- Katılım
- 26 Temmuz 2011
- Mesajlar
- 19,432
- Tepkime puanı
- 185

İnsanın davranışlarının sebepleri üzerine düşünmeyi, davranışlarının sebeplerini anlamaya çalışmayı çok seviyorum. Ancak psikolojiyi sevdiğimden çok daha fazla sevdiğim iki şey var: Okumak ve okuduklarım üzerinde düşünmek.
Farenin peyniri bulmak için göstermiş çaba ve bu çabadan alınan notlardan yola çıkarak insan psikolojisini çözdüğünü düşünen batı, peynire ulaşmanın başarı veya mutluluk olduğunu düşündüğü için olsa gerek, mutluluğu para kazanmak sandı.
Ancak para insanı mutlu etmeye yetmedi.
Yetseydi, batıda her ailenin bir doktoru, bir avukatı ve bir psikologu olmazdı.
Mutsuzluklarını gizlemek, acılarını unutmak için ilaç kullanan insanların sayısı her geçen gün artıyorsa “modern psikoloji” önce kendini sorgulamak zorunda değil mi?
Batı, medeniyetiyle de, geliştirdiği Psikolojiyle de kendi insanlarını mutlu edemiyor.
İnsan sevgisini kaybetmiş, çocuk sahibi olmaktansa köpek beslemeyi tercih eden insanların sayısını azaltmak için ne kadar çaba sarf etseler de başarılı olamıyorlar maalesef.
“Mutluluk nedir” sorusuna, batılı ne cevap verir?
“Bencillik” üzerine kurulu bakış açılarıyla mutluluğu, “sahip olmak, daha çok sahip olmak” üzerine bina etmeye çalışsalar da, mutlu olamıyorlar. Bir fare bir dilim peynirle mutlu oluyor, ancak batılı peynir fabrikasına sahip olsa bile mutlu olamıyor.
Doğu insanı için mutluluk “bencillik ve sahip olma” üzerine kurulu değildir. “Misafirperverlik” diye tanımladığımız, paylaşma duygusunu batılı asla anlamıyor.
Mutlu olmanın sırlarından birisinin de “paylaşmak” olduğunu onlara Nasıl anlatacaksınız ki?
Mutluluk daha çok şeye sahip olmak değil, elindeki imkan ve fırsatları başkalarıyla paylaşmaktır.
“Mutlu olmak istiyorsanız başka insanları da mutlu edin!” cümlesini batılıya Nasıl anlatabilirsiniz ki?
Mutluğu anlamak, anlatmak, tarif etmek gerçekten zordur.
Ancak hepimizin zaman zaman yaşadığı fakat farkına varmadığı bir duygu var.
Hani bazen bir insana iyilik yaparsınız da, o sizin gözlerinizin içine bakarak size teşekkür eder. “Lafımı olur, hiç önemli değil!” diye teşekkürüne karşılık verirken, içimizde saniyelik bile olsa bir duygu yaşarız. Bence mutluluk budur!
Fakir bir çocuğa ayakkabı almaktır mutluluktur.
Bir hastayı ziyaret edip “geçmiş olsun!” demektir mutluluktur.
Bir yaşlıya yer verip duasını almaktır mutluluktur.
Dertli bir arkadaşınızı sıkıntılı zamanında yalnız bırakmamaktır mutluluktur.
Sorgulamak zorunda olduğumuz o kadar çok şey var ki. Biz sorgulamasak bile batılı kendini ciddi anlamda sorguluyor. Teknolojinin ve bilimin zirvesinde olmalarına rağmen mutlu olamıyorlar. Nerede, Nasıl bir yanlış yaptıklarının da maalesef farkında değiller.
Sır William Osler Oxford Tıp Fakültesi öğrencilerine mezun olduklarında yaptığı konuşmada diyor ki: “Beyler, size şunu söylemek isterim ki öğrendiğiniz şeylerin yarısı yanlış ve o yarının hangisi olduğunu bilmiyoruz.”
Kafalarının ne kadar karışık olduğunu anlıyor musunuz?
Anlayacağınız “Modern psikoloji” Batıyı mutlu edemedi.
Bizi Nasıl mutlu edecek ki?
Bizi, bizim tarihimizden, bizim kültürümüzden, bizim değerlerimizden başka hiçbir şeyin kurtaramayacağını bir anlayabilsek, mutluluğun batı da değil doğu da, uzakta değil içimizde olduğunu da anlamış oluruz.
Mutlu olmak istiyorsanız batıya gitmenize gerek yok.
Kendinize gelin!yeter...
Sait ÇAMLICA