Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Öykü-Hikaye-Kıssadan hisse
Minik Bir Yüreğin Peygamber Sevgisi
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Livechillâh" data-source="post: 12951"><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"></span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">(Medine de bir şirkette </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">elektrik teknisyeni olarak çalışan Allah dostu ve peygamber aşığı bir kardeşimiz işin son günü sabah mesaisinde kendisine verilen teknik görevi tamamlayıp ayrılmak üzere iken Rasulullahın Ravzasında elektrik çarpmasi sonucu vefat etti ve Cennetül Bakiye defnedildi. Tabii ailesi mecburi istikamet Türkiye'ye döndü. O zaman 7 yaşında olan oğlu bugün ortaokul öğrencisi. Kompozisyon dersi ödevi olarak bir makale yazmış ve birincilik almış. )</span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"></span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">PEYGAMBER SEVGİSİ</span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"></span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"></span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Bir seni güneşim, bir babamı, bir de terliklerimi bırakmıştım geldiğim yerde... </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Bir ilkbahar gününde güller gibi kokan Medine'de dünyaya gözlerimi açmıştım.</span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Doğduğum hastane senin Ravzanın hemen yanı başında olduğu için, duyduğum ilk koku senin bahçenin gül kokuları olmuş. </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Babam gelip de daha kulağıma ezan okumadan, kulaklarım senin mescidinin ezan sesleriyle şereflenmiş. </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">40 günlük olduğumda ilk ziyaretimide senin Hane-i Saadetine yapmışım.</span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">İlk adımlarımı senin Ravzandaki mermerlerinde atmiş ve Rabbimle ilk buluşmami, ilk secdemi senin mescidinde yapmışım. </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Hemen hemen yaptığım her ilkte sen varsın. Daha konuşmasını öğrenmeden seni sevmeyi öğrendim ben...</span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"></span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Belki seni çok tanımazdım ama, sanki bana çok çok yakınmışsın gibi severdim seni. Senin evini her ziyarete gelişimizde seni görmesek bile senin varlığını hisseder, </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">evinden her ayrılışımızda hüzünlenirdik. Çocuklar evde sıkılınca babalari parka, eğlence yerlerine götürsün isterler.iz Medine'de yaşadığımız sürece hiç babamızdan parka götürmesini istemedik. Bizim canımız sıkılmaz mıydı acaba hiç?</span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Sanırım Medine'deki hiçbir çocugun canı sıkılmazdı. Çünkü orada hiçbir yerde olmayan gül </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">bahçesi ve bahçenin biricik efendisi vardı.</span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Bizim vaktimizin çoğu o bahcede geçerdi. Senin bahçenin mermerlerine ayakkabı ile basamazdık. </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Yalınayak dolaşırdık mermerlerin üstünde. Kim bilir, korkardık belki de bahçenin güllerine basıvermekten. Yazın mermerler ayaklarımı yakardı. Olsun bu da bizim hoşumuza giderdi. Babama sormuştum bir seferinde </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">- Babacığım neden Medine bu kadar sıcak diye. </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Babam da </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">- Evladım Medine'de iki tane güneş var da ondan, derdi. </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">- Nasıl olur babacığım, güneş bir tane değil mi? derdim. </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Babam gülerek </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">- Bak yavrum doğru, bütün dünyayı ısıtan bir güneş var ama bir de alemleri ısıtan ve aydınlatan güneş var. O güneş de Medine'de olunca sıcaklık iki kat oluyor. </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Babamın bu cevabı hoşuma giderdi ve ısinırdım. Gerçekten de ayaklarımızı mermerler ısitıyordu ama senin güneşin de, sıcaklığın da içimizi ısıtıyordu. Medine'den </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">ayrıldığımızdan beri belki ayaklarımız ısınıyor ama içimiz bir türlü ısınamıyor. </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Çünkü güneşimizin en büyügünü orada bırakmıştık. Ben güneşimi kaybetmiştim. Onun evine, bahçesine gidemiyordum artık. Gerçi ışığı ta buralarda bizi aydınlatıyordu ama </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">içimi ısıtması için onun Ravzasında yalınayak koşmam lazımdı. </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Evet, bahçende yürürken ezanlar okunurdu. Öyle güzel okur ki Medine muezzini ezanı, sanki Bilali Habeşi okuyor sanırsınız. Namaz kılmak için Mescide koştururduk, bilir </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">bilmez. Babamın yanında namaz kılardık. Büyük sutunların altından gelen soğuk havadan saçlarımızı savurturduk. Zemzem bardaklarından güller yapardık.</span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"></span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Namaz kılarken yanımıza usulca bir kedi sokulurdu. Babam 'incitmeyin sakın, onlar </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Ebu Hureyrenin kedileri' derdi, biz de inanırdık senin Mescidine kediler de girebilirdi. Sen çok iyi bir ev sahibiydin çünkü. </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Çarsamba günleri hep Uhud'a giderdik. Senin çok sevdigin amcanı ziyaret etmeye, o bizim de amcamızdı.</span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">ardeşlerimle Ayneyn tepesine çıkar oradan Uhud'da yatan şehide selam verirdik. </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Uhud dağına her baktığımızda sanki orada seni görür gibi olurduk. Uhud'da senin Ravzanın kokusu gibi gül kokardı. Orası da ayrı bir gül bahçesi idi sanki.</span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"></span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">İşte benim yedi senem ki en değerli en güzel yıllarım senin köyünde, senin gül bahçende, senin savastığın yerlerde sanki yanımda sen varmışsın gibi seninle dopdolu geçti. Seni görmesem de seninle yaşamaya o kadar alışmıştım ki senin yanından ayrılırken sanki bir yanım, bir canım, bir param orada kalmıştı. Buraları bana gurbet oluverdi. </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Elimde olsa hemen yanına koşar gelirim ama hep büyüyünce gidersin diyorlar. Ben sırf senin yanına gelebilmek için büyümek istiyorum. Senin yanına geldiğim zaman büyümüş bile olsam bahçendeki mermerlerde yalınayak dolaşacağım.</span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Ta ki güneşin içimi ısıtana kadar..</span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">.</span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Senin hasretinden içim üşüyor. Belki hasretin herkesi yakar, beni de ısitıyor işte. Çünkü benim ruhum doğduğumdan beri senin sevginle ısınmaya alışkın. </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Senin sıcaklığına o kadar muhtacım ki. Ne olur ben sana gelemesem bile sen beni hiç bırakma.</span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Işiğınla gecelerimize nur ol. </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Sıcaklığınla bütün zerrelerimizi ısıtıver.</span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Hani sana Medineyken komşuyduk ya, evlerimiz birbirine çok yakındı. Senin varlığın bize güven verirdi hep. Yine öyle ol, ara sıra da olsa evimizi şereflendiriver.</span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"></span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Hem benim adım Nebi, aynen seninki gibi. Bu ismi bana seni çok seven bir dostun koymuş. Diğer adım da Muhammed, yine senin gibi. Bu ismi de canım babacığım koymuş. Buraya gelirken senin köyünde bıraktığımız babacığım. </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Sana benzeyen bir yanım daha var. Ben de senin gibi babasız büyüyorum. Ben çok şanslıyım, sen bize asla yetimliğimizi hissettirmedin. </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Medine'den ayrıldiığımızdan beri sanki sen hep yanı başımızdaymışsın gibi hissediyorum. </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Geceleri korkmadan güvenle uyuyorum hep. Seni tanıdiğım ve seni sevdigim için Rabbime binlerce kez teşekkür ederim.</span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"></span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Babam senin köyünde kalmıştı.</span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Biz babamın cenazesini gömerken ağabeyimin terlikleri babamın kabrine düştü ve orada kaldı.</span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Ben o terlikleri cok kıskandım</span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Çünkü abimin terlikleri hep babamla kalacaktı. Babamı son ziyaret edişimizde bende kimse görmeden terliğimi babamın kabri üstüne gömüverdim.</span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Işte şimdi benim terliğim de hep babamla kalacaktı. </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Evet demiştim ya bir guneşimi, bir babamş, bir de terliklerimi bırakmıştım geride. Babam ve terliklerim hep oradaydı, gelemezlerdi. Ama güneşim hep yanımızdaydı. </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Yetimlerin efendisi, yetimlerini hiç ışıksız bırakır mı? Dünyanın bir ucuna gitmiş olsaydık bizi bırakmayacağını biliyordum</span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"></span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Gözümüz gönlümüz seninle aydınlanır efendim. Ruhumuz, içimiz sıcaklığınla ısınır. </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Bir gün sana gelişim geç bile olsa bana, </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Gül bahçesinin mermerlerinde yalın ayak koşmak istiyorum.. </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Ta ki aşkınla, sevginle bütün bedenim yanıp </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">kavrulsun.</span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Terliklerimi bıraktığım o güzel mabed son durağım </span></span></em></strong></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">olsun....</span></span></em></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Livechillâh, post: 12951"] [B][I][FONT="Century Gothic"][SIZE="4"] (Medine de bir şirkette elektrik teknisyeni olarak çalışan Allah dostu ve peygamber aşığı bir kardeşimiz işin son günü sabah mesaisinde kendisine verilen teknik görevi tamamlayıp ayrılmak üzere iken Rasulullahın Ravzasında elektrik çarpmasi sonucu vefat etti ve Cennetül Bakiye defnedildi. Tabii ailesi mecburi istikamet Türkiye'ye döndü. O zaman 7 yaşında olan oğlu bugün ortaokul öğrencisi. Kompozisyon dersi ödevi olarak bir makale yazmış ve birincilik almış. ) PEYGAMBER SEVGİSİ Bir seni güneşim, bir babamı, bir de terliklerimi bırakmıştım geldiğim yerde... Bir ilkbahar gününde güller gibi kokan Medine'de dünyaya gözlerimi açmıştım. Doğduğum hastane senin Ravzanın hemen yanı başında olduğu için, duyduğum ilk koku senin bahçenin gül kokuları olmuş. Babam gelip de daha kulağıma ezan okumadan, kulaklarım senin mescidinin ezan sesleriyle şereflenmiş. 40 günlük olduğumda ilk ziyaretimide senin Hane-i Saadetine yapmışım. İlk adımlarımı senin Ravzandaki mermerlerinde atmiş ve Rabbimle ilk buluşmami, ilk secdemi senin mescidinde yapmışım. Hemen hemen yaptığım her ilkte sen varsın. Daha konuşmasını öğrenmeden seni sevmeyi öğrendim ben... Belki seni çok tanımazdım ama, sanki bana çok çok yakınmışsın gibi severdim seni. Senin evini her ziyarete gelişimizde seni görmesek bile senin varlığını hisseder, evinden her ayrılışımızda hüzünlenirdik. Çocuklar evde sıkılınca babalari parka, eğlence yerlerine götürsün isterler.iz Medine'de yaşadığımız sürece hiç babamızdan parka götürmesini istemedik. Bizim canımız sıkılmaz mıydı acaba hiç? Sanırım Medine'deki hiçbir çocugun canı sıkılmazdı. Çünkü orada hiçbir yerde olmayan gül bahçesi ve bahçenin biricik efendisi vardı. Bizim vaktimizin çoğu o bahcede geçerdi. Senin bahçenin mermerlerine ayakkabı ile basamazdık. Yalınayak dolaşırdık mermerlerin üstünde. Kim bilir, korkardık belki de bahçenin güllerine basıvermekten. Yazın mermerler ayaklarımı yakardı. Olsun bu da bizim hoşumuza giderdi. Babama sormuştum bir seferinde - Babacığım neden Medine bu kadar sıcak diye. Babam da - Evladım Medine'de iki tane güneş var da ondan, derdi. - Nasıl olur babacığım, güneş bir tane değil mi? derdim. Babam gülerek - Bak yavrum doğru, bütün dünyayı ısıtan bir güneş var ama bir de alemleri ısıtan ve aydınlatan güneş var. O güneş de Medine'de olunca sıcaklık iki kat oluyor. Babamın bu cevabı hoşuma giderdi ve ısinırdım. Gerçekten de ayaklarımızı mermerler ısitıyordu ama senin güneşin de, sıcaklığın da içimizi ısıtıyordu. Medine'den ayrıldığımızdan beri belki ayaklarımız ısınıyor ama içimiz bir türlü ısınamıyor. Çünkü güneşimizin en büyügünü orada bırakmıştık. Ben güneşimi kaybetmiştim. Onun evine, bahçesine gidemiyordum artık. Gerçi ışığı ta buralarda bizi aydınlatıyordu ama içimi ısıtması için onun Ravzasında yalınayak koşmam lazımdı. Evet, bahçende yürürken ezanlar okunurdu. Öyle güzel okur ki Medine muezzini ezanı, sanki Bilali Habeşi okuyor sanırsınız. Namaz kılmak için Mescide koştururduk, bilir bilmez. Babamın yanında namaz kılardık. Büyük sutunların altından gelen soğuk havadan saçlarımızı savurturduk. Zemzem bardaklarından güller yapardık. Namaz kılarken yanımıza usulca bir kedi sokulurdu. Babam 'incitmeyin sakın, onlar Ebu Hureyrenin kedileri' derdi, biz de inanırdık senin Mescidine kediler de girebilirdi. Sen çok iyi bir ev sahibiydin çünkü. Çarsamba günleri hep Uhud'a giderdik. Senin çok sevdigin amcanı ziyaret etmeye, o bizim de amcamızdı. ardeşlerimle Ayneyn tepesine çıkar oradan Uhud'da yatan şehide selam verirdik. Uhud dağına her baktığımızda sanki orada seni görür gibi olurduk. Uhud'da senin Ravzanın kokusu gibi gül kokardı. Orası da ayrı bir gül bahçesi idi sanki. İşte benim yedi senem ki en değerli en güzel yıllarım senin köyünde, senin gül bahçende, senin savastığın yerlerde sanki yanımda sen varmışsın gibi seninle dopdolu geçti. Seni görmesem de seninle yaşamaya o kadar alışmıştım ki senin yanından ayrılırken sanki bir yanım, bir canım, bir param orada kalmıştı. Buraları bana gurbet oluverdi. Elimde olsa hemen yanına koşar gelirim ama hep büyüyünce gidersin diyorlar. Ben sırf senin yanına gelebilmek için büyümek istiyorum. Senin yanına geldiğim zaman büyümüş bile olsam bahçendeki mermerlerde yalınayak dolaşacağım. Ta ki güneşin içimi ısıtana kadar.. . Senin hasretinden içim üşüyor. Belki hasretin herkesi yakar, beni de ısitıyor işte. Çünkü benim ruhum doğduğumdan beri senin sevginle ısınmaya alışkın. Senin sıcaklığına o kadar muhtacım ki. Ne olur ben sana gelemesem bile sen beni hiç bırakma. Işiğınla gecelerimize nur ol. Sıcaklığınla bütün zerrelerimizi ısıtıver. Hani sana Medineyken komşuyduk ya, evlerimiz birbirine çok yakındı. Senin varlığın bize güven verirdi hep. Yine öyle ol, ara sıra da olsa evimizi şereflendiriver. Hem benim adım Nebi, aynen seninki gibi. Bu ismi bana seni çok seven bir dostun koymuş. Diğer adım da Muhammed, yine senin gibi. Bu ismi de canım babacığım koymuş. Buraya gelirken senin köyünde bıraktığımız babacığım. Sana benzeyen bir yanım daha var. Ben de senin gibi babasız büyüyorum. Ben çok şanslıyım, sen bize asla yetimliğimizi hissettirmedin. Medine'den ayrıldiığımızdan beri sanki sen hep yanı başımızdaymışsın gibi hissediyorum. Geceleri korkmadan güvenle uyuyorum hep. Seni tanıdiğım ve seni sevdigim için Rabbime binlerce kez teşekkür ederim. Babam senin köyünde kalmıştı. Biz babamın cenazesini gömerken ağabeyimin terlikleri babamın kabrine düştü ve orada kaldı. Ben o terlikleri cok kıskandım Çünkü abimin terlikleri hep babamla kalacaktı. Babamı son ziyaret edişimizde bende kimse görmeden terliğimi babamın kabri üstüne gömüverdim. Işte şimdi benim terliğim de hep babamla kalacaktı. Evet demiştim ya bir guneşimi, bir babamş, bir de terliklerimi bırakmıştım geride. Babam ve terliklerim hep oradaydı, gelemezlerdi. Ama güneşim hep yanımızdaydı. Yetimlerin efendisi, yetimlerini hiç ışıksız bırakır mı? Dünyanın bir ucuna gitmiş olsaydık bizi bırakmayacağını biliyordum Gözümüz gönlümüz seninle aydınlanır efendim. Ruhumuz, içimiz sıcaklığınla ısınır. Bir gün sana gelişim geç bile olsa bana, Gül bahçesinin mermerlerinde yalın ayak koşmak istiyorum.. Ta ki aşkınla, sevginle bütün bedenim yanıp kavrulsun. Terliklerimi bıraktığım o güzel mabed son durağım olsun....[/SIZE][/FONT][/I][/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Günde beş vakit kıldığımız nedir?
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
KÜLTÜR,EDEBİYAT MİZAH
Öykü-Hikaye-Kıssadan hisse
Minik Bir Yüreğin Peygamber Sevgisi
Üst
Alt