Muhabbet Ateşi Hizmetle Artar...

elifgibi

Uzman Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
28 Mart 2011
Mesajlar
2,123
Tepkime puanı
26
Muhabbet Ateşi Hizmetle Artar...

Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi vessellem) “Bir kavmin efendisi onlara hizmet edendir” sözüyle ümmetine bir ölçü ve hedef belirliyor.

Kur’an ve sünnete her halleriyle tabi olmuş Allah dostları da, Peygamber Efendimiz’in hedef gösterdiği, büyük manevi kazançların elde edildiği hizmet kapısından içeri girerek yüksek makamlara ulaşmış ve vuslata ermişlerdir.

İnsanlığa hizmet yolunda muhabbetle elde edilen manevi güzellikler kişiye mülktür. Hizmet, insanın zikrine ve düşüncesine destek olur.

Çünkü zikirle yanan muhabbet ateşi hizmetle artar ve çoğalır. Böylece yüklendiği her iş insana kolay gelir. Şah-ı Nakşibend Hazretleri “Ben bu yolda ne elde ettiysem, hizmetle elde ettim. Bu yola herkes bir kapıdan girdi. Ben de hizmet kapısından girdim” der.

Dergaha odun taşıyan Yunus Emre, eşsiz bir sadakatle mürşidinin dergahında hizmet eden Gavs-ı azam Seyyid Abdülhakim Bilvanisi Hazretleri gibi bütün Allah dostları hizmet kapısından girerek ilahi mükafatlara mazhar olmuşlar.

Bulunduğu topluluk içinde hizmet eden kişiyi o topluluğun efendisi olarak niteleyen Allah Rasulü’nün ashabı arasında görev paylaşımı yaptığı görülmektedir. Müritlerine farklı iş ve hizmet verme hususunda Peygamber Efendimiz’i örnek alan Allah dostları da müritlerine manevi kabiliyetlerine göre farklı amel ve hizmetler vermişlerdir.


Hizmet ehli iltifat beklemez


“Kim bir din kardeşinin ihtiyacını gidermek için çalışır ve sıkıntısını giderirse bu yaptığı onun için on senelik itikaftan daha hayırlıdır” diyen Efendimiz (s.a.v) en hayırlı insanın diğer insanlara daha çok faydası dokunan olduğunu da bizlere bildirir.

Sadat-ı Kiram’ın büyüklerinden Seyyid Abdülhakim Bilvanisi Hazretleri, mürşidi Şah-ı Hazne’nin yanında kaldıkları uzun süre içinde mürşidinin ona hiç iltifat etmemesine rağmen durmaksızın hizmete devam ettiğini anlatır. Günler geçtikçe hizmete ve dergaha sevgisi, mürşidine muhabbeti artar.

Hizmeti süresince etrafındakilere “Bu dervişlerin hepsi adeta birer veli, ben ise günaha batmışım” düşüncesiyle bakmıştır. Kendini bulunduğu yere layık görmezken; “O, bana merhamet etti, dergahında ve gönlünde yer verdi” demiştir.

Hizmet yoluna baş koyanların niyeti sağlam olmalı

Hizmet yolunda ilerlemek isteyen kişilerin öncelikle mütevazi olmaları ve niyetlerini sürekli kontrol etmeleri tavsiye edilir. Hz. ömer’in torunu Salim bin Abdullah, yeğeni ömer bin Abdülaziz’e yazdığı mektupta “Ya ömer! Bil ki; Allah Teala’nın kuluna yardımı onun niyeti ölçüsündedir.

Kimin niyeti sağlam ve tamam olursa; Allah’ın (ona) yardımı da tamam olur. Kimin niyeti sağlam ve tamam değilse; Allah’ın yardımı da o ölçüde eksik olur” der.

Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri’ne göre de Allah yolunda ilerlemeyi engelleyen şeylerin çoğunun sebebi başlangıçtaki halin bozukluğundan kaynaklanır. Niyet ne kadar doğru ve güzel olursa amel de o nispette tamam ve kabul olur.


Yaratan’dan ötürü yaratılmışı sevdiği için mahlukata hizmet, infak ve karşılık beklemeksizin ihsanda bulunmak Rabbimiz’in rızasına kavuşmanın en kısa yolu olduğunu bilir hizmet ehli. Nafile ibadetlerden daha üstün tutulan hizmet ahiret için büyük bir sermayedir.

Hizmet edeple kıymetlenir



Ebu Hafs (kuddise sirruh) “Tasavvuf her yönüyle edepten başka bir şey değildir. Bir kimse edebe uymuyor, onun icabına göre hareket etmiyorsa kendisini maksadına yakın zannetse bile kovulmuş, erdiğini zannetse bile atılmış ve terk edilmiştir” ifadesiyle her şeyde olduğu gibi hizmetin ve amelin de edeple kıymet kazandığını belirtmiştir.

Allah yolunda kullara hizmet edenlerin edep noktasında dikkat etmesi gereken şey; “Hizmetin bize muhtaç olmadığı, asıl bizim hizmete muhtaç olduğumuzu” bilmektir.

Elde edilen güzel sonuçların Allah’tan, var olan eksikliğin ve kusurun ise tamamen kendimizden kaynaklandığına samimi olarak inanmak ve kabul etmektir.

Aynı zamanda hizmet içerisindeki yönetici konumundaki kişilere itaat etmek, hizmette istişareye önem vermek, verilen görevi emanet bilip zayi etmeden yerine getirmek, beraber çalıştığı insanlarla iyi geçinmek gibi bazı hususlar hizmetin edeplerinden sayılır.

Hizmette güler yüz, tatlı dil ne güzel bir haslettir

İhlas, kulun her işini Allah’ın rızasına mazhar olmak için yapmasıdır diyen Gavs-ı Bilvanisi Hazretleri “İnsan kıymet verdiği ve düşündüğü şey kadardır.

Hayatını şöhret ve şehvete adayan kişinin sonu hüsrandır” sözleriyle ihlası kaybetmemek gerektiğini hatırlatır. İnsanların övmesiyle yermesinin değil, Hakk’ın hoşnutluğunu kazanmanın önemli olduğunu, aksi halde neticenin hüsran olacağını haber verir.

İnsan, yaptığı hizmetler sırasında bazen farklı sıkıntı ve imtihanlarla karşılaştığı vakit sabır ve dua elbisesini giyebilmelidir. Güler yüzle, tatlı dille ve ahenkli yumuşak bir halle insanların hizmetine koşmak, onların dertlerine ortak olmayı gaye edinmek ne güzel bir haslettir.

Yapılan hizmet niyetli çalışmalar ve gayretler ne çok abartılmalı ne de çok küçümsenmeli; çünkü yapılan işin gerçek kıymetini bilen ve onun mükafatını veren her şeyin tek sahibi Rabbimiz’dir.

“Nefsini ıslah etmeyen kimse insanlara gerçek faydayı veremez”

Hasta kalplerin tabibi, gönüllerin sultanlarından olan Gavs-ı Sani Hazretleri “İnsanlara hizmet ve iyilik etmek isteyen kimse, kendi nefsini ıslah etsin yeter. Nefsini ıslah etmeyen kimse insanlara gerçek faydayı veremez.

Allah dostları, nefislerini ıslah edip istikamet üzere gittiklerinden, insanların hidayetine ve ebedi saadetine vesile olmaktadırlar” buyururken bize düşen en büyük hizmet, önce kendimizi hesaba çekmek olmalı. Çünkü insanın nefsi terbiye oldukça kemalatı artar ve kalbi ilahi tecellilere açılır.

Semerkand Aile

 
Üst Alt