Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Dini Sözlük
M...
Müctehid.
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ekrem" data-source="post: 13222" data-attributes="member: 3"><p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><strong>MÜCTEHİD:</strong></span></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"> İctihâd makâmına yâni Kur'ân-ı kerîmden, hadîs-i şerîf ve diğer dînî delillerden hüküm çıkarma derecesine yükselmiş büyük din âlimi. Bütün İslâm ilimleri ve zamânın fen bilgilerinde söz sâhibi âlim. (Bkz. İctihâd) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Yanılan müctehide bir sevâb, doğruyu bulana iki veya on sevâb vardır. İki sevâbdan birincisi, ictihâd etmek (Kur'ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîflerden hüküm çıkarma) sevâbıdır. İkincisi, doğruyu bulmak sevâbıdır. (Hadîs-i şerîf-Hadîka) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">İctihâd makâmına varan âlimlerin kendi ictihâdlarına (Kur'ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîflerden çıkardıkları hükümlere) göre hareket etmeleri lâzımdır.Başka müctehide uymaları câiz (uygun) değildir. İctihâd, ibâdet yâni Allahü teâlânın emri olduğundan, h içbir müctehid, diğer müctehidin ictihâdına yanlış dememiştir. (İbn-i Nüceym) </span></span></p><p> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Müctehid Fil-Mes'ele:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Mezheb reîsinin (imâmının) bildirmediği mes'eleler için mezhebin usûl ve kâidelerine göre hüküm çıkaran İslâm âlimi. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Müctehid fil-mes'elenin, çıkan mes'elelere âit çıkardığı hükümlerin, mezheb reisinin koyduğu esaslara uygun olması şarttır. Hassâf, Tahâvî, Kerhî, Şems-ül-eimme Hulvânî, Şems-ül-eimme Serahsî, Pezdevî ve benzerleri olan derin âlimler, bu üçüncü tabak adan olan müctehidlerdir. (Kemâl Paşazâde, Ahmed bin Süleymân) </span></span></p><p> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Müctehid Fil-Mezheb:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Mezhebde müctehid; mezheb reisinin (imâmının) koyduğu usûl ve kâidelere uyarak, dört delîlden (Kitâb, yâni Kur'ân-ı kerîm, sünnet, icmâ', kıyâs, (Bkz. İlgili maddeler) hüküm çıkaran İslâm âlimi. Buna, müctehid-i mukayyed ve müctehid-i müntesib de den ir. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Ebû Yûsuf, İmâm-ı Muhammed Şeybânî ve İmâm-ı a'zâm'ın bunların derecesindeki diğer talebeleri, müctehid fil-mezhebdir.Bunların çıkardıkları hükümlerden bâzıları, İmâm-ı a'zam'ın çıkarmış olduğu hükümlere uymayabilir. İctihâd derecesine yükseldikleri için, kendi çıkardıkları hükümlere uymaları şarttır. (Kemâl Paşazâde Ahmed bin Süleymân) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Müctehid fil-mezheb olan İmâm-ı Muhammed Şeybânî, din bilgilerinde bin kadar kitâb yazmıştır.Talebesinden olan İmâm-ı Şâfiî'nin annesini nikâh ettiği için, vefât edince, kitâbları İmâm-ı Şâfiî'ye kalarak, onun bilgisinin artmasına vesîle olmuştur. Bu nun için İmâm-ı Şâfiî; "Yemin ederim ki, fıkıh (dînî hükümler konusundaki) bilgim, İmâm-ı Muhammed'in kitablarını okumakla arttı. Fıkıh bilgisini derinleştirmek isteyen, Ebû Hanîfe'nin talebesi ile berâber bulunsun" buyurdu. (Ahmed Zühdü) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Müctehîd fil-mezheb olan âlim, kendi mezheb imâmına uymaz. Kendi re'yi ile fetvâ (dînî suâllere cevâb) verir. Fakat delîlleri, mezheb imâmının usûl ve kâidelerine göre arar. Bu kâidelerin dışına çıkmaz. (İmâm-ı Süyûtî) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Müftî, mutlak müctehid değilse (Bkz. Müftî) , müctehid fil-mezheb olması lâzımdır. Böyle olmayana müftî denilmez, nâkil dînî hükümleri, fetvâları nakleden denir. (İbn-i Âbidîn) </span></span></p><p> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Müctehid-i Fiş-Şer':</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Dînî hükümleri, Kur'ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîflerden çıkarırken, kendine mahsûs kâide ve usûl koyan mezheb sâhibi müctehid. Buna müctehid-i mutlak da denir. (Bkz. Müctehid-i Mutlak) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Dört mezhebdeki fukahâ (dînî hükümleri bildiren fıkıh âlimleri), yedi derecedir.Birincisi, müctehid-i fiş-şer' olan tabakadır. Dört mezhebin imâmları böyledir. (Ahmed Cevdet Paşa) </span></span></p><p> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Müctehid-i Mukayyed:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Mezheb imâmının koyduğu usûl ve kâidelere uyarak, delîllerden yeni hükümler çıkaran İslâm âlimi. Mukayyed müctehid. (Bkz. Müctehid fil-Mezheb) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Müslümanlar, ya müctehid (Kur'ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîflerden mânâ, hüküm çıkaran İslâm âlimi) olur, yâhut ictihâd derecesine yükselmemiştir. Müctehid de, ya mutlak müctehid (Bkz. Müctehid-i Mutlak) olur, yâhut müctehid-i mukayyed olur. Mutlak müct ehidin, başka bir müctehidi taklîd etmesi câiz değildir. Kendi ictihâdına uyması lâzımdır. Mukayyed müctehidin ise, bir mutlak müctehidin mezhebinin usûllerine uyması vâcibdir (gereklidir). Bu usûllere uyarak yapacağı kendi ictihâdına (hükmüne) uyar. (Abdülganî Nablüsî) </span></span></p><p> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Müctehid-i Mutlak:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Dînî hükümleri, Kur'ân-ı kerîmden ve hadîs-i şerîflerden ve diğer dînî delillerden (kaynaklardan) istinbât ederken, çıkarırken kendine mahsûs kâide ve usûl koyan müctehid. Buna, müctehid fiş-şer' ve müctehid-i müstekıl de denir. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Dört mezhebin imâmları, müctehid-i mutlaktır. Bu dört imâmdan sonra müctehid-i mutlak yetişmedi. Hiçbir âlim müctehid-i mutlak olduğunu iddiâ etmedi. Yalnız,Muhammed Cerîr-i Taberî bu iddiâda bulundu ise de, hiçbir âlim bu sözünü kabûl etmedi. (İmâm-ı Şa'rânî) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Hicretin dört yüz senesi geçtikten sonra müctehid-i mutlak yetişmediği için, bu târihten sonra gelen âlimleri taklîd etmek câiz değildir.Bu târihten evvel yetişmiş olan bir müctehidin mezhebini öğrenmek için, âlimlerin sözbirliği ile kabûl ettikleri İslâmî hükümleri bildiren fıkıh kitablarını okumak lâzımdır. (İmâm-ı Menâvî) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Nisâ sûresinin, elli sekizinci âyetinde meâlen; "Uyuşamadığınız din işlerinde, Kitâba (Kur'ân-ı kerîme) ve Sünnete (Hadîs-i şerîflere) mürâcaat edin" buyrulmaktadır. Bu emir, müctehid-i mutlak olan âlime uymak için emirdir. (Mahmûd bin Abdülgayyûr Pişâvûrî) </span></span></p><p> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Müctehid-i Müntesib:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Mezheb reîsinin (imâmının) koyduğu usûl ve kâidelere uyarak, edille-i şer'iyyeden (dört ana delîlden) hüküm çıkaran İslâm âlimi. Buna, müctehid fil-mezheb (mezhebde müctehid) de denir. (Bkz. Müctehid fil-Mezheb) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Müctehid-i müntesib, delîl aramakta ve hüküm çıkarmakta, mezhebinin imâmını taklîd etmez. Fakat delîlleri, mezheb imâmının kâidelerine göre arar. İmâmının yolunda, mezhebinde olduğu için, onun mezhebinde olduğu söylenir. (Bedreddîn Zerkeşî) </span></span></p><p> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Müctehid-i Müstekıl:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Kur'ân-ı kerîmden ve hadîs-i şerîflerden doğrudan hüküm çıkarabilen ve kendine mahsûs kâide ve usûl koyan mezheb sâhibi müctehid. Buna, mutlak müctehid de denir. </span></span></p><p> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ekrem, post: 13222, member: 3"] [INDENT][FONT=Verdana][SIZE=2][B]MÜCTEHİD:[/B][/SIZE][/FONT] [/INDENT][FONT=Verdana][SIZE=2] İctihâd makâmına yâni Kur'ân-ı kerîmden, hadîs-i şerîf ve diğer dînî delillerden hüküm çıkarma derecesine yükselmiş büyük din âlimi. Bütün İslâm ilimleri ve zamânın fen bilgilerinde söz sâhibi âlim. (Bkz. İctihâd) Yanılan müctehide bir sevâb, doğruyu bulana iki veya on sevâb vardır. İki sevâbdan birincisi, ictihâd etmek (Kur'ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîflerden hüküm çıkarma) sevâbıdır. İkincisi, doğruyu bulmak sevâbıdır. (Hadîs-i şerîf-Hadîka) İctihâd makâmına varan âlimlerin kendi ictihâdlarına (Kur'ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîflerden çıkardıkları hükümlere) göre hareket etmeleri lâzımdır.Başka müctehide uymaları câiz (uygun) değildir. İctihâd, ibâdet yâni Allahü teâlânın emri olduğundan, h içbir müctehid, diğer müctehidin ictihâdına yanlış dememiştir. (İbn-i Nüceym) Müctehid Fil-Mes'ele: Mezheb reîsinin (imâmının) bildirmediği mes'eleler için mezhebin usûl ve kâidelerine göre hüküm çıkaran İslâm âlimi. Müctehid fil-mes'elenin, çıkan mes'elelere âit çıkardığı hükümlerin, mezheb reisinin koyduğu esaslara uygun olması şarttır. Hassâf, Tahâvî, Kerhî, Şems-ül-eimme Hulvânî, Şems-ül-eimme Serahsî, Pezdevî ve benzerleri olan derin âlimler, bu üçüncü tabak adan olan müctehidlerdir. (Kemâl Paşazâde, Ahmed bin Süleymân) Müctehid Fil-Mezheb: Mezhebde müctehid; mezheb reisinin (imâmının) koyduğu usûl ve kâidelere uyarak, dört delîlden (Kitâb, yâni Kur'ân-ı kerîm, sünnet, icmâ', kıyâs, (Bkz. İlgili maddeler) hüküm çıkaran İslâm âlimi. Buna, müctehid-i mukayyed ve müctehid-i müntesib de den ir. Ebû Yûsuf, İmâm-ı Muhammed Şeybânî ve İmâm-ı a'zâm'ın bunların derecesindeki diğer talebeleri, müctehid fil-mezhebdir.Bunların çıkardıkları hükümlerden bâzıları, İmâm-ı a'zam'ın çıkarmış olduğu hükümlere uymayabilir. İctihâd derecesine yükseldikleri için, kendi çıkardıkları hükümlere uymaları şarttır. (Kemâl Paşazâde Ahmed bin Süleymân) Müctehid fil-mezheb olan İmâm-ı Muhammed Şeybânî, din bilgilerinde bin kadar kitâb yazmıştır.Talebesinden olan İmâm-ı Şâfiî'nin annesini nikâh ettiği için, vefât edince, kitâbları İmâm-ı Şâfiî'ye kalarak, onun bilgisinin artmasına vesîle olmuştur. Bu nun için İmâm-ı Şâfiî; "Yemin ederim ki, fıkıh (dînî hükümler konusundaki) bilgim, İmâm-ı Muhammed'in kitablarını okumakla arttı. Fıkıh bilgisini derinleştirmek isteyen, Ebû Hanîfe'nin talebesi ile berâber bulunsun" buyurdu. (Ahmed Zühdü) Müctehîd fil-mezheb olan âlim, kendi mezheb imâmına uymaz. Kendi re'yi ile fetvâ (dînî suâllere cevâb) verir. Fakat delîlleri, mezheb imâmının usûl ve kâidelerine göre arar. Bu kâidelerin dışına çıkmaz. (İmâm-ı Süyûtî) Müftî, mutlak müctehid değilse (Bkz. Müftî) , müctehid fil-mezheb olması lâzımdır. Böyle olmayana müftî denilmez, nâkil dînî hükümleri, fetvâları nakleden denir. (İbn-i Âbidîn) Müctehid-i Fiş-Şer': Dînî hükümleri, Kur'ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîflerden çıkarırken, kendine mahsûs kâide ve usûl koyan mezheb sâhibi müctehid. Buna müctehid-i mutlak da denir. (Bkz. Müctehid-i Mutlak) Dört mezhebdeki fukahâ (dînî hükümleri bildiren fıkıh âlimleri), yedi derecedir.Birincisi, müctehid-i fiş-şer' olan tabakadır. Dört mezhebin imâmları böyledir. (Ahmed Cevdet Paşa) Müctehid-i Mukayyed: Mezheb imâmının koyduğu usûl ve kâidelere uyarak, delîllerden yeni hükümler çıkaran İslâm âlimi. Mukayyed müctehid. (Bkz. Müctehid fil-Mezheb) Müslümanlar, ya müctehid (Kur'ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîflerden mânâ, hüküm çıkaran İslâm âlimi) olur, yâhut ictihâd derecesine yükselmemiştir. Müctehid de, ya mutlak müctehid (Bkz. Müctehid-i Mutlak) olur, yâhut müctehid-i mukayyed olur. Mutlak müct ehidin, başka bir müctehidi taklîd etmesi câiz değildir. Kendi ictihâdına uyması lâzımdır. Mukayyed müctehidin ise, bir mutlak müctehidin mezhebinin usûllerine uyması vâcibdir (gereklidir). Bu usûllere uyarak yapacağı kendi ictihâdına (hükmüne) uyar. (Abdülganî Nablüsî) Müctehid-i Mutlak: Dînî hükümleri, Kur'ân-ı kerîmden ve hadîs-i şerîflerden ve diğer dînî delillerden (kaynaklardan) istinbât ederken, çıkarırken kendine mahsûs kâide ve usûl koyan müctehid. Buna, müctehid fiş-şer' ve müctehid-i müstekıl de denir. Dört mezhebin imâmları, müctehid-i mutlaktır. Bu dört imâmdan sonra müctehid-i mutlak yetişmedi. Hiçbir âlim müctehid-i mutlak olduğunu iddiâ etmedi. Yalnız,Muhammed Cerîr-i Taberî bu iddiâda bulundu ise de, hiçbir âlim bu sözünü kabûl etmedi. (İmâm-ı Şa'rânî) Hicretin dört yüz senesi geçtikten sonra müctehid-i mutlak yetişmediği için, bu târihten sonra gelen âlimleri taklîd etmek câiz değildir.Bu târihten evvel yetişmiş olan bir müctehidin mezhebini öğrenmek için, âlimlerin sözbirliği ile kabûl ettikleri İslâmî hükümleri bildiren fıkıh kitablarını okumak lâzımdır. (İmâm-ı Menâvî) Nisâ sûresinin, elli sekizinci âyetinde meâlen; "Uyuşamadığınız din işlerinde, Kitâba (Kur'ân-ı kerîme) ve Sünnete (Hadîs-i şerîflere) mürâcaat edin" buyrulmaktadır. Bu emir, müctehid-i mutlak olan âlime uymak için emirdir. (Mahmûd bin Abdülgayyûr Pişâvûrî) Müctehid-i Müntesib: Mezheb reîsinin (imâmının) koyduğu usûl ve kâidelere uyarak, edille-i şer'iyyeden (dört ana delîlden) hüküm çıkaran İslâm âlimi. Buna, müctehid fil-mezheb (mezhebde müctehid) de denir. (Bkz. Müctehid fil-Mezheb) Müctehid-i müntesib, delîl aramakta ve hüküm çıkarmakta, mezhebinin imâmını taklîd etmez. Fakat delîlleri, mezheb imâmının kâidelerine göre arar. İmâmının yolunda, mezhebinde olduğu için, onun mezhebinde olduğu söylenir. (Bedreddîn Zerkeşî) Müctehid-i Müstekıl: Kur'ân-ı kerîmden ve hadîs-i şerîflerden doğrudan hüküm çıkarabilen ve kendine mahsûs kâide ve usûl koyan mezheb sâhibi müctehid. Buna, mutlak müctehid de denir. [/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günün ilk namazı hangi namazdır
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
İSLAMİ PAYLAŞIMLAR
Dini Sözlük
M...
Müctehid.
Üst
Alt