü teâlâ Mülk sûresinde meâlen buyuruyor ki: </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Sırât-ı müstekîm (İslâmiyet'in gösterdiği doğru yol) üzere gidenle, gözleri âmâ olup yüzüstüne gittiği yolu bilmiyen aynı mıdır? (Âyet: 22) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Mülk sûresi kötülüklerden engelleyici ve kurtarıcıdır. Kabir azâbından koruyucudur. (Hadîs-i şerîf-Tirmizî) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Her gece Mülk sûresini okuyanı Allahü teâlâ kabir azâbından korur. (Hadîs-i şerîf-Nesâî) </span></span></p><p> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Mülk Şirketi:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">İki veya daha çok kimsenin, mîrâs veya hediye sûreti ile veya parasını belirli oranda verip satın alarak, bir mala berâber sâhib olmaları; yâhut mallarını ayrılmayacak şekilde karıştırıp ortak olmaları. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Mülk şirketi ile müşterek (ortak) olan malların geliri, sâhibleri arasında hisselerine göre taksim olunur. (Mecelle) </span></span></p><p> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Mülk-i Habîs:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Helâl yolla kazanılan mal ile, haram yolla kazanılan malın karışmasından meydana gelen ve birbirinden kolayca ayrılamayan mülk. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Bir kimsenin elindeki malın, gasb edilmiş, çalınmış, zulüm, hıyânet ile alınmış haram mal olduğu veya mülk-i habîs olduğu bilinmedikçe, mallarını bu yollardan edinmekte olduğu bilinse dahi, elindeki bu malı helâl mülkü bilmek lâzımdır. (Abdülganî Nablüsî) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Verilenin haram mal veya mülk-i habîs olduğu bilinirse, bunu verenden almak hiçbir sûrette câiz (uygun) olmaz. (İbn-i Âbidîn) </span></span></p><p> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Mülk-i Yemîn:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Bir kimsenin emrindeki köleler ve câriyeler. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Allahü teâlâ, âyet-i kerîmede meâlen buyuruyor ki: </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Allah'a ibâdet edin, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ananıza, babanıza (güzel söz ve fiil ile) , akrabânıza (ziyâret etmekle) , yetimlere (gönüllerini almakla) , fakirlere (sadaka vermekle) , akrabânız olan komşularınıza (şefkat ve merhâmetle) , uzak komşunuza (onlar için hayır istemek ve zararı gidermekle) , dost ve arkadaşlarınıza (haklarına riâyet etmek ve sevgi ile) , yolcuya (ikrâm etmek ve doyurmakla) , mülk-i yemînlerinizde bulunanlara (yumuşak muâmele etmekle) iyilik ediniz. Muhakkak ki, Allahü teâlâ (bunlara böyle iyilik etmeyip) kibirlenerek insanlara haksız yere övünenleri sevmez. (Nisâ sûresi: 36) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Avret yerini ört! Zevcenden ve mülk-i yemîninden başkasına gösterme! Yalnız iken de, Allahü teâlâdan hayâ ediniz! (Hadîs-i şerîf-İmâm-ı Tirmizî, Ebû Dâvûd, İbn-i Mâce) </span></span></p><p> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 13242, member: 3"] [INDENT][FONT=Verdana][SIZE=2][B]MÜLK:[/B][/SIZE][/FONT] [/INDENT][FONT=Verdana][SIZE=2] 1. Sâhib olunan; insanın başkasının rızâsını ve iznini almadan kullanmağa hakkı olan şey. Mülk maldır veya malın kendi değil, yalnız menfaatidir. Bir kimsenin her malı meselâ atı, onun mülküdür. Fakat her mülkü, meselâ kirâcının evi, malı değildir. (Ali Haydar Efendi) Ganîmet (savaşta düşmandan ele geçen mal), dâr-ı İslâm'a (İslâm memleketine) nakledildikten sonra askerin hakkı olursa da, taksim edilmeden önce, mülk olmaz ve askerin bu hakkını mülk olmadan önce satması câiz olmaz. (İbn-i Âbidîn) Hizmet karşılığı alınacak ücreti, maaş çekini, bonosunu teslim almadan önce satmak câiz değildir. Ücret, hak edilmiş ise de, kabz edilmemiş (ele alınmamış, ele geçmemiş), mülk olmamıştır. (İbn-i Âbidîn) Süleymân aleyhisselâm bir seyâhatinde, sağında-solunda insanlar ve cinler, ardında orduları olduğu ve kuşlar da başı üzerinde gölge ettikleri hâlde giderken, İsrâiloğullarından bir âbide (ibâdet edene) uğradı. Âbid; "Ey Dâvûd'un oğlu! Allahü teâlâ sa na muazzam bir mülk vermiştir" dedi. Süleymân aleyhisselâm âbidi dinledikten sonra; "Kıyâmet günü mü'minin defterinde, bir tesbîhin (zikr, Allahü teâlâyı ve büyüklüğünü anmanın) yazılı olması, Dâvûd'un oğlu Süleymân'a verilen bu mülkten daha kıymetlidir. Zîrâ Süleymân'ın bu mülkü kaybolur gider, fakat o tesbîhin mükâfâtı kaybolmaz" buyurdu. (İmâm-ı Gazâlî) Mal sâhibi, mülk sâhibi, Hani bunun ilk sâhibi? Mal da yalan, mülk de yalan, Var biraz da sen oyalan. (Yûnus Emre) 2. Tasarruf, saltanat, kudret. Allahü teâlâ, âyet-i kerîmelerde meâlen buyuruyor ki: Bütün mülk elinde bulunan Allahü teâlânın şânı ne yücedir! O, her şeye hakkiyle kâdirdir (gücü yetendir) . (Mülk sûresi: 1) O, geceyi gündüzün içine sokuyor, gündüzü gecenin içine sokuyor. Güneşi ve Ay'ı (insanoğlunun istifâdesine) tâbi ve bağlı kılmıştır. Bunlardan herbiri muayyen bir vakte (kıyâmete) kadar akıp gidiyor (dolaşıp duruyor) . İşte bunları yapan Allah'tır, sizin Rabbinizdir. Mülk O'nundur. O'nu bırakıp taptıklarınız (putlar) ise, bir hurma çekirdeğinin zarına bile mâlik olamazlar. (Fâtır sûresi: 13) O gün onlar (kabirlerinden dışarı) çıkarlar. Onların hâl ve amellerinden hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz, (Allahü teâlâ şöyle buyurur): "Bugün mülk kimindir?" (Hiç kimse buna cevâb veremez. Yine Allahü teâlâ kendi kendine buyurur); "Vâhid (bir olan) ve Kahhâr olan (her şeye gâlib gelen) cenâb-ı Allah'ındır. (Mü'min sûresi: 16) Süleymân aleyhisselâm; "Yâ Rabbî! Benden sonra kimseye nasîb etmeyeceğin bir mülkü bana ihsân eyle!" diyerek, melik ve emir olmak istemiştir. (Muhammed Hâdimî) Mûsâ aleyhisselâm, Fir'avn'a; "Îmân et, mülk ve saltanatın sende kalsın" dedi. Fir'avn da; "Hâmân ile görüşeyim" dedi. Hâmân; "Nasıl olur! Aramızda tapılan bir rab iken, şimdi ibâdet eden bir kul mu olacaksın?" dedi. Böylece, Allah'a kul ve Mûsâ aley hisselâma ümmet olmaktan istinkâf etti (yüz çevirdi, vazgeçti). (İmâm-ı Gazâlî) Mülk Sûresi: Kur'ân-ı kerîmin altmış yedinci sûresi. Mülk sûresi Mekke-i mükerremede nâzil oldu (indi). Otuz âyet-i kerîmedir. İlk âyet-i kerîmede geçen el-Mülk kelimesinden dolayı, sûreye, Sûret-ül-Mülk denilmiştir. Ayrıca Tebâreke, Münciye, Mâni'a, Vâkı'a adları ile de anılır. Sûrede; hayâtın ve ölüm ün yaratılış sebebi, âlemdeki kusursuz nizam, müşriklerin (Cenâb-ı Hakk'a ortak koşanların) âhiretteki acıklı durumu, Allahü teâlânın gizli-açık her şeye vâkıf olduğu anlatılmaktadır. (İbn-i Abbâs, Taberî, Râzî) Allahü teâlâ Mülk sûresinde meâlen buyuruyor ki: Sırât-ı müstekîm (İslâmiyet'in gösterdiği doğru yol) üzere gidenle, gözleri âmâ olup yüzüstüne gittiği yolu bilmiyen aynı mıdır? (Âyet: 22) Mülk sûresi kötülüklerden engelleyici ve kurtarıcıdır. Kabir azâbından koruyucudur. (Hadîs-i şerîf-Tirmizî) Her gece Mülk sûresini okuyanı Allahü teâlâ kabir azâbından korur. (Hadîs-i şerîf-Nesâî) Mülk Şirketi: İki veya daha çok kimsenin, mîrâs veya hediye sûreti ile veya parasını belirli oranda verip satın alarak, bir mala berâber sâhib olmaları; yâhut mallarını ayrılmayacak şekilde karıştırıp ortak olmaları. Mülk şirketi ile müşterek (ortak) olan malların geliri, sâhibleri arasında hisselerine göre taksim olunur. (Mecelle) Mülk-i Habîs: Helâl yolla kazanılan mal ile, haram yolla kazanılan malın karışmasından meydana gelen ve birbirinden kolayca ayrılamayan mülk. Bir kimsenin elindeki malın, gasb edilmiş, çalınmış, zulüm, hıyânet ile alınmış haram mal olduğu veya mülk-i habîs olduğu bilinmedikçe, mallarını bu yollardan edinmekte olduğu bilinse dahi, elindeki bu malı helâl mülkü bilmek lâzımdır. (Abdülganî Nablüsî) Verilenin haram mal veya mülk-i habîs olduğu bilinirse, bunu verenden almak hiçbir sûrette câiz (uygun) olmaz. (İbn-i Âbidîn) Mülk-i Yemîn: Bir kimsenin emrindeki köleler ve câriyeler. Allahü teâlâ, âyet-i kerîmede meâlen buyuruyor ki: Allah'a ibâdet edin, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ananıza, babanıza (güzel söz ve fiil ile) , akrabânıza (ziyâret etmekle) , yetimlere (gönüllerini almakla) , fakirlere (sadaka vermekle) , akrabânız olan komşularınıza (şefkat ve merhâmetle) , uzak komşunuza (onlar için hayır istemek ve zararı gidermekle) , dost ve arkadaşlarınıza (haklarına riâyet etmek ve sevgi ile) , yolcuya (ikrâm etmek ve doyurmakla) , mülk-i yemînlerinizde bulunanlara (yumuşak muâmele etmekle) iyilik ediniz. Muhakkak ki, Allahü teâlâ (bunlara böyle iyilik etmeyip) kibirlenerek insanlara haksız yere övünenleri sevmez. (Nisâ sûresi: 36) Avret yerini ört! Zevcenden ve mülk-i yemîninden başkasına gösterme! Yalnız iken de, Allahü teâlâdan hayâ ediniz! (Hadîs-i şerîf-İmâm-ı Tirmizî, Ebû Dâvûd, İbn-i Mâce) [/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günde beş vakit kıldığımız nedir?
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Dini Sözlük
M...
Mülk.
Üst
Alt