mezhepler neden gereklidir?

ravza seyda

Başarılı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
13 Aralık 2012
Mesajlar
171
Tepkime puanı
1
Sual: (Delilini bilmeden bir âlime, bir mezhebe tâbi olmak caiz değildir, haramdır, batıldır) diyorlar. Cahil bir kimse, delilden ne anlar ki?
CEVAP
M. Hadimi hazretleri buyuruyor ki:
Dindeki dört delil, müctehidler içindir. Bizim için delil, mezhebimizin bildirdiği hükümdür; çünkü bizler, âyet ve hadisten hüküm çıkaramayız. Mezhebin bir hükmü, âyete, hadise uymuyor gibi görünse de yanlış değildir; çünkü ayet ve hadis ictihad isteyebilir, başka bir ayet veya hadisle değişmiş olabilir veya bilmediğimiz bir tevili vardır. (Berika s. 94)

Resulullahın getirdiklerinin hepsine, hikmetlerini, delillerini anlamasak bile, iman ve tasdik etmemiz gerektiği gibi, mezhep imamlarımızdan gelen bilgilere de, delillerini anlamasak bile, iman ve tasdik etmemiz gerekir.

Tabiin, Eshab-ı kiramı taklit ederler, delillerini hiç sormazlardı. Bilmeyenin bilenden sorması dinin emridir. Bir âyet meali:
(Bilmiyorsanız, zikir ehline sorun.) [Nahl 43].

Seferde birinin başına bir taş isabet etti ve başını yaralayıp kemiğini kırdı. Uyurken de ihtilam oldu. Arkadaşlarına, (Teyemmüm edebilir miyim?) diye sordu. Onlar da, (Hayır, su varken teyemmüm olmaz) dediler. O da gusledince öldü. Durumu Resulullaha anlattıklarında buyurdu ki:
(Bilmiyorlarsa sorsaydılar ya; cahilliğin ilâcı sormaktır, ona teyemmüm etmek kâfi gelirdi. Yarasına da bir bez parçası koyar, üzerine mesheder ve vücudunun öteki kısımlarını da yıkardı.) [Ebu Davud]
 

aorskaya

Katılımcı Kardeşimiz
Üyemiz
Katılım
13 Mart 2013
Mesajlar
33
Tepkime puanı
0
Selamun aleyküm,

Sevgili kardeşim, burada savunduğunuz durumların yanlışlığının boyutlarının farkındamısınız? Bunlara inanmakla ve başkalarını da bunlara inandırmakla düşüreceğiniz hatalar sonucu, bunun vebaline katlanamayacağınızı biliyormusunuz?

Şimdi, ne ölçüde tehlikeli şeyleri savunduğunuzu yazınızdan alıntılarla hem size, hem de diğer kardeşlerime göstermek istiyorum.

İnşallah yazdıklarım üzerine konu hakkında samimi olarak bir kere daha düşünür ve rabbimizin razı olacağı seçiminizi yapabilirsiniz.


Sual: (Delilini bilmeden bir âlime, bir mezhebe tâbi olmak caiz değildir, haramdır, batıldır) diyorlar. Cahil bir kimse, delilden ne anlar ki?
CEVAP
M. Hadimi hazretleri buyuruyor ki:
Dindeki dört delil, müctehidler içindir. Bizim için delil, mezhebimizin bildirdiği hükümdür; çünkü bizler, âyet ve hadisten hüküm çıkaramayız. Mezhebin bir hükmü, âyete, hadise uymuyor gibi görünse de yanlış değildir; çünkü ayet ve hadis ictihad isteyebilir, başka bir ayet veya hadisle değişmiş olabilir veya bilmediğimiz bir tevili vardır. (Berika s. 94)

1- Delili bilmeden bir alime, mezhebe tabi olmaktan daha yanlış olan, dinin kaynağının kur'an olduğunu bildiği yada bilmesi gerektiği halde, kur'an dışı kaynaklara bağlanmaktır.

2- Cahil delilden ne anlar? diye sorup, delillerinde müçtehitler için geçerli olduğunu söyleyebilenlerin, böyle yaparak; cahil kimselerin, cahillikten kurtulmak için, dinin ne olduğunu, dinin sahibi olan Allahîn sözlerinden (kur'andan) öğrenerek cahillikten kurtarması yerine kendisinin hep cahil kalmasını ve bu nedenle de mezhep/tarikat alim gibi Alah yerine başka kimselere tabi olmasını istediklerini göremiyormusun?

3-Dinin sahibi olan rabbimiz, dinin ne olduğunu öğrenmemiz için bize kitap indirip, bunu da resulle bize bildirerek davet ettirmemişmidir?

Peygamberimiz, bizi rabbin hükümlerine kur'ana davet etmişken, bu kimselerin ayetleri anlayamacağımızı söyleyebilmesindeki saçmalığı, şeytani tuzağı görmüyormusunuz? Bunlar üzerinde neden düşünmüyorsunuz?

Allah'ın kur'andaki sözlerini anlayamayanlar, ama bu şeytan dostlarının sözlerini zaten anlayamazlar. Bunlar bize rabbimizden dahamı iyi anlatabilirler de bu iddialara kanıp, bunlar üzerinde düşünmeden savunabiliyorsunuz?

4- Şimdi aşağıya alıntıladığım sözde yatan şeytani tuzağı göstermeye çalışayım:

Mezhebin bir hükmü, âyete, hadise uymuyor gibi görünse de yanlış değildir; çünkü ayet ve hadis ictihad isteyebilir, başka bir ayet veya hadisle değişmiş olabilir veya bilmediğimiz bir tevili vardır.

a_ Mezhebin hükmü ayete, hadise uymuyorsa da yanlış değilmiş!

Yahu, siz ayet ve hadisin ne olduğunu bilmiyormusunuz?

Ayet; Allah'ın sözü iken hadis (aksi belirtilmedikçe) peygamber sözüdür.

Peki, hangi kişi, tarikat, cemaat yada mezhebin sözü peygamberin sözünden, hatta rabbimizin sözünden üstün olabilirde, o söz yanlış olmayıp, rabbin sözü yanlış olsun!

Ya bunu bırakın müslüman birini, müslüman olmayan ve fakat vicdan sahibi biri bile kabul edebilirmi yahu... insaf... şu inanıp, savunduğunuz şeyle düştüğünüz tehlikenin, tuzağın, şeytani hilenin farkına şimdi varırsınız inşallah!


b_çünkü ayet ve hadis ictihad isteyebilir, başka bir ayet veya hadisle değişmiş olabilir veya bilmediğimiz bir tevili vardır.

Bakınız, hileye bakınız...

1- Ayet ve hadis içtihat isteyebilirmiş!

Peki bu ne anlama gelmektedir de çok tehlikeli bir tuzaktır? Anlatalım inşallah:

Peygamber sözü ve Allah'ın sözü yerine kendilerine müçtehid süsü veren zalimler, bu empoze ile Peygamber ve Allah'ın sözlerinin anlamını değiştirebilirler, istedikleri gibi anlatabilirler.

Buna inanıp, kabul eden ise, Allah ve peygambere uymak yerine bu içtihad sahiplerine uymuş olurlar ve dinen çok büyük yanlışa düşerler. Böylece de şeytan amacına ulaşmış olur.

2- Aynı kitapta bir ayet, başka bir ayet ile de değiştirilmemiştir ve hadisle ise hiç değiştirilemez zaten. Peygamber kendi hevasından konuşmayacağına göre, Allah'ın sözü olan ayete de ters söz söyleyemezdi. Aksi halde helak edilmesi gerekirdi.

Hadislerin ayetleri neshedeceği, değiştireceği yani o şekliyle hükümsüz kılacağı görüşü, şeytan dostlarının kur'ana göre anlayarak, anladıklarını yaşamak isteyen samimi müslümanları, dini doğru yaşamaktan engellemek için ortaya konmuş hiledir.

Korunmasız bir alan olan hadis alanından, şeytanın dine sağdan yaklaşması şeklinde, uyduruk rivayetlerle Allah'ın ayetlerini peygamberi kullanarak yaşatmamak yada yanlış yaşamasını sağlamak amacıyladır.

İnşallah şimdi bu tehlikeleri bütün çıplaklığıyla görebilirsiniz.

Resulullahın getirdiklerinin hepsine, hikmetlerini, delillerini anlamasak bile, iman ve tasdik etmemiz gerektiği gibi, mezhep imamlarımızdan gelen bilgilere de, delillerini anlamasak bile, iman ve tasdik etmemiz gerekir.

Şuraya bakarmısınız yahu... Resululah'ın getirdikleri nedir? Kur'andır ve kur'ana dayalı söz ve uygulamalar (hadis ve sünnetler) dır.

Resulullah getirdiklerini, kendi hevasından bile uydurmayıp Allah'tan gelene dayanırken, mezheplerden gelenlere de aynı şekilde üstelik anlamadan bile iman edilmesi gerekirmiş.

peygamber, hatta Allah bile bizim düşünüp, anlamamız ve sonra ya iman etmemizi yada etmemizi isterken, bunlar mezheplere anlamadan iman edilmesini bekliyorlar...

Yok artık, müslümanlar uyandı, bilinçlendi... Bu şeytani tuzaklar artık hemen farkedilebiyor.

İnşallah, hepimize bu hileleri ve benzer şekilde kur'ana ters rivayetlere kanmamayı, dini kaynağı olan kur'ana dayanarak yaşayabilmek nasip olur.

saygılarımla...
aorskaya
 
T

talibimutmain

Kayıtsız
Misafir
Allah razı olsun. İfade edemediklerimize tercüman olmuşsun..
 

Turab

Teknik Ekip
Yönetici
Admin
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
7,015
Tepkime puanı
423
aorskaya artık dinin Kuran-ı Kerim, hadis-i şerif, icma ve kıyas olduğunu bilip anlamayan kalmadı! Sen hala neyin peşindesin.
 
Üst Alt